Ekonomi
Bakan Bolat: “ABD’li firmalar yeni yatırımlar yapmak istiyor”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu katılımı kapsamında ABD‘nin New York kentine gelen Ticaret Bakanı Ömer Bolat temaslarda bulundu.
New York temaslarını değerlendiren Bakan Bolat, dünya liderlerinin New York’ta toplanmaları hem dünyaya verilen mesajlar hem de Türkiye’nin ABD ile ekonomik, siyasi ilişkileri konuşmak için fırsat olduğunu kaydetti. BM Genel Kurulu’nun bu kapsama diğer ülke liderleriyle yapılan ikili görüşmelerde o ülkelerin Türkiye ile ekonomik, siyasi ve diplomatik ilişkilerini konuşmak için bir fırsat olduğunu dile getiren Bakan Bolat, “Bu yıl da aynısı oldu şu ana kadar. Sayın Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler’de tarihi bir konuşma yaptı. Türkiye’nin dış politikadaki vizyonunu, görüşlerini ortaya koydu” dedi.
“YATIRIM FIRSATLARINI ORTAYA KOYDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının büyük bölümünü Gazze’deki İsrail soykırımına ayırdığını ifade eden Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Tarihi bir konuşmaydı. Bunun yanında da yanında da ekonomiyle ilgili bakanlar olarak çeşitli toplantılara katılıyoruz. Bunların bazılarına Sayın Cumhurbaşkanımız başkanlık etti. DEİK, TAİK’in düzenlediği AmCham’le yapılan Amerikalı yatırımcılar toplantısı. Yine bu sabah DEİK, TAİK’in ABD’li finans yatırımcıları ile JP Morgan’da yapılan önemli toplantı. Bugün öğlen saatlerinde Türkiye Odalar Borsalar Birliği ve U.S. Chamber of Commerce, ABD Ticaret Odası’nın tertiplemesiyle yine Amerikalı yatırımcılarla yapılan toplantı çok verimli geçti. Ayrıca burada yerleşik olan MüSİAD, Ascon ve Taba AmCham gibi Türk kuruluşların Türk ve Amerikalı iş insanlarını bir araya getirdikleri toplantılarda ülkemizin ekonomik tablosunu, yatırım fırsatlarını ve ticaret arayışlarını ortaya koyduk, paylaştık” ifadelerini kullandı.
“BM TOPLANTISI BİZİM AÇIMIZDAN DOLU DOLU GEÇTİ”
ABD’li Türkiye’de mevcut işleri olan ya da yapmayı düşünen firmalarla olan toplantıların verimli geçtiğini kaydeden Bakan Bolat, “Amerikan firmalarının Türkiye ekonomisinin istikrarına, gelişme trendine olan destekleri ve övgülerini dinledik. Yeni yatırım yapmak istediklerini, mevcut yatırımlarını genişletmek istediklerini ortaya koydular. Ve Türkiye-Amerika ekonomik ilişkilerinde ilgili bakanlıklar olarak, hükümetler arası görüşmelerimizi düzenli olarak zaten çeşitli platformlarda ve ikili olarak gerçekleştiriyoruz. ABD 26 trilyon dolar milli geliri ve 3.3 trilyon dolar ithalatıyla dünyada zirvede. Bu açıdan bizim için çok önemli bir ekonomik ortak. Türkiye’deki dış yatırımlarda ikinci sırada. İhracatımız da ikinci sırada. İthalatımız da 5. sırada. Bizim 35 milyar dolar geçen yıl karşılıklı ticaretimiz var ve bu yıl 38-40 milyar dolara yükselme ihtimali olan bir durum söz konusu. Nispeten dengede bir ticaretimiz gerçekleşti bugüne kadar, son birkaç yıldır özellikle. Bizim açımızdan yatırımlar, ticaret, ihracat, ithalat, enerji, turizm, ulaştırma, lojistik alanlarında çok önemli bir ortağımız, ticaret ortağımız” açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump’ın yarın gerçekleştireceği görüşmede yeni mutabakatlar, görüş birliklerinin sağlanacağını ifade eden Bakan Bolat “Bu çerçevede Türkiye-ABD ekonomik ilişkileri açısından bu yılki BM toplantısı bizim açımızdan çok bereketli ve dolu dolu geçti” dedi.
“ABD TİCARETİNDE ÇOK BÜYÜK FAZLALAR VEREN BİR ÜLKE DEĞİLİZ”
Erdoğan-Trump görüşmesine değinen Bakan Bolat, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Enerji konusunda, uçak alımı konusunda ABD’nin beklentileri var. Biz de tedarik ihtiyaçlarımızı karşılama anlamında bu anlaşmalara sıcak bakıyoruz ülke olarak. Diğer taraftan askeri konularda bazı problemli alanlar vardı. Bunların da çözümü noktasında önemli ilerlemeler sağlanacağı ümidi çok güçlü. Ticaret alanında ise zaten onu biz ABD’li muhatap bakanlarla, Ticaret Bakanlığı olarak yürütüyoruz. Düzenli görüşmelerimiz oluyor. TİFA diye iki ülke arasında bir iş birliği mekanizması var, görüşme mekanizması var. TİFA’nın bu yıl toplanması söz konusu olabilir. Ama iş dünyası arasındaki ilişkiler zaten son derece iyi bir şekilde, mükemmel bir şekilde işlemeye devam ediyor. Çok büyük sıkıntılar ya da sorunlar yok Türkiye ile ABD arasında ekonomik ilişkilerde ya da ticaret ilişkilerinde. ABD’nin yeni başkanı ve yeni hükümet döneminde oldukça korumacı ve gümrük vergilerini arttıran bir politika izlediğine hep beraber şahitlik ediyoruz. Ama bu bütün dünya ülkeleri için söz konusu ve de bu anlamda Türkiye en düşük ilave gümrük vergileri uygulanan ülkeler grubunda tutuldu. Bu konuda da zaten bizim haklı bir durumumuz var. Yani biz Türkiye, ABD ticaretinde başka ülkeler gibi çok büyük fazlalar veren bir ülke değiliz. ABD ile dengeli bir ticaretimiz var. Bunu da ABD’li yetkililerle olan müzakerelerde net bir şekilde ortaya koyuyoruz.”
“AMERİKAN FİRMALARI YATIRIMLARINDAN MEMNUN”
Bakan Bolat bugün gerçekleştirilen Hamdi Ulukaya’nın başkanlığı ettiği Amerikalı CEO’larla yapılan toplantıda öne çıkan başlıklara ilişkin bilgi veren oldu Bakan Bolat, “Söz alan dünyadaki en büyük bu Amerikan firmalarının hemen hepsi Türkiye’deki yatırımlarından memnun olduklarını, binlerce çalışanlar olduklarını, Türkiye’deki işlerine memnuniyetle devam edeceklerini ve bu işlerini genişletmek istediklerini net bir şekilde ortaya koydular. Ve bu konuda özellikle hükümetimizin istikrarı içinde 22 senedir Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber liderlik ederek Türkiye’nin istikrar içinde olması, ekonomisini çok hızlı büyütmesi, milli gelirini 6 kat, kişi başının milli gelirini 5 kat, ihracatının 7,5 kat arttırılmasını takdirle takip ettiklerini ifade ettiler. Türkiye Avrasya coğrafyasında merkezi bir konuma sahip, çok iyi bir sanayi altyapısı var, çok iyi bir hizmetler sektörü altyapısı var. Ve Türkiye çok güçlü bir lojistik sektörü var. Lojistik üssü, üretim üssü, tedarik üssü. Avrasya coğrafyasını Afrika’ya, Asya’ya, Balkanlara, Kafkaslara, Orta Doğu’ya çok yakın bir konumda. Amerikan şirketleri için bölgesel merkez, hub konumunda. Bunun farkındalar. Onun için de Türkiye’deki yatırımlarını devam ettiriyorlar ve büyümek istediklerini ortaya koydular. Finans sektörü, dijital sektör, bunun yanında sağlık sektörü, enerji sektörü, havacılıkta, savunma sanayindeki firmalar, her söz alan benzeri isteklerini ve benzeri planlarını ortaya koydular. Biz de gerçekten çok istekli ve çok mutmain bir şekilde, memnun bir şekilde Türkiye’mize döneceğiz” dedi.
Ekonomi
Milyonları ilgilendiriyor: Yıllık izinlerde yeni dönem başlayabilir
Milyonları ilgilendiriyor: Yıllık izinlerde yeni dönem başlayabilir
FatihDoganMedya — Özel Haber
09 Kasım 2025, 16:00 (TSİ) — Okuma süresi: 3
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), hafta sonuna denk gelen ve genel tatil niteliğindeki bayram günlerinin yıllık izin sürelerinden düşürülmemesi yönünde tavsiye kararı aldı. Karar, milyonlarca kamu çalışanının yanı sıra özel sektörde de benzer uygulama tartışmalarını gündeme taşıdı.

Ne oldu? KDK hangi tavsiyeyi verdi?
KDK’ye yapılan başvuru üzerine kurum, Kurban Bayramı gibi genel tatil günlerinin yıllık izin tarihlerine denk gelmesi hâlinde, bu tatil günlerinin çalışanların yıllık izinlerinden sayılmaması gerektiği yönünde tavsiyede bulundu. Özetle; bayramın cumartesi veya pazara denk gelen günleri, yıllık izin süresinden düşürülmemeli.
Kararın dayanağı ve kapsamı
KDK kararında, ilgili başvuruda Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü’nün daha önceki görüş yazısına atıf yapıldığı; ayrıca uygulama birliğinin sağlanması amacıyla Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve ilgili bakanlıklara tavsiye iletildiği vurgulandı. Ancak KDK kararları idari düzenleyici nitelikte tavsiye mahiyetindedir; bağlayıc bir yasama işlemi değildir — uygulanması idari mercilerin iradesine bağlıdı
Hukuki arka plan: Yönetmelik ve Yargıtay içtihatı ne diyor?
Çalışma mevzuatı ile uygulamalarda genel kabul şudur: yıllık ücretli izin günlerinin hesabında, izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz. (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yıllık izin yönetmeliği ve ilgili düzenlemeler bu yaklaşımı benimsiyor.) Ayrıca mahkeme kararları (Yargıtay içtihatları) da benzer yönde olmaktadır; bu da KDK tavsiyesinin hukuki zeminde destek bulduğunu gösteriyor.
Kimleri etkiler? Kamu mu, özel sektör mü?
KDK tavsiyesi doğrudan kamu kurumlarına yöneliktir; dolayısıyla öncelikli etki kamu çalışanlarında görülecektir. Ancak benzer içtihatlar ve yönetmelik hükümleri dikkate alınarak özel sektörde de uygulama değişiklikleri talep edilebilir; sendikalar, çalışan temsilcileri veya bireysel başvurular yoluyla genişleme olasılığı bulunuyor. Yine de sonuç olarak hukuki bağlayıcılık bakımından tavsiye ile yasama ya da yönetmelik değişikliğinin yerini karıştırmamak gerekir.
Uygulama pratikleri — çalışanlar ne yapmalı?
-
Yıllık izin kullanmadan önce işyeri insan kaynakları (İK) biriminden iznin hangi günlerden sayıldığına dair yazılı bilgi talep edin.
-
Bayramla birleştirilen izninizden hafta sonuna denk gelen günler düşüldüyse, önce İK’ya itiraz edin; olumlu yanıt alınamazsa ilgili kurumlara (ör. KDK) başvuru hakkınız bulunuyor.
-
Özel sektördeyseniz toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmenizi kontrol edin — bazı durumlarda işveren daha geniş haklar tanıyor olabilir
Uzman yorumu ve olası sonraki adımlar
KDK tavsiyesi, uygulamada birlik sağlanması çağrısı niteliğinde; eğer kamu kurumları bu yaklaşımı benimserseniz milyonlarca memurun yıllık izin uygulamasında fiili bir değişiklik yaşanabilir. Yine de kalıcı bir düzenleme için ya yönetmelik yorumu netleştirilmeli ya da TBMM/ilgili idari düzenlemeler yoluyla bağlayıcı düzenleme getirilmelidir. Hukukçular, kararın özel sektöre yansımasının iş mahkemeleri ve Yargıtay içtihatları aracılığıyla zaman içinde netleşeceğini belirtiyor.
Sonuç
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun tavsiye kararı, yıllık izin uygulamalarında işleyişi değiştirmeye aday önemli bir adım. Bugün için karar tavsiye niteliğinde olsa da, pratikte uygulanması halinde milyonlarca çalışanın hak algısında ve İK uygulamalarında hissedilir bir rahatlama yaratabilir. Çalışanların haklarını korumak için İK yazılı kayıtlarını saklamaları ve gerektiğinde hukuki yollara başvurmaları öneriliyor.
Ekonomi
İzmir’de su krizi: Yer altı rezervleri de tükendi — “Tahtalı’da seviye tarihsel dipte”
İzmir’de su krizi: Yer altı rezervleri de tükendi — “Tahtalı’da seviye tarihsel dipte”
Tarih: 09 Kasım 2025 — Saat: 12:30 | Okuma süresi: 4 dk
İzmir barajlarındaki kritik düşüş ve yeraltı suyu çekiminin artması kentte su krizini derinleştiriyor. Tahtalı Barajı’ndaki seviye tarihinin en düşük düzeyine geriledi; planlı kesintiler ve acil önlemler gündemde. FatihDoganMedya için detaylı analiz
İzmir’de barajlardaki doluluk oranları kritik seviyelere indi; özellikle Tahtalı Barajı’nda seviye son açıklamalara göre tarihin en düşük düzeyine gerileyerek kentin su temininde alarm veriyor. Bu durum, baraj suyunun azalmasıyla yeraltı suyu kullanımının artmasına ve bazı kuyuların rezerv niteliğindeki suya erişimini yitirmesine yol açtı.

Gelişmeler — Nerede, ne kadar ciddi?
-
Tahtalı başta olmak üzere bölgedeki ana barajların aktif doluluk oranları kritik düzeyde. Bazı haberlerde Tahtalı Barajı’nın doluluk oranının %1.5 civarına indiği bildirildi. Bu seviye, barajdan işletilebilecek “aktif hacim”i neredeyse bitiriyor.
-
Kent yönetimi ve İZSU, su arzını sağlamak için yeraltı kaynaklarına daha fazla yönelirken, uzmanlar aşırı yeraltı suyu çekiminin hem miktar hem kalite açısından kalıcı zarar riski taşıdığı uyarısında bulunuyor.
Belediye ve İZSU’nun müdahalesi
İZSU yetkilileri, barajlardaki düşüş sonrası bazı ilçelerde planlı ve dönüşümlü su kesintileri uygulamaya başladı; ayrıca kısa vadede yeni sondaj kuyuları açma, mevcut altyapıda onarım ve su tasarrufu kampanyaları başlatma adımları atılıyor. Bazı kaynaklarda 11 ilçede dönüşümlü kesintiler uygulandığı bildirildi.
Uzman görüşleri ve riskler
İklim bilimciler ve hidrojeoloji uzmanları, yağış rejimindeki değişiklikler ve kuraklık koşullarının devam etmesi hâlinde yeraltı suyu rezervlerinin geri dönüşümsüz olarak zarar görebileceğini söylüyor. Aşırı çekim, deniz suyu intrüzyonuna (kıyılarda tuzlu suyun tatlı suyu yerinden etmesi) yol açabilir ve yeraltı suyunun kalitesini düşürebilir. Uzmanlar, uzun vadeli yönetim, vahşi sulama uygulamalarının önlenmesi ve şehir ölçeğinde su tasarrufu önlemlerinin hızla uygulanmasını öneriyor.
Halkı ve işletmeleri bekleyen kısa vadeli etkiler
-
Planlı su kesintileri ve düşük basınçlı su aralığı devam edebilir.
-
Tarım ve turizm bölgelerinde su tedarikinde kısıtlamalar, sulama önceliğinin yeniden değerlendirilmesi gibi olasılıklar gündeme gelebilir.
Kısa liste — Vatandaş ne yapmalı?
-
Günlük su tüketimini önceliklendirin: kişisel temizlik, içme ve yemek için gerekli miktarı koruyun.
-
Evde su tasarrufu: duş süresini kısaltma, bulaşık makinesi/çamaşır makinesi tam dolmuş çalıştırma, musluk sızıntılarını hemen tamir etme.
-
Depolama ve hijyen: Kısa süreli depolamada kapalı, temiz bidonlar kullanın; uzun süreli depolamada su sterilizasyonuna dikkat.
-
Tarım/bağ-bahçe sulamalarında verimlilik: damla sulama, sulama zamanlaması ve gece sulama tercihleri.
Uzun vadeli çözüm önerileri (belediye ve bölgesel yönetim için)
-
Akıllı su yönetimi ve kayıp-kaçak azaltımı programları; altyapı yatırımları.
-
Su fiyatlandırması ve teşviklerle talep yönetimi.
-
Gri su geri dönüşümü ve yağmur suyu toplama projelerinin yaygınlaştırılması.
-
Yeraltı suyu kullanımının düzenlenmesi, izleme ve yeniden şarj (su takviyesi) projeleri.
Ne takip edilmeli? (Kilit göstergeler)
-
İZSU’nun günlük/plânlı kesinti duyuruları ve basın açıklamaları.
-
Tahtalı ve diğer ana barajların doluluk oranları (günlük/haftalık veriler).
-
Bölgedeki kuraklık ve yağış verileri ile meteoroloji raporları.
Ekonomi
Enflasyon Raporu sonrası memur ve emekli zammı netleşiyor: “Memur %19’a, SSK/BAĞ-KUR emeklisi %13’e yaklaşabilir”
Enflasyon Raporu sonrası memur ve emekli zammı netleşiyor: “Memur %19’a, SSK/BAĞ-KUR emeklisi %13’e yaklaşabilir”
07 Kasım 2025 — 16:30 (İstanbul) · Okuma süresi: 3 dk
Merkez Bankası’nın 7 Kasım 2025 tarihli Enflasyon Raporunda yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 31–33 aralığına (merkez değer yaklaşık %32) yükseltildi. Bu revize tahmin, memur ve emekli maaşlarının Ocak 2026 zammı beklentilerini değiştirdi: toplu sözleşme zammı ve enflasyon farkının birleşimi memurlar için toplam yaklaşık %19 seviyesini, SSK/BAĞ-KUR emeklileri içinse yaklaşık %13 civarını işaret ediyor.

Haberin püf noktası — kısa ve net
-
TCMB 2025 yıl sonu enflasyonunu %31–33 aralığında tahmin etti (merkez yaklaşık %32).
-
Toplu sözleşme kapsamında memurlara 2026 ilk 6 ayı için %11 zam öngörüldü; bunun üzerine yılın ikinci yarısı enflasyon farkı eklenecek. (Toplu sözleşme kararı Resmî Gazete’de yayımlandı.)
-
TCMB tahminleriyle piyasa hesaplamaları memurlar için enflasyon farkı ≈ %7,5 ve toplu sözleşmeyle birlikte toplam ≈ %19,3 (örnek hesap).
-
SSK/BAĞ-KUR emeklilerinin Ocak zammı (6 aylık TÜFE) TCMB tahminine göre yaklaşık %13,1 olarak hesaplanıyor; şu ana kadar garanti edilen 4 aylık artış ise %10,25 seviyesindeydi — kasım-aralık verileriyle oran kesinleşecek
Nasıl hesaplanıyor? (Kısa yöntem)
-
Memurlar (ve memur emeklileri): Toplu sözleşme zammı (sözleşmede belirtilen sabit oran) + altı aylık enflasyonun toplu sözleşme oranını aşan kısmı (enflasyon farkı). Bu mekanizma Resmî Gazete düzenlemeleriyle yürürlükte.
-
SSK / BAĞ-KUR emeklileri: Temmuz-Aralık dönemi TÜFE artışı ocak ayında maaşlara doğrudan yansır. Yıl sonu enflasyon tahmini yükselirse (ör. %32) bu artışın rakamsal beklentisi de yükselir.
Örnek hesap (TCMB %32 tahmini baz alındığında — kaynaklara dayalı, gösterim amaçlı)
-
Memur: Toplu sözleşme: %11 (2026 ilk 6 ay) + hesaplanan enflasyon farkı ≈ %7,56 → Toplam ≈ %19,39. (Hesaplamada TCMB’nin 2. yarı enflasyon beklentisi kullanıldı.)
-
SSK / BAĞ-KUR emekli: Temmuz-Aralık TÜFE artışı sonucunda ocak ayında yaklaşık %13,10 (TCMB %32 senaryosuna göre). Şu ana kadar açıklanan 4 aylık verilerle garanti olan artış %10,25 seviyesinde; kasım-aralık verileri orana son şeklini verecek.
Not: Hesaplamalar farklı haber kaynaklarında piyasa senaryolarına göre yapılmış örneklerdir. Net ve kesin oranlar, TÜİK’in Kasım ve Aralık TÜFE verileri yayımlandıktan sonra kesinleşece
Kim ne kadar kazanabilir? (Örnek tablo — yaklaşık)
-
En düşük memur (örnek kaynak bazlı hesap): ~50.503 TL → zam sonrası ~58.867 TL (örnek hesaplamalar haber kaynaklarında yer aldı).
-
En düşük emekli (SSK/BAĞ-KUR örneği): ~16.881 TL → %10,25 artışla ~18.611 TL; TCMB %32 senaryosunda oran daha yüksek (~%13 civarı).
(Bu rakamlar haber kaynaklarının örnek tablolarından türetilmiştir; kişiye özel net hesaplama için çalışılan dönemdeki TÜFE verileri ve maaş dilimi gereklidir.)
Ne değişirse tablo bozulur?
-
Kasım ve Aralık enflasyon verileri: TÜİK’in son iki ay verisi zam oranını doğrudan etkiler.
-
TCMB yeni revize: Merkez Bankası tahmini sabit kalmazsa, piyasa hesapları da değişir.
Son söz — neye dikkat etmeli?
-
Bugünkü açıklamalar hesaplama senaryolarıdır; kesin oran TÜİK’in Kasım-Aralık verileri ve Resmî Gazete/SGK duyurularıyla netleşecektir.
-
Kamu çalışanları toplu sözleşme haklarına ve enflasyon farkına bakmalı; emekliler ise Ocak zammını beklemeli. Resmi açıklamalar geldiğinde FatihDoganMedya olarak anında tabloyu güncelleyeceğiz.
-
Teknoloji1 hafta önceKaliforniya’lı Reflect Orbital’ın “Geceleri Güneş Işığı Satma” Projesi Tartışma Yarattı: “Korkunç ve Ürkütücü” İddiaları
-
Son Dakika1 hafta önceTürkiye-Ermenistan sınırında 4,2 büyüklüğünde deprem
-
Gündem2 gün önceKastamonu Bozkurt’ta çocuğuyla kaybolan kadın aranıyor: Annesinin yürek burkan çağrısı
-
Magazin1 hafta önceTürk Hava Yolları Reha Muhtar’ı kara listeye aldı
-
Teknoloji1 hafta önceFizikçilerden sıra dışı çalışma: Evren bir simülasyon olamaz
-
Spor1 hafta önceMaç Sonucu: Beşiktaş 2-3 Fenerbahçe
-
Magazin1 hafta önceYeşilçam’ın zarif yüzüne veda | Cenazede açıkladı: “Başımıza gelecek kazayı tartışmışız”
-
Ekonomi6 gün önce463 bin liraya sıfır TOGG! T10F ve T10X için yeni kredi kampanyası duyuruldu
