Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Ekonomi

Bakan Bolat: Enflasyonda yüzde 20’li rakamlar ufukta belirdi

Yayımlandı

üzerinde

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, bugün açıklanan rakamlarla enflasyonda yıl sonuna doğru yüzde 20’li rakamların ufukta belirdiğini belirterek, “İstikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomik yapıda, sürdürülebilir, dengeli ve ihracata dayalı büyüme hedefleri doğrultusunda ilerleme devam etmektedir. Ekonomideki tüm aktörlerin hesaplarını bu olumlu gelişmelere göre yapmaları gerekir.” ifadesini kullandı.

Bakan Bolat, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, mayıs ayı enflasyon verilerini değerlendirdi.

Mayısta enflasyonun aylık yüzde 1,53, yıllık yüzde 35,41 ile yaklaşık son 42 ayın en düşük seviyesine gerilediğine dikkati çeken Bolat, böylelikle Mayıs 2024’e kıyasla enflasyonun son 12 ayda 40 puandan fazla düşüş gösterdiğine işaret etti.

Bolat, geçen yılın ocak-mayıs döneminde aylık enflasyonların ortalamasının yüzde 4,2 iken bu yılın aynı döneminde yüzde 2,9 olduğunu bildirdi.

Son 12 aydır aylık enflasyon hızının bir önceki yıldan daha düşük gerçekleştiğini ve böylece yıllık enflasyonun 12 aydır sürekli ve istikrarlı düşüş içinde seyrettiğini vurgulayan Bolat, şunları ifade etti:

“2024 sonunda yüzde 44,4 olarak gerçekleşen yıllık enflasyon, bu yılın 5’inci ayı itibarıyla yüzde 35,4’e inmiş olup, kaydedilen bu olumlu gelişme yıl sonunda enflasyonun Merkez Bankamızın tahmin patikasına uyumlu şekilde yüzde 20’li oranlara gerileyeceğini göstermektedir. Tüm ekonomik aktörlerin enflasyondaki bu düşüşe göre planlamalarını yapmasıyla dezenflasyon süreci daha da kuvvetlenecek ve finansman maliyetleri ile miktarındaki iyileşmeler de dezenflasyon sürecindeki hıza uyumlu bir şekilde gerçekleşecektir.”

“MÜCADELEMİZE KARARLILIKLA DEVAM EDİYORUZ”

Bolat, Yİ-ÜFE ve çekirdek TÜFE C endeksindeki gerilemelere de dikkati çekerek, bu yılın ilk 5 ayında kümülatif enflasyonun yüzde 15,09 olduğunu hatırlattı.

Kurban Bayramı öncesi, ihracat rekoru ve 19 çeyrektir devam eden ekonomik büyüme sonrası, üçüncü müjdeli haberin de enflasyondaki düşüşle geldiğini vurgulayan Bolat, aylık enflasyonlardaki umut verici gerilemelerin güçlü dezenflasyon programındaki kararlılığı yansıttığını ifade etti.

Bolat, Bakanlık olarak uyguladıkları politikalar ve aldıkları tedbirlerle dış ticaret ve cari işlemler açığını düşürerek makro-finansal istikrarı güçlendirmeye ve enflasyonun düşürülmesine katkı sağlamaya devam edeceklerini belirterek şunları kaydetti:

“İç ticarette hem vatandaşlarımızın fahiş fiyat artışları sonucu mağdur olmasını engellemek hem de piyasada adil ve şeffaf bir ticaret düzenini tesis amacıyla mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. Ekonomik temellerle açıklanamayacak şekilde fahiş fiyat artışlarına yönelenlerin ve adil rekabet koşullarını bozmaya tevessül edenlerin üzerine gidilmeye devam edilecektir. oranında bu yıl sonuna doğru yüzde 20’li rakamlar ufukta belirmiştir. İstikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomik yapıda, sürdürülebilir, dengeli ve ihracata dayalı büyüme hedefleri doğrultusunda ilerleme devam etmektedir. Ekonomideki tüm aktörlerin hesaplarını bu olumlu gelişmelere göre yapmaları gerekir.”

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

ABD iflas edebilir mi?

Yayımlandı

üzerinde

2025 yılının ortalarına geldiğimizde küresel piyasalarda sık sık duyulan bir soru var. O da ‘nin borcunu çevirip çeviremeyeceği, diğer bir değişli dünyanın en büyük ekonomisinin iflas edip etmeyeceği…

ABD ekonomisi tarihi boyunca finansal krizler yaşasa da teknik olarak hiç iflas etmedi. Bugün önemli sayılabilecek göstergeler var. Fakat hala “ edebilir” demekten çok uzaktayız.

“ABD kendi parasını basıyor, nasıl batsın?”
Bu cümle doğru ama eksik. Çünkü mesele sadece iflas etmek değil, borcunu zamanında ve güvenle ödeyemeyecek hale gelmek.

BORÇ DEĞİL, FAİZ ÖLDÜRÜR

ABD’nin federal borcu, 2025 itibarıyla 35 trilyon doları aştı. Bu, ülkenin yıllık ekonomik büyüklüğünden %125 daha fazla.
Üstelik her yıl bu borcun yaklaşık 1 trilyon dolarlık faizi ödeniyor. Bu miktar, Pentagon’un bütçesiyle yarışır hale geldi. Borcu çevirmek giderek pahalı oluyor.

ABD’nin bu borcu çevirebilmesi için sürekli yeni tahvil satması gerekiyor. Ancak yatırımcılar da buna karışık yüksek faiz talep ediyor. Yani durum bir anlamda kısır döngüye dönüştü.

Fed’in faizleri sabit bırakması da maliyeti artırıyor. Eskiden %1 faizle 1 trilyon dolar borcun maliyeti 10 milyarken, şimdi bu rakam 50 milyar dolar.

BORÇ TAVANI KRİZLERİNE YABANCI DEĞİLLER

ABD yasalarına göre hükümet borçlanabilmek için kongreden izin almak zorunda. Her yıl da bu yetki yenilenmeli. Son yıllarda Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki ideolojik gerilim, borç tavanı onayında da sürekli kriz üretiyor.

PARA BASMAK ÇÖZÜM MÜ?

ABD kendi parasını basabiliyor. Üstelik bu para aynı zamanda rezerv. Yani ABD borcunu her zaman ödeyebilir. Fakat o zaman da dolara olan güveni zedeler. Çünkü para basmak enflasyonu artırır, tahvil yatırımcısını da kaçırır.

Bir diğer kritik nokta da doların rezerv statüsünün sallantıda olması.
Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkeler, BRICS içinde dolara alternatif arıyor. Körfez ülkeleri Çin ile yuan üzerinden enerji ticareti yapmayı tartışıyor. SWIFT sistemine alternatif ödeme kanalları konuşuluyor. Bu gelişmeler, doların sonsuz güvenli liman statüsünü tehdit ediyor.

ABD BATMAZ AMA SALLANIR

ABD teknik anlamda batmaz, çünkü borcunu dolarla öder ve doları kendisi basar. Ancak:
      •     Eğer borç ödemeleri gecikirse,
      •     Eğer yatırımcılar ABD tahviline güvenini yitirirse,
      •     Eğer doların küresel pozisyonu sarsılırsa,

o zaman sistem “güvenini yitirir”. Bu da en az iflas kadar tehlikeli bir sonuç doğurur.
Dolar hala dünyadaki en güçlü güvenli liman. Ancak bu güvenin sorgulanır hale gelmesi, bir “iflas senaryosu”ndan daha derin bir mesele.

ABD’nin önündeki seçenekler;

Vergileri artırmak (Siyasi anlamda oldukça riskli)
Harcamaları kısmak (DOGE projesi aslında bunu amaçlıyor)
Biraz enflasyonu göze almak.

ABD batmasa da, bir gün “borcunu ödeyemeyen büyük ülke” olarak anılabilir ve bu, gerçek iflastan daha tehlikeli olabilir.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

400 binden fazla genç ne eğitim alıyor ne çalışıyor

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul Ticaret Odası Stratejik Araştırmalar Merkezi, gençlerle ilgili araştırma raporu hazırladı.

Ne eğitimde ne istihdamda olmayan gençlerin oranı OECD
ülkelerinde yüzde 13.

Bu rakam Türkiye’de yüzde 28’e kadar çıkıyor. İstanbul’da ise yüzde 18,6 oranında.

İstanbul nüfusunun 2,3 milyonu 15-24 yaş aralığında. Nüfusun yüzde 15’ini genç yaş grubu oluşturuyor.

Rakamlar, kentteki yaklaşık 400 bin gencin hem okumadığı hem de çalışmadığı anlamına geliyor. Ne eğitimde ne istihdamda olmamak hiçbir resmi okulu tamamlamayan gençler arasında çok daha yaygın.

Bu durumdaki her 10 gençten 7’si çalışmıyor ve eğitim almıyor.

İTO raporuna göre, gençlerin karşılaştıkları zorlukları aşabilmeleri için sosyal destek almaları şart. Eğitim ve istihdam politikalarının da yeniden ele alınması gerekiyor. Araştırmada, bu durumun nedenleri de sıralandı.

Ayrıca, mesleki ve teknik programların yetersizliği de olumsuz etkenler arasında.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

İstanbul’da deprem sonrası kiralarda değişim: E-5 yolu sınır oldu

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul 23 Nisan’da 6,2 büyüklüğünde sallandı.

Deprem sonrası vatandaşların konut tercihleri değişti. İstanbul’un çeperine ve kuzey ilçelerine talep arttı. Fay hattına yakın ilçelere talep düştü. Güney ilçelerde yeni yapıların fiyatı yükseldi.

Riskin az olduğu ilçelerde ise eski yapılar değerlendi.

İstanbul'da deprem sonrası kiralarda değişim: E-5 yolu sınır oldu - 1 Endeksa verilerine göre, Adalar’da 2000 yılından önce yapılan konutların satılık fiyatı yüzde 6 azaldı.

Fiyat, Beyoğlu’nda yüzde 5, Beşiktaş’ta yüzde 4 geriledi.

Eski konutların fiyatı Silivri’de yüzde 26, Şile’de yüzde 22, Sancaktepe’de yüzde 17 değerlendi.

Silivri, deprem riski olan bir bölge olsa da yine de kentin çeperinde olması nedeniyle tercih edildiği belirtiliyor.

İstanbul'da deprem sonrası kiralarda değişim: E-5 yolu sınır oldu - 2

BAZI İLÇELERDE ESKİ YAPILAR DA DEĞERLENDİ

Deprem sonrası eski yapılarda kiralar yine ilçeden ilçeye göre değişiklik gösterdi.

Eski yapıların kirası Sancaktepe’de yüzde 19, Sarıyer’de yüzde 10 artarken Eyüpsultan’da yüzde 7 azaldı.

Riskli ilçelerde 2020 sonrası yapılan binalardaki konutların satılık fiyatı hızla artıyor.

Satılık konut fiyatı Zeytinburnu’nda yüzde 30, Beyoğlu’nda yüzde 12, Büyükçekmece’de yüzde 10 artış gösterdi. Yeni yapılarda kiralar ise Güngören’de yüzde 27, Çekmeköy’de yüzde 15, Şile’de yüzde 11 zamlandı.

İstanbul'da deprem sonrası kiralarda değişim: E-5 yolu sınır oldu - 3

NTV’yi sosyal medyadan takip edin

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar