Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 9. Milli İrade İftarı’nda Önemli Açıklamalar

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama: Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen 9. Milli İrade İftarı’nda yaptığı konuşmada Türkiye’nin birlik ve beraberliğini, Gazze halkına desteğini ve siyasi provokasyonlara karşı duruşunu ortaya koydu. Detaylı makalemizi okuyun.


Etkinliğin Genel Çerçevesi

28 Mart 2025 tarihinde, İstanbul’un seçkin mekanlarından Wow Hotel’de düzenlenen 9. Milli İrade İftarı kapsamında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu. Bu özel iftar organizasyonu, Ramazan ayının manevi atmosferinde, Türkiye’nin 85 milyon vatandaşını ortak değerler ve milli irade etrafında bir araya getirmeyi hedefliyor.


Konuşmanın Ana Başlıkları

Türkiye Yüzyılı ve Milli Birlik Mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başlangıcında “Bütün gayemiz 85 milyonun tamamını Türkiye Yüzyılı hedefinde buluşturmak” ifadesini kullanarak, milli birlik ve beraberlik mesajı verdi. Tarihimizin önemli kilometre taşlarından – 1071 Malazgirt ruhu ve İstiklal Marşı’nda özetlenen kardeşlik anlayışı – ile bugünkü birlik çağrısının altını çizdi.

Gazze ve Filistin’e Destek

Erdoğan, konuşmasında Türkiye’nin uluslararası arenada önemli roller üstlendiğini vurgulayarak, Gazze halkına tam destek sözü verdi. “Bir haftadır yolsuzluğu örtmek, hırsızlığı perdelemek için her türlü çaba sarf edenlere karşı, biz Gazze’nin yanında olacağız. Bağımsız Filistin devleti kurulana kadar mücadelemiz sürecek” açıklamasıyla, dış politika konusundaki hassasiyeti ortaya koydu.

Siyasi Provokasyonlara Karşı Duruş

Konuşmanın dikkat çeken bir diğer bölümü, muhalefet çevrelerine yönelik sert eleştiriler içeriyordu. Cumhurbaşkanı, “CHP Genel Başkanı resmen siyasi mandacılık talep ediyor” ifadesiyle, toplumsal bölücülük ve provokasyon yaratmaya yönelik girişimlere karşı uyarıda bulundu. Bu eleştiriler, ülke gündeminde büyük yankı uyandırırken, kamu düzeninin korunmasına verilen önemin altını çizdi.

Siyasi Mandacılık Eleştirisi ve Batı’ya Yalvarma İddiaları

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9. Milli İrade İftarı’ndaki konuşmasında, CHP Genel Başkanı’nın siyasi arenada “mandacılık” talep ettiğini ve Batı’ya yalvaracak kadar kontrolü kaybettiklerini ifade etti. Erdoğan, bu açıklamalarıyla;

  • Siyasi Mandacılık Eleştirisi:
    CHP Genel Başkanı’nın, ülkenin sorunlarını çözmek yerine siyasi popülarite arayışına girdiğini ve bu durumun milli birlik ile egemenlik değerlerini zayıflattığını belirtti. Bu eleştiri, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını koruma kararlılığını ön plana çıkarırken, ülkenin tarihsel değerlerine sahip çıkılması gerektiğine dair güçlü bir mesaj veriyor.

  • Batı’ya Yalvarma İddiası:
    Erdoğan, aynı zamanda Batı’nın Türkiye’ye yönelik uyguladığı baskı ve müdahaleleri eleştirirken, Batı’nın ülkesi üzerindeki etkisini azaltmaya yönelik politikaların uygulanmasının gerekliliğini vurguladı. Ona göre, Batı’ya yalvarmak, Türkiye’nin milli iradesine zarar veriyor ve ülkenin bağımsız dış politika çizgisini zayıflatıyor.

Bu açıklamalar, Türkiye’nin iç siyasi dinamiklerinde ve dış politikadaki stratejilerinde, ulusal egemenliğin ve milli değerlerin korunması gerektiği yönündeki kararlılığın altını çizerken, aynı zamanda kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Milli irade ve birlik temalarının savunulduğu bu söylemler, ülkedeki siyasi tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.


