Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Sert Açıklamalar: Belediyeleri Ahtapot Gibi Sarmışlar, Sokak Terörü Soygununu Perdeleme Çabası

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla AK Parti teşkilatlarına gönderdiği videoda; “belediyeleri ahtapot gibi sarmışlar” ifadelerini kullanarak, son 10 günde yaşanan sokak terörü olaylarının asıl amacının soygun perdelemesi olduğunu vurguladı. Detaylar makalemizde…


Giriş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı vesilesiyle AK Parti teşkilatlarına gönderdiği videolu mesajda, Türkiye’nin “terörsüz” bir geleceğe ulaşması adına kararlı olduklarını belirtirken, son 10 günde yaşanan sokak olaylarını sert bir dille eleştirdi. Açıklamalarında, bazı belediyelerin işleyişinde meydana geldiğini öne sürdüğü suç örgütü faaliyetlerinin, soygunu perdelemek amacıyla yürütüldüğünü iddia etti. “Belediyeleri ahtapot gibi sarmışlar” ifadesiyle dikkat çeken bu açıklama, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.


Erdoğan’dan Ramazan Bayramı Mesajı ve Sert Açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarına yönelik videolu bayram mesajında, Ramazan Bayramı’nın birlik, beraberlik ve dayanışma ruhunu pekiştirdiğini ifade etti. Mesajın ana temasını oluşturan “terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda, yolsuzluk, rüşvet ve sokak terörü iddialarına değinen Erdoğan, mevcut soruşturmaların derinleştikçe ortaya çıkacak gerçekleri kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.
Öne Çıkan İfade:

“Soruşturma ilerledikçe ve derinleştikçe belediyeleri ahtapot gibi saran suç örgütünün kollarının nerelere uzandığı elbette deşifre olacaktır.”

Bu vurucu ifade, özellikle bazı yerel yönetimlerde yürütülen faaliyetlerin altını çizerek, gizli operasyonların ve suç örgütü bağlantılarının kamuoyuna yansıtılması gerektiğini savunduğunu gösteriyor.


Soruşturma ve Suç Örgütü İddiaları

Erdoğan, videolu mesajında özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) merkezli yürütülen rüşvet, yolsuzluk ve terör soruşturmalarına dikkat çekti. Açıklamasına göre;

  • Soruşturma Derinleştikçe: İlgili soruşturmaların ilerlemesiyle, bazı belediyelerde faaliyet gösterdiği iddia edilen suç örgütü bağlantılarının ayrıntılarının ortaya çıkacağı vurgulandı.

  • Ahtapot Metaforu: Belediyelerin “ahtapot gibi sarması”, örgütün farklı noktalara yayılan geniş yapısını simgeleyen çarpıcı bir metafor olarak kullanıldı.

Erdoğan, “Ramazan’ın son 10 gününde yaşanan olaylar ve sokak terörü, soygunu perdeleme çabasından başka hiçbir şey değildir” diyerek, bu olayların arkasında yatan siyasi ve ekonomik çıkarları gündeme taşıdı.


Sokak Terörü ve Soygun Perdeleme Çabası

Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarında özellikle son 10 gün içerisinde yaşanan sokak terörü olaylarına dikkat çekildi. Erdoğan, bu olayların asıl amacının;

  • Soygunun Perdelemesi: Gerçek suç faaliyetlerinin ve yolsuzluk operasyonlarının, sokak terörü görüntüleriyle örtbas edilmek istendiğini iddia etti.

  • Provokatif Eylemler: Halkın tepkisini ölçmek ve kamuoyunu yanıltmak amacıyla gerçekleştirilen eylemlerin, provokasyon unsuru taşıdığını belirtti.

Bu açıklamalar, kamuoyunda ve siyasi çevrelerde tartışmalara neden olurken, soruşturmanın ilerleyen süreçte yeni detaylarla zenginleşeceği beklentisini de artırdı.


Parti ve Muhalefete Yönelik Mesajlar

Erdoğan, videolu mesajında yalnızca suç örgütü iddialarına değil, aynı zamanda parti içi ve muhalefete yönelik de önemli mesajlar verdi:

  • Kendi Gündemine Odaklanma: “Bizi kendi bataklıklarına çekmek isteyenlerin tuzaklarına düşmeyecek, ana muhalefetin parti içi kavgalarına hiçbir şartta taraf olmayacağız” sözleri, AK Parti teşkilat üyelerinin dikkatini ve odaklanmasını sağlamayı amaçladı.

  • Birlik ve Beraberlik Vurgusu: Mesajında, parti mensuplarına güven duyduğunu belirten Erdoğan, gençlerin ve tüm dava arkadaşlarının birlik içerisinde hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Bu açıklamalar, siyasi arenada yönlendirici bir mesaj vererek, muhalefetin kışkırtıcı eylemlerine karşı temkinli olunması gerektiğini de ortaya koyuyor.


Gündeme Etkileri ve Gelecek Süreç

Erdoğan’ın bu sert açıklamaları, siyasi gündem üzerinde önemli bir etki yarattı. Özellikle şu noktalara dikkat çekilebilir:

  • Kamuoyu ve Medya: Farklı medya kuruluşları (Yeni Şafak, TGRT, Hürriyet, NTV vb.) tarafından geniş yer bulan bu açıklamalar, soruşturmanın ve iddiaların detaylarının ilerleyen günlerde daha netleşeceğine dair beklentileri artırdı.

  • Siyasi Tartışmalar: Açıklamalar, parti içi birlik çağrısı ve muhalefetin provokasyonlarına karşı uyarı niteliğinde olduğu için, siyasi tartışmaları da beraberinde getirdi.

  • Hukuki Süreçler: Yolsuzluk ve suç örgütü iddialarının aydınlatılması amacıyla yürütülen soruşturmaların ilerleyen süreçte kamuoyuyla paylaşılacağına dair beklenti oluştu.

Bu gelişmeler, hem yerel yönetimlerdeki faaliyetlerin denetlenmesi hem de siyasi çevrelerde oluşan tartışmalar açısından önemli bir döneme işaret ediyor.


Sonuç

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın videolu bayram mesajında yer verdiği “belediyeleri ahtapot gibi sarmışlar” ifadesi, sadece bir mecaz olmanın ötesinde, mevcut siyasi ve hukuki süreçlere dair derin endişeleri yansıtıyor. Erdoğan, soruşturmaların ilerlemesiyle birlikte suç örgütü iddialarının daha net ortaya çıkacağını belirtirken, aynı zamanda parti birlik ve beraberliğine vurgu yaparak, muhalefetin provokasyonlarına karşı temkinli olunması çağrısında bulundu.

Bu sert ve iddialı açıklamalar, kamuoyunda tartışmalar yaratmaya devam ederken, ilerleyen günlerde yolsuzluk ve terör iddialarına ilişkin yeni gelişmelerin de gündeme geleceği öngörülüyor. Türkiye’nin “terörsüz” bir geleceğe ulaşması adına yürütülen bu süreç, siyasi ve hukuki arenada önemli bir rol oynamaya devam edecek.

Gündem

Su Kanalında Kayıp İz: Antalya’da 2 Gündür Haber Alınamayan 13 Yaşındaki Sefa İçin Seferberlik

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Antalya’nın Serik ilçesinde 22 Nisan’dan bu yana kayıp olan 13 yaşındaki Sefa Çağlar Glavuz’u bulmak için polis, Su Altı Arama ve Kurtarma ekipleri ile vatandaşlar seferber oldu. Bisikleti su kanalında bulunan Sefa’nın bulunması için baraj kapakları kapatıldı.

Antalya’nın Serik ilçesinde 22 Nisan Salı günü okul çıkışı bir daha evine dönmeyen 13 yaşındaki Sefa Çağlar Glavuz’un bulunması için arama çalışmaları su kanalı çevresinde yoğunlaştı.

Olayın Detayları

Antalya’nın Serik ilçesi Kökez Mahallesi’nde oturan 13 yaşındaki Sefa Çağlar Glavuz, 22 Nisan Salı günü arkadaşlarıyla okuldan çıktıktan sonra evine dönmedi . Ailesi, çocuklarından haber alamayınca aynı gün polis merkezine başvurarak kayıp ihbarında bulundu

Güvenlik Kameraları ve İlk Bulgular

Polis ekipleri, bölgedeki güvenlik kameralarını inceleyerek Glavuz’un en son Burmahancı Mahallesi yakınlarındaki bir su kanalında görüldüğünü tespit etti . Arama kurtarma ekiplerinin kanalda yaptığı incelemede, Sefa’ya ait olduğu değerlendirilen bisiklet su içinde bulundu .

Arama ve Kurtarma Çalışmaları

Antalya Emniyet Müdürlüğü Su Altı Arama ve Kurtarma ekipleri, bölgeye sevk edilerek kanal boyunca dalış ve yüzey taramaları gerçekleştirdi . Kanalın su seviyesinin yüksek olması nedeniyle baraj kapakları kapatıldı ve su seviyesi düşürülerek arama çalışmaları hızlandırıldı . Ekipler, su seviyesinin düşmesinin ardından çalışmaları daha kapsamlı biçimde derinleştirmeyi planlıyor .

Yetkililerden Açıklama

Yetkililer, şu ana kadar Sefa Çağlar Glavuz’a ulaşılamadığını, arama çalışmalarının hem kara hem de hava unsurlarıyla devam ettiğini bildirdi . Ayrıca, vatandaşlardan bölgede gören ya da işitenlerin 155 Polis İmdat hattına bilgi vermeleri istendi .

Toplum Desteği ve Çağrı

Serik halkı ve çevre köylerden gelen gönüllüler de çalışmalara destek veriyor; tedirginlik her geçen dakika artarken, herkes Sefa’nın sağ salim bulunması için dua ediyor . Baraj kapakları kapatıldıktan sonra suyun çekilmesiyle, vatandaşlar ve ekipler birlikte kanalı didik didik aramaya devam ediyor .


Yukarıdaki bilgiler ışığında, Sefa Çağlar Glavuz’un biran önce bulunması için hem yetkililer hem de yerel halk arama ve kurtarma çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Bir gelişme olması durumunda yetkililer ve basın kurumları yeni bir açıklama yapacak. Kayıp ihbarı ya da bilgi paylaşımı için 155 Polis İmdat hattı aktif olarak hizmet vermektedir.

Okumaya Devam Et

Gündem

“Kayseri’de 35 Yıl Sonra Şok Beraat: ‘Elini Ayağını Öpeyim Başkanım’ Diyerek Yargıdan Aklandı”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :

“Kayseri’de tandıra gömülen iki cinayet sanığı Yusuf Turhan, kız kardeşini 35 yıl önce öldürdüğü ileri sürülürken delil yetersizliğinden beraat etti. Detaylar ve mahkeme süreci burada.”

Öne Çıkanlar

Kayseri’de 19 Mayıs 2021 tarihinde ağabeyi Mehmet Turhan ve eski eşi Firdevs Öztürk’ü öldürüp cesetlerini tandıra gömdüğü gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Yusuf Turhan’ın, 35 yıl önce kaybolan kız kardeşi Havva Turhan’ı öldürdüğü iddiasıyla yargılandığı davada “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraatine karar verildi . Mahkeme kararının ardından “Bu mahkeme böyle bitmesin. Elini ayağını öpeyim başkanım” diyen sanık Yusuf Turhan’ın sözleri sosyal medyada geniş yankı buldu


Olayın Geçmişi

  • Tandır Cinayeti: 19 Mayıs 2021 tarihinde Faydevs Öztürk (52) ve Mehmet Turhan (55), Kayseri’nin Kocasinan ilçesi Emmiler Mahallesi’nde kayboldu. Polis, Mehmet Turhan’ın kardeşi Yusuf Turhan’ın çelişkili ifadeleri üzerine takibe aldı ve evinin bahçesindeki tandırda kadavra köpeğiyle arama yaptı; betonla kaplı tandırdan Ürkütücü manzarayla Firdevs ve Mehmet Turhan’ın cesetleri çıkarıldı

  • İlk Mahkeme Kararı: 22 Kasım 2021’de Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanık Yusuf Turhan’a ‘kardeşi kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘yengesine yönelik eylem’ suçundan da müebbet hapis cezası verildi; oğlu Bedirhan Turhan’a iki kez müebbet hapis, eşi Nejla Turhan ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı ve beraat etti

  • Yargıtay Onayı: Yerel mahkemenin beraat kararını içeren hükmü, yapılan itirazlar üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından hukuka uygun bulunarak onandı


Havva Turhan Davası ve Beraat Kararı

  • Yeni İddianame: Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, en son 1990 yılında görülen ve o tarihten beri kendisinden haber alınamayan Havva Turhan’ın ölümüyle ilgili olarak ağabey Yusuf Turhan hakkında ‘yakın akrabayı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı

  • Mektup ve Deliller: İddianamede, Yusuf Turhan’ın ağabeyi Mehmet Turhan’ın, ‘ihanet ve intikam’ duygularını anlattığı mektubu ile tanık beyanları yer aldı; ancak maktulün cesedi bulunamadı, resmi kayıtlarda izine rastlanmadı

  • Üçüncü Duruşma ve Savunma: ️Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen üçüncü duruşmada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları müdahil oldu, savcı mütalaasında ‘delil yetersizliği’ vurgusu yaptı; Yusuf Turhan ise “Ben beraatimi değil, suçlu kimse onun ortaya çıkmasını istiyorum. Bunun böyle bitmemesi lazım. Adil yargılama istiyorum” dedi

  • Beraat Kararı: Mahkeme heyeti, Bakanlık avukatının yeniden keşif talebini reddederek delil yetersizliğinden dolayı sanığın beraatine karar verdi; karar sonrası Yusuf Turhan, “Bu mahkeme böyle bitmesin. Elini ayağını öpeyim başkanım” sözleriyle kararı değerlendird


Hukuki Değerlendirme

  • Delil Yetersizliği: Cesedin bulunamaması ve zaman aşımı süresinin olayın üzerinden 35 yıl geçmesi, ceza muhakemesinde “somut kanıt” gerekliliğini ön plana çıkardı

  • Zaman Aşımı ve Usul: Türk Ceza Kanunu’nda aile içi öldürme eylemleri için özel hükümler olsa da, maktulün bulunamaması ve resmi belgelerde ölüm kaydının yer almaması, ‘kesin ve kuşkuya yer bırakmayacak’ usuli şartları sağlayamadı

  • Bakanlık’ın Rolü: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın davanın tarafı olarak yeniden keşif talebi, sosyal hizmet uzmanlarının delil toplama sürecine katılımının önemini gösterdi

Okumaya Devam Et

Gündem

Yenidoğan Çetesi’nde dördüncü duruşma: Mahkeme başkanından deprem uyarısı

Yayımlandı

üzerinde

Bakırköy Adalet Sarayı’nda 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma saat 11.00 sıralarında başladı. Tanıkların dinlendiği duruşma kimlik tespitiyle başladı. İstanbul’da Silivri açıklarında dün meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem mahkemenin de gündemindeydi.

“OLASI BİR DURUMDA PANİK YAPMAYIN”

Tanıkların dinlendiği duruşma öncesi, mahkeme başkanından artçı sarsıntı uyarısı geldi. Duruşma öncesi mahkeme başkanı, “23 Nisan’da yaşanan deprem sonrası bir uyarı yapmak istiyorum. Artçılar devam ediyor olası bir durumda panik yapmayın. Hengame olmasın sandalye ve masaların altına saklanabilirsiniz. Lütfen kaçmaya çalışırken birbirinize zarar vermeyin.” dedi.

“DOKTOR SÖYLER EPİKRİZİ SEKRETER YAZAR”

Tanıkların dinlendiği duruşmada, ilk tanık olarak Avcılar Hospital Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan tanık Fulya Fulya Akbal dinlendi. Akbal, “Ben Avcılar Hospital’da çalışıyordum. Hemşire olarak yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalıştım 2 yıl boyunca. Çalıştığım dönemde, hemşire Serenay Şenkalay, doktor olarak Dursun Hoca, Zeki Hoca ve sekreter Gözde Hanım’ı tanırım. 14 Ağustos’ta Tokluoğlu doğduğunda hastanede değildim izinliydim. Ayrıca epikrizi doktor yazardı sekreteriyle. Ben hiç görmedim başka birisinin epikriz yazdığını. Doktor söyler sekreter epikrizi yazardı. Sekreterin doktorun söylediğinin dışında birşey yazması mümkün değildi.” dedi.

Yenidoğan Çetesi'nde dördüncü duruşma: Mahkeme başkanından deprem uyarısı - 1 Bakırköy Adalet Sarayı’nda 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma saat 11.00 sıralarında başladı.

“CİMER’E ŞİKAYET ETTİM”

Bir diğer tanık Sezgin Demirci ise, “Reyap Hastanesi’nde Mart 2023 ile Eylül 2023 arasında acil hekimi olarak çalıştım. Eylül ayında yönetim tarafından ayrılmam istendi. Çalıştığım dönemde 112 ekipleri, 28 günlükten büyük bebekleri getirirdi. CİMER’e şikayet ettim. Bu bebekleri yenidoğan yoğun bakıma aldığımda bir şey olursa sorumlu ben olurdum. Çünkü Yenidoğan yoğun bakımı vardı ama çocuk yoğun bakım yoktu. 28 günlükten büyük bebekleri çocuk yoğun bakıma koymalıyız yenidoğana koymak diğer hastaları risk altına alırdı. Halbuki bize yakın bölgelerde çocuk yoğun bakım odası olan hastaneler vardı. Yönetime şikayet ettiğim zaman ‘Bu konuyu kapat’ dediler. Bana mobbing uyguladılar. Ben de istifa ettim.” dedi.

“BU HASTA SIRADIŞI BİR DURUMDU”

Avcılar Hospital’da çalışan nöbetçi hemşire Meryem Akyürek ise, “Tokluoğlu hakkında bir bilgim yok. O dönemde yıllık izindeydim. Ben bebek odasında çalışıyordum. Sonrasında da hiçbirşey duymadım. Zeki doktor ile çalıştığım sürece blr ihmaline rastlamadım. Çağırdığım zaman hemen gelirdi” dedi. Duruşma saat 15.00 sıralarında verilen aranın ardından 16.00’da yeniden başladı.

Aranın ardından Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nde çalışan doktor Raşit Çaparoğlu söz aldı. Çaparoğlu, “Opara bebekle ilgili, bir gün iş yerine geldiğimde 6 aylık bir bebeğin yattığını gördüm. 28 günlükten büyük bebekler burada yatmazdı. Şaşırdım ‘Burada yatması yasal değil’ dedim hemşireye. Birkaç gün önce, acile geldiğini ama sevk alamadığını bu nedenle burada yattığını söyledi. Yönetim ve işletmeci işbirliğinde yatışına karar verildiğini söyledi. Bu bebekle ilgilenen kişi Fırat Sarı’ydı. Bu hasta sıradışı bir durumdu. Ben orada bulunduğum sürece mesleğimin niteliği gereği ilgilenmedim.” dedi.

Yenidoğan Çetesi'nde dördüncü duruşma: Mahkeme başkanından deprem uyarısı - 2

“BİZE MÜDAHALE YAPILMAMASI SÖYLENDİ”

Birinci Hastanesi’nde Paramedik olarak çalışan Yaren Sena Kayır ise, “Opara bebeğin sevki yapıldı. Küveze aldık bakımlarını yaptık. Doğukan Bey geldi Fırat Sarı ile konuştu ve tedavisi için order aldık. Akşam oldu ve bebeğin bakımlarını akşam sorumlusuna teslim ettik. Ertesi gün 18.00 gibi hastaneye gittim. Direkt onun başına gittim sağlıklıydı bir problemi yoktu. Teslim saatine yakın kötüleşti. Monitör uyarı verdi kalbini hissetmedik. Doğukan Bey’i aradık ‘Sorun olmaz büyük bebekte duyamayabilirsiniz’ dedi. Bizim monitörler eskiydi prob lazımdı ama yeterli prob hastanede yoktu. Tuğçe hemşire kalp masajı yaptı. Hepimiz bebeğin başında müdahale ettik. Biz teslim ettiğimizde bebek yaşıyordu. Daha sonra bebeğin öldüğünü öğrendik. Bize herhangi bir müdahale yapılmaması gerektiği söylendi ama biz kızlar yine de tüm müdahaleleri yaptık. Aileden para alınmış ama ‘Ertesi gün para aileye teslim edilsin’ denildi. Konuyla ilgili başka bir bilgim yok. Doktorlar genelde düzenli olarak viziteye çıkmazdı.” dedi.

“BEBEK EKS OLDUĞU SIRADA BEN AŞAĞIDAYDIM”

Güney Hastanesi’nde çalışan hemşire Yağmur Acıyan’a ölen Kaya bebek hakkında soru soruldu. Acıyan savunmasında, “ bize geldiğinde zaten kötü durumdaydı. Bebeğin eks olduğu sırada ben aşağıdaydım. Batuhan Çelik beni arayıp, ‘Bebeğin eks olduğu alana gel’ dedi. Ben de oraya gittim. Bebeğin babası geldi. Babası ‘Doktor bana bilgi vermişti zaten’ dedi. Bunun dışında bir bilgim yok” ifadesini kullandı.

DURUŞMA ERTELENDİ

Duruşma, yarın saat 10.00’a ertelendi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar