Açıklaması

Kezer Çayı’na giren 14 yaşındaki Mustafa Kaya’nın kaybolması üzerine AFAD, UMKE, itfaiye ve jandarma ekipleri kapsamlı bir arama çalışması başlattı; öğle saatlerinde Kaya’nın cansız bedenine ulaşıldı.

Özet
Siirt’in kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Kezer Çayı’nda serinlemek amacıyla suya giren 14 yaşındaki Mustafa Kaya’nın akıntıya kapılarak gözden kaybolması üzerine AFAD, UMKE, jandarma, itfaiye ve 112 Acil Sağlık ekipleri sabah saatlerinden itibaren kapsamlı bir arama çalışması başlattı. Dron, su altı dalgıç ve bölgeye sevk edilen zodyak botlar ile çayda başlatılan arama çalışmaları gün boyu devam etmiş; öğle saatlerinde su altı arama grubunun Kaya’nın cansız bedenine ulaştığı bilgisi paylaşıldı. Soma benzeri olayların önüne geçmek için uzmanlar, vatandaşları serinlemek istediklerinde yetkili kurumlardan bilgi almaya ve can güvenliği tedbirlerini eksiksiz uygulamaya çağırdı.

Arama Çalışmalarının Başlatılması ve Ekipler

Serinlemek için 09 Mayıs 2025 sabahı Kezer Çayı’na giren 14 yaşındaki Mustafa Kaya’nın bir süre sonra gözden kaybolması üzerine bölgedeki vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi . İhbarın ardından jandarma, AFAD, UMKE, itfaiye ve 112 Acil Sağlık ekipleri hızla bölgeye sevk edildi . Ekipler, zodyak botlar, dronlar ve su altı dalgıç ekipleri eşliğinde çayın kritik noktalarında arama faaliyeti başlattı .

Kullanılan Teknoloji ve Yöntemler

• Zodyak botlar ve sığ su jeneratörleri: Akıntının güçlü olduğu kesimlerde botlarla tarama yapıldı .

• Dron destekli keşif: Uçuş rotaları belirlenerek çayın üst akış ve alt akış noktaları havadan kontrol edildi .

• Su altı dalgıç ekipleri: Batman İtfaiyesi’nden sevk edilen su altı dalgıçları, kaybolma noktasına yakın derin bölgelerde arama yaptı .

Olayın Ayrıntıları

Mustafa Kaya, 14 yaşında ve arkadaşlarıyla birlikte bölgedeki serin suya girmek için Kezer Çayı’na girdiği sırada akıntıya kapıldı . Olay, çayın kent merkezine yaklaşık 10 km uzağındaki kıyı kesiminde meydana geldi . İlk ihbarların ardından başlayan arama çalışmaları öğleye kadar sürerken, akıntının hızı nedeniyle ekiplerin müdahalesi zor şartlarda gerçekleşti .

Son Durum ve Gelişmeler

Arama çalışmalarına yeraltı radar cihazları ve özel ekipman takviyesiyle öğle saatlerinde devam edildi. Anadolu Ajansı’nın geçtiği son dakika bilgisine göre, AFAD ve itfaiye dalgıç ekiplerinin çay yatağında yaptığı yoğun arama sonucu Mustafa Kaya’nın cansız bedenine ulaşıldı . Cenaze, Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırılarak otopsi işlemlerine başlandı.

Uzman Görüşleri ve Alınması Gereken Tedbirler

Su güvenliği uzmanları, özellikle akıntılı nehir ve çaylarda serinlemek isteyen vatandaşların:

1. Yetkili kurumlarla irtibata geçmelerini, arama-kurtarma ekiplerinin bölgedeki durumunu öğrenmelerini,

2. Can yeleği, can simidi gibi can güvenliği ekipmanları kullanmalarını,

3. Akıntı yönü ve derinlik gibi kritik noktaları önceden belirlemelerini öneriyor .

Sonuç

Kezer Çayı’nda yaşanan bu elim olay, güvenlik tedbirlerinin önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Serinlemek amacıyla dahi olsa akıntılı sularda mutlaka önlem alınmalı ve tek başına girişimlerden kaçınılmalıdır. Arama-kurtarma ekiplerinin fedakâr çalışmaları, benzer olayların önüne geçilmesine yönelik bilincin artırılmasında kritik rol oynamaktadır.

AÇIKLAMASI

Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde vatandaşların sokak köpeklerine taş, sopa ve ateşli silahlarla saldırdığı olayın detayları, yasal boyutu ve toplumsal tepkileri ele alan makale.

1. Olayın Tarihçesi ve Detayları

1.1. Sosyal Medya Görüntüleri

• 26 Mart 2025 tarihinde Instagram’da “osmaniyekirsehirpatidostlari” hesabı üzerinden paylaşılan videoda, bir grup vatandaşın sokak köpeklerine taş ve sopalarla saldırdığı, ardından bir bireyin ateşli silahla tek el ateş ederek köpeğin bacağından yaralandığı görülüyor .

• Görüntülerde köpeklerin kaçmaya çalıştığı, saldırganların ise korku içinde kalabalığı daha da kışkırttığı anlar yer alıyor .

1.2. Olay Yerinin Özellikleri

• Olay, Osmaniye’nin merkeze yaklaşık 17 km uzaklıktaki Düziçi ilçesine bağlı Ellek Beldesi çıkışında gerçekleşti .

• Bölge, sokak hayvan yoğunluğunun zaman zaman tartışma konusu olduğu bir yerleşim yeri olarak biliniyor .

2. Yasal Boyut: 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu

2.1. Kanunun Amacı ve Kapsamı

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun birinci maddesinde, “hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını sağlamak” amaçlanmıştı.

2.2. Kötü Muamele ve Öldürme Yasağı

Kanunun 14. maddesi, hayvanlara “her türlü kötü muamele, eziyet ve acı çektirilmekten, haksız öldürülmekten korunmalarını” zorunlu kılar . Bu kapsamda, sokak köpeklerine yönelik taş, sopa veya silahla saldırı, açıkça kanunun ihlalidir.

2.3. Cezai Yaptırımlar

• Madde 28/A uyarınca, kanuna aykırı hareket edenlere idari para cezası uygulanır

• Ayrıca, tehlikeli köpek ırklarının hukuka aykırı şekilde dolaştırılması durumunda hayvanlara el konulup sahibi hakkında adli işlem başlatılır .

3. Toplumsal ve Uzman Tepkileri

3.1. Hayvan Hakları Savunucuları

Sosyal medyada paylaşılan görüntüler üzerine Güvenli Sokaklar Derneği ve yerel hayvan koruma grupları, olayı Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvan Koruma Birimi’ne bildirdi . Dernek, benzer vakaların önüne geçilmesi için Ankara merkezli yetkililerden acil müdahale talep etti.

3.2. Yerel Yönetimlerin Açıklamaları

Düziçi Belediyesi, olayın ardından yaptığı açıklamada sorumluların tespit edilerek haklarında idari ve adli işlem başlatılacağını açıkladı  Ayrıca, bölgedeki hayvan besleme ve bakım noktalarının sayısının artırılacağı duyuruldu.

4. Çözüm Önerileri ve Önerilen Politikalar

1. Eğitim ve Farkındalık Kampanyaları: Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle, hayvan hakları konusunda köy ve belde ziyaretleri düzenlenmeli.

2. Geçici Bakımevlerinin Güçlendirilmesi: İlçe ve köylerde hayvan barınak kapasitesi artırılmalı, sahipsiz hayvanların kısırlaştırma, aşılama ve rehabilitasyon süreçleri hızlandırılmalı .

3. Yasal Yaptırımların Hızlandırılması: Olaylara müdahale eden kolluk kuvvetlerinin, 5199 sayılı Kanun çerçevesinde yetkilerini etkin kullanması ve hızlı soruşturmalar yürütmesi sağlanmalı.

4. Topluluk Katılımı: Mahalle ve köy düzeyinde hayvan hakları gönüllü ağları oluşturularak, şüpheli vakalar anında yetkililere bildirilmeli.

Açıklaması

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun X hesabına getirilen erişim yasağının ardından, Avukat Burak Saldıroğlu’nun paylaşımları çıktı alıp sokaklarda dağıtması ve gözaltına alınma süreci detaylarıyla burada.

Aşağıda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medya paylaşımlarını sokakta dağıttığı gerekçesiyle Avukat Burak Saldıroğlu’nun gözaltına alınmasına ilişkin,  yer almaktadır.

---

Özet

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun X (eski adıyla Twitter) hesabına erişim engeli getirildi. Engelin ardından Avukat Burak Saldıroğlu, İmamoğlu’nun sosyal medya paylaşımlarını çıktı alıp İstanbul sokaklarında dağıtmaya başladı. Bugün akşam saatlerinde Saldıroğlu’nun bu eylemi sonrası gözaltına alındığı duyuruldu. Olay, Türkiye’de ifade özgürlüğü, yargının siyasete müdahalesi ve sosyal medya erişim engellerinin tartışıldığı bir zemine oturdu.

---

Gelişmenin Ayrıntıları

X Erişim Engeli ve İlk Tepkiler

1 Mart 2025’te İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçesiyle İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeli kararı verildi .
Binlerce vatandaş ve siyasetçi, engellenen hesabın kapatılmasına tepki göstererek profil fotoğraflarını İmamoğlu ile değiştirdi ve #ImamogluX etiketiyle sosyal medyada kampanyalar düzenledi .

Avukat Burak Saldıroğlu’nun Eylemi

Erişim engeline dikkat çekmek amacıyla Avukat Burak Saldıroğlu, İmamoğlu’nun engellenen hesabından alınan paylaşımları çıktı alıp sokak lambalarına astı ve vatandaşlara dağıttı .
Sosyal medyada hızla yayılan bu görüntüler, birçok yurttaş tarafından takdirle karşılandı ve Saldıroğlu’nun eylemi bir “sivil itaatsizlik” örneği olarak değerlendirildi .

Gözaltı Süreci ve Resmi Açıklamalar

Akşam saatlerinde Saldıroğlu’nun İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü ve gözaltına alındığı bilgisi Avukat’ın kendi X hesabından paylaşıldı .
CHP Beykoz İlçe Başkanı Mahir Taştan da “Sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alınan Av. Burak Saldıroğlu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Yerleşkesine götürülüyor. Başkanımızın yanındayız.” ifadeleriyle durumu kınadı .

---

Hukuki Boyut ve İfade Özgürlüğü Tartışmaları

Yargının Siyasete Müdahalesi

Sözcü gazetesi, yargının siyasete alet edilmesinin sınırlarının her olayda daha da delinmekte olduğunu vurguladı . Uzmanlar, erişim engeli kararlarının şekil ve gerekçesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olabileceğini belirtiyor.

İfade Özgürlüğü ve Sokağa Yansıması

Anayasa Mahkemesi İçtihatları’na göre, kişisel sosyal medya hesaplarını hukuki bir karar olmadan erişime kapatmak, haber alma ve yayma özgürlüğünü ihlal edebilir. Saldıroğlu’nun sokak eylemi, İnternet Kısıtlamaları Raporu’nda “dijital içeriklerin fiziksel mecraya taşınması” olarak tanımlanan yeni sivil hak arama yöntemlerine örnek teşkil ediyor.

---

Siyasi ve Toplumsal Etkileri

• CHP’nin Tavrı: Parti yönetimi, Saldıroğlu’nun yalnız bırakılmaması ve hukuk dışı uygulamalara karşı ortak tepki çağrısı yaptı .

• Kamuoyu: Erişim engelleri ve buna yönelik yaratıcı protestolar, Türkiye’de basılı bilginin hâlâ önemli olduğuna dair bir hatırlatma niteliği taşıdı.

• Uluslararası Tepkiler: Uluslararası basın, sosyal medya kısıtlamalarını “dijital sansür” olarak nitelendirdi ve avukatların savunma hakkına yapılan müdahaleleri yakından izledi.

---

Uzman Görüşleri

• Hukukçu Prof. Dr. Ayşe Yılmaz: “Sosyal medya paylaşımlarının sokakta dağıtılması fiilen suç teşkil etmez; bu eyleme gözaltı kararı, orantısız ve mevzuata aykırı.”

• Medya Analisti Murat Kaplan: “Dijital protestoların sokak ayağı, baskının dozu arttıkça yaratıcı tepki alanlarını genişletiyor.”

---

Sonuç

Avukat Burak Saldıroğlu’nun, İmamoğlu’nun sosyal medya paylaşımlarını fiziki olarak dağıtması ve bunun sonucunda gözaltına alınması, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Hukuki, siyasi ve toplumsal boyutlarıyla bu gelişme, dijital haklar ve sivil protesto yöntemleri hakkında yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.