Politika
“Ekrem İmamoğlu’na Bir Soruşturma Daha: ‘Savcılara Hakaret’ İddiasıyla SEGBİS İfadesi Bekleniyor”

Açıklaması
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart’taki hakimlik sorgusundaki savcı ifadeleri nedeniyle “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlamasıyla yeni bir soruşturma ile karşı karşıya. SEGBİS’ten yarın ifade verecek. Detaylar ve hukuki süreç…
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” iddiasıyla yeni bir soruşturma başlatıldı. İmamoğlu’nun, 23 Mart’ta hakkında yürütülen “terör” soruşturması kapsamında hakimlik sorgusunda savcılara yönelik kullandığı sert ifadeler gerekçe gösterilerek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen dosya kapsamında yarın SEGBİS aracılığıyla ifade vereceği öğrenildi. Bu soruşturma, İmamoğlu’nun Mart ayından bu yana içinde bulunduğu yolsuzluk ve terör soruşturmalarına ek olarak gündeme gelen en güncel gelişme olarak öne çıkıyor.
Soruşturmanın Konusu ve Gerekçe
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu hakkında “savcılara yönelik” ifadeleri nedeniyle “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçlamasıyla inceleme başlattı . Başsavcılık, İmamoğlu’nun tutuklamaya sevk gerekçesinde adı geçen iki Cumhuriyet Savcısı hakkındaki sözlerini soruşturma gerekçesi saydı .
İmamoğlu’nün İfadesi ve İddialar
23 Mart’taki hakimlik sorgusunda İmamoğlu şu ifadeleri kullanmıştı:
“Tam bir kumpas ve pusu düzenini kuran 2 savcının suç isnatını görmekteyim. Hepsi benim için çöp niteliğindedir.” .
Bu sözler, “kamu görevlisine hakaret” kapsamında soruşturma dosyasına dönüştürüldü .İfade Süreci ve SEGBİS Detayları
Yeni soruşturma çerçevesinde İmamoğlu, 14 Mayıs 2025 Çarşamba günü saat 13.00’te Silivri Cezaevi’nden SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile İstanbul Adliyesi’ne bağlanarak ifade verecek . Bu uygulama, tutuklu sanıkların duruşma ve ifade işlemlerini cezaevi ortamından yürütmesine imkân tanıyor
Hukuki Süreç ve Beklenen Gelişmeler
Dosyanın işleyişi: Başsavcılık, SEGBİS kaydındaki ifadeler doğrultusunda kovuşturmaya gerek olup olmadığını değerlendirecek .
Olası ceza: “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılabiliyor .
Savunma süreci: İmamoğlu avukatları aracılığıyla iddialara karşı savunmasını sunacak; gerekirse tanık ve delil teklifinde bulunulacak .
Arka Plan: Mart 2025’ten Bu Yana Soruşturmalar
Yolsuzluk soruşturması: 23 Mart itibarıyla İBB’ye yönelik “yolsuzluk” ve “örgütlü suçlar” soruşturmaları kapsamında İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında çok sayıda suçlamaya yer verildi .
Terör soruşturması: Aynı dönemde “PKK/KCK terör örgütüne yardım” iddiasıyla ayrı bir dosya da sürüyor.
Tutukluluk hali: İmamoğlu, bu dosyalar nedeniyle Silivri Cezaevi’ne gönderilmiş, görevinden uzaklaştırılmış durumda .
Kamuoyu ve Siyasi Yansımalar
Bu yeni soruşturma, İmamoğlu’nun hem yerel hem de ulusal kamuoyundaki imajını yakından etkileyecek. Muhalefet blokları, dosyanın “siyasi müdahale” içerdiğini savunurken, iktidar temsilcileri hukukun üstünlüğü vurgusu yapıyor. SEGBİS’teki ifadenin ardından atılacak adımlar, Türkiye’de siyaset–hukuk ilişkilerinin kaderini belirleyebilir.
Politika
İsrail Bakanı Amichai Chikli: “Türkiye, bugün İsrail için en ciddi tehdittir” — Ankara’dan tepki geldi
İsrail Bakanı Amichai Chikli: “Türkiye, bugün İsrail için en ciddi tehdittir” — Ankara’dan tepki geldi
FATİHDOGANMEDYA | 16 Kasım 2025 — 21:30 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 3 dakika
İsrail Diaspora İşleri ve Antisemitizmle Mücadele Bakanı Amichai Chikli’nin Türkiye’yi “ciddi tehdit” olarak niteleyen söylemi sosyal medyada geniş yankı buldu. Chikli’nin sözleri, hem İsrail-Türkiye ilişkilerindeki gerilim bağlamında hem de Ankara’nın tepkisi açısından dikkat çekiyor. Haberimizde Chikli’nin sözlerinin kaynağı, Ankara’dan gelen resmi açıklamalar ve bölgesel diplomatik bağlamı derledik.

Haber Detayı — Ne söylendi, nerede yayıldı?
İsrail Bakanı Amichai Chikli’ye atfedilen ve sosyal medyada hızla yayılan ifadede, “Türkiye, bugün İsrail Devleti için en ciddi tehdittir. Dış ilişkilerde Türkiye’yi izole etmek için her şeyi yapmalıyız.” denildi. Bu ifade, başta X (eski Twitter) paylaşımları olmak üzere çeşitli sosyal medya hesaplarında dolaşıma girdi; ancak ifadelerin tam metninin ve resmi konuşma metninin büyük haber ajanslarında yayımlanan bir tam transcript’i henüz bulunmuyor. Bu nedenle söz konusu alıntı sosyal medya kaynaklarıyla teyit edilebilir.
Chikli daha önce de Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sert eleştirilerde bulunmuş, Erdoğan’ı hedef alan ifadeler ve Türkiye’nin bölgesel politikalarına dair ağır eleştiriler gündeme gelmişti; bu arka plan, söz konusu paylaşımın bağlamını güçlendiriyor.
Ankara’dan açıklama
Türkiye Dışişleri kaynakları ve resmi kanallar geçmişte İsrail makamlarının provokatif açıklamalarına karşı sert tepki göstermiş; özellikle benzer nitelikteki açıklamalar “kınanmış” ve “kışkırtıcı” olarak değerlendirilmişti. Son yıllarda bakanlık, bölgesel istikrarı tehdit eden söylemlere karşı uyarılarda bulundu. Bu haber özelinde de Ankara’dan benzer hassasiyetlerin gösterilmesi bekleniyor (resmi açıklamalar için Türkiye Dışişleri’nin geçmiş tepkilerine bakınız).
Bölgesel diplomasi ve olası sonuçlar
-
İsrail yönetimindeki bazı isimlerin Türkiye’ye yönelik sert açıklamaları iki ülke ilişkilerini gölgeleyebiliyor; diplomatik yıpranma, ekonomik ve güvenlik-işbirliği alanlarında gerilim yaratma potansiyeli taşıyor. Reuters’in daha önce bildirdiği üzere bazı İsrail yetkilileri Ankara’yı uluslararası platformlarda izole etme yönünde çağrılarda bulundu. Bu tür çağrılar, NATO ve bölgesel forumlarda diplomatik çatışma riskini artırıyor.
-
Türkiye’nin bölgesel pozisyonu, NATO üyeliği ve bölgedeki insani / güvenlik rolleri nedeniyle Ankara’ya yönelik tek taraflı izolasyon kampanyalarının küresel diplomasi üzerindeki etkileri karmaşık olacaktır. (Uzman değerlendirmeleri ve geçmiş diplomatik tepkiler bağlamında.
Politika
“Çalışanlara Rolex dağıtırdı” iddiası gündemde — Serkan Balbal’ın ifadesi İBB iddianamesinde yer aldı mı?
“Çalışanlara Rolex dağıtırdı” iddiası gündemde — Serkan Balbal’ın ifadesi İBB iddianamesinde yer aldı mı?
12 Kasım 2025 — 20:30 | Okuma süresi: 3 dk
: Çocuklar Duymasın dizisindeki “Dar Gömlek Tolga” rolüyle tanınan Serkan Balbal’ın adı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki geniş kapsamlı iddianameyle birlikte gündeme geldi. Bazı internet haberleri ve paylaşımlar “çalışanlara Rolex dağıtırdı” şeklinde bir iddiayı dolaşıma soksa da, bu özel ifadenin iddianame metninde ya da güvenilir ana akım haber kuruluşlarının ilk haberlerinde doğrulanmadığı görülüyor. İddianameye ve aktarılan ifade tutanaklarına dair ilk bilgiler Cumhuriyet’te yayımlanan köşe yazısı ve soruşturmayı haberleştiren diğer gazeteler tarafından gündeme getirildi.

Ne söylendi? Neler ortaya çıktı?
Gazeteci Barış Terkoğlu’nun köşe yazısı ve iddianameyi özetleyen diğer haberler, Serkan Balbal’ın soruşturma kapsamında gözaltına alındığını, yaklaşık 50 gün tutuklu kaldığını ve sonrasında “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanarak tahliye edildiğini aktarıyor. Bu haberlerde Balbal’ın, soruşturmanın öne çıkan isimlerinden Murat Kapki ile ilişkili olduğu ve bazı mali hareketlerde “kasaya yakın” rol üstlendiği iddia ediliyor.
İBB iddianamesi, çok sayıda şüphelinin, tutuklunun ve “etkin pişmanlık”la ifade verenlerin yer aldığı geniş bir dosya olarak kamuoyuna yansıdı; iddianamenin kapsamı, şüpheli sayısı ve dosyadaki detaylar farklı haber kuruluşları tarafından ayrıntılı şekilde aktarıldı.
“Rolex dağıtırdı” iddiası ne durumda?
Sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde dolaşıma giren “çalışanlara Rolex dağıtırdı” başlığı takip dikkat çekti. Ancak yaptığımız taramada bu ifadeyi doğrudan iddianame metninden veya güvenilir ana haber kaynaklarının birinci el haberlerinden teyit eden bir alıntı bulunmadı. Bu tip iddialar halihazırda iddia düzeyindedir ve kesin bir kanıt veya doğrudan alıntı gösterilmeden haber ironik/yalnızca iddia biçiminde aktarılmalıdır. Okuyucuya şeffaflık açısından şunu belirtmek gerekiyor: iddianame ve ifade tutanakları çok sayıda sayfa ve tanık içeriyor; dolaşıma giren bazı ayrıntılar henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanmamış olabilir.
Hukuki çerçeve ve gazetecilik notu
İddianame resmi bir adli belge olmakla birlikte, içeriğinin kamuoyuna yansıması sırasında aktarma hataları, özetlemeler veya yorumlar eklenebiliyor. Basına yansıyan “itirafçı” ifadeleri ve tanık beyanları iddianame kaynaklı olabilir; fakat çarpıcı ifadelerin (ör. “Rolex dağıtmak” gibi) kesinleşmesi için ya iddianame metninden doğrudan alıntı ya da mahkeme kayıtlarına dayanan güvenilir haber referansı gereklidir. Bu nedenle haberde yer alan iddiaları “iddia” olarak sunuyoruz; kesin hüküm mahkeme süreci ve resmi belgelerin açıklanmasıyla konulacaktır.
Sonuç — Ne izlemeli?
-
İddianamenin tamamı ve ilgili ifade tutanakları mahkeme kayıtlarına geçtiğinde, medyanın doğrudan alıntıları ve resmi belgeleri takip etmek en güvenilir yol olacaktır.
-
Şu an için Serkan Balbal’ın iddianame kapsamındaki adı, tutuklanma ve “etkin pişmanlık” iddiaları çeşitli haber kaynaklarında yer almakta; fakat “Rolex dağıtma” gibi çarpıcı iddialar bağımsız, güvenilir kaynaklarla teyit edilmeden haberleştirilmemelidir
Politika
İstanbul Başsavcılığı’ndan Yargıtay’a bildirim: “Sandık verileri” iddiası CHP hakkında gönderildi
İstanbul Başsavcılığı’ndan Yargıtay’a bildirim: “Sandık verileri” iddiası CHP hakkında gönderildi
FatihDoganMedya — 11 Kasım 2025, 16:40 (TSİ) · Okuma süresi: 3 dakika
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB iddianamesine eklenen tespitler doğrultusunda seçim sandığı verilerinin usulsüz şekilde yayıldığı iddiasını içeren hususları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirdi. Başsavcılık, bildirimde bulunulduğunu doğrularken “kapatmaya yönelik doğrudan talep” ifadeleri konusunda açıklama yaptı. Dosyada CHP’ye ilişkin teknik ve kişisel veri iddiaları ile parti çalışanlarına yönelik işlem adımları yer alıyor.

Haberin ayrıntıları
Ne oldu?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bugün kamuoyuna yansıyan İBB iddianamesinde, “seçim sandık verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden usulsüz yayıldığı” yönünde tespitlere yer verildi ve bu tespitler gereği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunuldu. İddianamede yer alan değerlendirmeler, Anayasa’nın 68–69. maddeleri ve ilgili siyasi partiler mevzuatı çerçevesinde değerlendirileceği belirtildi.
Savcılığın açıklaması ne diyor?
Başsavcılık metninde, iddianameye ilişkin vurguların ardından “Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapatılmasına yönelik bildirimde bulunulmamıştır; iddianamede de açıkça belirtildiği gibi Siyasi Partiler Kanunu gereği bildirimde bulunulmuştur” şeklinde bir ifadenin yer aldığı aktarıldı. Bu ayrım, bazı haber kanallarında çıkan “kapatma talebi” haberlerine ilişkin bir düzeltme/ayıklama niteliği taşıyor.
İddiaların dayanağı ne?
Savcılık iddianamesinde, USOM ve bilirkişi incelemeleri gibi teknik raporlara atıf yapılarak, belirli veri setlerinin (İBB “Hanem” uygulamasına ilişkin veriler ve sandık bilgileri) kişisel verilerle eşleştirilerek üçüncü şahıslara aktarıldığı iddia edildi. İddianame metninde bu veri hareketliliğinin tarihçesi ve dosyada yer alan iletişim kayıtlarına dair bulgular özetlendi. İddianamede ayrıca dosyanın kapsamının binlerce sayfaya ulaştığı, bazı kaynaklarda yaklaşık 3.900 sayfa olarak aktarıldığı ifade edil
CHP tarafı ve tepkiler
CHP cephesinden gelen ilk tepkilerde, parti yönetimi ve sözcüler, soruşturmanın hukuki ve siyasi yönlerine dikkat çekerek iddialara itiraz etti; Genel Merkez’den yapılan açıklamalarda parti organlarının konuya ilişkin değerlendirmeleri ve hukukî savunma süreçlerine hazırlık yapıldığı belirtildi. Parti lideri ve yetkilileri ayrıca “siyasi operasyon” iddialarını gündeme taşıdı.
Gözaltı ve soruşturma adımları
Soruşturma kapsamında CHP’de görev yapan bilgi işlem sorumlusu başta olmak üzere bazı kişiler hakkında gözaltı, adli işlemler ve sevkler yapıldığı basına yansıdı. Savcılık belgelerinde, söz konusu kişilerle ilgili teknik tespitler ve veri paylaşımına ilişkin bulguların yer aldığı, bazı şüphelilerin tutuklama talepleriyle adliye sevk edildiği bildirildi.
Hukuki çerçeve — kısa notlar
Anayasa 68–69: Siyasi partiler ve üyelik, siyasal faaliyetlerin çerçevesi.
-
Siyasi Partiler Kanunu (ilgili düzenlemeler): Partilerin uyması gereken usul ve yaptırımlar; bildirimin Yargıtay’a iletilmesi bu kanun çerçevesinde değerlendiriliyor.
Ne takip edilmeli?
-
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın alacağı işlem — bildirimler incelemesini takiben Yargıtay’ın nasıl bir yol izleyeceği (resmî soruşturma/savcılık süreci başlatılması veya reddi) haberin seyrini belirleyecek.
-
İddianameye ek teknik raporlar ve bilirkişi sonuçları — veri kaynaklı iddiaların teknik ayrıntıları hukuki sürecin kilit noktası olacak
-
CHP’nin hukuki savunması ve itirazları — parti avukatları ve yetkililerinin sunacağı deliller, dosyanın yönünü değiştirebilir.
-
Gündem1 hafta önceKastamonu Bozkurt’ta çocuğuyla kaybolan kadın aranıyor: Annesinin yürek burkan çağrısı
-
Son Dakika1 hafta önceSON DAKİKA — İstanbul Başsavcılığı’ndan Netanyahu hakkında yakalama kararı
-
Ekonomi1 hafta önceEnflasyon Raporu sonrası memur ve emekli zammı netleşiyor: “Memur %19’a, SSK/BAĞ-KUR emeklisi %13’e yaklaşabilir”
-
Sağlık1 hafta önceBebek mamalarında botulizm tehlikesi — 13 bebek hastaneye kaldırıldı
-
Sağlık1 hafta önceMilyonlarca Kişinin “Ekmek Düşmanı” Olmasının Suçu Glüten Değil — Melbourne Üniversitesi’nden Çarpıcı Sonuçlar
-
Spor1 hafta önceBeşiktaş’ın Antalya zaferi: Abraham, Djalo ve Jota’dan 3 gollü galibiyet!
-
Ekonomi1 hafta önceMilyonları ilgilendiriyor: Yıllık izinlerde yeni dönem başlayabilir
-
Ekonomi1 hafta önceİzmir’de su krizi: Yer altı rezervleri de tükendi — “Tahtalı’da seviye tarihsel dipte”