Milli İrade İftarı’nın Önemi

Milli İrade İftarı, sadece bir iftar organizasyonu olmanın ötesinde, Türkiye’nin ortak değerlerini, milli iradesini ve ulusal hedeflerini sembolize ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu toplantıda yaptığı konuşmalar, ülkenin geleceğine dair vizyonu ve birlik mesajını pekiştirirken, aynı zamanda ulusal ve uluslararası arenada Türkiye’nin duruşunu net bir şekilde ortaya koyuyor.


Sonuç ve Değerlendirme

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9. Milli İrade İftarı’ndaki açıklamaları, Türkiye’nin hem iç hem de dış politikadaki kararlılığını gözler önüne serdi. Konuşmada milli birlik, Gazze ve Filistin desteği ile siyasi provokasyonlara karşı alınan sert tavır, ülkenin geleceğine yönelik umutları ve beklentileri artırırken; aynı zamanda toplumsal dayanışma ve milli iradenin önemini de bir kez daha hatırlattı.

Bu kapsamlı iftar organizasyonu, Türkiye’nin 85 milyon vatandaşı arasında ortak değerlerin ve milli hedeflerin benimsenmesi açısından önemli bir platform olarak öne çıkıyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Ayakkabı, oyuncak ve deri ürünlerinde yurt dışı siparişlerine kısıtlama — Önceden verilen siparişler ne olacak?

Yayımlandı

üzerinde

Ayakkabı, oyuncak ve deri ürünlerinde yurt dışı siparişlerine kısıtlama — Önceden verilen siparişler ne olacak?

FATİHDOGANMEDYA / Haber — 26 Ekim 2025, 14:00 | Okuma süresi: 3 dakika

Ticaret Bakanlığı, e-ticaret denetimleri ve laboratuvar analizleri sonucunda yüksek risk taşıdığı tespit edilen ayakkabı, oyuncak ve saraciye (deri çanta/bavul vb.) ürünlerinin posta veya hızlı kargo yoluyla—“basitleştirilmiş gümrük beyannamesi” (ETGB) kapsamında—ülkeye girişine kısıtlama getirdi. Düzenleme 20 Ekim 2025 tarihli ve 2025/11 sayılı Genelge ile yürürlüğe girdi.


Neden kısıtlama getirildi?

Ticaret Bakanlığı’nın denetim ve laboratuvar incelemelerinde incelenen 182 üründen 148’inin ürün güvenliği kriterlerini karşılamadığı; uygunsuzluk oranının %81 olduğu bildirildi. İncelemelerde fitalat, kurşun, kadmiyum ve PAH’lar gibi yasal sınırların üstünde toksik kimyasallara rastlandığı açıklandı. Bakanlık, insan sağlığını koruma amacıyla posta ve hızlı kargo yoluyla gelen bu ürünlerde kısıtlama uygulamaya koydu.


Hangi gönderiler etkileniyor?

Düzenleme özellikle posta ve hızlı kargo (ETGB / basitleştirilmiş gümrük) ile bireysel tüketiciler tarafından yurt dışındaki platformlardan satın alınan ayakkabı, oyuncak ve saraciye ürünlerini kapsıyor. Diğer ithalat kanalları (ör. normal gümrük işlemiyle ithal edilen ticari sevkiyatlar) bu kısıtlamanın dışında kalabilir; yani ürünün ülkeye giriş şekli belirleyici.


Peki, daha önce verilen siparişler ne olacak?

Bakanlık ve yetkili haber ajanslarının bildirdiğine göre, kısıtlama sonrası tüketicilerin üç temel seçeneği bulunuyor:

  1. Satın alma platformuyla iade sürecini başlatmak — satıcı ile iletişim kurarak geri ödeme talep edilebilir.

  2. Gümrüğe normal usulde beyanla (tam gümrük işlemi) getirme — eğer teknik olarak mümkünse ve ilgili belgeler sağlanabiliyorsa ürün normal gümrük prosedürüne göre ülkeye sokulabilir; bu yol genellikle masraflı olur.

  3. Gümrüğe iade veya “terk etme” seçenekleri — kargonun ülkeye girişine izin verilmezse paket gümrüğe iade edilir veya ithalatçı tarafından bırakılabilir; tüketici/ithalatçı bu süreçler için kargo firması ve satıcıyla görüşmelidir. Anadolu Ajansı

Özetle: Siparişler otomatik olarak “iletilir” diye düşünülmemeli — etkilenen gönderiler ya iade sürecine girecek, ya tüketici tarafından normal gümrük beyanı ile getirilmeye çalışılacak ya da gümrüğe iade/terk edilecek. https://ticaret.gov.tr+1


Tüketiciler ve satıcılar için pratik öneriler

  • Sipariş verdiyseniz önce satıcı/alışveriş platformu ile iletişime geçin; iade ve geri ödeme seçeneklerini sorun

  • Kargo takibini kontrol edin. Kargonuz ETGB kapsamında görünüyorsa bu düzenlemeye takılabilir.

  • Kabul etmeyin veya teslim almadan önce bilgi alın. Gümrükten işlem yapılması gerekiyorsa maliyet oluşabilir.

  • Satıcı/işletmeler için: piyasa gözetimi ve uygunluk belgeleri, laboratuvar testleri ve mevzuata uyum zorunluluğu daha da önem kazandı — tedarik zincirinizi gözden geçirin.


Etkileri ve soru işaretleri

Kısıtlama, bireysel yurt dışı alışverişlerini ve bazı e-ticaret platformlarının tüketiciye sunduğu ürün çeşitliliğini kısmen sınırlayabilir. Sektör temsilcileri ile tüketiciler arasında kısa vadede iade/mağduriyet süreçleri artabilir; uzun vadede ise iç piyasada mevzuata uygun üretim ve tedarik öne çıkabilir. (Gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz.)

Okumaya Devam Et

Gündem

Kağıthane’de vahşet: Nilay’ı sokak ortasında katletti

Yayımlandı

üzerinde

Kağıthane’de vahşet: Nilay’ı sokak ortasında katletti

Tarih: 26 Ekim 2025 · Saat: İlk haberler 11:58 (güncelleme: 14:15) · Okuma süresi: ~2 dakika

İstanbul Kağıthane Çağlayan Mahallesi 15 Temmuz Şehitler Caddesi’nde, 42 yaşındaki Nilay Kotan sokak ortasında silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. Olayın şüphelisi, eski sevgilisi olduğu öne sürülen 64 yaşındaki Ali K., polis tarafından Silivri’de yakalandı.


Olayın ayrıntıları

İddiaya göre saldırı 26 Ekim 2025 sabah saatlerinde Çağlayan Mahallesi 15 Temmuz Şehitler Caddesi’nde meydana geldi. Saldırganın Nilay Kotan’a çok sayıda (haber kaynaklarına göre 15) el ateş ettiği; ağır yaralanan Kotan’ın olay yerindeki ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldığı, burada tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdiği bildirildi.

Şüphelinin yakalanması ve kimlik bilgileri

Olay yerinden kaçan şüpheli A.K. (64) olduğu iddia edilen kişi, polis ekiplerinin titiz çalışması sonucu Silivri’de yakalandı. Şüphelinin yakalandığı ve olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. Bazı haberlerde şüphelinin daha önce sabıkasının olduğu yönünde bilgiler yer aldı; soruşturma ekipleri bu kayıtları inceliyor.

Emniyet ve adli süreç

Olayın ardından Kağıthane Asayiş Büro Amirliği ve olay yeri inceleme ekipleri bölgeye sevk edildi; çevredeki güvenlik kamera kayıtları ve görgü tanıklarının ifadeleri toplandı. Savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli adliyeye sevk edilmeden önce emniyetteki işlemleri sürüyor.

Görgü tanıkları ve mahalle sakinlerinin tepkisi

Mahalle sakinleri olay karşısında şok yaşadıklarını; sokakta böyle bir saldırının gerçekleşmesinin bölge halkını tedirgin ettiğini belirtti. Polis, olayla ilgili görgü tanıklarının bildirimleri için çağrı yaptı ve ilave güvenlik önlemleri alındı.

Okumaya Devam Et

Gündem

PKK, Türkiye sınırındaki kampları boşaltıyor — Zap ve Metina ile mağaralar tahliye edilecek

Yayımlandı

üzerinde

PKK, Türkiye sınırındaki kampları boşaltıyor — Zap ve Metina ile mağaralar tahliye edilecek

Tarih / Saat: 26 Ekim 2025 — 14:30
Okuma süresi: 3 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi

Kuzey Irak kaynaklı açıklamalara göre PKK, Türkiye sınırına yakın Zap ve Metina başta olmak üzere bazı kamp ve mevzilerini boşaltma kararı aldı; örgütün bölgedeki mağara ve barınak alanlarını da terk edeceği bildirildi. Süreçle ilgili ayrıntılar ve bölgedeki askeri-güvenlik gelişmeleri devam ediyor.


Gelişme: Hangi alanlar boşaltılacak?

Kuzey Irak’ta yayılan haberlere göre PKK, Türkiye sınırına yakın Zap ve Metina kamp bölgelerinde kademeli çekilme kararı aldı; aynı açıklamada mağara ve sınır hattına yakın bazı mevzilerin de tahliye edileceği ifade edildi. Bu duyurunun örgütün üst düzey iletişim kanallarından mı yoksa bölgedeki kaynaklardan mı yapıldığına dair detaylar henüz bütünlüklü şekilde paylaşılmadı.

Süreç ve uygulama iddiaları

Bazı medya kuruluşlarının aktardığı iddialara göre, silah bırakma ve çekilme sürecinin bölge bölge yürütüleceği; mağaraların tespit edilip girişlerinin kapatılması veya imha edilmesi gibi uygulamaların yer alabileceği belirtiliyor. Bu ayrıntılarla ilgili kaynaklar, sürecin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve güvenlik birimleri gözetiminde ilerleyebileceğine işaret ediyor. Ancak bu tür operasyonel detayların sahada nasıl uygulanacağına dair resmi bir açıklama henüz yapılmadı.

Türkiye cephesinden bağlam

Türkiye, PKK’ya karşı sınırötesi operasyonlarını sürdürüyor; geçmiş dönemlerde Zap, Metina, Hakurk gibi bölgeler hava ve kara harekâtlarıyla hedef alınmıştı. Bölgedeki askeri faaliyetler ve istihbarat çalışmaları, olası çekilme ve silah bırakma süreçlerinin güvenlik boyutunu belirleyecek. Uluslararası ajanslar da Türkiye’nin operasyonlarını ve bölgedeki durumu yakından takip ediyor.

Uzman yorumları ve olası sonuçlar

Güvenlik uzmanları ve bölge analistleri, kampların boşaltılması ve mağaraların terkedilmesinin kalıcı barışa doğru atılmış önemli bir adım olabileceğini; ancak sahada denetim, teslim, rehabilitasyon ve siyasi-mekanik süreçlerin eş zamanlı ve şeffaf biçimde yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, çekilme sonrası bölge güvenliğinin sağlanması, geri dönüş ve ceza adımları gibi hukuki-siyasi konuların da çözülmesi gerekiyor. (Uzman değerlendirmeleri medya kaynaklarından ve analiz raporlarından derlenmiştir.

Ne takip edilmeli?

  • PKK veya bağlı yapılanmalardan gelecek resmi açıklamalar, sürecin kapsamını netleştirecek.

  • Türkiye Cumhuriyeti makamları (MSB, MİT, Dışişleri) ve bölgedeki yerel aktörlerin açıklamaları takip edilmeli.

  • Uluslararası gözlemciler ve bağımsız raporlar, iddiaların doğruluğunu teyit edebilecek üçüncü kaynaklar sağlayabilir.


Not: Bu haber, kamuoyuna yansıyan güvenilir medya ve kaynaklara dayanarak hazırlanmıştır; iddiaların bir kısmı sahadaki fiili uygulamalarla teyit edilmeyi beklemektedir. Okurlarımız, resmi makam açıklamalarını öncelikli kaynak olarak takip etmelidir.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar