Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Bolu’da İçme Suyunda Zehirlenme: 4 Köyde 80 Kişi Hastaneye Koştu

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama :
14 Mayıs 2025’te Bolu’nun Örencik, Okçular, Ilıcakınık ve Çamyayla köylerinde içme suyundan zehirlenme vakalarıyla 80 kişi hastanelere başvurdu. Laboratuvar incelemeleri başladı, vatandaşlara musluk suyu uyarısı yapıldı.

Özet: 14 Mayıs 2025’te Bolu merkezine bağlı Örencik, Okçular, Ilıcakınık ve Çamyayla köylerinde içme suyuna bağlı zehirlenme vakaları görülmüş, bir haftalık sürede 80 köylü kusma, ishal ve karın ağrısı şikâyetleriyle hastanelere başvurmuştur. Vakaların tamamı ayakta tedavi edilerek taburcu edilirken, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri su deposu ve şebeke hattından numune alarak laboratuvar incelemesi başlatmıştır. Yetkililer, vatandaşlara 2–3 gün süreyle musluk suyu içmeme ve alternatif su temin etme çağrısı yapmış; soruşturma devam etmektedir.

Olayın Detayları

14 Mayıs 2025 tarihinde, Bolu’nun merkeze bağlı dört köyde yaşayanlar evlerindeki çeşme suyunu tükettikten kısa süre sonra rahatsızlanmaya başladı . Olay, Örencik, Okçular, Ilıcakınık ve Çamyayla köylerinde aynı içme suyu hattının kullanıldığı bölgede meydana geldi . Köylüler, tüketimin hemen ardından mide bulantısı, kusma, ishal ve karın ağrısı gibi belirtilerle hastanelere koştu.

Belirtiler ve Tedavi Süreci

Bir haftalık süreçte toplam 80 kişi; mide bulantısı, kusma, ishal ve karın ağrısı şikâyetleriyle sağlık kuruluşlarına başvurdu . Hastanelerde ayakta tedavi edilen hastaların tümü, tedavi sürecinin ardından taburcu edildi . Vakaların şiddeti ve yaygınlığı, yerel sağlık birimlerini alarma geçirdi.

Soruşturma ve İnceleme

Olayın ardından İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri şebeke hattı üzerinde, İl Sağlık Müdürlüğü ise su deposundan numune alarak laboratuvar incelemesine gönderdi . İlk belirlemelere göre, su deposunda yapılan temizlik çalışmasının ardından hatalı dezenfeksiyon veya dış etkenlerle mikrobiyal kirlenme yaşanmış olabileceği üzerinde duruluyor . İlgili birimler, su kaynağına kanalizasyon veya toprak kaynaklı kirleticilerin karışma ihtimalini de araştırıyor .

Muhtar ve Yetkili Uyarıları

Köy muhtarları, cami hoparlörlerinden ve duyuru yollarıyla “2–3 gün süreyle musluk suyu tüketmeyin, dışarıdan şişe veya tanker su temin edin” uyarısı yaptı . Muhtar Arif Özdemir, “Depodan mı yoksa başka bir sebepten mi bulaştığını bilmiyoruz; çalışmalar sürüyor” diye konuştu .

Uzman Görüşü ve Koruma Önerileri

  • Mikrobiyal risk: İçme suyu kaynaklı salgınlarda genellikle koliform ve E. coli bakterileri rol oynar. Uzmanlar, şebeke suyu temizliği sırasında yeterli klorlama yapılmamasının bu tür vakaları tetikleyebileceğini belirtiyor

  • Acil önlem: Yeni analiz sonuçlarına kadar musluk suyu yerine güvenilir şişe suyu veya kaynatılmış su tüketilmeli.

  • Uzun vadeli çözüm: Su arıtma ve dezenfeksiyon altyapısının yenilenmesi, düzenli bakım ve periyodik numune alımı kritik önem taşıyor.

Sonuç

Bolu’daki dört köyde yaşanan şebeke suyu zehirlenmesi vakası, temiz içme suyunun halk sağlığı için önemini bir kez daha gösterdi. Yetkililerin sürdürdüğü laboratuvar incelemeleri tamamlandığında, kesin etken ve sorumlular netlik kazanacak; sürdürülebilir altyapı ve denetim mekanizmaları güçlendirilecek.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Tarihin Seyrini Değiştiren Keşif: Ateş Sanılandan 350 Bin Yıl Daha Önce Yakılmış

Yayımlandı

üzerinde

Tarihin Seyrini Değiştiren Keşif: Ateş Sanılandan 350 Bin Yıl Daha Önce Yakılmış

Tarih: 13 Aralık 2025
Okuma Süresi: 4 DAKİKA SAAT: 03:00


İngiltere’deki Barnham bölgesinde yapılan arkeolojik kazılar, insanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından birine ışık tuttu. Bilim insanları, 400.000 yıl önce Neandertaller tarafından kasıtlı olarak yakılan ateşlere dair şimdiye kadarki en eski kanıtı ortaya çıkardı. Bu keşif, insanın ateşle olan ilişkisinin tarihini yüz binlerce yıl geriye çekiyor.

Dünyanın önde gelen bilim dergilerinden Nature’da 10 Aralık 2025’te yayınlanan bir makale, arkeoloji dünyasını sarsan bir keşfi duyurdu. İngiltere’nin Suffolk bölgesindeki Barnham’da sürdürülen kazılarda, yaklaşık 400.000 yıl öncesine tarihlenen bir ocakta, ısıdan çatlamış taş aletler ve ateş yakmak için kullanıldığı düşünülen demir pirit (aptal altını) parçaları bulundu.

Araştırmayı yürüten British Museum ekibinden arkeolog Nick Ashton, “36 yılı aşkın bir süredir bu bölgede çalışıyoruz. İlk kez, piriti ısı etkisiyle parçalanmış el baltaları ve pişmiş tortuların yanında buluyoruz” dedi.

 Keşfin Anahtar Kanıtları: “Aptal Altını” ve Isınmış Toprak

Keşfin en çarpıcı yanı, bir arada bulunan ve birbirini destekleyen farklı kanıt türleri.

· Demir Pirit (“Aptal Altını”): Altın rengi parlaklığıyla bilinen bu mineral, çakmaktaşına vurulduğunda kıvılcım çıkarabiliyor. Araştırmacılar, Barnham bölgesinde doğal olarak bulunmayan bu mineralin, kasıtlı olarak ateş yakmak için alana getirildiğini düşünüyor.
· Isıdan Çatlamış El Baltaları: Ocak yerinin yakınında bulunan dört adet çakmaktaşı el baltası, yüksek sıcaklığa maruz kaldığı için çatlamış durumda.
· Yanmış Toprak ve Tekrarlanan Kullanım: Yapılan jeokimyasal analizler, toprağın 700 santigrat derecenin üzerinde ısıtıldığını ve aynı noktada defalarca ateş yakıldığını gösteriyor.

Ateşi Kimler Yakıyordu? Muhtemel Cevap: Neandertaller

Keşif alanında henüz insan fosili bulunmamış olsa da, araştırmacılar bulguların erken Neandertallere ait olduğu görüşünde. Yakın bölgedeki Swanscombe’da bulunan ve aynı döneme tarihlenen bir kafatası parçası, bu düşünceyi destekliyor.

Londra Doğa Tarihi Müzesi’nden Prof. Chris Stringer, “Barnham’daki ateşlerin erken Neandertaller tarafından yakıldığını varsayıyoruz” ifadelerini kullandı.

Ateş Kontrolünün İnsan Evrimine Etkileri

Bu keşif, ateşin sadece bir icat değil, insanın biyolojik ve sosyal evrimini şekillendiren temel bir teknoloji olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

· Beyin Gelişimi: Yiyecekleri pişirmek, besinlerin daha kolay sindirilmesini ve daha fazla enerji açığa çıkmasını sağladı. Uzmanlar, bu artan enerji kaynağının, insanlarda daha büyük beyinlerin evrimleşmesi için kritik bir rol oynamış olabileceğini belirtiyor.
· Sosyal Yaşam: Kamp ateşleri, erken insan toplulukları için bir araya gelme, iletişim kurma, hikaye anlatma ve bilgi aktarma merkezleri oldu.
· Coğrafi Yayılım: Ateş sayesinde ısınabilen ve yırtıcılardan korunabilen atalarımız, daha soğuk iklimlere yayılma imkanı buldu.

Bilim Dünyasında Tartışmalar ve Farklı Görüşler

Keşif büyük heyecan yaratsa da, tüm bilim insanları aynı derecede ikna olmuş değil. Bazı uzmanlar kanıtları “dolaylı” buluyor.

· Destekleyen Görüş: Simon Fraser Üniversitesi’nden arkeolog Dennis Sandgathe, araştırmayı “oldukça zorlayıcı” olarak nitelendirerek, grupların ateş yakmayı bildiğine dair güçlü bir durum oluşturduğunu söyledi.
· Temkinli Yaklaşan Görüş: Leiden Üniversitesi’nden Wil Roebroeks ise, 50.000 yıl öncesine ait başka alanlardaki aletler üzerinde ateş yakmaya dair “sigara tabancası” niteliğinde aşınma izleri bulunduğunu, ancak Barnham’da böyle bir kanıt olmadığını belirterek daha temkinli yaklaştı.

Bu bulgu, insanlığın en büyük başarılarından birinin modern insandan (Homo sapiens) çok daha önce, kuzenlerimiz Neandertaller tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini göstererek, insanlık tarihine dair algıları kökten değiştirme potansiyeli taşıyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Tünelden Sızdılar! 180 Göçmen Duvarı Delerek Polonya’ya Geçti

Yayımlandı

üzerinde

Tünelden Sızdılar! 180 Göçmen Duvarı Delerek Polonya’ya Geçti

📅 Tarih: 12 Aralık 2025 | ⏱️ Okuma Süresi: 3 Dakika | 📍 Olay Yeri: Narewka, Polonya-Belarus Sınırı

Polonya sınır muhafızları, Belarus sınırında yer altına kazılmış ve 180’den fazla kaçak göçmenin kullandığı bir tüneli ortaya çıkardı. Bu, yıl içinde keşfedilen dördüncü tünel oldu.

 

Elektronik Sistemler Alarm Verdi: Kısa Sürede 180 Geçiş Tespit Edildi

Polonya Sınır Muhafaza Birimi (Straz Graniczna) Basın Sözcüsü Andrzej Juzwiak’ın yaptığı açıklamaya göre, olay 12 Aralık 2025 tarihinde ülkenin kuzeydoğusundaki Podlasie bölgesinde, Narewka köyü yakınlarında yaşandı. Sınırın altına kazılan tüneli kullanan 180’den fazla yabancı uyruklu, Belarus’tan Polonya topraklarına geçti.

Elektronik gözetim sistemleri, sınırda olağandışı bir hareketlilik tespit ederek yetkilileri alarma geçirdi. Sistemler, kısa bir süre içinde çok sayıda kişinin geçiş yaptığını kaydetti. Bu verilerle hızla harekete geçen sınır muhafızları, göçmenlerin peşine düştü.

 Tünelin Çarpıcı Teknik Detayları

Yetkililerin paylaştığı bilgilere göre tünel, sınır bariyerinin ve bir servis yolunun altından geçiyor. İşte tünele dair teknik detaylar:

· Boyutları: Tünelin uzunluğu birkaç düzine metre, yüksekliği ise yaklaşık 1.5 metre olarak ölçüldü.
· Giriş-Çıkış Noktaları: Tünelin, Belarus tarafındaki ormanlık alanda gizlenmiş girişi, sınır çitinden yaklaşık 50 metre içeride bulunuyor. Polonya tarafındaki çıkışı ise sınır bariyerinden sadece 10 metre uzaklıkta yer alıyor.
· Yapısal Özellikleri: Paylaşılan görüntülerde, tünelin ağaç kökleri arasından geçtiği ve ahşap direklerle desteklendiği görülüyor.

Büyük Operasyon: 130’dan Fazlası Yakalandı, İki Organizatör Gözaltında

Polonya makamları, tüneli kullanan kişileri yakalamak için kapsamlı bir operasyon başlattı. Sınır muhafızlarına, askeri birlikler, polis ekipleri ve arama köpekleri de destek verdi.

· Yakalananlar: Şu ana kadar 130’dan fazla kaçak göçmenin gözaltına alındığı açıklandı. Geri kalan kişileri bulmak için arama çalışmaları devam ediyor.
· Göçmenlerin Uyrukları: Yakalananların büyük çoğunluğunun Afganistan ve Pakistan vatandaşları olduğu belirtildi. Ayrıca aralarında Hindistan, Nepal ve Bangladeş vatandaşlarının da bulunduğu ifade edildi.
· Gözaltına Alınan Şüpheliler: Operasyon kapsamında, kaçak göçmenleri almak için bölgeye gelen iki kişi daha gözaltına alındı. Şüphelilerin, 69 yaşındaki bir Polonya vatandaşı ile 49 yaşındaki bir Litvanya vatandaşı olduğu ve göçmenleri Batı Avrupa’ya götürmeyi planladıkları iddia ediliyor.

Duvar ve Teller İşe Yaramadı: Bu Yılki Dördüncü Tünel

Bu olay, 2025 yılı içinde Polonya-Belarus sınırında keşfedilen dördüncü yeraltı geçidi oldu. Bu durum, Polonya’nın göçmen akınını durdurmak için aldığı sert önlemlerin etkinliğini sorgulatıyor.

Polonya, 2021’den bu yana devam eden göçmen kriziyle başa çıkmak için 2022 yılında Belarus sınırına 5.5 metre yüksekliğinde, 186 kilometre uzunluğunda çelik bir duvar inşa etmişti. Ancak geçişlerin tamamen durmaması üzerine, geçtiğimiz aylarda bu duvara paralel 4 metre yüksekliğinde ek bir tel örgü bariyer daha yapılması kararlaştırılmıştı.

Polonya yetkilileri, Belarus ve müttefiki Rusya’yı, göçmenleri sınırı geçmeye teşvik ederek ülkeyi istikrarsızlaştırmakla suçluyor. İnsan hakları örgütleri ise Polonya’nın sınır politikalarını ve geri itme (pushback) uygulamalarını eleştiriyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Güllü Dosyasında Şok Gelişme: Kızı ve 4 Şüpheli Adliyeye Sevk Edildi

Yayımlandı

üzerinde

Güllü Dosyasında Şok Gelişme: Kızı ve 4 Şüpheli Adliyeye Sevk Edildi

Tarih: 12.12.2025 – Okuma Süresi: 4 DAKİKA SAAT: 23:00

Ünlü şarkıcı Güllü’nün (Gül Tut) şüpheli ölümüyle ilgili soruşturmada kritik bir aşamaya gelindi. Aralarında sanatçının kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in de bulunduğu 5 şüpheli, “kasten öldürme” iddiasıyla adliyeye sevk edildi. Yalova Cumhuriyet Başsavcısı, şüphelilerin henüz gerçeği anlatmadığını açıkladı.

Soruşturmada Son Durum: 5 Kişi Gözaltında

Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 9 Aralık’ta gözaltına alınan 5 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adli kontrol talebiyle mahkemeye çıkarıldı.

Gözaltına Alınan Şüpheliler:·

Tuğyan Ülkem Gülter: Güllü’nün kızı. ·

Sultan Nur Ulu: Olay gecesi Gülter ile birlikte evde bulunan arkadaş

· Arif Ulu: Sultan Nur Ulu’nun babası.
· Diğer iki şüpheli: Şüphelilerin İstanbul’da kaldığı evin sahibi ve ulaşımlarını sağlayan kişi.

Savcılık, dosya hakkında gizlilik kararı aldı. Başsavcı Duygu Bayar Öksüz, yaptığı açıklamada şüphelilerin çelişkili ifadeler verdiğini ve olayla ilgili gerçeği henüz anlatmadıklarını belirtti.

TÜBİTAK Raporundan Çıkan İddialar: “Atacağım Şimdi Seni”

Soruşturmanın seyrini değiştiren en önemli delil, olay evindeki güvenlik kamerasından alınan ses kayıtlarının TÜBİTAK’ta analiz edilmesi oldu.

İddia Edilen Ses Kaydı İçeriği:

· Kayıtlarda, Güllü’nün sevdiği “Malkara” roman havası çalarken, kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in “Atacağım şimdi seni” dediği tespit edildi.
· Boğuşma seslerinin ardından Güllü’nün düştüğü ve akabinde Gülter’in “Hadi görüşürüz bay bay” şeklinde bir söz sarf ettiği öne sürüldü.
· Rapora göre, Gülter ve Ulu’nun yüksek miktarda alkol aldığı, Güllü banyodayken penceresi alçak olan odaya geçip pencereyi açtıkları iddia ediliyor.

Ses Analizi Nasıl Yapılır?
Adli bilişim uzmanları,bu tür kayıtların laboratuvar ortamında ve bilimsel yöntemlerle incelendiğini belirtiyor. Analizlerde, seslerin kimliği, kaydın orijinalliği ve montaj olup olmadığı gibi hususlar araştırılıyor. TÜBİTAK gibi kurumların hazırladığı raporlar, ancak bağımsız incelemelerle aynı sonucu verdiğinde sağlam delil sayılabiliyor.

Şüphelilerin Kaçma Planı ve Çelişkili İfadeler

Soruşturma sürecinde dikkat çeken diğer iddialar ise şüphelilerin yurt dışına kaçma hazırlığı ve birbirini tutmayan açıklamaları oldu.

· Kaçış Planı: DHA haberine göre, valizlerle evden ayrılan Gülter ve Ulu’nun Gürcistan veya Fransa’ya kaçmayı planladığı, havaalanından çekindikleri için deniz yolu veya TIR kasasında ülkeden ayrılmayı düşündükleri iddia edildi.
· İfade Çelişkileri: Başsavcı Öksüz, şüphelilerin dört farklı zamanda verdiği ifadelerin birbiriyle uyuşmadığını, bu nedenle somut delillere ulaşmak için “iğneyle kuyu kazdıklarını” ifade etti.
· Avukatların Çekilmesi: Tuğyan Ülkem Gülter’in avukatları, “dosyada yeterli şüphe oluştu” gerekçesiyle müvekkillerini savunmaktan çekilme kararı aldı. Avukatlar, bu kararı Güllü’nün manevi mirasına saygı göstererek aldıklarını açıkladı.

Kronoloji: Kaza İhtimalinden Cinayet Soruşturmasına

Güllü’nün ölümüyle ilgili süreç, başlangıçtaki kaza iddialarından cinayet soruşturmasına evrildi.

· 26 Eylül 2025: Güllü, Yalova Çınarcık’taki evinin 6. katından düşerek hayatını kaybetti.
· Ekim 2025 Başı: Adli Tıp raporu açıklandı. Raporda, Güllü’nün kanda 3.53 promil alkollü olduğu belirtilerek, “yüksek alkol etkisi altında kazara düşme” ihtimalinin güçlü olduğu ifade edildi. İlk ifadelerde kızı Tuyan Ülkem, annesinin alkollüyken roman havası oynarken dengeni kaybederek düştüğünü savundu.
· Ekim 2025: Bilirkişi heyeti olay yerinde inceleme yaptı.
· 9 Aralık 2025: Kızı Tuğyan Ülkem Gülter, arkadaşı Sultan Nur Ulu ve 3 kişi daha “kasten öldürme” şüphesiyle gözaltına alındı.
· 12 Aralık 2025: Şüpheliler adliyeye sevk edildi. TÜBİTAK ses analizi raporuna ilişkin iddialar medyada yer aldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar