Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Antalya Emniyet Müdürü İlker Arslan’ın özgeçmişi: Gözaltı kararı neden alındı, suçlama nedir?

Yayımlandı

üzerinde

Emniyet Müdürü İlker Arslan, 6 Eylül’de önce görevden uzaklaştırıldı,. ardından hakkında gözaltı kararı alındı. Arslan’ın “Fazlı A. aracılığıyla rüşvet ve çıkar ilişkilerine girdiği” iddia edildi.

Yapılan incelemelerde, iddiaya göre, Fazıl A.’nın Arslan’a veya ailesine para transferi yaptığı, ayrıca Arslan’ın eşinin geçmişte Fazlı A.’ya ait şirkette SGK kaydının bulunduğu ve maaş adı altında ödeme aldığı belirlendi.

Arslan, 6 Eylül’de akşam saatlerinde Arslan gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre,  Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında Antalya Emniyet Müdürü iken İçişleri Bakanlığı kararıyla görevden uzaklaştırılan 1. Sınıf Emniyet Müdürü İlker Arslan hakkında gözaltı kararı verildi.

Başsavcılığın talimat yazısına göre, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in 5 Temmuz 2025’te “rüşvet almak” suçlamasıyla tutuklanmasının ardından yeni gelişmeler yaşandı. Böcek’in İçişleri Bakanlığı onayıyla 6 Temmuz 2025’te görevden uzaklaştırılmasının ardından yürütülen araştırmalarda, bir iş insanı ile belediye iştiraklerinden ihale alan E.T.’nin ifadelerinde 1. Sınıf Emniyet Müdürü İlker Arslan’ın da adı geçti.

İfadelerde, Arslan’ın Fazlı A. aracılığıyla rüşvet ve çıkar ilişkilerine girdiği iddia edildi. Yapılan incelemelerde Ateş’in Arslan’a veya ailesine para transferi yaptığı, ayrıca Arslan’ın eşinin geçmişte Fazlı A.’ya ait şirkette SGK kaydının bulunduğu ve maaş adı altında ödeme aldığı belirlendi.

Bu gelişmeler üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu tarafından görevden uzaklaştırılan İlker Arslan’ın Ankara’da bulunduğu tespit edildi. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, Arslan’ın “rüşvet almaya aracılık etmek, nitelikli dolandırıcılık ve haksız mal edinme” suçlamaları kapsamında gözaltına alınması talimatını verdi.

İLKER ARSLAN KİMDİR? 

Antalya Emniyet Müdürü İlker Arslan, 1994 yılında Polis Akademisi’nden Komiser Yardımcısı rütbesiyle mezun oldu. İlk görevine Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde başlayan Arslan, kariyeri boyunca Emniyet Genel Müdürlüğü, Siirt ve Ankara’da çeşitli görevlerde bulundu.

2016-2021 yılları arasında Tanık Koruma Daire Başkanı olarak görev yapan Arslan, 2021-2024 yılları arasında ise Kuzey Makedonya’nın Üsküp Büyükelçiliği’nde İçişleri Müşaviri olarak görevini sürdürdü.

16 Ağustos 2024 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Antalya İl Emniyet Müdürü olarak atanan İlker Arslan, Sivas doğumlu olup evli ve üç çocuk babasıdır.

İLKER ARSLAN NEDEN GÖREVDEN ALINDI?

Emniyet Müdürü İlker Arslan, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında görevden uzaklaştırıldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü, Emniyet Müdürü İlker Arslan’ın hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırıldığını duyurdu.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Üniversite tercihiyle oynandı mı? ÖSYM’den açıklama

Yayımlandı

üzerinde

Üniversite tercihiyle oynandı mı? ÖSYM’den açıklama:

Tarih: 22 Ekim 2025 | Saat: 20:30 (TSİ)
Okuma süresi: 3–4 dakika

İzmir merkezli bir adayın, YKS tercih listesindeki kayıtlarının kendisinden habersiz değiştirildiğini iddia etmesiyle ortaya çıkan tartışmada ÖSYM (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi) yazılı bir açıklama yayımlayarak “bilgi sistemlerinde herhangi bir veri sızıntısı tespit edilmediğini” bildirdi. Bazı haber organları ve sosyal medyada “en az 6 adayın tercihleri değiştirildi” iddiası gündeme gelirken, ÖSYM teknik inceleme başlattığını açıkladı.


Olayın gelişimi — neler iddia edildi?

  • İlk iddia, İzmir’de bir adayın tercihlerinin son anda farklı programlarla değiştirildiğini fark etmesiyle kamuoyuna yansıdı. Aile ve aday, sistemin “habersiz” değiştirildiğini öne sürerek suç duyurusunda bulundu

  • Bazı haber kaynakları olayın en az 6 adayı etkilediğini ve aynı IP üzerinden farklı hesaplara müdahale edildiği yönünde şüpheler bulunduğunu aktardı. Bu iddialar henüz bağımsız, kamuya açık teknik raporlarla teyit edilmedi.


ÖSYM’nin resmi açıklaması

ÖSYM’den yapılan açıklamada özetle:

  • Kurum bilgi sistemlerinde “herhangi bir veri sızıntısı tespit edilmediği” bildirildi.

  • İddiaların ardından teknik inceleme başlatıldığı ve konunun titizlikle araştırıldığı vurgulandı.
    (ÖSYM açıklaması metnine ilişkin haber aktarımları için bakınız.


Hukuki ve idari süreç

  • İlgili adaylar ve aileler, iddialarla ilgili olarak savcılığa ve/veya ilgili mercilere başvurduğunu duyurdu. Bazı haber kaynakları mağdurların yargıya başvurduğunu aktarıyor; olayın adli boyutu soruşturma sonuçlarına göre netleşecek.


Ne anlama geliyor? (Kısa analiz)

  • ÖSYM’nin “veri sızıntısı tespit edilmedi” açıklaması, kurumun ilk değerlendirmesini gösterir; ancak bağımsız adli bilişim raporları veya savcılık soruşturması sonuçları açıkça paylaşılana kadar iddiaların tamamı kesin olarak doğrulanmış sayılmaz.

  • Benzer olaylarda izlenen adımlar genelde şunlardır: sistem günlüklerinin (log) incelenmesi, IP/erişim kayıtlarının tespiti, kullanıcı bildirimlerinin toplanması ve gerektiğinde adli bilişim uzmanlarının rapor hazırlaması. Somut kanıtlar kamuoyuna açıklandıkça net bilgiler ortaya çıkacaktır.


Öne çıkan sorular ve yanıtları

  • ÖSYM gerçekten “sızma” tespit etmedi mi? Kurumun ilk açıklamasına göre “veri sızıntısı tespit edilmedi”; ancak soruşturma devam ediyor. Kesin yargı ve teknik raporlar bekleniyor.

  • Kaç aday etkilendi? Bazı haberlerde “6 aday” ifadesi geçiyor; bu sayı haber kaynaklarına dayanıyor ve resmî soruşturma sonuçlarıyla doğrulanmalı.

  • Adaylar ne yapmalı? Tercihlerinde değişiklik olduğunu düşünen adaylar öncelikle ÖSYM iletişim kanalları ve ilgili adli merciler aracılığıyla durumu resmî olarak bildirmeli; belgelerini (ekran görüntüleri, hesap erişim kayıtları vb.) saklamalıdır.

Okumaya Devam Et

Gündem

Balıkesir’deki seri cinayetlerin perde arkası: Cezaevi firarisi Mustafa Emlik ve “katliam cephanesi” iddiaları

Yayımlandı

üzerinde

Balıkesir’deki seri cinayetlerin perde arkası: Cezaevi firarisi Mustafa Emlik ve “katliam cephanesi” iddiaları

Tarih / Saat: 22.10.2025 — 11:00 (TSİ)
Okuma süresi: ~4 dakika
Yazar: FatihDoğanMedya Haber Merkezi

Balıkesir’in Edremit ilçesinde cezaevinden firar ettiği bildirilen Mustafa Emlik adlı şüphelinin gerçekleştirdiği silahlı saldırıda yerel kaynaklara göre 2 kişi hayatını kaybetti, 7 kişi yaralandı; olay sırasında bir uzman çavuşun da öldüğü bildirildi. Şüpheli, kaçışı sırasında polisle girdiği çatışmada etkisiz hale getirildi. Bu bilgiler, olayla ilgili ilk yayımlanan resmi ve yaygın haber kaynaklarının aktarımlarına dayanıyor

Balıkesir’in Edremit ilçesinde, 3 kişiyi öldürüp 2’si polis 7 kişiyi yaralayan cezaevi firarisi Mustafa Emlik’in yanına toplam 3 kutu mermi aldığı, bunun bir kutusunu kullandığı tespit edildi.Fotoğraf:Balıkesir,(DHA)

Balıkesir’in Edremit ilçesinde, 3 kişiyi öldürüp 2’si polis 7 kişiyi yaralayan cezaevi firarisi Mustafa Emlik’in yanına toplam 3 kutu mermi aldığı, bunun bir kutusunu kullandığı tespit edildi.Göktuğ Çalık (Fotoğrafta). Fotoğraf:Balıkesir,(DHA)

Mustafa Emlik, tabanca ile Rukiye Karakaya’yı (Solda) ateş açıp yaraladı. O anların bir iş yerinin güvenlik kameralarına yansıdığı ortaya çıktı. Fotoğraf:Balıkesir,(DHA)

Balıkesir’in Edremit ilçesinde, 3 kişiyi öldürüp 2’si polis 7 kişiyi yaralayan cezaevi firarisi Mustafa Emlik’in yanına toplam 3 kutu mermi aldığı, bunun bir kutusunu kullandığı tespit edildi.Fotoğraf:Balıkesir,(DHA)

Balıkesir’in Edremit ilçesinde, 3 kişiyi öldürüp 2’si polis 7 kişiyi yaralayan cezaevi firarisi Mustafa Emlik’in (Fotoğrafta) yanına toplam 3 kutu mermi aldığı, bunun bir kutusunu kullandığı tespit edildi. Fotoğraf: Balıkesir, (DHA)

.


Zanlı kim? Geçmişi ve firar iddiası

Haber kaynaklarına göre şüpheli Mustafa Emlik, cezaevinde hakkındaki önceki mahkûmiyetleri bulunan bir isim. Daha önce işlediği suçlardan ceza aldığı, 2025 yazında kapalı cezaevinden salıverildikten sonra açık cezaevine bildirim yapması gerekirken ortadan kaybolduğu ve firari statüsüne düştüğü belirtiliyor. Bazı yayınlar, Emlik’in daha önce de saldırı ve yaralama kayıtları olduğunu aktarıyor


Olayın kronolojisi (kısa)

  • Gece saatlerinde Edremit’te silahla saldırı ihbarı geldi; bölgeye çok sayıda polis sevk edildi.

  • İhbar sonrası yapılan ilk tespitlerde uzman çavuş Kemal Ekri’nin öldürüldüğü, zanlının aracı gasp edip bölgeden uzaklaştığı bildirildi. Yaralananlar arasında polis memurları da yer aldı.


“Katliam cephanesi” iddiaları — doğrulanmış mı?

Sosyal medya ve bazı yerel/sınırlı kaynaklarda zanlının yanında bir “cephanelik” bulunduğu yönünde paylaşımlar yer aldı. Bununla birlikte resmi ajans haberlerinde ve güvenlik kaynaklarının ilk açıklamalarında, olayın silah kullanılarak gerçekleştirildiği ve şüphelinin kaçış sırasında polisle çatıştığı belirtilmekle birlikte; geniş çaplı, ev-eşya araması sonucunda devasa bir cephaneliğe rastlandığına dair net, doğrulanmış bir bildirim bulunmuyor. Bu yüzden ‘cephanelik’ ifadesi şu aşamada dikkatle ele alınmalı — iddialar inceleniyor ve resmi soruşturma sonuçları bekleniyor.


Olası motivasyon ve arka plan

Bazı haber aktarımları, zanlının olaylara kişisel takıntı / reddedilme kaynaklı bir motivasyonla hareket etmiş olabileceğini öne sürdü. Bu iddialar, çevre tanıklarının ve soruşturma kaynaklarının aktarımlarına dayandırılıyor; ancak adli soruşturma sonuçları açıklanana dek motivasyon konusunda kesin hüküm vermek mümkün değil.


Soruşturmanın seyri ve adli süreç

  • Edremit Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı; kolluk kuvvetleri delil toplama çalışmalarını sürdürüyor.

  • Olayla bağlantılı görgü tanıkları ve güvenlik kameralarının görüntüleri inceleniyor; zanlının cezaevi kaydı ve son hareketleri detaylı şekilde araştırılıyor. Resmi makamların yapacağı açıklamalar, soruşturmanın yönünü kesinleştirecek.


Yerel ve ulusal tepki

Olay, Balıkesir ve ülke gündeminde geniş yankı buldu; güvenlik güçleri ile ilgili eleştiriler ve “cezaevi tahliye/prosedürleri” tartışmaları yeniden alevlendi. Şehit düşen uzman çavuş için törenler düzenlendi; kamuoyundan başsağlığı mesajları ve soruşturmanın hızlı yürütülmesi çağrıları geldi.


Neden dikkatle takip edilmeli?

  • Bazı yayınlarda öne çıkan “cephanelik” iddiaları, eğer doğrulanırsa olayın niteliğini ve soruşturmada ele alınacak hususları değiştirebilir. Ancak şu an için bu iddialar kesinleşmemiş bilgiler kategorisinde.

Okumaya Devam Et

Gündem

Kahin Nostradamus’tan tüyler ürperten 2026 kehanetleri! ‘Üç ateş yükselecek, Batı ışığını kaybedecek’

Yayımlandı

üzerinde

Kahin Nostradamus’tan tüyler ürperten 2026 kehanetleri! ‘Üç ateş yükselecek, Batı ışığını kaybedecek’

FATİHDOGANMEDYA — Yayın Tarihi: 22 Ekim 2025 | Saat: 14:00 | Okuma süresi: 4 dakika

16. yüzyılın ünlü kahini Michel de Nostredame — Nostradamus — eserlerinden yapılan güncel yorumlarda, 2026 yılına işaret eden ve “Üç ateş yükselecek, Batı ışığını kaybedecek” şeklinde aktarılan bir dize yeniden gündeme geldi. Uzmanlar ve tarihçiler bu tür yorumlarda temkinli davranılması gerektiğini vurgularken, internet medyası ve çağdaş yorumcular quatrain’i (dörtlük) jeopolitik ve göksel olaylara bağladı.


Kehanetin kaynağı — gerçekten Nostradamus mu söyledi?

Nostradamus’un meşhur eseri Les Prophéties (1555) yüzlerce karışık, alegorik dörtlükten oluşur. Modern internet haberleri ve magazin siteleri, bu dörtlüklerden bazısını güncel olaylara bağlayarak “2026 kehaneti” iddiasını öne çıkarıyor. Ancak akademik kaynaklar Nostradamus’un eserlerinde belirli bir yılı açıkça işaret etmediğini, yorumların genelde sonradan yapılmış bağlamlandırmalara dayandığını vurgular.


Hangi dize (quatrain) konuşuluyor?

Güncel haberlerde aktarılan versiyonlarda dörtlük şu şekilde Türkçeleştiriliyor:

“Mars gökyüzünde yolunu yönettiğinde / İnsan kanı kutsalı serpecek / Üç ateş doğu taraflarından yükselecek / Batı sessizlik içinde ışığını kaybedecek.”
Bu biçim, orijinal 16. yüzyıl metinlerinin modern çeviri ve yorumlarından türetilmiş serbest bir aktarmadır; farklı medya organları dizeyi değişik formlarda yayınlamıştır.


İddialar: “Üç ateş” ve “Batı’nın ışığını kaybetmesi” ne anlama geliyor?

Güncel yorumcular genelde iki ana okuma yapıyor:

  1. Jeopolitik okuma: “Üç ateş” ifadesi doğudan yükselecek üç güç/aktör veya üç ayrı çatışma odağı olarak yorumlanıyor; “Batı’nın ışığını kaybetmesi” ise Batı dünyasının diplomatik/ekonomik etkinliğinde bir gerilemeye işaret ediyor.

  2. Tabiat/afet okuması: Bazı yorumlarda ‘ateş’ doğal afetler (savaş, yangınlar, volkanik/meteorolojik olaylar) şeklinde yorumlanıyor; “ışığı kaybetme” ise enerji krizleri veya siyasal istikrarsızlık metaforu olarak ele alınıyo


Neden 2026’e bağlanıyor?

2026 yılına yapılan atıfın arkasında birkaç sebep var: o yıl için öne çıkan göksel olaylar (bazı kaynaklarda büyük güneş tutulmaları/sirkumpolar olaylar) ve günümüz jeopolitik gerilimlerinin çarpıtılmış eşleştirilmesi. Medya kuruluşları ve kehanet takipçileri, belirli gök olaylarıyla Nostradamus’un imge dilini ilişkilendirerek tarih tahmini yapıyor — ancak bu tür tarihleştirmeler çoğunlukla spekülatiftir.


Uzman yorumu: Neden temkinli olmalıyız?

Akademik tarihçiler ve edebiyat uzmanları, Nostradamus’un metinlerinin kasıtlı olarak muğlak olduğunu; böylece farklı çağ ve olaylarla kolayca eşleştirilebildiğini söyler. Bu nedenle basın ve kamuoyunun, kehanetleri kesin gerçekler gibi sunmaktan kaçınması gerektiği uyarısı yapılıyor. Yani “üç ateş” ve “Batı’nın ışığını kaybetmesi” iddiaları ilgiyi hak etse de, bunları somut öngörüler olarak görmek bilimsel ve tarihsel açıdan desteklenemez.


Ne yapmalı? (Okuyucu için pratik notlar)

  • Kehanet haberciliğini tarihselleştirirken kaynak kontrolü yapın; orijinal metinler ile modern çeviriler arasındaki farkı görün.

  • Jeopolitik risk değerlendirmeleri için yetkin kurum ve analistlerin raporlarına bakın; kehanetler finansal/operasyonel kararlar için dayanak olamaz.


Sonuç

Nostradamus’un karanlık imgeleri bugün yeniden şekilleniyor ve “Üç ateş” motifi 2026’e işaret eden haber başlıklarına ilham veriyor. Ancak kaynaklara bakıldığında bu tür atıfların büyük ölçüde modern yorum ve spekülasyona dayandığı görülüyor. Okuyucuların korku ve panik yerine eleştirel okumayı tercih etmesi önem taşıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar