Açıklaması:
Roman müziğinin sevilen ismi Balık Ayhan (gerçek adıyla Ayhan Küçükboyacı), İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede 58 yaşında vefat etti. Sanatçının müzik kariyerinden hastalık sürecine, cenaze töreni detaylarından geride bıraktığı mirasa kadar tüm bilinmeyenler bu  makalede.

Özet

Balık Ayhan olarak tanınan Roman müziğinin efsanevi ismi Ayhan Küçükboyacı, 13 Mayıs 2025 sabah saatlerinde İstanbul’daki Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’nde 58 yaşında hayata gözlerini yumdu. Yakın zaman önce nefes darlığı şikâyetiyle hastaneye kaldırılan sanatçının vefatı, sosyal medyadan yapılan paylaşımla duyuruldu. Bu makalede, Ayhan Küçükboyacı’nın kısa biyografisi, hastalık süreci, cenaze töreni ve kariyerine dair önemli kilometre taşlarına yer veriliyor.

Balık Ayhan (Ayhan Küçükboyacı) Kimdir?

Doğum ve Aile Kökeni

• Gerçek adı Ayhan Küçükboyacı olan sanatçı, 1966 yılında İstanbul’un Kasımpaşa ilçesine bağlı Hacıhüsrev Mahallesi’nde doğdu

• Demirci ustası Sebahattin Bey ve Asiye Hanım’ın en küçük çocuğu olarak müzikle iç içe bir ailede büyüdü

Müzik Kariyerine Başlangıç

• Profesyonel müzik hayatına 16 yaşında, Galata Kulesi çevresinde sokak performansları yaparak adım attı.

• 1992’de yayınladığı ilk albümü “Yaşayan Ruhlar”, Türkiye genelinde geniş bir dinleyici kitlesi kazandı.

• “Bizim Mahalle”, “Kara Çalı Gibi”, İstanbul İmparatorları ve Bab’ı İstanbul gibi eserleri ile Roman müziği sahnesinin simge isimlerinden biri haline geldi.

Hastalık Süreci ve Vefat

• Nefes darlığı şikâyetiyle 12 Nisan 2025 tarihinde yakınları tarafından Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı.

• Uzun süre yoğun bakımda tedavi gören sanatçının durumu bir süredir ciddiyetini koruyordu.

• Yakın zamanda kızı sosyal medyadan acil kan bağışı çağrısında bulundu.

• 13 Mayıs 2025 sabah saatlerinde, 58 yaşında hayatını kaybettiği ailesi tarafından teyit edildi.

Geride Bıraktığı Miras

• Balık Ayhan, Türkiye’de Roman müziğinin popülerleşmesinde ve geniş kitlelere ulaşmasında kritik rol oynadı.

• Şarkıları, düğünlerden konser salonlarına kadar her yerde söylenmeye devam edecek; “Bizim Mahalle” başta olmak üzere birçok eser, kültürel bir değer olarak nesilden nesile aktarılacak.

• Sosyal medya üzerinden yüz binlerce takipçisi, paylaşılan videoları ve anılarıyla sanatçıyı yaşatmaya devam ediyor.

Cenaze Töreni ve Anma

• Cenaze töreni, sanatçının ailesinin ve yakın dostlarının katılımıyla 14 Mayıs 2025 Çarşamba günü İstanbul’da düzenlenecek. (Tören saati ve yeri henüz resmi olarak ilan edilmedi.)

• Hayranları, sosyal medya üzerinden anma mesajları yayınlayarak taziye dileklerini paylaşıyor.

Sonuç

Roman müziğinin unutulmaz sesi Balık Ayhan, geride eşsiz eserler ve samimi anılar bıraktı. Ayhan Küçükboyacı’nın hayat öyküsü, mücadele dolu hastalık süreci ve sanat dünyasına yaptığı katkılar; müzikseverlerin ve meslektaşlarının kalplerinde her zaman yaşayacak. Sanatçının anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

Oscar ödüllü oyuncu Angelina Jolie, 78’inci Cannes Film Festivali’nde genç oyuncular Marie Colomb ve Finn Bennett’e ödüllerini takdim edecek.

Son olarak Yunan asıllı Amerikalı soprano sanatçısı Maria Callas’ın hayatını anlatan Maria filminde rol alan ünlü oyuncu Angelina Jolie, Cannes Film Festivali’nde Trophée Chopard ödülünün 25’inci yıl dönümünün vaftiz annesi olarak yer alacak.

Angelina Jolie, 16 Mayıs’ta Cannes’daki Carlton Plajı’nda düzenlenecek törende; genç oyuncular; Marie Colomb ile Finn Bennett’e ödüllerini takdim edecek.

Tören, Cannes Film Festivali Başkanı Iris Knobloch, Genel Delegat Thierry Frémaux ve Chopard Eş Başkanı Caroline Scheufele’nin ev sahipliğinde bir akşam yemeği sırasında gerçekleştirilecek.

“ÇOK HEYECANLIYIM”

Angelina Jolie, konuyla ilgili heyecanını “Genç sanatçılarla tanışma ve onların olağanüstü işlerine tanıklık etme fırsatı bulacağım için çok heyecanlıyım” sözleriyle dile getirdi.

“MÜKEMMEL BİR ROL MODEL”

Caroline Scheufele ise “Angelina Jolie’nin olağanüstü film kariyeri ve dünyada fark yaratmaya olan bağlılığı onu mükemmel bir rol model yapıyor. Bu yıl, ödül alacak genç yeteneklerin, Jolie’nin deneyimlerinden ilham alacağına eminim” dedi.

Laetitia dizisiyle tanınan Marie Colomb, “Les Magnétiques” ve “As Bestas” gibi filmlerdeki performansıyla dikkat çekerken; İrlandalı-İngiliz oyuncu Finn Bennett ise son olarak “Warfare” filminde boy gösterdi.

Bilim insanları evrenin sonunun beklenen daha erken olacağını öne sürdü.

Bilim insanlarının son hesaplamalarına göre evrenin sonunun düşünülenden daha erken olacak.  Ancak yine de halen muazzam derecede uzak bir gelecekten söz ediliyor. Yeni hesaplamaya göre, evrenin sonu 10^78 (1’den sonra 78 sıfır) yıl sonra gelecek. Hesaplama Hollanda’daki Radboud Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi tarafından yapıldı. Ekip nötron yıldızları ve beyaz cüceler gibi en dayanıklı kozmik nesnelerin bile daha önce gözden kaçan bir süreçle buharlaştığını iddia etti. Çalışmada nötron yıldızları dahil tüm büyük nesnelerin “kütle çekimsel çift üretimi” adı verilen bir süreçle enerji sızdırdığı ileri sürüldü. Araştırmacılara göre bu süreç, ağır nesnelerin etrafındaki uzay ve zamanın eğrilmesine ve bunun sonucunda sanal parçacıkların enerjiyi de beraberinde götürerek kaçan gerçek parçacıklara dönüşmesine neden oluyor.

HAWKING RADYASYONU Onlarca yıl boyunca bilim insanları, bu tür buharlaşmanın yalnızca ünlü fizikçi Stephen Hawking’in adını taşıyan Hawking radyasyonu adlı süreçle kara deliklerde gerçekleştiğine inanıyordu. Ancak bu yeni araştırma, “buharlaşmanın” gerçekleşmesi için bir kara deliğin olay ufkuna ihtiyaç olmadığını, yalnızca aşırı derecede kavisli bir uzay-zaman dokusunun yeterli olduğunu öne sürüyor. Önceki çalışmalarda, en kalıcı ölü yıldızların, yani beyaz cücelerin 10^1100 yıl dayanacağı tahmin edilmişti. Yeni çalışma 10^78 yıl ile bu süreyi önemli ölçüde kısaltıyor.

ŞÜPHELER Ancak araştırma henüz hakemli bir bilimsel dergide yayınlanmadı. Şu anda hakem onayından geçmeyi bekleyen makalelerin yer aldığı arşiv sitesi ArXiv’e yüklenmiş durumda. Bilimsel çalışmalarda hakem onayı, bir araştırmanın bağımsız bilim insanlarınca gözden geçirilip teyit edilmesi anlamına geliyor. Bu yüzden hakemli dergilerde yayınlanmış makaleler daha güvenilir kabul ediliyor.