Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Çok Konuşulacak: Özgür Özel’den Erken Seçim Uyarısı

Yayımlandı

üzerinde

“Erken seçim olmazsa sürpriz şok edici hamle yapacağım!”

Meta Açıklama: CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçim süreci gerçekleşmezse “sürpriz, şok edici” bir hamle yapacağını açıkladı. Bu detaylı haberde, Özgür Özel’in sözlerinin siyaset üzerindeki etkileri, CHP içi ve kamuoyundaki tepkiler, erken seçim ihtimali ve Türk siyasetindeki olası yansımaları analiz ediliyor.


Giriş

Türk siyasetinde son dönemde en çok gündeme oturan açıklamalardan biri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in erken seçim konusunda yaptığı çarpıcı ifadeler oldu. Halk TV’de gazeteci İsmail Küçükkaya’nın aktardığına göre, Özgür Özel, AK Parti’nin sonbahara kadar erken seçim ilan etmemesi durumunda “sürpriz, şok edici bir hamle” yapacağını belirtti. Bu açıklama, hem partinin iç dinamiklerini hem de ülke genelindeki siyasal atmosferi etkileyebilecek nitelikte dikkat çekiyor.


Açıklamanın Detayları ve Arka Plan

Özgür Özel’in Sözleri

Özgür Özel’in iddiası, erken seçim tartışmalarının sıcak olduğu bir dönemde geldi. İsmail Küçükkaya’nın haberine göre;

“Eğer AK Parti sonbahara kadar erken seçim ilan etmezse şok edici bir hamle yapacağım”
ifadesi, partinin gelecek stratejilerine dair önemli ipuçları veriyor. Bu söz, yalnızca bir uyarı niteliği taşımamakta, aynı zamanda kamuoyunu ve rakip partileri de harekete geçirmeyi hedefliyor.

Siyasi Atmosfer ve Erken Seçim Tartışmaları

Son yıllarda Türkiye siyasetinde erken seçim konusu defalarca gündeme geldi. Özellikle son yerel seçimlerin ardından, ekonomik ve toplumsal dinamiklerin etkisiyle erken seçim beklentileri artış gösterdi. AK Parti’nin erken seçim çağrısına yanıt verecek bir adım atıp atmayacağı, hem hükümetin stratejisini hem de muhalefetin hamlelerini belirleyecek önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor.


CHP ve Rakip Siyasi Dinamikler

CHP İçinde ve Kamuoyunda Yankıları

Özgür Özel’in açıklaması, CHP içindeki tartışmaların yanı sıra kamuoyunun da geniş bir kesiminde yankı uyandırdı. Aday belirleme sürecinden, partinin genel stratejisine kadar pek çok konuda soru işaretleri oluşturdu. Özellikle muhalefet partilerinde erken seçim çağrısının etkili olup olmayacağı, siyasi arenada yeni dengelerin kurulup kurulmayacağı konusunu gündeme getirdi.

Rakip Partilerin Beklentileri

Özellikle AK Parti’nin seçim stratejileri ve erken seçim ilanı konusundaki adımları, rakip partiler tarafından yakından takip ediliyor. Erken seçim uygulamasının, mevcut siyasi düzende ve seçmen davranışında nasıl bir değişiklik yaratacağı, rakip partilerin gelecek planlarında önemli bir rol oynayacak.


Potansiyel Sonuçlar ve Etkiler

Şok Edici Hamle Ne Anlama Gelebilir?

Özgür Özel’in “sürpriz, şok edici” hamle ifadesi, yalnızca sözde kalmayıp somut adımlara dönüşebilecek bir stratejiyi işaret ediyor. Bu tür bir hamle;

  • Parti iç reformlar: Aday belirleme ve örgütlenme süreçlerinde radikal değişiklikler,

  • Siyasi strateji değişikliği: Erken seçim çağrılarının güçlendirilmesi ve seçmen mobilizasyonu,

  • Yönetim ve kampanya yenilikleri: Mevcut siyasi dinamiklerin değiştirilmesi için yeni uygulamalara yönelim
    olarak yorumlanabilir.

Erken Seçimin Siyasete Etkisi

Erken seçim kararı, ülke yönetiminde ve ekonomi-politika alanında beklenmedik dalgalanmalara yol açabilir. CHP ve diğer muhalefet partilerinin bu hamleye vereceği yanıt, 2025 genel seçimleri öncesi siyasi dengeleri yeniden şekillendirebilir. Özellikle, seçmenlerin uygulamadaki değişimlere olan tepkisi, siyasal partilerin kampanya stratejilerini ve seçim sonuçlarını doğrudan etkileyebilir.


Sonuç

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in erken seçim konusundaki açıklamaları, Türk siyasetinde önemli bir dönüm noktası olabilir. “Erken seçim olmazsa sürpriz şok edici bir hamle yapacağım” ifadesi, yalnızca bir uyarı olmakla kalmayıp, siyasi arenada yeni hareketlerin de habercisidir. Rakip partilerin stratejileri, parti içi dinamikler ve kamuoyunun tepkileri önümüzdeki günlerde daha net ortaya çıkacaktır. Bu gelişme, Türkiye’de siyaset ve yönetim anlayışına dair önemli ipuçları verirken, erken seçim beklentilerinin nasıl şekilleneceğini de yakından ilgilendirmektedir.

Gündem

“Kayseri’de 35 Yıl Sonra Şok Beraat: ‘Elini Ayağını Öpeyim Başkanım’ Diyerek Yargıdan Aklandı”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :

“Kayseri’de tandıra gömülen iki cinayet sanığı Yusuf Turhan, kız kardeşini 35 yıl önce öldürdüğü ileri sürülürken delil yetersizliğinden beraat etti. Detaylar ve mahkeme süreci burada.”

Öne Çıkanlar

Kayseri’de 19 Mayıs 2021 tarihinde ağabeyi Mehmet Turhan ve eski eşi Firdevs Öztürk’ü öldürüp cesetlerini tandıra gömdüğü gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Yusuf Turhan’ın, 35 yıl önce kaybolan kız kardeşi Havva Turhan’ı öldürdüğü iddiasıyla yargılandığı davada “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraatine karar verildi . Mahkeme kararının ardından “Bu mahkeme böyle bitmesin. Elini ayağını öpeyim başkanım” diyen sanık Yusuf Turhan’ın sözleri sosyal medyada geniş yankı buldu


Olayın Geçmişi

  • Tandır Cinayeti: 19 Mayıs 2021 tarihinde Faydevs Öztürk (52) ve Mehmet Turhan (55), Kayseri’nin Kocasinan ilçesi Emmiler Mahallesi’nde kayboldu. Polis, Mehmet Turhan’ın kardeşi Yusuf Turhan’ın çelişkili ifadeleri üzerine takibe aldı ve evinin bahçesindeki tandırda kadavra köpeğiyle arama yaptı; betonla kaplı tandırdan Ürkütücü manzarayla Firdevs ve Mehmet Turhan’ın cesetleri çıkarıldı

  • İlk Mahkeme Kararı: 22 Kasım 2021’de Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanık Yusuf Turhan’a ‘kardeşi kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘yengesine yönelik eylem’ suçundan da müebbet hapis cezası verildi; oğlu Bedirhan Turhan’a iki kez müebbet hapis, eşi Nejla Turhan ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı ve beraat etti

  • Yargıtay Onayı: Yerel mahkemenin beraat kararını içeren hükmü, yapılan itirazlar üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından hukuka uygun bulunarak onandı


Havva Turhan Davası ve Beraat Kararı

  • Yeni İddianame: Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, en son 1990 yılında görülen ve o tarihten beri kendisinden haber alınamayan Havva Turhan’ın ölümüyle ilgili olarak ağabey Yusuf Turhan hakkında ‘yakın akrabayı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı

  • Mektup ve Deliller: İddianamede, Yusuf Turhan’ın ağabeyi Mehmet Turhan’ın, ‘ihanet ve intikam’ duygularını anlattığı mektubu ile tanık beyanları yer aldı; ancak maktulün cesedi bulunamadı, resmi kayıtlarda izine rastlanmadı

  • Üçüncü Duruşma ve Savunma: ️Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen üçüncü duruşmada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları müdahil oldu, savcı mütalaasında ‘delil yetersizliği’ vurgusu yaptı; Yusuf Turhan ise “Ben beraatimi değil, suçlu kimse onun ortaya çıkmasını istiyorum. Bunun böyle bitmemesi lazım. Adil yargılama istiyorum” dedi

  • Beraat Kararı: Mahkeme heyeti, Bakanlık avukatının yeniden keşif talebini reddederek delil yetersizliğinden dolayı sanığın beraatine karar verdi; karar sonrası Yusuf Turhan, “Bu mahkeme böyle bitmesin. Elini ayağını öpeyim başkanım” sözleriyle kararı değerlendird


Hukuki Değerlendirme

  • Delil Yetersizliği: Cesedin bulunamaması ve zaman aşımı süresinin olayın üzerinden 35 yıl geçmesi, ceza muhakemesinde “somut kanıt” gerekliliğini ön plana çıkardı

  • Zaman Aşımı ve Usul: Türk Ceza Kanunu’nda aile içi öldürme eylemleri için özel hükümler olsa da, maktulün bulunamaması ve resmi belgelerde ölüm kaydının yer almaması, ‘kesin ve kuşkuya yer bırakmayacak’ usuli şartları sağlayamadı

  • Bakanlık’ın Rolü: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın davanın tarafı olarak yeniden keşif talebi, sosyal hizmet uzmanlarının delil toplama sürecine katılımının önemini gösterdi

Okumaya Devam Et

Gündem

Yenidoğan Çetesi’nde dördüncü duruşma: Mahkeme başkanından deprem uyarısı

Yayımlandı

üzerinde

Bakırköy Adalet Sarayı’nda 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma saat 11.00 sıralarında başladı. Tanıkların dinlendiği duruşma kimlik tespitiyle başladı. İstanbul’da Silivri açıklarında dün meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem mahkemenin de gündemindeydi.

“OLASI BİR DURUMDA PANİK YAPMAYIN”

Tanıkların dinlendiği duruşma öncesi, mahkeme başkanından artçı sarsıntı uyarısı geldi. Duruşma öncesi mahkeme başkanı, “23 Nisan’da yaşanan deprem sonrası bir uyarı yapmak istiyorum. Artçılar devam ediyor olası bir durumda panik yapmayın. Hengame olmasın sandalye ve masaların altına saklanabilirsiniz. Lütfen kaçmaya çalışırken birbirinize zarar vermeyin.” dedi.

“DOKTOR SÖYLER EPİKRİZİ SEKRETER YAZAR”

Tanıkların dinlendiği duruşmada, ilk tanık olarak Avcılar Hospital Hastanesi’nde hemşire olarak çalışan tanık Fulya Fulya Akbal dinlendi. Akbal, “Ben Avcılar Hospital’da çalışıyordum. Hemşire olarak yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalıştım 2 yıl boyunca. Çalıştığım dönemde, hemşire Serenay Şenkalay, doktor olarak Dursun Hoca, Zeki Hoca ve sekreter Gözde Hanım’ı tanırım. 14 Ağustos’ta Tokluoğlu doğduğunda hastanede değildim izinliydim. Ayrıca epikrizi doktor yazardı sekreteriyle. Ben hiç görmedim başka birisinin epikriz yazdığını. Doktor söyler sekreter epikrizi yazardı. Sekreterin doktorun söylediğinin dışında birşey yazması mümkün değildi.” dedi.

Yenidoğan Çetesi'nde dördüncü duruşma: Mahkeme başkanından deprem uyarısı - 1 Bakırköy Adalet Sarayı’nda 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma saat 11.00 sıralarında başladı.

“CİMER’E ŞİKAYET ETTİM”

Bir diğer tanık Sezgin Demirci ise, “Reyap Hastanesi’nde Mart 2023 ile Eylül 2023 arasında acil hekimi olarak çalıştım. Eylül ayında yönetim tarafından ayrılmam istendi. Çalıştığım dönemde 112 ekipleri, 28 günlükten büyük bebekleri getirirdi. CİMER’e şikayet ettim. Bu bebekleri yenidoğan yoğun bakıma aldığımda bir şey olursa sorumlu ben olurdum. Çünkü Yenidoğan yoğun bakımı vardı ama çocuk yoğun bakım yoktu. 28 günlükten büyük bebekleri çocuk yoğun bakıma koymalıyız yenidoğana koymak diğer hastaları risk altına alırdı. Halbuki bize yakın bölgelerde çocuk yoğun bakım odası olan hastaneler vardı. Yönetime şikayet ettiğim zaman ‘Bu konuyu kapat’ dediler. Bana mobbing uyguladılar. Ben de istifa ettim.” dedi.

“BU HASTA SIRADIŞI BİR DURUMDU”

Avcılar Hospital’da çalışan nöbetçi hemşire Meryem Akyürek ise, “Tokluoğlu hakkında bir bilgim yok. O dönemde yıllık izindeydim. Ben bebek odasında çalışıyordum. Sonrasında da hiçbirşey duymadım. Zeki doktor ile çalıştığım sürece blr ihmaline rastlamadım. Çağırdığım zaman hemen gelirdi” dedi. Duruşma saat 15.00 sıralarında verilen aranın ardından 16.00’da yeniden başladı.

Aranın ardından Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nde çalışan doktor Raşit Çaparoğlu söz aldı. Çaparoğlu, “Opara bebekle ilgili, bir gün iş yerine geldiğimde 6 aylık bir bebeğin yattığını gördüm. 28 günlükten büyük bebekler burada yatmazdı. Şaşırdım ‘Burada yatması yasal değil’ dedim hemşireye. Birkaç gün önce, acile geldiğini ama sevk alamadığını bu nedenle burada yattığını söyledi. Yönetim ve işletmeci işbirliğinde yatışına karar verildiğini söyledi. Bu bebekle ilgilenen kişi Fırat Sarı’ydı. Bu hasta sıradışı bir durumdu. Ben orada bulunduğum sürece mesleğimin niteliği gereği ilgilenmedim.” dedi.

Yenidoğan Çetesi'nde dördüncü duruşma: Mahkeme başkanından deprem uyarısı - 2

“BİZE MÜDAHALE YAPILMAMASI SÖYLENDİ”

Birinci Hastanesi’nde Paramedik olarak çalışan Yaren Sena Kayır ise, “Opara bebeğin sevki yapıldı. Küveze aldık bakımlarını yaptık. Doğukan Bey geldi Fırat Sarı ile konuştu ve tedavisi için order aldık. Akşam oldu ve bebeğin bakımlarını akşam sorumlusuna teslim ettik. Ertesi gün 18.00 gibi hastaneye gittim. Direkt onun başına gittim sağlıklıydı bir problemi yoktu. Teslim saatine yakın kötüleşti. Monitör uyarı verdi kalbini hissetmedik. Doğukan Bey’i aradık ‘Sorun olmaz büyük bebekte duyamayabilirsiniz’ dedi. Bizim monitörler eskiydi prob lazımdı ama yeterli prob hastanede yoktu. Tuğçe hemşire kalp masajı yaptı. Hepimiz bebeğin başında müdahale ettik. Biz teslim ettiğimizde bebek yaşıyordu. Daha sonra bebeğin öldüğünü öğrendik. Bize herhangi bir müdahale yapılmaması gerektiği söylendi ama biz kızlar yine de tüm müdahaleleri yaptık. Aileden para alınmış ama ‘Ertesi gün para aileye teslim edilsin’ denildi. Konuyla ilgili başka bir bilgim yok. Doktorlar genelde düzenli olarak viziteye çıkmazdı.” dedi.

“BEBEK EKS OLDUĞU SIRADA BEN AŞAĞIDAYDIM”

Güney Hastanesi’nde çalışan hemşire Yağmur Acıyan’a ölen Kaya bebek hakkında soru soruldu. Acıyan savunmasında, “ bize geldiğinde zaten kötü durumdaydı. Bebeğin eks olduğu sırada ben aşağıdaydım. Batuhan Çelik beni arayıp, ‘Bebeğin eks olduğu alana gel’ dedi. Ben de oraya gittim. Bebeğin babası geldi. Babası ‘Doktor bana bilgi vermişti zaten’ dedi. Bunun dışında bir bilgim yok” ifadesini kullandı.

DURUŞMA ERTELENDİ

Duruşma, yarın saat 10.00’a ertelendi.

Okumaya Devam Et

Gündem

Tuzla’da arıtma tesisinde patlama

Yayımlandı

üzerinde

24.04.2025 – 18:30

Son Güncelleme : 24.04.2025 – 18:33

DHA

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar