Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Politika

Donald Trump: “ABD Neredeyse Dünyadaki Her Ülke Tarafından Soyuldu”

Yayımlandı

üzerinde

ABD Başkanı Donald Trump, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile Beyaz Saray’da gerçekleştirdiği bir görüşme sırasında çarpıcı bir açıklama yaptı: “ABD neredeyse dünyadaki her ülke tarafından soyuldu.” Bu ifade, Trump’ın uluslararası ticaret politikalarına olan yaklaşımını ve ABD’nin küresel ticaretteki pozisyonuna dair görüşlerini bir kez daha gözler önüne serdi. Trump, bu sözleriyle, ABD’nin geçmişte ticaret anlaşmalarında zayıf kaldığını ve bunun ülkeye ekonomik zarar verdiğini ima etti. Peki, bu açıklama ne anlama geliyor, hangi politikaları yansıtıyor ve uluslararası alanda nasıl yankı buldu? Bu makalede, Trump’ın iddiasını detaylı bir şekilde ele alacak,

Giriş: Trump’ın Ticaret Gündemi ve Çarpıcı İddiası

Donald Trump, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile Beyaz Saray’da bir araya geldiğinde, uluslararası ticaret konusundaki görüşlerini net bir şekilde ortaya koydu. “ABD neredeyse dünyadaki her ülke tarafından soyuldu” diyerek, ABD’nin mevcut ticaret anlaşmalarında dezavantajlı olduğunu ve bu durumun değişmesi gerektiğini savundu. Bu açıklama, Trump’ın “Önce Amerika” (America First) politikasının bir yansıması olarak görülüyor ve onun ticaret stratejisinin temel taşlarından birini oluşturuyor. Makalemizde, bu iddianın arka planını, detaylarını, tepkilerini ve olası sonuçlarını ele alarak, Trump’ın ticaret politikalarının ABD ve dünya ekonomisi üzerindeki etkilerini analiz edeceğiz.

Arka Plan: Trump’ın Ticaret Politikalarına Genel Bakış

Donald Trump, 2016 başkanlık kampanyasından bu yana uluslararası ticaret anlaşmalarına yönelik eleştirileriyle tanınıyor. NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) ve TPP (Trans-Pasifik Ortaklığı) gibi anlaşmaları, ABD’de iş kayıplarına yol açtığı gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirdi. Göreve gelir gelmez TPP’den çekilen Trump, NAFTA’yı da yeniden müzakere ederek ABD-Meksika-Kanada Anlaşması’nı (USMCA) hayata geçirdi. USMCA, otomotiv sektöründe Kuzey Amerika’da daha fazla üretim yapılmasını teşvik eden kurallar ve Meksika’daki işçiler için asgari ücret düzenlemeleri içeriyor. Bu değişiklikler, Trump’ın Amerikan sanayisini ve işçilerini koruma hedefini yansıtıyor.
Trump’ın ticaret politikaları, “Önce Amerika” sloganıyla şekilleniyor. Ona göre, ABD yıllardır diğer ülkeler tarafından “istismar edildi” ve bu durum, ticaret açıkları ve sanayi kayıpları olarak kendini gösterdi. Özellikle Çin, Meksika ve Avrupa Birliği gibi büyük ticaret ortakları, Trump’ın eleştiri oklarının hedefinde yer alıyor. Bu politikalar, hem taraftarlarından hem de eleştirmenlerinden farklı tepkiler aldı ve uluslararası ticaretin geleceği hakkında geniş bir tartışma başlattı.

Açıklamanın Detayları: “Soyulma” İddiası Ne Anlama Geliyor?

Trump’ın “ABD neredeyse dünyadaki her ülke tarafından soyuldu” ifadesi, ABD’nin uluslararası ticarette haksızlığa uğradığına dair uzun süredir savunduğu bir görüşü özetliyor. Peki, Trump bu iddiasını hangi örneklerle destekliyor?

Çin ve Ticaret Açığı

Trump, Çin ile olan ticaret açığını sıkça gündeme getiriyor. 2017 yılında, ABD’nin Çin ile ticaret açığı 375 milyar dolara ulaştı. Trump, bu durumu Çin’in “haksız ticaret uygulamaları” – örneğin döviz kuru manipülasyonu ve fikri mülkiyet hırsızlığı – olarak nitelendiriyor. Bu açık, Trump’ın Çin’e karşı gümrük vergileri uygulamasının temel gerekçelerinden biri oldu. Yüz milyarlarca dolarlık Çin ithalatına ek vergiler getirildi, ancak bu adım Çin’in misilleme yapmasına ve ABD tarım ürünlerine gümrük vergisi koymasına yol açtı.

Avrupa Birliği ve Otomotiv Sektörü

Trump, Avrupa Birliği’ni de eleştiriyor. AB’nin ABD’den ithal edilen araçlara %10 gümrük vergisi uyguladığını, buna karşılık ABD’nin AB araçlarına yalnızca %2,5 vergi koyduğunu belirtiyor. Bu dengesizlik, Trump’a göre, ABD’nin “soyulduğunun” bir başka kanıtı. Otomotiv sektörü, Trump’ın AB ile yeni bir ticaret anlaşması yapma hedefinin merkezinde yer alıyor.

Meksika ve Japonya

Meksika, NAFTA döneminde ABD sanayisinin iş kayıplarına uğradığı bir ülke olarak Trump’ın radarında. USMCA ile bu durumun düzeltildiğini savunan Trump, Japonya ile de benzer bir yaklaşım sergiliyor. Japonya ile yapılan ticaret görüşmelerinde ilerleme kaydedildiğini ve daha “adil” anlaşmalar hedeflendiğini ifade ediyor.
Trump, bu örneklerle, ABD’nin geçmişteki ticaret anlaşmalarında yeterince korunmadığını ve diğer ülkelerin bu zayıflıktan faydalandığını öne sürüyor.

Tepkiler: Destek ve Eleştiriler

Trump’ın bu açıklaması, farklı kesimlerden çeşitli tepkiler aldı.
Destekçiler
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Trump’ın ticaret politikalarını destekleyenlerden biri. Graham, Trump’ın gümrük vergileri ve anlaşma müzakerelerindeki sert tutumunun, ABD’nin uluslararası ticaretteki konumunu güçlendirdiğini savunuyor. Ona göre, bu politikalar Amerikan işçilerini ve sanayisini koruyor.
Eleştirmenler
Demokrat Senatör Elizabeth Warren ise Trump’ın ticaret stratejisini “dengesiz” buluyor. Warren, Çin’in misilleme gümrük vergilerinin Amerikan çiftçilerine zarar verdiğini ve bu politikaların uzun vadede ABD ekonomisine fayda sağlamayacağını söylüyor. Ekonomist Paul Krugman da benzer bir görüşte. Krugman, Trump’ın gümrük vergilerinin küresel bir ticaret savaşına yol açabileceği ve nihayetinde Amerikan tüketicilerinin bu maliyeti ödeyeceği uyarısında bulunuyor.
Bu tepkiler, Trump’ın ticaret politikalarının hem iç politikada hem de uluslararası arenada kutuplaştırıcı bir konu olduğunu gösteriyor.

Analiz: Trump’ın Politikalarının Ekonomik ve Politik Etkileri

Trump’ın ticaret politikaları, hem kısa vadeli hem de uzun vadeli etkiler doğurdu.
Kısa Vadeli Etkiler
Çin’e uygulanan gümrük vergileri, Çin’in misillemesiyle sonuçlandı. ABD’nin soya fasulyesi ihracatı gibi tarım ürünleri bu durumdan olumsuz etkilendi ve çiftçilere milyarlarca dolarlık yardım yapılmak zorunda kalındı. Ayrıca, çelik ve alüminyum ithalatına getirilen gümrük vergileri, otomotiv ve inşaat sektörlerinde maliyetleri artırdı. Örneğin, Chicago Üniversitesi’nin bir çalışmasına göre, çamaşır makinesi fiyatları bu vergiler sonrası %12 yükseldi.
Uzun Vadeli Etkiler
Trump’ın destekçileri, bu politikaların ticaret açıklarını azaltacağını ve yerli sanayiyi güçlendireceğini savunuyor. USMCA, bu hedef doğrultusunda atılmış bir adım olarak görülüyor. Ayrıca, Japonya ve AB ile yapılan müzakereler, ABD’nin daha avantajlı ticaret anlaşmaları elde etme potansiyelini artırabilir. Ancak eleştirmenler, bu politikaların küresel tedarik zincirlerini bozabileceğini ve ABD’nin müttefikleriyle ilişkilerini zedeleyebileceğini öne sürüyor.
Tüketiciler Üzerindeki Etki
Gümrük vergileri, ithal ürünlerin fiyatlarını artırarak Amerikan tüketicilerini doğrudan etkiliyor. Bu durum, Trump’ın politikalarının uzun vadede halk desteği üzerinde nasıl bir etkisi olacağı sorusunu gündeme getiriyor.

Sonuç: ABD’nin Ticaret Geleceği

Donald Trump’ın “ABD neredeyse dünyadaki her ülke tarafından soyuldu” iddiası, onun ticaret politikalarındaki kararlılığını ve “Önce Amerika” vizyonunu yansıtıyor. Bu yaklaşım, ABD’nin uluslararası ticaretteki rolünü yeniden tanımlamayı amaçlıyor. Kısa vadede ekonomik dalgalanmalara yol açsa da, Trump’ın destekçileri bu politikaların uzun vadede ABD’nin çıkarlarını koruyacağını düşünüyor. Eleştirmenler ise küresel ticaret savaşları ve müttefiklerle bozulan ilişkiler konusunda uyarıyor.
Önümüzdeki dönemde, Japonya ve Birleşik Krallık gibi ülkelerle yapılan ticaret görüşmeleri ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ile ilişkiler, Trump’ın politikalarının yönünü belirleyecek. Ayrıca, 2024 başkanlık seçimleri yaklaşırken, ticaret politikaları ABD’nin siyasi ve ekonomik gündeminde önemli bir yer tutacak. Trump’ın bu iddiası, yalnızca bir retorik olmaktan öte, ABD’nin küresel ticaretteki yeni yol haritasını şekillendiren bir manifesto olarak görülebilir.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Politika

DEVA Partisi İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen Partisinden İstifa Etti: Gerekçeler ve Siyasi Yansımalar

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Seda Kaya Ösen, fikir ve görüş ayrılıklarını gerekçe göstererek DEVA Partisi’nden istifa etti. İzmir Milletvekili Ösen’in kararının Meclis’teki sandalye dağılımı ve siyasi geleceği üzerindeki etkilerini detaylı olarak inceliyoruz.

Özet

DEVA Partisi İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla partiden istifa ettiğini duyurdu . Kararını “fikir ve görüş ayrılıkları” olarak açıklayan Ösen, 2020 yılında kurucu İzmir İl Başkanı olarak başladığı ve sonrasında sürdürdüğü milletvekilliği görevine son verdiğini belirtti  Bu gelişme, DEVA Partisi’nin Meclis’teki sandalye sayısını 12’den 11’e düşürdü ve siyaset camiasında geniş yankı uyandırdı

Olayın Gelişimi

DEVA Partisi İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, 22 Nisan 2025 akşamı sosyal medya hesabından paylaştığı mesajla parti üyeliğini sona erdirdiğini bildirdi Cumhuriyet Haber. Ösen açıklamasında, “2020 yılında Kurucu İzmir İl Başkanı olarak başladığım, ardından İzmir Milletvekili olarak sürdürdüğüm görevimi; her kademesinde emek verdiğim DEVA Partisi’nden istifa ederek sonlandırıyorum” ifadelerine yer verdi  Yine aynı paylaşımda kararın temel gerekçesini “fikir ve görüş ayrılıkları” olarak açıkladı

İstifanın Gerekçeleri

Ösen, yaptığı açıklamada parti içindeki bazı politika ve strateji anlayışlarıyla uyumsuzluk yaşadığını belirterek, bu farklılıkların mesai arkadaşlık sınırını aştığını vurguladı . Ayrıca, Ali Babacan ve diğer kurucu isimlere teşekkür ederek, “Beni siyasete katılmaya ikna eden Sayın Ali Babacan başta olmak üzere, tüm parti kurucularına teşekkür ederim” dedi  Bu minnet duygusunun yanında, İzmir teşkilatı ve yol arkadaşlarına da özel bir teşekkür iletti

Seda Kaya Ösen Kimdir?

  • Doğum ve Eğitim: İstanbul doğumlu olan Seda Kaya Ösen, üniversite eğitimini hukuk alanında tamamladı.

  • Siyasi Kariyer Başlangıcı: 2020 yılında DEVA Partisi’nin Kurucu İzmir İl Başkanı olarak siyaset sahnesine giriş yaptı

  • Milletvekilliği: 2023 genel seçimlerinde, DEVA Partisi’nin CHP listelerinden Meclis’e 15 milletvekilinden biri olarak seçildi

  • Öne Çıkan Çalışmaları: Kadın hakları ve yerel kalkınma projeleri üzerine aktif rol aldı.

Meclis’teki Etkisi

Seda Kaya Ösen’in istifasıyla DEVA Partisi’nin TBMM’deki sandalye sayısı 12’den 11’e düştü  Bu durum, küçük partilerin temsil gücünü ve muhalefet blokundaki dengeyi bir kez daha gündeme taşıdı. 2023’ten bu yana DEVA Partisi’nden Burak Dalgın, Mustafa Yeneroğlu ve Selma Aliye Kavaf gibi isimler de çeşitli gerekçelerle ayrılmıştı

Geleceğe Bakış

Ösen, açıklamasının sonunda “Adaletin su gibi berrak, refahın ise eşit dağıldığı bir Türkiye hedefiyle yoluma devam edeceğimi” belirterek yeni siyasi yol haritasına işaret etti . İlerleyen dönemde bağımsız milletvekili olarak mı devam edeceği yoksa başka bir oluşuma katılıp katılmayacağı merak konusu

Okumaya Devam Et

Politika

“Ankara Valiliği’nden CHP’ye Ret Kararı: 23 Nisan Mitingine İzin Verilmedi”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
“Ankara Valiliği, CHP’nin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla TBMM önünde düzenlemek istediği miting ve Anıtkabir yürüyüşü talebini ziyaretçi yoğunluğu, trafik ve yasal uygunluk gerekçeleriyle reddetti. Alternatif meydanlar için çağrı yapıldı.”

Özet

Ankara Valiliği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara İl Başkanlığı’nın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Birinci Meclis binası önünde miting düzenleme ve Anıtkabir’e yürüyüş yapma talebini uygun görmediğini açıkladı. Valilik, TBMM ve çevresinin yoğun ziyaretçi akınına uğrayacağı, trafik akışının olumsuz etkileneceği ve talep edilen alanın 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda ilan edilen bölgeler arasında yer almadığı gerekçelerini sıraladı. Valilik, CHP’ye alternatif olarak ilan edilen meydanlardan birinde etkinlik düzenleme çağrısında bulundu.


Gelişmenin Detayları

Valilikten Resmî Açıklama

Ankara Valiliği, CHP Ankara İl Başkanlığı’nın 22 Nisan 2025 tarihli başvurusunu değerlendirerek “1. TBMM binası önünde miting niteliğindeki faaliyet talebi uygun görülmemiştir” ibaresine yer verdi.
Açıklamada, talebin 23 Nisan 2025 Çarşamba günü saat 15.30’da Ulus Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu, saat 17.00’de Genel Başkan Özgür Özel’in TBMM önünde konuşma yapması ve ardından Anıtkabir’e yürüyüş planını içerdiği belirtildi.

Ret Gerekçeleri

  1. Ziyaretçi Yoğunluğu: 1. TBMM binası ve çevresinin bayram dolayısıyla özellikle öğrenciler başta olmak üzere halkın yoğun şekilde ziyaret edeceği öngörülmektedir. Alanın kapatılması durumunda ziyaretçi akışının engellenebileceği ifade edilmiştir.

  2. Trafik Etkisi: Talep edilen alandaki yoğun trafik yükü nedeniyle mitingin şehir trafiğini olumsuz etkileyeceği ve vatandaşların mağdur olacağı kaydedilmiştir

  3. Yasal Uygunluk: Söz konusu bölgenin 2911 sayılı Kanun kapsamında belirlenmiş ve ilan edilmiş gösteri alanları arasında yer almaması, miting talebinin geri çevrilmesine yol açmıştır.

CHP’ye Alternatif Alan Çağrısı

Valiliğin açıklamasında, “Usulüne uygun bir şekilde belirlenerek ilan edilen alanlardan (Anadolu Meydanı, Anıtpark, Seymenler Kent Meydanı, Lale Meydanı, Kalaba Kent Meydanı vb.) birine talepte bulunulması halinde her türlü yardım ve kolaylığın sağlanacağı” vurgulandı.


Arkadaşlar ve Siyasî Yansımalar

CHP’den İlk Tepkiler

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partililer, izin talebinin reddedilmesine tepki göstererek “demokratik hakların kısıtlandığı” eleştirisinde bulundu. Kararın, Anıtkabir’e ve TBMM’ye yakınlık nedeniyle değil, siyasi nedenlerle alındığı iddia edildi.

Muhalefet Dayanışması

Diğer muhalefet partileri de kararı yakından takip ederek “ifade ve toplanma özgürlüğü” vurgusu yaptı. İYİ Parti ve HDP temsilcileri, benzer taleplerin geçmişte ziyaretçi yoğunluğuna bakılmaksızın kabul edildiğini belirterek çifte standart eleştirisinde bulundu.


Sonuç ve İleriye Dönük Adımlar

Ankara Valiliği’nin açıklaması, 23 Nisan organizasyonlarının planlanmasında alternatif mekan arayışını gündeme getirdi. CHP’nin ilan edilen meydanlardan birinde yeni başvuru yapması bekleniyor. Sürecin demokratik katılım çerçevesinde sürdürülmesi için her iki tarafın da uzlaşı yollarını zorlaması öngörülüyor.

Okumaya Devam Et

Politika

İYİ Parti’de Şok İstifa: İki Bursa Belediye Başkanı AK Parti’ye Geçerek “İhanet” Tartışması Başlattı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

İYİ Parti’den istifa eden Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel ile Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rozet töreniyle AK Parti’ye katıldı. İYİ Parti Bursa İl Başkanı İsmail Kaya’nın “ihanet” çıkışı ve sürecin siyasi yansımaları detaylı analizimizde.

Özet

İYİ Parti’den 21 Nisan 2025 tarihinde istifa eden Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel ve Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, AK Parti’ye katılarak siyasi rotalarını değiştirdi . Bu geçiş sonrası İYİ Parti Bursa İl Başkanı İsmail Kaya, hem seçmen iradesine karşı yapılmış bir “ihanet” vurgusu yaptı hem de partinin yereldeki varlığının zayıfladığını ifade etti

Giriş

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde İYİ Parti’den aday gösterilerek Bursa’nın Karacabey ve Yenişehir ilçelerinde görev almaya hak kazanan Fatih Karabatı ve Ercan Özel, yaklaşık bir yılı aşkın süreyle İYİ Parti saflarında yürüttükleri belediyecilik çalışmalarından sonra partilerinden istifa etmişti  İstifa sürecinin ardından bağımsız olarak görev yapan her iki başkan, bugün Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı MKYK toplantısında parti rozetlerini takarak AK Parti saflarına dahil oldu

İstifa Süreci

İYİ Parti saflarından ayrılma kararı, her iki belediye başkanının da parti içindeki belirsizlik ve yönetim anlayışındaki kopukluk gerekçesiyle duyurdukları istifa bildirimleriyle başladı  Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, “Daha özgür ve kapsayıcı bir anlayışla hizmet” vurgusuyla; Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel ise parti içindeki fikir ayrılıklarını gerekçe göstererek İYİ Parti’den çekildiğini açıklamıştı .

AK Parti’ye Katılım ve Rozet Töreni

21 Nisan 2025 tarihinde Ankara’daki MKYK toplantısında gerçekleştirilen törende, AK Parti’ye katılan Ercan Özel ve Fatih Karabatı, bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından rozetleri takılarak AK Parti üyesi oldul. Erdoğan, törende yaptığı kısa konuşmada, “Ülkemize hizmet yarışına yeni bir ivme katıyoruz” diyerek katılımların önemine vurgu yaptı

İYİ Parti’nin Tepkisi: ‘İhanet’ Çıkışı

İYİ Parti Bursa İl Başkanı İsmail Kaya, gelişme sonrası yaptığı açıklamada seçmen iradesine sahip çıkılması gerektiğini belirterek bu kararı “ihanet” olarak nitelendirdi  Kaya, Ercan Özel’in birkaç gün önce kendisine “İYİ Parti’den herkes gider, ben yine kalırım” dediğini ifade ederek, “Bizi asıl üzen, hemşerilerimizin seçmen iradesine karşı yapılan haksızlıktır, saygısızlıktır, daha da ötesi ihanettir” sözleriyle tepkisini dile getirdi .

Karacabey özelinde ise Kaya şunları ekledi:

“Fatih Karabatı, İYİ Parti çatısı altında değişim ve adalet vaatleriyle Karacabeylilerin karşısına çıkmıştır. Şimdi ise 23 yılda ülkemizi zor duruma getiren AK Parti saflarına geçme niyeti, yalnızca siyasi ahlaka değil, Karacabeyli hemşehrilerimize yapılan açık bir ihanettir.”

Siyasi ve Seçmen Etkileri

Bu geçiş, Bursa’daki İYİ Parti varlığını fiilen sonlandırırken, AK Parti’nin yereldeki gücünü pekiştirdi . Özellikle 2024 seçmen davranışlarının analizinde, aday değişikliklerinin yerel dinamikleri nasıl etkilediği merak konusu oldu. Uzmanlar, partiler arası bu tür geçişlerin seçmen bazındaki güven algısını zedeleyebileceğini belirtiyor.

Sonuç ve Geleceğe Bakış

Ercan Özel ve Fatih Karabatı’nın AK Parti’ye katılımı, İYİ Parti’ye yönelik “yaprak dökümü” eleştirilerini güçlendirdi . İlerleyen günlerde Bursa’da belediye meclisi üyeleri arasında da benzer hareketlilikler gözlemlenebilir. Bu gelişme, yerel siyaset dengelerinin yanı sıra 2026’da yapılması planlanan seçimler için de önemli bir gösterge niteliği taşıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar