Gündem
CHP’li milletvekili Adnan Beker’in şoförü aracı polisin üzerine sürdü

Olay Ankara’nın Altındağ ilçesinde meydana geldi. Talatpaşa Bulvarı üzerinde görev yapan polis memuru CHP Milletvekili Adnan Beker’e ait aracı Cumhuriyet Caddesi’nin trafiğe kapalı olması nedeniyle durdurmak istedi.
Ancak aracı kullanan şoför “dur” ihtarına uymayarak aracı polis memurunun üzerine sürdü.
POLİS MEMURU ŞOFÖRDEN ŞİKAYETÇİ OLDU
Yaralanan polis memuru hastaneye kaldırıldı, aracı üzerine süren şoförden de şikayetçi oldu. Adnan Beker de sosyal medya hesabından yaşananların bir görüntüsünü paylaştı.
İtibar suikastı yapıldığını söyleyen Beker, “Biz ne kimseye zarar veririz, ne de polisimizin hukukunu çiğneriz. Ama kimseye de milletin hukukunu çiğnetmeyiz” ifadesini kullandı.
Gündem
Bolu’nun Hayalet Şehri Burj Al Babas’ta 13 Kişiye 885 Yıl Hapis İstendi
Açıklaması:
Bolu Mudurnu’daki 732 “şato” villalı Burj Al Babas projesinde 13 sanığa 885’er yıla kadar hapis cezası talep edildi. Proje 67 milyon dolarlık dolandırıcılık iddiasıyla yargıya taşınıyor.
Bolu’nun Mudurnu ilçesinde “hayalet şehir” olarak anılan Burj Al Babas projesi, 2014’te Sarot Group tarafından başlatılan ve 732 lüks “şato” villadan oluşması planlanan ultra lüks tatil köyü olarak tanıtıldı. Proje, Körfez sermayesini çekmek amacıyla “Kendi şatonuzu alın!” sloganıyla Kuveytli yatırımcılara pazarlanırken, inşaat bir türlü tamamlanamadı ve 59 mağdur tüketici şikâyetçi oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Sarot Group yöneticileri de dahil olmak üzere 13 sanık hakkında 59 mağdura karşı “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 885’er yıla kadar hapis cezası talep edildi. Kayyum raporuna göre projenin tamamlanma maliyeti 162–188 milyon dolar aralığında, ancak proje için toplanan 67,18 milyon doların amacı dışında kullanıldığı ve muhasebe kayıtlarında büyük tutarsızlıklar bulunduğu tespit edildi.
Projenin Tarihçesi ve Yapısı
Burj Al Babas, 2014 yılında lansmanı yapılan ve 732 adet 325 m² büyüklüğünde “şato villa” içerdiği ilan edilen bir konut projesiydi . Mavi kuleleri, spiral merdivenleri ve lüks iç dekorasyonuyla “peri masalı” bir yaşam tarzı sunacağı vurgulanan proje, termal tatil köyü ve sosyal donatı alanlarıyla bölgenin en iddialı yatırımı olarak tanıtıldı . Ancak 2018’de konkordato talepleri ve iflas süreçleriyle uğraşan Sarot Group, inşaatı tamamlayamadan projeyi terk etti .
İddianame Detayları ve Suçlamalar
Savcılık iddianamesine göre, 2014–2018 dönemi MASAK raporlarında 1 041 ayrı işlemle projeye 67 180 000 USD tutarında para girişi tespit edildi ve bu paraların tamamının Kuveytli yatırımcılardan geldiği belirlendi . Proje sahiplerinin, “vergiden muaf olun” vaadiyle ödemeleri çoğunlukla nakit olarak aldığı ve gerçekçi teslim tarihlerine dair hiçbir güvence vermediği kaydedildi . İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Aklama Suçu Bürosu” tarafından düzenlenen iddianamede, 59 mağdura karşı “nitelikli dolandırıcılık” suçundan her sanık için 885’er yıla kadar hapis cezası istemi yer aldı .
Yasal Süreç ve Ceza Talepleri
Savcılık, Sarot Group yöneticileri Mehmet Emin Yerdelen, Adem Tekgöz ve Mezher Yerdelen gibi kilit isimlerin de aralarında bulunduğu 13 sanığın mal varlıklarına ve şirket paylarına el konulmasını talep etti . İddianamede, projenin gerçekte tamamlanamayacağı anlaşılmasına rağmen satışların 2024’e kadar devam ettirildiği, toplanan paraların şahsi menfaatler için kullanıldığı ve dolandırıcılık kastının baştan beri var olduğu vurgulandı
Projenin Güncel Durumu ve Etkileri
6 Mart 2025 tarihli TMSF raporuna göre, kayyuma devredilen projenin tamamlanma maliyeti 162–188 milyon dolar arasında öngörülürken, ödeme planları ve muhasebe kayıtlarında türlü tutarsızlıklar ve eksiklikler tespit edildi . Bölge halkı ve mağdurlar, dokuz yıldır tamamlanamayan projenin hızla sonuçlanmasını beklerken, konunun yargı yoluyla neticelenmesi umut ediliyor .
Sonuç
Burj Al Babas, “hayalet şehir” ünvanıyla anılan sembolik bir yatırım faciasına dönüşürken, yöneticilere 13 sanık hakkında 885’er yıla kadar hapis cezası istenen bu dava, Türk emlak sektöründe yüksek profilli bir dolandırıcılık örneği olarak hafızalara kazındı. Mağdurların beklentisi, yargı sürecinin adil ve hızlı bir şekilde tamamlanarak tazminat ve ceza taleplerinin karşılanması yönünde.
Gündem
Narin Güran Davasında Kritik Gelişme: Duruşma 30 Mayıs 2025’e Ertelendi
Açıklaması :
Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti davasının üçüncü duruşması, tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek 30 Mayıs 2025’e ertelendi.
Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen üçüncü duruşmada, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verilerek duruşma 30 Mayıs 2025 tarihine ertelendi . Toplam 15 sanığın “suçluyu kayırma” suçlamasıyla yargılandığı davada, tutuklu şüpheliler arasında kuzen Birsen, amca Fuat, yenge Maşallah Güran, halasının eşi Mehmet Şevket Kaya, kuzen Muhammed Kaya ve Salim Güran’ın işçisi Mehmet Selim Atasoy bulunuyor . Savcı, 29 Nisan’da sunduğu mütalaasında 6’sı tutuklu 3’ü çocuk 15 fail hakkında 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep etmiş; mahkeme ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetmiştir .
Duruşmanın Ertelenme Kararı: Öne Çıkanlar
Erteleme Kararının Mantığı
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının savunmalarına mazeret sunması ve ek delil taleplerini değerlendirirken, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi . Söz konusu karar, benzersiz ve hassas delillerin tam olarak değerlendirilmesi amacıyla alındı.
Mütalaa ve Savunma Süreci
Savcı, esas hakkındaki mütalaasını 29 Nisan tarihinde 10 sayfalık bir raporla mahkemeye sundu . Mütalaada, sanıkların oranına göre 6 aydan 5 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezası istenmesi ve delillerin yeniden gözden geçirilme gerekliliği vurgulandı . Avukatlar ise mütalaaya karşı ek savunma talebiyle mazeret beyan etti.
Bir Sonraki Oturum: 30 Mayıs 2025
Mahkeme, yeni duruşma tarihini 30 Mayıs 2025 olarak belirledi Bu oturumda, savunmaların tamamlanmasının ardından nihai karar duruşması planlanıyor.
Dava Hakkında Arka Plan Bilgisi
Olayın Geçmişi
8 yaşındaki Narin Güran, 21 Ağustos 2024’te Bağlar ilçesinde kaybolmuş; cansız bedeni 8 Eylül 2024’te Eğertutmaz Deresi yatağından çıkarılmıştır . Adli Tıp raporu, ölümünün kasten işlendiğini ortaya koymuş, ardından 28 Aralık 2024’te Narin’in anne ve ağabeyi de dahil olmak üzere ağırlaştırılmış müebbet hüküm giymiştir.
Yargılamanın Ana Davaları
Savcılık, “cinayet” ve “suçluyu kayırma” başlıklarıyla iki ayrı dosya oluşturmuş; aile bireylerinden bazılarının ağırlaştırılmış müebbet almasına, diğerlerinin ise delil karartma ve suçu kayırma suçlarından yargılanmasına karar verilmiştir .
Toplumsal ve Hukuki Yansımalar
Adalet Arayışı ve Kamuoyu
Narin Güran’ın ölümü, ülke çapında tepki toplayarak sosyal medyada “#Adaletİstiyoruz” etiketleriyle gündem olmuş; çeşitli illerde anma ve protesto gösterileri düzenlenmiştir
Hukuki Süreçte Kritik Noktalar
Tutukluluk Devamı: Sanıkların birçoğunun çocuk olması ve aile içi ilişkiler, tutukluluk kararlarında hassas denge gerektiriyor.
Delil Değerlendirmesi: Mahkeme, ek bilirkişi talepleri ile adli tıp bulgularını karşılıklı bilirkişilere incelettiriyor .
Çocuk Hakları: Yargılanan üç çocuğun suça sürüklenen çocuk statüsünde olması, usul kurallarını ayrı bir boyuta taşıyor.
Gündem
“Rekabet Kurulu’ndan Su Sektörüne Şok: Erikli ve Pınar Su’ya Toplam 26 Milyon TL Ceza”
Açıklaması
“Rekabet Kurulu, Erikli Su’ya 21,1 milyon TL, Pınar Su’ya 4,88 milyon TL ceza kesti. Geleceğe yönelik satış fiyatları paylaşımıyla 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi ihlal edildi. Detaylar için tıklayın.”
Özet
Rekabet Kurulu, ambalajlı su sektörünün önde gelen iki markası Erikli Su ve Pınar Su’yu, geleceğe yönelik satış fiyatlarına dair rekabeti kısıtlayıcı bilgi değişimi yaptıkları gerekçesiyle toplamda yaklaşık 26 milyon TL idari para cezasına çarptırdı. Kurulun 24 Nisan 2025 tarihli toplantısında alınan kararla, Erikli Su’ya 21.106.469,63 TL, Pınar Su’ya ise 4.877.401,33 TL ceza uygulanmasına karar verildi. Söz konusu incelemede, iki firmanın karşılıklı olarak geleceğe dönük fiyat planlarını paylaşarak 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettikleri tespit edildi .
Olayın Özeti
Soruşturmanın Başlangıcı
Rekabet Kurulu, 21 Eylül 2023 tarihli kararıyla ambalajlı su sektöründe faaliyet gösteren Erikli Su ve Meşrubat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile Pınar Su ve İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş. hakkında önaraştırma başlattı
Önaraştırma sürecinde elde edilen bilgi ve belgeler değerlendirildi; firmaların fiyatlama stratejilerine dair hassas bilgileri nasıl paylaştıkları mercek altına alındı .
Soruşturma Kapsamı
Kurul, iki firmanın “geleceğe yönelik satış fiyatları” gibi rekabeti kısıtlayıcı bilgi değişimi gerçekleştirdiğini belirledi
Bu fiilin, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesine açıkça aykırı olduğu kanaatine varıldı .
İnceleme ve Karar Detayları
Kararın Hukuki Dayanağı
İhlal iddiaları, 4054 sayılı Kanun’un fiyat belirleme süreçlerinde rakipler arasında bilgi paylaşımını yasaklayan 4. maddesi çerçevesinde değerlendirildi .
Toplantı ve Karar
Rekabet Kurulu’nun 24 Nisan 2025 tarihli 25-16/377-175 sayılı kararıyla soruşturma sonuçları kesinleşti .
Kararda, her iki firmanın da rekabete hassas bilgileri paylaşarak piyasadaki fiyat rekabetini zayıflattığı vurgulandı
Uygulanan Cezalar
Firma İdari Para Cezası (TL) Erikli Su 21.106.469,63 TL Pınar Su 4.877.401,33 TL Toplamda 26.0 milyon TL’yi aşan bu yaptırım, ambalajlı su pazarında rekabet ihlallerine karşı verilen en yüksek cezilerden biri oldu .
Rekabet Hukuku Kapsamında Bilgi Paylaşımı
Rekabete Hassas Bilgiler
Geleceğe yönelik fiyat planları, ticari sır niteliği taşıyan ve doğrudan rekabeti etkileyebilecek “rekabete hassas bilgiler” arasında yer alır .
Rakipler arasında bu tür bilgilerin paylaşılması, per se yani otomatik olarak rekabete aykırı kabul edilir Mİ .
Olası Riskler ve Önlemler
Bilgi değişiminin, özellikle küçük ölçekli dağıtıcılar veya nihai tüketiciler aleyhine fiyat sabitlemeye yol açma riski yüksektir.
Firmalar, geleceğe yönelik stratejik planlarını paylaşmadan önce iç denetimlerini ve rekabet uyum eğitimlerini güçlendirmelidir.
Sonuç ve Beklentiler
Rekabet Kurulu’nun bu kararı, ambalajlı su pazarında fiyat rekabetinin korunmasına yönelik güçlü bir mesaj niteliği taşıyor. Sektör oyuncularının, aynı ihlallerden kaçınmak için:
Rekabet Uyumu programları oluşturması,
Fiyatlama stratejilerini kamuoyu ile şeffaf olmayan kanallarda paylaşmaktan kaçınması,
İç politikalarını 4054 sayılı Kanun’a uygun şekilde güncellemesi
gerekiyor. İlerleyen dönemde, Kurul’un benzer ihlallere karşı denetimlerini artırarak devam ettirmesi bekleniyor.
-
Ekonomi1 hafta önce
Eskişehir’de Ormanlık Alanda Yakılarak Öldürülen 30 Yaşındaki Kadın Dehşeti: Sadece Saç ve Kemik Kaldı
-
Gündem1 hafta önce
Şanlıurfalı Genç İşçi 3 Günlük Korkunç İşkenceyle Yüzleşti: Dişleri Kırıldı, Hamam Böceği Yedirildi
-
Gündem1 hafta önce
“Silivri’de 6,2’lik Depremin Derinden Gelen Uğultusu: Sismik Kayıtların Ardındaki Gerçek”
-
Gündem1 hafta önce
Konyaaltı’nda Kan Donduran Vahşet: Polisten Kaçarken Saklandığı Odunlukta Kız Arkadaşını Vuran Sezer Bozkurt
-
Son Dakika1 hafta önce
İstanbul’da 6.2 Büyüklüğünde Korkutan Deprem: Vatandaşlar Panikle Sokağa Döküldü Medyatava +4
-
Gündem3 gün önce
Ankara’da Dehşet: Doktor Muhammet Mustafa Duman’ın Sokak Hayvanı Katliamı ve Tutuklanma Süreci
-
Gündem1 hafta önce
İstanbul’da 6.2’lik Deprem Korkuttu: Aynısı Anadolu’da Meydana Gelse Sonuçlar Nasıl Olurdu?
-
Gündem1 hafta önce
Bahçelievler Kur’an Kursunda Cinsel İstismar Skandalı: Tutuklanan Belletmen İbrahim K. ve 17 Çocuğun Pedagog Eşliğinde İfadesi