Teknoloji
Dolandırıcıların tuzağına düşmeyin! Sakın “Evet” DEMEYİN

Haber Bülteni — FatihDoğanMedya
İstanbul, 11 Ağustos 2025
Açıklama : Telefon, SMS veya çevrimiçi çağrılarda “evet” demek sizi ses kaydıyla dolandırıcılığa açık hale getirebilir. Adım adım korunma rehberi, yapılması gerekenler ve emniyete bildirmenin yolu. Okuyun, paylaşın.
Giriş — Neden “Evet” kelimesi tehlikeli?
Son dönemde dolandırıcılar, mağdurların kısa onay seslerini (çoğunlukla “evet”) kaydederek bunu banka, operatör veya abonelik onayı gibi sahte belgelerde kullanabiliyor. Kısa bir ses kaydı bile otomatik onay sistemlerinde veya sahte sözleşme kayıtlarında üçüncü şahıslara yanlış avantaj sağlayabiliyor. Bu bülten, hem riskleri açıklar hem de hızlı, uygulanabilir korunma adımları sunar.
Haber Özeti — Ne oluyor?
-
Dolandırıcılar, sizi arayıp kısa bir doğrulama isterken sizi kaydetmeye çalışır.
-
Amaç: kaydedilen “evet” ya da başka kısa onayları daha sonra sahte sözleşme/ödeme onayı olarak kullanmak.
-
Bu yöntem genelde aciliyet hissi vererek (hesabınız bloke oldu, ödemeniz gerek, hediye kazandınız vb.) kişiyi konuşmaya ikna etmek üzerine kuruludur.
-
Sonuç: Hesaptan izinsiz para çekme, sahte abonelikler, kredi başvuruları ya da kimlik dolandırıcılığı.
Nasıl korunursunuz? (Adım adım, pratik)
-
İlkesel kural: Tanımadığınız veya beklemediğiniz bir aramada hiçbir zaman doğrudan “evet” diyerek onay vermeyin.
-
Kısa yanıt vermeyin: “Evet”/“Tamam”/“Doğru” gibi kısa, kayda uygun kelimeler söylemekten kaçının. Soruyu anlamadan cevap vermeyin.
-
Kimlik doğrulama isteyin: Arayanın kurumunu doğrulamak için resmi hat numarasını isteyin, kapatıp kurumun resmi internet sitesindeki numarayı arayarak teyit edin.
-
OTP, şifre, kart bilgisi verme: Hiçbir kurum, size gelen SMS’teki veya uygulamadaki tek kullanımlık kodu (OTP) talep ederek işlem yapmaz; eğer isterlerse verdiğiniz anda güvenliğiniz tehlikede demektir.
-
Linklere tıklamayın: SMS veya WhatsApp üzerinden gelen kısa linklere tıklamayın. Tarayıcıya güvenli adresi yazarak giriş yapın.
-
Kayıt yapıldığını düşürüyorsa: Arama kaydı yapıldığını söylüyorlarsa konuşmayı sonlandırın ve kurumun resmi hattını kendiniz arayarak doğrulayın.
-
İki faktörlü kimlik doğrulamayı (2FA) etkinleştirin: Mümkünse SMS yerine uygulama tabanlı (Authenticator) 2FA tercih edin.
-
Kayıt altındaki sesi kullanırlarsa: Ses kaydının kötüye kullanıldığını düşünüyorsanız bankanızla/operatörünüzle hemen irtibata geçin; kartları geçici bloke ettirin, şifreleri değiştirin.
Eğer yanlışlıkla “Evet” dediyseniz — Hemen yapılacaklar
-
Sakin kalın, konuşmayı hemen bitirin.
-
Bankanız/servis sağlayıcınızla hemen iletişime geçin: Olası izinsiz işlemleri durdurmaları için uyarın. Kartı geçici kapatma isteyin.
-
Şifreleri değiştirin (e-posta, banka, önemli hesaplar).
-
İlgili kuruma resmi şikâyet yazın ve olayın ayrıntılarını (tarih, saat, telefon numarası, konuşma içeriği) kaydedin.
-
Emniyete/Polise başvurun: Dolandırıcılık olduğunu düşünüyorsanız suç duyurusunda bulunun — resmi kayıt mağduriyetin ispatı açısından önemlidir.
-
Hukuki destek alın (duruma göre). Banka/operatör itiraz sürecinde yardımcı olabilir; gerekirse tüketici hakları veya avukat desteği değerlendirin.
Örnek telefon cevabı (Kısa, güvenli)
“Beni aradığınız için teşekkürler; bu aramayı kurumun resmi hattından doğruladıktan sonra devam ederim. Lütfen arama numaranızı ve aradığınız kurumun resmi telefonunu verin.”
(Bu cevap sizi agresif göstermeden kontrolü ele geçirir.)
Yaygın senaryolar — Dolandırıcılar ne diyor?
-
“Hesabınız bloke oldu, onay için bir kelime söyleyin.”
-
“Bize sesli onay vermeniz gerekiyor, sadece ‘evet’ deyin.”
-
“Kargonuz teslim edilemedi, teyit için evet deyin.”
-
“Hediye/çekiliş kazandınız, teslim için onay vermeniz yeterli.”
Bu tür aciliyet ve kısa onay isteği kombinasyonu tehlikelidir.
Gazeteci notu — Neden haber yapıyoruz?
Kısa, doğal bir kelime olan “evet” bile kötü niyetliler tarafından kötüye kullanılabiliyor. Ayrıca, ses tabanlı “onay” kavramı modern dijital süreçlerle (otomasyon, sesli onay sistemleri) karışınca, kullanıcıların küçük bir hata yapmasının sonuçları ağır olabiliyor. Gazetemiz FatihDoğanMedya olarak amacı: halkı bilgilendirmek, vakit kaybetmeden korunmayı sağlamak ve mağduriyetleri azaltmak.
Teknoloji
Dünya’nın Mevsim Düzeni Sanıldığı Gibi Değil: Yan Yana Bölgeler Bile Farklı Ritimlerle Yaşıyor
Dünya’nın Mevsim Düzeni Sanıldığı Gibi Değil: Yan Yana Bölgeler Bile Farklı Ritimlerle Yaşıyor
Bilim insanları, doğanın takviminin dört mevsim şablonuna sığmayacak kadar karmaşık olduğunu 20 yıllık uydu verileriyle kanıtladı.
🌍 Haber Tarihi: 22 Aralık 2025 – 21:30 | ⏱️ Okuma Süresi: 4 dk

Son yapılan çığır açıcı bir araştırma, Dünya’nın mevsimsel döngülerinin okulda öğretildiği gibi düzenli ve senkronize olmadığını ortaya koydu. California Üniversitesi Berkeley ekibi tarafından 20 yıllık uydu verileri kullanılarak hazırlanan yeni küresel harita, ilkbahar-yaz-sonbahar-kış döngüsünün birçok bölgede, hatta yan yana alanlar arasında bile aynı anda yaşanmadığını gösteriyor.
Araştırma, Nature dergisinde yayımlandı ve basit mevsim şablonlarına dayalı iklim modellerinin, tarım planlamasının ve ekolojik tahminlerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret ediyor.

Doğanın Karmaşık Takvimi: Yan Yana, Ama Farklı Ritimde
Araştırmanın en çarpıcı bulgusu, coğrafi olarak çok yakın bölgelerin bile “farklı doğa saat dilimlerinde” yaşayabilmesi. Yani aynı enlemde, benzer rakımda veya aynı yarımkürede olmak, mevsimsel değişimlerin senkron ilerleyeceği anlamına gelmiyor.
Çarpıcı bir örnek: ABD’deki Phoenix ve Tucson
· Mesafe: Sadece 160 kilometre civarı.
· Fark: Tucson, yaz musonunun etkisiyle yağışı yaz aylarında daha belirgin yaşarken, Phoenix’in yağış dağılımı farklı bir takvim izleyebiliyor.
· Etki: Bu fark, sadece hava durumunu değil; bitkilerin canlanma zamanını, polen dönemlerini ve böceklerden kuşlara kadar birçok türün davranışını zincirleme şekilde etkiliyor.
Biyoçeşitlilik Sıcak Noktaları ile Çakışıyor
Harita, bu “uyumsuz mevsim” bölgelerinin önemli bir kısmının, dünyanın biyoçeşitlilik açısından en zengin ve en hassas bölgeleri olan “biyoçeşitlilik sıcak noktaları” ile çakıştığını ortaya koydu. Bu bir tesadüf değil.
Araştırmacılara göre, kaynakların (yağış, yeşerme, çiçeklenme) yakın mesafelerde farklı zamanlarda ortaya çıkması, türlerin beslenme ve üreme düzenini değiştirerek uzun vadede ekosistemleri şekillendiriyor, evrimi etkileyebiliyor.

Akdeniz İklim Kuşağında İki Aylık Gecikme
Çalışma, dünyanın Akdeniz iklimi görülen beş ana bölgesinde (Kaliforniya, Şili, Güney Afrika, Güney Avustralya ve Akdeniz Havzası) şaşırtıcı bir desen tespit etti.
Bu bölgelerdeki ormanların büyüme döngülerinin zirvesi, diğer birçok ekosisteme göre yaklaşık 2 ay gecikmeli gerçekleşiyor. “Ilıman ve yağışlı kış, sıcak ve kurak yaz” kalıbı, burada doğanın takvimini farklı ayarlıyor.
Tarım ve Ekonomiye Doğrudan Etkileri
Araştırma, bu düzensizliğin sadece doğal yaşamı değil, insan ekonomisini de etkilediğini gösteriyor.
Kolombiya’daki kahve bölgelerinde, dağların iki yakasında, bir günlük yol mesafesindeki çiftlikler arasında hasat ve çiçeklenme döngüleri aylarca sapma gösterebiliyor. Bu durum, tarımsal planlamayı ve üretimi doğrudan etkiliyor.
İklim Modelleri ve Gelecek Uyarısı
Araştırmacılar, bu bulguların mevcut iklim modelleri ve öngörüler için önemli bir uyarı taşıdığını vurguluyor. Bugün birçok ekolojik tahmin, tarım planlaması ve hastalık modelleri, “genel mevsim şablonları” üzerinden ilerliyor.
Oysa yan yana bölgeler farklı doğa takvimleriyle çalışıyorsa, iklim krizinin etkilerini (kuraklık, zararlı türlerin yayılımı, orman yangınları) anlamak ve öngörmek için çok daha ince detaylı ve yerel verilere dayalı modellemeler şart.
Araştırmanın Önemli Çıkarımları
· Mevsim, tek bir takvim değil: Coğrafya, bitki örtüsü ve yerel iklim dinamiklerinin birlikte yazdığı karmaşık bir program.
· Biyoçeşitlilikle bağlantı: Mevsimsel uyumsuzluk, biyolojik çeşitliliğin oluşumunda ve sürdürülmesinde kilit bir rol oynuyor olabilir.
· Tarım ve ekonomi etkilenir: Çiçeklenme ve hasat zamanlarındaki yerel farklılıklar, gıda üretimini ve güvenliğini doğrudan etkileyebilir.
Teknoloji
Spotify Arşivi İnternete Sızdı: 300 TB’lık Müzik Kütüphanesi Torrent’te Paylaşıldı
Spotify Arşivi İnternete Sızdı: 300 TB’lık Müzik Kütüphanesi Torrent’te Paylaşıldı
22 Aralık 2025, 11:32 • Okuma Süresi: 4 dakika

Dijital müzik dünyası, tarihinin en büyük veri sızıntısı iddiasıyla sarsıldı. “Anna’s Archive” adlı bir grup, Spotify’ın neredeyse tüm müzik arşivini kopyalayarak, toplam 300 Terabayt büyüklüğünde bir torrent dosyası olarak paylaşıma açtığını duyurdu. Grup, bu arşivin platformdaki tüm dinlemelerin %99.6’sını kapsadığını iddia ediyor.
İddia Edilen Sızıntının Boyutları
· Toplam Veri Boyutu: Yaklaşık 300 Terabayt (TB).
· Meta Veri: 256 milyon parçaya ait şarkı adı, sanatçı, albüm ve popülerlik bilgisi.
· Ses Dosyası: 86 milyon şarkının ses dosyası.
· Kapsam: Spotify’daki dinlemelerin %99.6’sını temsil ettiği iddia ediliyor.
Grup, “Korsanlık Değil Kültürel Koruma” Diyor
Olayın merkezindeki “Anna’s Archive”, bu eylemi bir korsanlık faaliyeti olarak değil, “kültürel koruma” projesi olarak tanımlıyor. Grup, popüler olmayan milyonlarca şarkının, platformların kapanması veya lisans sorunları nedeniyle tamamen kaybolma riski altında olduğunu savunarak, modern müzik tarihinin gelecek nesiller için korunması gerektiğini öne sürüyor.
Spotify’dan İlk Açıklama Geldi
Konuya ilişkin Billboard’a bir açıklama yapan Spotify sözcüsü, “Yapılan bir yetkisiz erişim soruşturması, bir üçüncü tarafın kamuya açık meta verileri taradığını ve platformun bazı ses dosyalarına erişmek için DRM (Dijital Haklar Yönetimi)‘yi aşmak üzere yasa dışı taktikler kullandığını tespit etti” dedi. Spotify, olayı aktif bir şekilde soruşturduğunu bildirdi ve grubu “fikri haklar karşıtı aşırılık yanlıları” olarak nitelendirdi.
Sektördeki Olası Etkileri ve Endişeler
Uzmanlar, bu boyutta bir veri sızıntısının müzik endüstrisi üzerinde derin etkileri olabileceğini belirtiyor.
Kişisel Spotify Klonları: Üçüncü parti bir şirketin CEO’su, yeterli depolama alanı olan herkesin teorik olarak kendi kişisel, ücretsiz Spotify’ını kurabileceğini ifade etti.
Telif Hakları İhlali: 86 milyon şarkının telif hakkı sahipleri olmadan dağıtılması, tarihin en büyük müzik korsanlığı olaylarından biri olarak görülüyor.
Yapay Zeka Riskleri: Büyük ölçekli müzik veri setlerinin, lisanssız yapay zeka modellerini eğitmek için kullanılması endüstri için büyük bir endişe kaynağı.
Dosyalar Popülerliğe Göre Sıralanmış Durumda
Anna’s Archive’ın açıklamalarına göre, paylaşılan torrent paketleri şarkıların popülerlik düzeylerine göre sınıflandırılmış. Gruptan yapılan teknik açıklamada, çok popüler şarkıların orijinal kalitede (160 kbps), daha az popüler olanların ise dosya boyutunu küçültmek için daha düşük kalitede (75 kbps) kodlandığı belirtildi.
Spotify’ın Olası Hamleleri Ne Olacak?
Spotify ve telif hakkı sahiplerinin, torrent dağıtım noktalarına karşı yasal işlem başlatması ve içeriği kaldırmaya çalışması bekleniyor. Aynı zamanda platformun, veri tarama yöntemlerini engelleyecek teknik önlemleri artırması öngörülüyor.
–
✍️ Editörün Yorumu
“Anna’s Archive” olayı, dijital çağda kültürel mirasın korunması ile fikri mülkiyet hakları arasındaki süregelen gerilimi bir kez daha gözler önüne serdi. Bir yanda milyonlarca eserin dijital ortamda yok olma tehlikesi, diğer yanda sanatçıların ve hak sahiplerinin geçim kaynağını koruma zorunluluğu… Bu devasa sızıntının, müzik endüstrisinin güvenlik ve lisans politikalarını kökten sorgulamasına neden olması kaçınılmaz görünüyor.
—
Teknoloji
Samsung Biologics ABD’ye Adım Attı: GSK’tan 280 Milyon Dolarlık Dev Satın Alma!
Samsung Biologics ABD’ye Adım Attı: GSK’tan 280 Milyon Dolarlık Dev Satın Alma!
Tarih: 22 Aralık 2025 | Okuma Süresi: 3 Dakika| Saat: 02:00

Dev Biyoteknoloji Hamlesi
Güney Koreli biyoteknoloji devi Samsung Biologics, küresel sağlık endüstrisinde çığır açan bir adım atarak, ilk kez ABD topraklarında bir ilaç üretim tesisi satın aldı. Şirket, İngiliz ilaç firması GSK’dan Maryland, Rockville’de bulunan Human Genome Sciences tesisini tam 280 milyon dolar karşılığında satın alacağını duyurdu.
Anlaşmanın Detayları ve Zamanlaması
· Satın Alma Bedeli: 280 milyon dolar.
· Teslim Tarihi: Anlaşmanın 2026 yılının ilk çeyreği sonunda tamamlanması bekleniyor.
· Satın Alan: Samsung Biologics’in ABD’deki tam mülkiyetli yan kuruluşu Samsung Biologics America.
· Tesisin Mevcut Kapasitesi: Rockville’deki tesis, iki cGMP üretim tesisinden oluşuyor ve 60.000 litre ilaç maddesi üretim kapasitesine sahip.
· İstihdam: Satın alma sonrasında tesisteki 500’den fazla deneyimli çalışanın Samsung Biologics bünyesinde görevlerine devam etmesi planlanıyor.

Samsung Biologics İçin Kritik Bir Adım
Bu satın alma, Samsung Biologics için stratejik bir dönüm noktası. Şirket, dünyanın en büyük ilaç pazarı olan ABD’deki ilk üretim üssüne kavuşuyor. Bu hamle, şirketin küresel tedarik zincirini çeşitlendirmesini ve ABD biyofarmasötik endüstrisiyle iş birliğini derinleştirmesini sağlayacak. Samsung Biologics, tesisi devraldıktan sonra kapasitesini artırmak ve teknolojiyi yükseltmek için ek yatırımlar yapmayı planladığını açıkladı.
Şirketin CEO’su John Rim, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bu yatırım, hayat kurtaran terapötik ürünlerin güvenilir ve istikrarlı bir şekilde tedarik edilmesini sağlarken, müşterilerimize ve ortaklarımıza en iyi şekilde hizmet etmek için federal, eyalet ve yerel paydaşlarla iş birliğimizi derinleştirmemize olanak tanıyacak” dedi.
GSK İçin Stratejik Odaklanma
Öte yandan GSK için bu satış, şirketin üretim ağını yeniden yapılandırma ve yeni nesil ilaçlara odaklanma stratejisinin bir parçası. GSK, geçtiğimiz aylarda önümüzdeki 5 yıl içinde ABD’de Ar-Ge ve üretime 30 milyar dolar yatırım yapacağını duyurmuştu. Bu kapsamda, Pennsylvania’da yeni bir “biyolojik ürün esnek fabrikası” inşa edecek ve mevcut tesislerine yapay zeka ve dijital teknolojiler entegre edecek.
GSK Küresel Tedarik Zinciri Başkanı Regis Simard, “Rockville üretim tesisini değerli uzun vadeli ortağımız Samsung Biologics’e devretme anlaşmamız, ABD topraklarında ABD’li hastalar için iki önemli ilacın üretimini güvence altına alacak ve GSK’ın tedarik zinciri dayanıklılığını daha da artıracak” ifadelerini kullandı.
Sektördeki Büyük Resim ve Samsung’un Yükselişi
Bu anlaşma, küresel ilaç endüstrisindeki iki önemli eğilimi vurguluyor:
1. Üretimin Çeşitlendirilmesi: Büyük ilaç şirketleri, tedarik zincirlerini güçlendirmek için üretimi farklı coğrafyalara yayma stratejisi izliyor.
2. Asya’lı CDMO’ların Yükselişi: Samsung Biologics gibi Asya merkezli Sözleşmeli Üretim Organizasyonları (CDMO), dünya çapında giderek daha fazla önem kazanıyor.
Nitekim Samsung Biologics, bu yılın ilk beş ayında 3 trilyon Won (yaklaşık 2.2 milyar dolar) değerinde yeni sözleşme elde ettiğini açıklayarak küresel rekabetteki gücünü bir kez daha gösterdi. Şirket, dünyanın en büyük 20 ilaç firmasından 17’si ile çalışıyor.
Sonuç
Samsung Biologics’in bu satın alma hamlesi, yalnızca 280 milyon dolarlık bir mali işlemden ibaret değil. Bu hamle, küresel ilaç üretim haritasını yeniden şekillendirebilecek stratejik bir yatırım. ABD pazarına doğrudan üretim varlığı ile giren Samsung Biologics, hem müşteri portföyünü genişletecek hem de biyoteknoloji alanındaki küresel liderlik iddiasını pekiştirecek. GSK ise kaynaklarını, geleceğin tedavilerini geliştirecek yeni ve ileri teknoloji tesislerine aktararak rekabetçi konumunu korumayı hedefliyor.
-
Gündem5 gün önceÇifte Cinayet Sonrası Çorbacıya Gitti: Ahmet Sarı’nın İfadesi Kan Dondurdu
-
Gündem1 hafta önceBursa’da eğlence mekanı önünde silahlı kavga: Polis memurunun başından vurduğu Berk Keleş hayatını kaybetti
-
Ekonomi1 hafta öncePapara’ya Dava Yoluyla Nefes: Mahkemeden Yürütmeyi Durdurma Kararı
-
Teknoloji1 hafta önceYıldızlararası Ziyaretçi 3I/ATLAS’tan Sıra Dışı Sinyal: X-Işını Yaymaya Başladı
-
Spor1 hafta önceFIFA’dan 2025’in en iyileri açıklandı
-
Spor6 gün önceJoshua’dan Jake Paul’a ağır ders: Nakavt ve kırık çene
-
Sağlık1 hafta önceH3N2 Virüsünde Son Durum: Bakanlık Açıkladı, Türkiye Risk Altında Mı?
-
Gündem5 gün önceSiirt’te Dehşet: Bahis Borcu İki Çocuk Annesini Komşusuna Öldürttü
