Politika
Devlet Bahçeli: “İmralı, SDG/YPG’ye yeni çağrı yapsın” — Komisyon İmralı’ya gitmeli
Devlet Bahçeli: “İmralı, SDG/YPG’ye yeni çağrı yapsın” — Komisyon İmralı’ya gitmeli
Tarih & Saat: 07 Ekim 2025, 12:10 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: ~3 dk
Yayın: FatihDoganMedya
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, İmralı’daki kurucu liderin PKK dışındaki Suriye’deki unsurları da kapsayacak şekilde SDG/YPG’ye doğrudan bir çağrı yapması gerektiğini söyledi. Bahçeli, 10 Mart’ta varılan mutabakat ve PKK’nın daha önce verdiği fesih / silah bırakma kararlarına atıfla SDG’nin henüz aynı adımı atmadığını vurguladı
Bahçeli’nin önerileri ve vurguladıkları
-
Bahçeli, “PKK’nın kurucu önderliği SDG/YPG’ye de aynı mahiyette bir çağrıda bulunarak Şam yönetimiyle imzalanan 10 Mart tarihli mutabakata uyulmasını istemelidir” dedi.
-
“Siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalıdır” sözleriyle örgütün tüm bileşenlerinin silahsızlandırılmasını talep etti.
-
Ayrıca Bahçeli, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu veya ilgili komisyondan bir heyetin İmralı’ya giderek yüz yüze görüşme yapmasını ve mesajları ilk ağızdan alıp kamuoyuyla paylaşmasını önerdi.
Neden önemli? — Arka planı kısa özet
Bahçeli’nin sözleri, yıl içinde kayda geçen üç aşamalı sürece (İmralı açıklamaları, 10 Mart mutabakatı, 12 Mayıs’taki fesih/silah bırakma beyanları) gönderme yapıyor. MHP lideri, İmralı’dan gelecek yeni bir çağrının bölgedeki silah bırakma sürecinin tamamlanması ve Suriye’deki aktörlerin uzlaşıya geçmesi açısından belirleyici olacağını savunuyor. Bu bağlam, hem iç siyasette hem dış ilişkilerde yankı bulabilecek politik sonuçlar doğurabilir.
Siyasi ve güvenlik boyutu
Bahçeli’nin çağrısı, İstanbul-Ankara ekseninde güvenlik politikaları ve Suriye’deki dengeler açısından dikkat çekici. İmralı’dan yapılacak yeni bir açıklama SDG/YPG’nin Şam ile ilişkisinde pratik bir kırılma yahut uyum sinyali olarak algılanabilir; aksi takdirde bölgedeki belirsizlik devam edebilir. Bahçeli ayrıca komisyon düzeyinde doğrudan temasın hem bilgi şeffaflığı hem de kamu vicdanı açısından gerekli olduğunu belirtti
Tepkiler ve izlenecek gelişmeler
Bahçeli’nin sözleri kamuoyunda ve muhalefet ile ittifak ortakları arasında tartışma başlatabilir; ayrıca hükümetin ve dış diplomasi aktörlerinin nasıl bir yol izleyeceği yakından takip edilecek. İmralı’dan gelecek olası bir beyanat, SDG/YPG tarafının tutumu ve Şam’la ilişkilerdeki pratik adımlar sonraki günlerin en kritik parametreleri olacak.
Kısa not — Ne takip edilmeli?
-
İmralı’dan resmi bir çağrı veya açıklama gelip gelmeyeceği
-
TBMM’de önerilen komisyondan herhangi bir ziyaret planının açıklanması.
-
SDG/YPG ve Şam arasındaki uygulamalı adımlar (silah teslimi, bölgesel entegrasyon).
Politika
Suriye’de ilk post-Esad parlamento sonuçları açıklandı: Yeni Halk Meclisi büyük oranda Sünni ve erkeklerden oluşuyor
Suriye’de ilk post-Esad parlamento sonuçları açıklandı: Yeni Halk Meclisi büyük oranda Sünni ve erkeklerden oluşuyor
Tarih: 6 Ekim 2025 · Saat: 17:00 (Şam Saati) · Okuma süresi: 3 dakika
REUTERS
Suriye’de, eski Devlet Başkanı Beşşar Esad rejiminin devrilmesinden bu yana düzenlenen ilk parlamento seçimlerinin resmi sonuçları açıklandı. Yüksek Seçim Komisyonu’nun ilanına göre dolaylı sistemle belirlenen 119 milletvekilinin çoğunluğunu Sünni Müslüman ve erkek adaylar oluşturuyor; kadın ve azınlık temsili görece düşük kaldı.
Neler açıklandı?
-
Yüksek Seçim Komisyonu sözcüsü Nawar (Nevvar) Nejmeh, düzenlenen basın toplantısında iki gün önce yapılan sayımların ardından 119 milletvekilinin isimlerinin kesinleştiğini duyurdu. Meclisin toplam 210 sandalyesinden geriye kalan 70 sandalyeyi Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şaraa atayacak, dolayısıyla parlamento resmen tamamlanmış sayılmıyor.
-
Seçimler, doğrudan halk oyu yerine bölgesel seçim kurulları/elektroral kolezyonlar aracılığıyla (yaklaşık 6.000 seçmen) yürütüldü; uygulanan bu dolaylı yöntem ve bazı bölgelerdeki seçimlerin ertelenmesi eleştirilerin merkezinde.
Temsildeki dağılım ve eleştiriler
Komisyonun verdiği ilk bilgilere göre yeni milletvekilleri arasında kadın ve dini/etnik azınlıkların oranı düşük. Uluslararası haber ajanslarının aktardığı rakamlara göre kadın temsili birkaç kişiye (yüzdelik olarak tek haneli) inerken Hristiyan, Alevi, İsmaili, Kürt ve Türkmen gibi azınlıkların sayısı da sınırlı kaldı. Bu sonuç, geçiş döneminin kapsayıcılığı ve meclisin toplumsal çeşitliliği yansıtıp yansıtmayacağı konusundaki soruları gündeme getirdi.
Muhalif gözlemciler ve bazı uluslararası kuruluşlar, dolaylı seçme yöntemi ile bölgesel bazı bölgelerde (ör. Kürt ve Dürzî kontrolündeki alanlar) seçimlerin askıya alınmasının meclisin tam temsil gücünü azalttığını, yürütmenin atama yetkilerinin ise yeni siyasal aktörlere geniş bir kontrol alanı bıraktığını ifade ediyor. Analistler, Şaraa’nın atayacağı 70 ismin nihai meclis yapısını belirlemede belirleyici olacağını vurguluyor.
Süreç ve sonraki adımlar
Yapılan açıklamaya göre yeni Halk Meclisi öncelikle yeni anayasa taslağı, seçim kanunları ve yeniden yapılanma ile ilgili düzenlemeler üzerine çalışacak. Komisyon yetkilileri sürecin meşruiyetini sağlamaya yönelik adımlar atılacağını belirtirken; muhalefet temsilcileri ve yurtdışı topluluklar ise daha şeffaf, doğrudan ve kapsayıcı seçim taleplerini sürdürüyor. Uluslararası toplulukların tepkileri ve Şaraa’nın atama tercihleri, Suriye siyasetinin önümüzdeki aylarındaki yönünü tayin edecek.
Uzman yorumu (kısa)
Analistler, dolaylı seçim yönteminin ve Cumhurbaşkanına ayrılan atama yetkisinin geçiş döneminde istikrar ile meşruiyet arasında gerilim yaratabileceğini söylüyor. Kadın ve azınlık temsili küçük kalsa da, bazı gözlemciler atanan üçüncüye bırakılan sandalyelerin daha dengeli bir temsil sağlayabileceğine dikkat çekiyor — ancak bu, tamamen atama sürecine bağlı.
Politika
Gözler 8 Ekim’de: 9 yıldır cezaevinde olan Selahattin Demirtaş için kritik tarih yaklaşıyor
Gözler 8 Ekim’de: 9 yıldır cezaevinde olan Selahattin Demirtaş için kritik tarih yaklaşıyor
Yayın: 06 Ekim 2025, 17:00 (TSİ)
Okuma süresi: ~3 dakika
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılma ihtimaliyle ilgili dikkatler 8 Ekim 2025 tarihine çevrildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM / ECtHR) Temmuz 2025’te verdiği ihlal kararının kesinleşip kesinleşmeyeceği, Türkiye’nin karara itiraz süresinin dolacağı 8 Ekim’de netleşecek. AİHM’in Temmuz 2025 kararı ve itiraz sürecine ilişkin gelişmeler kamuoyunda tahliye beklentisini artırdı.
Kararın arka planı: AİHM ve Temmuz 2025 kararı
AİHM, 8 Temmuz 2025 tarihli kararında Demirtaş’ın 2019’dan itibaren devam eden tutukluluğunun hukuka aykırı olduğuna ve ifade özgürlüğü ile adil yargılanma hakkı ihlallerine neden olduğuna hükmetti. Mahkeme, Demirtaş hakkında ikinci kez “ihlal” ve tahliye yönünde karar verdi; Türkiye’nin bu karara karşı itiraz hakkı sınırlı süreyle açık tutuldu.
8 Ekim neden önemli?
AİHM kararlarına karşı Türkiye’nin itiraz süresi 8 Ekim 2025’te sona eriyor. Hükümet veya ilgili merciler bu tarihe kadar karara itiraz etmezse, mahkeme kararının uygulama sürecinin hızlanması ve Demirtaş için tahliye yolunun açılması olasılığı konuşuluyor. Ancak uzmanlar, itirazın yapılmaması tek başına otomatik tahliye anlamına gelmeyeceğini; yerel mahkemelerin ve iç hukuk yollarının izlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Demirtaş’ın cezaevindeki süreci ve davalar
Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016 tarihinde gözaltına alınmış ve o tarihten bu yana çeşitli davalar kapsamında cezaevinde tutuluyor. Kobani davası kapsamında 2024–2025 süreçlerinde kendisine verilen cezalar ve hak ihlali iddiaları kamuoyunda geniş yer buldu; yargı kararları ve uluslararası kuruluşların değerlendirmeleri uzun süre gündemde kaldı.
Siyasi ve hukuki tepkiler
Diyarbakır Barosu, AİHM kararına atıfla Demirtaş’ın “derhal ve koşulsuz” serbest bırakılması çağrısını yinelerken; DEM Parti, Kobani davası tutuklularının ve Demirtaş’ın AİHM kararları doğrultusunda serbest bırakılmasını talep etti. Sivil toplum kuruluşları, insan hakları örgütleri ve bazı uluslararası aktörler de kararın uygulanması yönünde baskı kuruyor.
Ne bekleniyor? Olası senaryolar
-
İtiraz yapılmaz ve süreç hızlanır: Türkiye itiraz etmezse AİHM kararı uygulanması için daha güçlü bir zemin oluşabilir; bunun sonucunda yerel mahkemelerce tahliye kararı çıkması beklenebilir.
-
İtiraz veya hukuki manevra: Hükümet/mahkemeler farklı hukuki yollar kullanarak süreci uzatabilir; böyle bir durumda tahliye jürisi belirsizliğini korur.
-
Siyasi yansımalar: Tahliye ya da itiraz kararının iç politika ve dış ilişkiler açısından yankıları olacaktır; özellikle Avrupa Konseyi ve insan hakları kuruluşlarının tepkileri kritik rol oynayabilir.
Uzman yorumu (kısa)
Hukukçular, AİHM içtihatlarının bağlayıcı olduğunu ancak uygulamada iç hukuk mekanizmalarının devreye girdiğini hatırlatıyor. Bu nedenle 8 Ekim önemli bir eşik olsa da “anında serbest kalma” garanti değil; sürecin sonraki günlerde nasıl işletileceği belirleyici olacak.
Not: Bu haber AİHM’in 8 Temmuz 2025 tarihli Demirtaş kararına, Türkiye’deki itiraz süresine ve Demirtaş’ın tutuklanma tarihine dayalı olarak hazırlanmıştır. Okurlar, gelişmelerin hızla değişebileceğini ve resmi adli işlemlere ilişkin kesin bilgilerin mahkeme ve yetkili kurum açıklamalarından takip edilmesi gerektiğini göz önünde bulundurmalıdır.
Politika
15–18 yaş arası çocuklara verilen bazı hapis cezalarında artış — Tasarıyla 24 yıl → 27 yıl, 12 yıl → 18 yıl
15–18 yaş arası çocuklara verilen bazı hapis cezalarında artış — Tasarıyla 24 yıl → 27 yıl, 12 yıl → 18 yıl
Tarih & Saat: 04 Ekim 2025, 12:00 (TSİ)
Okuma süresi: 4 dakika
AKP milletvekillerinin hazırladığı 11. Yargı Paketi tasarısına göre, suça sürüklenen 15–18 yaş arası çocuklara ağırlaştırılmış müebbet yerine verilen 24 yıllık hüküm 27 yıla; müebbet yerine verilen 12 yıllık üst sınır ise 18 yıla çıkarılacak. Tasarıda ayrıca bazı kasıtlı öldürme olaylarında indirim uygulanmamasına yönelik düzenlemeler de yer alıyor.
Haber ayrıntıları
AKP’li vekiller tarafından hazırlanıp Meclis gündemine taşınması beklenen 11. Yargı Paketi’ndeki düzenlemeye göre, 15 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını doldurmamış kişilere verilen hapis cezalarının üst sınırları artırılıyor. Buna göre:
-
Ağırlaştırılmış müebbet yerine uygulanabilecek üst sınır: 24 yıl → 27 yıl.
-
Müebbet yerine uygulanan üst sınır: 12 yıl → 18 yıl.
Bu değişiklikle, fiilin niteliğine göre ceza tayininde uygulanabilecek üst sınırlar yükseltilmiş olacak. Tasarı metninde ayrıca kasten öldürme suçlarında “kasta dayalı kusurun ağırlığı”, suçun işleniş biçimi, amaç ve daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyet gibi kriterler dikkate alınarak bazı durumlarda ceza indiriminin kaldırılabileceği ifade ediliyor.
Tasarının kaynağı ve süreç
Söz konusu düzenlemenin, AKP’li milletvekillerinin hazırladığı 11. Yargı Paketi kapsamındaki maddeler arasında yer aldığı ve paketin Meclis’e sunulmasıyla birlikte TBMM’de görüşüleceği belirtiliyor. Tasarı kamuoyuna yansımaya başladı; ilgili düzenlemeler hakkında resmi açıklamalar ve hükümet kaynaklarının değerlendirmeleri de takip ediliyor.
Adalet Bakanlığı ceza mevzuatında gözden geçirilmesi gereken hususlar ve çocuklarla ilgili düzenlemelere ilişkin çalışmaların sürdüğünü açıklamıştı; Bakanlık kaynakları daha önce TCK’nın yaş küçüklüğüne ilişkin hükümlerinin gözden geçirileceğini belirtmişti.
Mevzuatla bağlam — TCK ve yaş küçüklüğü
Mevcut Türk Ceza Kanunu uygulamasında (TCK md.31) 15–18 yaş arasındaki suça sürüklenen çocukların cezalarında belirli indirimler uygulanıyor; örneğin ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet hapis gerektiren fiiller için çocuklar açısından alt/üst sınırlarda indirim öngörülüyor. Tasarı söz konusu indirimlerin sınırlarını yeniden belirliyor — bu da uygulamada ceza tayininde etkili olacak.
Eleştiriler ve olası etkiler
Haberlere yansıyan tartışmalara göre düzenleme, kamu güvenliği ve cezaların caydırıcılığı savunucuları tarafından desteklenirken, çocuk hakları savunucuları ile bazı hukukçular tarafından eleştiriliyor; eleştiriler genelde ceza indirimlerinin daraltılmasının rehabilitasyon odaklı yaklaşıma zarar verebileceği yönünde. Bu alandaki denge, yasama sürecinde ve tartışmalarda belirleyici olacak. (Basında konuya ilişkin farklı değerlendirmeler yer aldı.)
Sonraki adımlar
-
Tasarı metninin TBMM’ye sunulması halinde komisyonda madde-madde görüşülüp değişikliklerle Genel Kurul’a gelmesi beklenir.
-
Meclis’teki takvim ve komisyon görüşmeleri ilerledikçe metnin nihai biçimi netleşecek; uygulama ve infaz kurumlarının hazırlıkları ile hukukçuların görüşleri önem kazanacak.
-
Gündem1 hafta önce
Yemek yerken hayatının şokunu yaşadı
-
Sanat1 hafta önce
İstanbul Kültür Yolu Festivali tarihleri 2025: Kültür Yolu Festivali nerede, hangi konserler var?
-
Son Dakika1 hafta önce
Karur’daki Siyasi Mitingde İzdiham: En Az 31–38 Ölü, Onlarca Yaralı
-
Son Dakika1 hafta önce
Kütahya Simav’da 5,4 Büyüklüğünde Deprem — İstanbul ve İzmir’de de HİSSEDİLDİ
-
Magazin1 hafta önce
Kızının feryadı yürekleri dağladı: “Annem gitti, baba…” — Güllü son yolculuğuna uğurlandı
-
Gündem1 hafta önce
İstanbul’un orta yerinde akılalmaz olay: Günlerce içerde kaldı, tüneldeki sesleri duyanlar ihbar etti
-
Ekonomi2 gün önce
İstanbul’da 6 Ekim 2025 (Pazartesi) toplu ulaşım ücretsiz — İETT ve Metro İstanbul duyurdu
-
Teknoloji1 hafta önce
Titanik’in kardeşi Ege’de batmıştı: Türk hamamı gün yüzüne çıkarıldı