Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

CHP kurultayı soruşturması: İmamoğlu dahil 12 kişiye hapis istemi

Yayımlandı

üzerinde

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca ‘nin 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin hazırlanan iddianamede aralarında İmamoğlu’nun da bulunduğu 12 şüpheli hakkında 3 yıla kadar hapis istendi.

İddianamede Eski CHP Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu mağdur, İmamoğlu müdafii, Eski CHP Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş müşteki olarak yer aldı. 
 
CHP KURULTAYI SORUŞTURMASI

CHP’nin 4-5 Kasım 2023’te gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından usulsüzlük soruşturması başlatılmıştı.

Eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler, CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerindeki kurultayın iptali için ayrı ayrı mahkemelerde dava açmıştı.

Açılan iptal davaları Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dosyada birleştirilmişti.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Diyarbakır Narin Cinayetinde Yeni Dönemeç: İstinaf Savcısından Nevzat Bahtiyar İçin Ağırlaştırılmış Müebbet Talebi

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Diyarbakır’daki Narin Güran cinayetinde istinaf savcısı, “suç delillerini gizleme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verilen Nevzat Bahtiyar’ın cezasını Yargıtay’a taşıyarak ağırlaştırılmış müebbet hapis istiyor. Gelişmenin ayrıntıları neler?

1. Giriş: Narin Cinayetinde Kritik Dönemeç

21 Ağustos 2024’te Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni, 19 gün sonra 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde bulunmuştu. Uzun süren soruşturma ve yargılama sürecinin ardından, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi 28 Aralık 2024 tarihinde verdiği kararla; Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amcası Salim Güran’a “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis; Narin’in cansız bedenini dereye taşıdığı iddia edilen komşusu Nevzat Bahtiyar’a ise “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası vermişti .

Ancak bu karar, hem Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın duruşma savcısı hem de Diyarbakır Barosu tarafından istinaf mahkemesine taşındı. Özellikle Nevzat Bahtiyar’ın cezasının “iştirak halinde öldürme” tespitine dayandırılarak artırılması talebi, davayı yeni bir kritik dönemece sürükledi.


2. Cinayetin Ana Hatları: Suç, Soruşturma ve İlk Karar

  • Olayın Gelişimi:
    21 Ağustos 2024’te, Tavşantepe Mahallesi’nde yaşayan 8 yaşındaki Narin Güran’dan bir daha haber alınamaması üzerine aile fertleri jandarmaya kayıp ihbarı verdi. 19 gün süren arama çalışmalarının ardından, yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Eğertutmaz Deresi’nde Narin’in cesedine ulaşıldı. Yapılan otopsi sonucu, Narin’in boğularak öldürüldüğü, ardından cansız bedeninin dereye atıldığı tespit edildi.

  • Sanıklar ve Yargılamanın Başlaması:
    Suçlama zincirinde; Narin’in annesi Yüksel, babası Arif, abisi Enes ve amcası Salim Güran ile birlikte, komşuları Nevzat Bahtiyar ve bir diğer tanık-konumundaki kişi yer aldı. Anne, ağabey ve amca “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçlamasıyla, babası Arif Güran ise “suça iştirak etmeme” suçu kapsamında; diğer şüphelilerden bazıları ise “olaya yardım etme” ve “suç delili gizleme” gibi farklı suçlamalarla yargılandı.

  • 28 Aralık 2024 Kararı:
    Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Aralık 2024’te görülen karar duruşmasında;

    1. Yüksel Güran, Enes Güran ve Salim Güran’a “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası,

    2. Nevzat Bahtiyar’a “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası,

    3. Babası Arif Güran’a ise diğer suçlamalar kapsamında farklı hapis cezaları verdi.
      Kararın gerekçeli metni, 23 Ocak 2025 tarihinde 944 sayfalık olarak açıklandı.


3. Nevzat Bahtiyar’ın İlk Cezası: “Suç Delillerini Gizleme”

Duruşma savcısı Özge Nida Polat’ın dosyasında yer alan ifadelere göre; Nevzat Bahtiyar, Narin’in cansız bedenini dere kenarına gömüp, üzerine çalı çırpı örterek delil kararttı. Bu eylem, “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçu kapsamında değerlendirildi ve 4 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedildi .

Mahkeme heyeti, Bahtiyar’ın “olaya salt tehdit altında katılmış olma” ihtimalini reddederek; olayın başından itibaren cinayet sürecine bilinçli şekilde iştirak ettiğini, Delilleri kararttığını, hiçbir aşamada pişmanlık göstermediğini belirtti. Bu gerekçelerle, Bahtiyar’a “müdahil olarak suça yardım” yerine, doğrudan “delil gizleme” suçundan mahkûmiyet verildiğine dikkat çekildi .


4. İstinaf Savcısının Başvurusu: Ağırlaştırılmış Müebbet İstemi

4.1 Başvurunun Zamanı ve Mahkemesi

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın duruşma savcısı Özge Nida Polat, 31 Ocak 2025 tarihinde (güncelleme: aynı gün 14:41 saatlerinde) düzenlediği istinaf dilekçesini, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne iletti. Bu dilekçe, Nevzat Bahtiyar’ın “suç delillerini gizleme” suçundan aldığı 4 yıl 6 aylık hapis cezasının yeniden değerlendirilmesini, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına dönüştürülmesini talep ediyor.

4.2 Başvurunun Gerekçeleri

Dilekçede öne sürülen başlıca gerekçeler şu şekilde özetlenebilir:

  1. Pişmanlık ve Vicdan Muhasebesi Yokluğu:

    • Savcı, Bahtiyar’ın ifadelerinin aksine, “bu durumdan en ufak bir rahatsızlık dahi duymamış, Narin’in cansız bedenini gömdükten sonra normal hayatına devam etmiş, hiçbir aşamada gerçek bir pişmanlık sergilememiştir.” tespitine yer verdi.

  2. Ortak İştirak İradesi:

    • İfadelerinden ve adli tıp raporlarından hareketle; Bahtiyar’ın olayda ‘salt tehdit’ ile hareket etme ihtimalinin bulunmadığı, cinayet planının diğer sanıklarla birlikte gerçekleştirildiği öne sürüldü. Dilekçede, “Sanık, olayın başından itibaren diğer sanıklarla iştirak iradesiyle öldürme eylemi üzerinde hakimiyet kurmuştur.” ifadesine yer verildi.

  3. Delillerin Karartılması ve Önemli Bilgilerin Gizlenmesi:

    • Bahtiyar’ın, Narin’in cansız bedenini dereye ulaştırdıktan sonra, delillerin bulunmasını engellediği ve bu suretle hem soruşturmanın seyrini hem de suçu işleyen diğer sanıkların tespitini zorlaştırdığı vurgulandı. Özellikle, “Adli Tıp Kurumları tarafından yapılan onlarca araştırmaya rağmen herhangi bir delilin bulunmaması, Bahtiyar’ın iştirak içindeki konumunun adeta nişanesi ve göstergesidir.” denildi.

  4. Yer ve Zaman Birliği/Kişi Bağlantısı:

    • Olay saatinde Bahtiyar’ın ve diğer sanıkların bir arada bulunduğu, daraltılmış baz analiz raporları, bilirkişi raporları ve Ulusal Kriminal Büro raporu ile tespit edildi. İstinaf savcısı; bu bulgular ışığında Bahtiyar’ın cinayetin sonuna kadar zaman ve mekân birliği içinde hareket ettiğini ve suçu kolaylaştırıcı eylemler gerçekleştirdiğini belirtti.

Sonuç ve Talep:
Başvurunun sonuç bölümünde, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “delil gizleme” suçunu esas alarak verdiği hükmün, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan hüküm verilen diğer sanıklarla tutarlılık arz etmeyeceği; bu nedenle “hükmün istinafen kaldırılması ve Nevzat Bahtiyar’ın TCK 82/1-d-e uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması gerektiği” vurgulandı.


5. Diyarbakır Barosu’nun İstinaf Başvurusu: Ek Savunma ve Talepler

Diyarbakır Barosu da, 28 Aralık 2024 tarihli kararı hukuka aykırı bularak Nevzat Bahtiyar’ın cezasının “suç delillerini gizleme” kapsamında kalamayacağını; dosyada yer alan deliller ışığında Bahtiyar’ın aslında “müşterek fail” sıfatıyla hareket ettiğinin açık olduğunu savundu. Baro tarafından Bölge Adliye Mahkemesi’ne sunulan 11 sayfalık dilekçede;

  • Delillerin Vuruculuğu: Dilekçede, Bahtiyar’ın cinayet anına ait yer ve zaman birliği, delilleri gizlerken sergilediği tavır ile diğer sanıklarla olan iletişiminin, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçunu doğrudan oluşturduğu belirtildi.

  • Hukuki Uyumsuzluk: Mahkemece verilen kararın, mevcut delil ve bilirkişi raporları ile çelişki oluşturduğu; bu nedenle bir önceki hükmün kaldırılarak Bahtiyar’a da tıpkı anne, ağabey ve amca gibi “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası uygulanması gerektiği ifade edildi.

Bu çerçevede, Baro’nun istinaf dilekçesinde de temelde “bağlantılı ve parça parça hareket ederek suça mâni olma imkânını reddedip, cinayetin her aşamasına fiilen iştirak ettiği” gerekçesi ön planda tutuldu.


6. Hukuki Sürecin İlerleyişi ve Olası Sonuçlar

  1. Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) Aşaması:

    • Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşı açılan istinaf başvuruları, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne ulaştı. Burada, hem savcılığın hem de Baro’nun şahsi dilekçeleri birleştirilerek dosya incelenecek.

    • İstinaf Mahkemesi; yerel mahkemenin usul ve esas yönünden hatalı veya noksan incelemesi olup olmadığına bakarak; davayı ya onaylayacak, ya hukuka aykırı gördüğü kısımları bozacak ve yeniden yargılama veya ek inceleme yapılmasını talep edecek, ya da tamamen kaldırıp yeni bir karar verilmesini isteyebilecek.

  2. Yargıtay Aşaması:

    • Bölge Adliye Mahkemesi, İstinaf talepleri doğrultusunda “hükmü kısmen bozar” veya “hükmü yargılamayı yeniden yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderir” şeklinde karar verebilir.

    • Yerel mahkemece yeniden verilecek karar da taraflara tebliğ edildikten sonra, kesinleşmemişse Yargıtay’a gidebilir. Mevzuata göre, davada “ağırlaştırılmış müebbet” talebinin gündeme gelmesi halinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun da bu noktalarda görüş bildirme ihtimali bulunmaktadır.

  3. Cezanın Değişme İhtimali ve Toplumsal Etki:

    • Eğer Bölge Adliye Mahkemesi, Bahtiyar’ın cezasını “iştirak halinde kasten öldürme” yönünde ağırlaştırılmış müebbet olarak değiştirirse, yargılamada “orta ölçekli delil gizleme” cezası yerine, baştan paylaşmaya yönelik ceza takdirine gidilmiş olacak. Bu durum, kamu vicdanını bir miktar rahatlatacağı gibi, diğer sanıklara verilen ağırlaştırılmış müebbet kararının gerekçesiyle de tutarlılık sağlayacaktır.

    • Toplumda, çocukların korunması ve aile içi şiddete karşı artan duyarlılık nedeniyle, Narin cinayeti dosyasındaki bu yeni gelişme kadın-çocuk koruma mevzuatının ne denli ciddi ele alınması gerektiğini yeniden gözler önüne sermektedir.


7. Hukuki ve Sosyal Değerlendirme

  • Çocuk Hakları ve Koruma Perspektifi:
    8 yaşındaki Narin’in yaşam hakkını elinden alan bu cinayet; çocuk hakları bakımından Türkiye’deki mevcut eksiklikleri, korunma tedbirlerini ve açığa çıkan ihmalleri yeniden gündeme taşıdı. Hukukçular, bu tür davalarda “suça iştirak” şüphesiyle gösterilen delillerin etkin kullanılması gerektiğini; delil gizleme cezalarının, asıl suçu örtbas etmeye yetemeyeceğini vurguladılar.

  • Ceza Adalet Sistemindeki Tutarsızlıklar:
    Birçok hukuk otoritesi, Bahtiyar’ın ses kayıtları, tanık beyanları ve adli tıp raporlarına bakıldığında “olaya ortak fail” gözüyle bakılması gerektiğini, sadece “delil gizleme” ile yetinilmesinin cezanın özüne zarar verdiğini belirtti. İstinaf savcısının bu konudaki talebi, ceza adalet sistemindeki böyle ‘çifte standardı’ ortadan kaldırma çabası olarak yorumlanıyor.

  • Toplumsal Tepki ve Medyanın Rolü:
    Medya kuruluşları, aile içi şiddet haberleştirmede daha duyarlı olunması gerektiğini dile getirirken; sivil toplum örgütleri de, “bu ve benzeri davalarda koruyucu mekanizmaların güçlendirilmesi” çağrısında bulunuyor. Özellikle Diyarbakır Barosu’nun bu dosyadaki aktif tutumu, davanın seyrine önemli etki edebilecek bir “hukuk camiası baskısını” ortaya koydu.


8. Sonuç ve Beklentiler

Diyarbakır Narin cinayeti dosyasında Nevzat Bahtiyar’ın cezası, 31 Ocak 2025 tarihli istinaf başvurusuyla çok daha ağır bir cezaya evrilebilir. Bölge Adliye Mahkemesi’nin vereceği karar, hem hukuka uygunluk hem de kamu vicdanının bir kez daha aranması bakımından belirleyici olacak.

  • Olası Sonuç Senaryoları:

    1. Mevcut Cezanın Onaylanması: İstinaf Mahkemesi, “suç delillerini gizleme” cezasını uygun bularak kararı onayabilir.

    2. Kısmi Bozma/ Yeniden Yargılama: Mevcut delil ve gerekçelerde eksiklik veya usul hatası bulursa, dosyayı yerel mahkemeye bozup yeniden karar verilmesini isteyebilir.

    3. Cezanın Artırılması: Baro ve savcılığın taleplerini uygun bulursa, Bahtiyar’ın cezasını “ağırlaştırılmış müebbet hapis” seviyesine yükseltebilir.

Bu süreç bitmeden kesin hüküm oluşmayacağı için, Narin cinayeti dosyasının kamuoyu nezdindeki hassasiyeti bir süre daha devam edecek. İlerleyen haftalarda, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’nin vereceği kararla birlikte yargı yolunun son aşaması olan Yargıtay maratonu başlayacak. Kamuoyu, “çocuk cinayetlerine karşı ceza rejiminin yeterliliği” konusundaki tartışmayı yakından izliyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Özgür Özel Hakkında Akın Gürlek’e Hakaret Nedeniyle Resen Soruşturma Başlatıldı

Yayımlandı

üzerinde

“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle resen soruşturma başlattı. Soruşturmanın detayları, hukuki dayanakları ve siyasi yansımaları bu makalede.”

Giriş

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında, 26 Kasım 2024 tarihinde yapılan açıklamalarında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sarf ettiği ifadeler nedeniyle “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlarından resen soruşturma başlattı.

Bu haber, Özel’in Marmara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü önünde ve CHP Meclis Grup Toplantısı’nda dile getirdiği eleştirilerle doğrudan ilişkilidir. Soruşturmanın nasıl başladığı, hangi hukuki dayanaklara dayandığı ve CHP çevresinin tepkisi aşağıda detaylarıyla incelenmektedir.


Soruşturmanın Başlangıcı ve Sebepleri

  • Soruşturma Kararının Tarihi: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özel’in 26 Kasım 2024’teki basın açıklamasındaki ifadelerinin ardından aynı gün resen soruşturma başlattı.

  • Soruşturmanın Resmi Duyurusu: Başsavcılık, Özel’in sözlerinin “kamu görevlisine alenen hakaret” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” suçlarını oluşturduğu gerekçesiyle harekete geçtiklerini açıkladı.

Özel’in Soruşturmaya Konu Olan İfadeleri

Özel’in Marmara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü önünde yaptığı açıklamada yer alan başlıca ifadeler şunlardı:

  • “Akın Gürlek, cürmün kadar yer yakarsın. Yazıklar olsun ki gücünü diplomandan değil, sahiplerinden, talimat vericilerden alıyorsun.”

  • “Tövbe et, istifa et, çekil… Bir ülkenin kaderiyle oynama, birilerinin aparatı olma.”

  • “Hukuk içine dön, anayasa sınırları içine gir, verilen talimatlarla suç işleme.”

  • “Akın Gürlek gibi aparatları kullanarak bizimle baş edemezsiniz. Biz size teslim olmayız, dimdik ayaktayız.”

Ek olarak, Özel daha önce Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer tutuklaması sürecine değinerek Akın Gürlek’i “seyyar giyotin” ve “apar t” şeklinde nitelemişti. Bu sözlerin de soruşturma dosyasına eklenmesi planlanmaktadır.


Hukuki Dayanak ve İlgili Mevzuat

Türkiye Cumhuriyeti Ceza Kanunu (TCK) uyarınca, kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret etmek ve “terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek” suçları Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleriyle düzenlenmiştir:

  1. Kamu Görevlisine Görevinden Dolayı Hakaret (TCK 125/1):

    • “Kamusal görevini yürüten kişiye görevinden dolayı alenen hakaret eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.”

  2. Terörle Mücadelede Görev Almış Kişileri Hedef Gösterme (TCK 215/1):

    • “TCK’nın 215. maddesine göre, terörle mücadelede görev alan kişilere yönelik hakaret, tehdit veya hedef gösterme suç olarak kabul edilmektedir.”

Özel’in ifadeleri, hem TCK 125/1 hem de TCK 215/1’in kapsamına girebilecek nitelikte bulunmuştur. Bu nedenle İstanbul Başsavcılığı, ilgili tespitlerin ardından soruşturma evrakını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na fezleke hazırlanmak üzere sevk etmeyi planlamıştır.


Soruşturma Süreci ve Fezleke Hazırlığı

  • Tespitler ve Delil Toplama:
    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Özel’in sözlerinin yer aldığı video ve tutanakların tespit edilmesi için çok yönlü inceleme başlattı. Kamera kayıtları, sosyal medya paylaşımları ve tutanaklar soruşturma belgelerine eklendi.

  • Fezleke Hazırlığı:
    Başsavcılık, gerekli tespitlerin tamamlanmasının ardından Özel hakkında “fezleke” hazırlanması amacıyla dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndereceğini duyurdu. Böylece, Özel hakkında iddianame düzenlenmesi süreci resmen başlamış olacak.


CHP ve Özel’in Açıklamaları

Soruşturma kararının ardından Özgür Özel şu açıklamalarda bulundu:

  • “Benim hakkımda soruşturma açılması hiç hayra alamet değildir. Allah selamet versin kendisine.”

  • Özel, kendisini “siyasi baskı altına almaya yönelik bir girişim” olarak nitelendirerek tepkisini sürdürdü.

  • Ayrıca, “Mahkeme mahkeme gezip siyaseten cezalandırılması gereken kişilere adalet giyotini olmak senin görevin mi?” diye sorarak Akın Gürlek’in görevini eleştirdi.

CHP Sözcüsü Deniz Yücel de konuya ilişkin olarak, Özel’in avukatlık mesleğinin değerine vurgu yaptığını ve hakaret kastı taşımadığını savundu:

“Genel Başkanımız açıklamasının devamında, avukatlık mesleğinin değerine ve kıymetine özellikle vurgu yapmıştır… Avukatlık mesleği aleyhinde bir tavır alması, incitici bir ifade kullanması asla düşünülemez.”


Siyasi Yansımalar ve Diğer Tepkiler

Cumhurbaşkanı ve İktidarın Tepkisi

  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özel’in açıklamalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

    “Cansiparane çalışan hakim ve savcıları küstahça tehdit etmenin bir muhalefet geleneği olduğunu, CHP’nin yeni yönetimine baktığımızda görüyoruz.”

  • Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya üzerinden Özel’e tepki göstererek,

    “Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. Yargıyı tehdit etmek kimsenin hakkı da haddi de değildir… Başlatılan bir soruşturma kesin hükme kadar adil yargıyı etkilemeye teşebbüs etme suçunu doğurur.”

Muhalefet ve Hukukçuların Görüşleri

  • Özel’in sözleri, bazı hukukçular ve avukatlar tarafından “ifade özgürlüğü sınırlarının aşıldığı” gerekçesiyle eleştirildi.

  • Diğer yandan, muhalefet cephesi, “soruşturmanın siyasi baskı” amacı taşıdığını iddia ederek tepki gösterdi.


Olayın Geçmişi ve Bağlam

Özel’in Akın Gürlek ile ilgili eleştirileri, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla doğrudan bağlantılı. Özer, 30 Ekim 2024’te hakkında “silahlı terör örgütü üyeliği” iddiasıyla gözaltına alınmış, tutuklanmış ve yerine kayyum atanmıştı.

Özel, bu süreci takip eden konuşmalarında Gürlek’i

  • “Bir piyondur”

  • “Seyyar giyotin”

  • “Adaletin boynunu kesen”

şeklinde nitelendirmişti. Bu ifadeler, Özel hakkında hem daha önce hem de 26 Kasım 2024’teki açıklamaları nedeniyle soruşturma dosyalarında birden fazla kez yer aldı.


Potansiyel Gelişmeler ve Sonuç

  1. Fezleke Süreci:

    • İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ankara’ya gönderilecek dosya, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca değerlendirildikten sonra Özel hakkında iddianame hazırlanıp hazırlanmamasına karar verilecek.

  2. Yargı Süreci:

    • İddianame kabul edilirse Özel hakkındaki soruşturma mahkemede devam edecek, yargılama süreci başlayacak.

    • Mahkeme, delilleri ve tanıkları dinleyerek karar verecek; eğer suç sabit görülürse Özel hapis veya adli para cezasına çarptırılabilecek.

  3. Siyasi Etki:

    • Soruşturmanın devamı sürecinde, kamuoyunda “siyasi baskı” tartışmaları sürat kazanabilir.

    • CHP içi ve muhalefetin genel duruşu, yargı-siyaset ilişkisine dair tartışmaları yeniden alevlendirebilir.


Sonuç

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Özgür Özel hakkında resen soruşturma başlatması, Türkiye siyasetinde yargının muhalefet partisi temsilcilerine karşı nasıl bir rol oynadığına dair tartışmaları gündeme taşıdı. Özel’in 26 Kasım 2024 tarihli açıklamalarındaki vurucu ifadeleri, TCK’nın ilgili maddelerine göre soruşturma konusu oluştururken, siyasi yansımalar ve farklı kesimlerin tepkileri de sürecin önemini artırıyor. Sürecin nasıl ilerleyeceği, dosyanın Ankara’da nasıl değerlendirileceği ve sonrasında olası mahkeme kararı, hem hukuk dünyasında hem de siyaset arenasında yakından izlenmeye devam edecek.

Okumaya Devam Et

Gündem

Karabük’teki köpek ölümleriyle ilgili inceleme başlatıldı

Yayımlandı

üzerinde

Olay, merkeze bağlı Başköy köyünde meydana geldi. Köy sakinleri iki gün içinde farklı saatlerde iki köpeğin telef edilmesi üzerine durumu jandarma ekiplerine bildirdi.

İhbar üzerine bölgeye gelen jandarma ekipleri, farklı noktalarda ölü halde bulunan köpeklerle ilgili çalışma başlattı. Şüpheli kişi veya kişilerin bulunması için soruşturmanın devam ettiği öğrenildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar