Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Bağcılar’da Boşanma Şiddeti: Eşini Vurdu, Sokakta İntihar Etti!

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
İstanbul Bağcılar’da boşanma aşamasındaki Muhsin Alkan, eşi Yeter Alkan’ı evde silahla ağır yaraladıktan sonra apartman önünde intihar etti. Ağır yaralanan kadın hastaneye kaldırıldı; polis geniş çaplı soruşturma başlattı.

Olayın Ayrıntıları

29 Mayıs 2025 akşamı, İstanbul’un Bağcılar ilçesi İnönü Mahallesi 406. Sokak’ta yaşayan 34 yaşındaki Muhsin Alkan, boşanma aşamasında olduğu eşi 33 yaşındaki Yeter Alkan’ı evlerinin içinde tabancayla vurarak ağır yaraladı. Ardından aynı silahla apartmanın giriş kapısı önüne çıkıp, kendi kafasına ateş ederek yaşamına son verdi .

Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sevk edilen polis ve sağlık ekipleri, ağır yaralı olarak bulunan Yeter Alkan’ı ilk müdahalenin ardından Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırdı. Saldırganın ise olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi


Önceki Şikayet ve Uzaklaştırma Kararı

Yetkililerden alınan bilgiye göre, Yeter Alkan dört gün önce Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Bürosu’na başvurarak eşinden şikâyetçi olmuş, mahkeme de Muhsin Alkan hakkında uzaklaştırma kararı çıkarmıştı. Ancak bu kararın uygulanamaması, sonraki trajik vakaya engel olamadı


Polis Soruşturması ve İnceleme

Olay yeri inceleme ekipleri, delil çalışmaları kapsamında evin içi, apartman koridoru ve çevresindeki güvenlik kameralarını inceliyor. İlk bulgular, failin uzun süredir eşiyle gergin ilişki yaşadığını ve çeşitli taciz iddiaları nedeniyle hakkında adli süreçler olduğunu gösteriyor

Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığı, “kasten öldürmeye teşebbüs ve intihar” kapsamında soruşturma başlattı. Olay silahının menşei ve ruhsat sorgulamaları sürerken, tanık ifadeleri de bir bir alınmaya devam ediyor.


Kadına Yönelik Şiddete Karşı Toplumsal Farkındalık

Son yıllarda İstanbul’da artan aile içi şiddet ve kadın cinayetleri, kamuoyunda “koruma tedbirlerinin caydırıcılığı” tartışmasını alevlendirdi. Uzmanlara göre, uzaklaştırma kararlarının etkin uygulanması ve mağdur destek mekanizmalarının güçlendirilmesi, benzer trajedilerin önüne geçebilir.

  • Hukuki Perspektif: İstanbul Barosu Aile Hukuku Komisyonu, boşanma sürecindeki taraflar için “aranan kişiye derhal bildirim” gibi ek tedbirlerin önemine dikkat çekiyor.

  • Sosyal Hizmetler: Şiddet mağdurlarına yönelik 7/24 ücretsiz psikolojik destek hattı en kısa sürede aranmalı.

  • Toplumsal Eğitim: Aile içi iletişim ve kriz yönetimi seminerleri, okullarda ve sivil toplum kuruluşlarında yaygınlaştırılmalı.


Sonuç ve Öneriler

Bağcılar’daki bu korkunç olay, aile içi şiddetle mücadelede eksiklerin ne denli hayati sonuçlara yol açabileceğini gösteriyor. Hem yerel yönetimlerin hem de sivil toplumun kadına yönelik şiddeti önleme konusunda koordineli çalışması, koruyucu önlemlerin etkinliğini artıracaktır.

Önerilen Aksiyonlar:

  1. Yabancı haber kaynaklı tedbirleri model alarak “kırmızı buton” acil müdahale sistemleri kurulmalı.

  2. Mahkeme kararlarının anlık takip edileceği dijital platformlar hayata geçirilmeli.

  3. Aile hekimleri ve muhtarların risk altındaki aileleri izleme yükümlülüğü tanımlanmalı.


Gelişmeler oldukça güncel bilgiler eklenecektir.

Favicon

Favicon

Favicon

Kaynaklar

Gündem

Narin Güran Davasında 15 Sanığa “Suçluyu Kayırma” Cezası: 3 Çocuğa 1 Yıl 3 Ay, Diğerlerine 3–3,5 Yıl Hapis

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi, 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti dosyasında “suçluyu kayırma” suçlamasıyla yargılanan 15 sanığın tamamına hapis cezası verdi. Kararda; üç suça sürüklenen çocuğa 1 yıl 3 ay, dört sanığa 3,5 yıl, sekiz sanığa 3 yıl hapis öngörülüyor.

Giriş

21 Ağustos 2024’te Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüyle ilgili “suçluyu kayırma” suçundan yargılanan 15 sanık, Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dördüncü duruşmada kesin hükme bağlandı.

Kararın Ayrıntıları

  • Suça Sürüklenen Çocuklar (3 kişi): Her birine 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

  • Dört Sanık: 3,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

  • Sekiz Sanık: 3 yıl hapis cezası hükmedildi.
    Mahkeme, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verirken, hükmün gerekçesinde “delilleri gizleme, bilgi saklama ve soruşturmayı sulandırmaya yönelik eylemler” vurgulandı.

Olayın Hukuki Boyutu

“Suçluyu kayırma” suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 281. maddesinde düzenlenmiş olup; suçu işleyen kişilere yardım eden, delilleri yok eden veya delil karartma suretiyle adli süreci engelleyenlere 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası öngörmektedir. Bu davada, mahkemenin alt sınır ve üst sınır arasında hüküm kurması, eylemlerin niteliğine ve sanıkların tutumuna göre gerçekleşti.

Kamuoyunun Tepkisi ve Gelecek Süreç

  • Aile ve STK’lar: Ceza indirimlerinin caydırıcılık noktasında yetersiz olduğu eleştirisini yaparken, mahkemenin çocuk sanıklarla ilgili kararına da tepki gösterdi.

  • Yargıtay Süreci: Taraf avukatlarının temyiz başvurusu yapma hakkı bulunuyor; Yargıtay’ın vereceği karar nihai hükümleri kesinleştirec

Okumaya Devam Et

Gündem

Sedef Güler cinayeti davası: Ölünce kendimi kurtarmanın yolunu aradım

Yayımlandı

üzerinde

Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili’nde 7 Haziran 2024 tarihinde denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılmış ve ağırlık bağlanmış şekilde bir kadın cesedi bulunmuştu. Hayatını kaybeden kadının 24 yaşındaki Sedef Güler olduğu tespit edilerek 3 sanık hakkında iddianame düzenlenmişti.
Hazırlanan iddianame kapsamında sanıkların yargılanmasına devam edildi.

Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Yavuz Güngör ile Fırat Baykara ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmaya Sedef Güler’in annesi Gülüzar Sezer de katıldı. Öte yandan davaya destek olmak için Mattia Ahmet Minguzzi’nin annesi Yasemin Minguzzi, Aydın Karay’ın annesi Fatma Karay, Ata Emre Akman’ın annesi Zuhal Akman da adliyeye geldi.

“ÖLDÜĞÜNÜ KABUL EDİNCE KENDİMİ KURTARMANIN YOLUNU ARAMAYA BAŞLADIM”

Duruşmada savuma yapan tutuklu sanık Yavuz Göngör, “Sedef ile 4-5 aydır tanışıyorduk. Olay günü telefonda görüştük. Ona İstanbul dışına gideceğimi söyledim. Bana ‘o zaman görüşelim paraya ihtiyacım var’ dedi. Geldiğinde sarhoştu. Sedef evdeyken kızım geldi. Görünce çok sinirlendi ‘genç kızla ne işin var’ dedi. Kızım ve Sedef birbirine girdi. Onları ayırdım ve Sedef ile o evden ayrılarak diğer eve geçtik. Sedef bu evde kola içti ve içine bir şeyler attı. Sabah uyandığımda vefat etmişti yanımda yatıyordu. Sedef diye seslendim burnundan kan aktı. Ben öldüğünü kabul etmedim. Onun ölmesi demek benim hayatımın mahvolması demekti. Saatlerce masaj yaptım. Arkadaşım Fırat’ı aradım sonra. ‘Gel bana yardım et’ dedim. Gelir gelmez ‘Yavuz ölmüş bu’ dedi. Öldüğünü kabul ettikten sonra kendimi kurtarmanın yolunu aramaya başladım.” dedi.

“ATAYIM KURTULAYIM GİBİ BİR MANTIK OLUŞTU”

Sanık savunmasının devamında, “Benim hayatımı mahvetti. Hayatta en korktuğum şeydi tekrar cezaevine girmek. Atayım bir yere kurtulayım mantığı geldi bana. Ceset bir gün evde bekledi. Ertesi gün arabayla zincir aldım, çuval aldım, kilit aldım. Eve gittik sardık Fırat ile. Önce zincir ile sardık, dambıl taktık, üstünü halı ile sardık. Sonra götürüp denize attık. Sedef neşe dolu hayat dolu bir kızdı. Bana çok iyiydi. Hayatım mahvoldu. Attığım için çok üzgünüm ama psikolojim çok bozulmuştu.” ifadelerini kullandı.

“ZİNCİRLE VÜCUDUNU SARDIK”

Duruşmada savunma yapan sanık Fırat Baykara ise, “Beni Sedef’le bağlayan pirinç tanesi kadar bir neden yok. Olay gününden bir gün sonra eve gittim. Yavuz beni ilk aradığında kız arkadaşıyla evde olduğunu oturup içtiklerini söyledi. Bir süre sonra kız arkadaşının fenalaştığını söyledi. Ben eve gidene kadar benim Sedef’in öldüğünden haberim yoktu. Yanlarına gittim. Sedef yatakta yatıyordu. Nabzına baktım. Herhalde tutturamadım diye düşündüm. Nefesini dinledim. Öldüğü hiç aklıma gelmedi. Ayakları kasılmıştı. O an anladım ve bıraktım. ‘Abi bu ölmüş galiba’ dedim. Yavuz’a ne olduğunu sordum. Olayı anlattı. Sedef’in uyuşturucu aldığını ve kolasına bir şeyler attığını söyledi. Ben ‘polis çağıralım’ dedim. ‘Yok, yeter artık sus’ dedi. Ambulansı ya da polisi aramama izin vermedi. Sonraki gün buluştuk. Cesedi nereye atacağımızla ilgili keşif yaptık. Sonra nalburdan zincirleri beraber aldık. Zincirleri maktulün vücudunu sardık. Sonra halıya sardık. Valiz vardı ona koyarız diye düşündük. Halıya sardık. Ben sadece denize atılacak sandım.” dedi.

Sedef Güler’in annesi Gülüzar Sezer ise duruşmadaki beyanında, “Kızımı kasten tasarlayarak ikisi birlikte katletti. Ben çocuğumun öldüğünü basından öğrendim.” şeklinde konuştu.

ARA KARAR AÇIKLANDI

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Öte yandan yakalanamayan sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık hakkında çıkarılan yakalama kararının ise devamına hükmedildi.

Duruşma sonrası açıklama yapan Sedef Güler’in annesi Gülüzar Sezer, “Bir çocuğun hayatı, ölüm kokmuş bir halı ve siyah bir çöp torbası içine sığacak kadar basit değil. Benim çocuğumun hayatı bir çöp torbası değil. Sedef Güler’in adaleti siyah kokmuş bir çöp poşeti değil. Ben adalet istiyorum. Başka Sedef’ler gitmesin” dedi.

İDDİANAMEDE AYRINTILARA YER VERİLDİ

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fırat Baykara, Yavuz Güngör ve Yiğit Hüseyin Ayvalık şüpheli sıfatıyla yer aldı.

İddianamede denizde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in halıya sarıldığı, ellerinin koli bandı, ayaklarının ise zincir ve dambıl ile bağlandığının tespit edildiği belirtildi. Sedef Güler’in cansız bedeninin sarılı olduğu halı üzerinde halı yıkama fabrikası etiketi bulunduğu da iddianamede aktarıldı. Polis ekiplerince etiketteki firmaya gidildiğinde halının Zafer E. isimli kişi tarafından verildiği ifade edildi.

Emniyet güçleri tarafından ifadesi alınan Zafer E. emlak işi yaptığını söyleyerek halının bulunduğu evi Fırat Baykara’ya kiraladığını anlattı. Halının bulunduğu evin Baykara tarafından kiralandığı ve Yavuz Güngör isimli sanık ile beraber kullanıldığı da soruşturma aşamasında tespit edildi.

Yapılan incelemelerde 4 Haziran günü bir şahsın araç ile Sedef Güler’i Yavuz Güngör’ün kızı ile birlikte yaşadığı ikamete bıraktığı iddianamede belirtildi. Burada Sedef Güler ile Yavuz Güngör’ün kızı Y.H.G. arasında tartışma çıktığı ve Yavuz Güngör’ün Sedef Güler ile beraber Fırat Baykara adına kiralanan eve gittiği kaydedildi. Fırat Baykara’nın sonradan eve geldiği iddianamede açıklandı.

Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’i tespit edilemeyen bir nedenden dolayı burada öldürdükleri, cesedi yok etmek için plan yaptıkları ve bir gün sonra buluşmak üzere evden ayrıldıkları iddianamede aktarıldı. Sanıkların 6 Haziran’da tekrar buluştukları ve maktulün cesedini koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları da iddianamede ifade edildi. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’in ellerini koli bandı ile bağladığı, halıya sardığı, ayaklarını zincir ve dambıl ile bağlayıp Mimar Sinan Köprüsü’nden aşağıya attıkları da iddianamede kaydedildi.

Baykara’nın daha sonra polise giderek “Yavuz beni Gürpınar’da bulunan ikametine çağırdı. Eve gittiğimde hareketsiz yatan bir kadın gördüm, kontrol ettim, yaşam belirtisi yoktu. Polise haber vermek istediğimde Yavuz Güngör bana silah çekti. Nalburdan zincir ve ağırlık aldıktan sonra kadını halıya sardık. 7 Temmuz günü ise Büyükçekmece sahil tarafına gittik. Cesedi köprü üzerinden suya attık” dediği iddianamede ifade edildi.

ÖLÜM NEDENİ BELİRLENEMEDİ

İddianamede, Yavuz Güngör’ün Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan’a gönderildiği ancak daha sonra bir şekilde ülkeye iadesi sağlandığı ve Güngör’ün Edirne’de yakalandığı belirtildi. Sedef Güler’in Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsi işleminin sonucunda ölüm nedeninin belirlenemediği belirtildi.

Öte yandan Adli Tıp Kurumu 1 İhtisas Dairesi’nin incelemesinde maktulün kanında uyuşturucu madde bulunduğu, ölümünün uyuşturucu, uyarıcı madde sonucu meydana gelmiş olabileceği ancak baş, boyun bölgesinde ileri derecede çürüme nedeniyle yumuşak dokularında ayrıntılı analiz yapılamadığı yönünde değerlendirme yapıldı.

İddianamede Fırat Baykara ve Yavuz Güngör’ün ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ise Yavuz Güngör’ün yurt dışına kaçmasına yardım etmesi gerekçesiyle ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapsi istendi.

Okumaya Devam Et

Gündem

Karşı şeride geçen otomobil, araca çarptı: 1 ölü, 4 yaralı

Yayımlandı

üzerinde

Kaza, saat 15.30 sıralarında Sivas-Malatya kara yolu Ulaş ilçesi yakınlarında meydana geldi. Sivas’tan Ulaş yönüne giden Umut Akbulut’un (25) kullandığı 54 SC 518 plakalı otomobil, yağışlı havada sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. Refüjü aşıp, karşı şeride geçen otomobil, 58 NC 914 plakalı otomobile çarptıktan sonra yol üzerinde ters döndü. Aynı istikametten gelen 34 HTZ 331 plakalı TIR’ın şoförü de kaza yapan araçlara çarpmamak için manevra yapınca TIR, yol kenarındaki bariyerlere çarptı.

YARALILARIN DURUMU AĞIR

Kazada otomobilde bulunan Merve Akbulut (28) hayatını kaybetti. Sürücü ile birlikte araçta bulunan çocuklar M.A. (9), A.A. (7) ve H.A. (5) yaralandı. Yaralılar, olay yerine sevk edilen ambulanslarla Numune Hastanesi ve Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı. Yaralıların hayati tehlikelerinin bulunduğu bildirildi.

Kaza nedeni ile Sivas-Malatya kara yolu, Ulaş ilçesinden Sivas yönüne tek şeritli olarak trafiğe kapandı. Yolda uzun araç konvoyları oluştu.

Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar