Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Ekonomi

Altın fiyatları canlı 17 Ekim 2025: Altın fiyatları bugün ne kadar oldu? Gram, çeyrek, yarım ve tam altın alış-satış fiyatları

Yayımlandı

üzerinde

Haftanın son işlem gününde altın fiyatları, yukarı yönlü hareketiyle birlikte yatırımcıların odak noktasında yer alıyor. Dün altın piyasasında en düşük 5 milyon 655 bin lira, en yüksek 6 milyon 15 bin lirayı gören standart altının kilogram fiyatı, günün sonunda yüzde 3,1 yükselişle 6 milyon 3 bin lira olmuştu. Bugün ise gram altın yüzde 2’ye yakın yükselişle 5 bin 904 lira seviyesini görerek tarihi rekorunu yenilemeye devam etti. İşte 17 Ekim 2025 tarihi güncel gram, çeyrek, yarım ve tam altın fiyatları.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

Euro Bölgesi’nde enflasyon yükseldi

Yayımlandı

üzerinde

Euro bölgesi tüketici fiyat enflasyonu, Eylül 2025’te yıllık bazda yüzde 2,2 olarak teyit edildi. Bu oran, önceki üç aydaki yüzde 2 seviyesinden yükselmiş ve ECB’nin yüzde 2’lik orta nokta hedefinin biraz üzerindeydi. Hizmet enflasyonu, Ağustos ayındaki yüzde 3,1’den yüzde 3,2’ye yükselirken, enerji maliyetleri daha önceki yüzde 2’lik düşüşe kıyasla yalnızca yüzde 0,4 düştü.

Gıda, alkol ve tütün fiyatları, işlenmemiş gıda enflasyonunun zayıflamasını yansıtarak, yüzde 3,2’den yüzde 3,0’a gerileyerek daha yavaş bir artış gösterdi. Enerji dışı sanayi malları enflasyonu ise yüzde 0,8’de sabit kaldı. Bu arada, enerji, gıda, alkol ve tütünü hariç tutan çekirdek , yüzde 2,3’lük ön tahminin üzerine çıkarak ve Ağustos ayındaki üç yıllık en düşük seviye olan yüzde 2,3’ü tersine çevirerek, temel fiyat baskılarının devam ettiğinin sinyalini vererek yüzde 2,4’e yükseldi.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

SON DAKİKA — Memurun fazla mesai ücreti belli oldu

Yayımlandı

üzerinde

SON DAKİKA — Memurun fazla mesai ücreti belli oldu

Tarih: 17 Ekim 2025 • Saat: 11:30 (güncelleme saatleri kaynaklara göre farklılık gösterebilir) • Okuma süresi: ~2–3 dakika

Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ne göre devlet memurlarının saat başı fazla mesai ücreti 1 Ocak 2026’dan itibaren 12,80 TL’den 16,55 TL’ye yükselecek. Bu artış yaklaşık %29,3 oranında hesaplanıyor.


Detaylar — Kim, ne kadar, ne zaman?

  • Yeni tutar: Saatlik 16,55 TL (1 Ocak 2026 itibarıyla uygulanacak).

  • Mevcut (2025) tutar: Saatlik 12,80 TL. (Karşılaştırma için verilen önceki yıl rakamı.)

  • Artış oranı: Yaklaşık %29,3.

  • Özel uygulama: Bakanlıkların özel kalem müdürlüklerindeki personel ve bazı merkez teşkilatı şoförleri gibi gruplar için yeni yılda farklı (daha yüksek) saatlik ücret uygulamaları da teklif ediliyor — örneğin makam şoförleri vb. için 17,60 TL gibi ayrı bir tutar öngörülüyor (ayda saat sınırıyla)


Nasıl hesaplanır — örnek

Basit bir örnekle açıklayalım: Bir memur ay içinde 10 saat fazla mesai yaptıysa ve yeni tutar uygulanıyorsa alacağı ek ödeme:
10 saat × 16,55 TL = 165,50 TL (brüt). (Vergi ve kesintiler ayrı değerlendirilir.) — (Basit çarpma örneği.)


Hangi kurala / belgeye dayanıyor?

Söz konusu rakamlar, 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve teklif metninden edinilen bilgiler doğrultusunda haberleşen resmi ve güvenilir yayın organlarında yer aldı. Kesin yürürlük ve uygulama detayları kanunun TBMM sürecinden geçmesine ve ilgili yönetmeliklere göre netleşecek.


Memurlar için pratik notlar

  • Bazı görevlerde (ör. makam şoförleri, genel müdürlük merkez teşkilatlarının şoförleri) aylık fazla mesai ödemesine üst sınır uygulanabiliyor (ör. 60–90 saate kadar farklı sınırlamalar haber metinlerinde anılmıştır). Bu tür sınırlamalar ve özel oranlar kurumlara göre değişir; detaylar teklif metni ve ilgili ek düzenlemelerde yer alacak

  • Bu tür bütçe teklifleri TBMM’de görüşüldükten sonra kesinleşir; uygulama şekli ve tarihleri kanunlaşmaya bağlıdır.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Yaratıcı Yıkım

Yayımlandı

üzerinde

Bu yılki Nobel Ekonomi Ödülü, büyümenin nasıl sürdürülebilir hale geldiğini anlatan üç ekonomiste verildi.

Philippe Aghion, Peter Howitt ve Joel Mokyr’in temel tezi; “Ekonomik büyüme, yenilik sayesinde olur. Ama her yenilik, eskileri yıkarak yer açar.”

Bu düşünceye “Yaratıcı Yıkım” deniyor. Yeni teknolojiler ortaya çıkar, üretkenlik artar ve verimlilik yükselir. Fakat buna bağlı olarak da bazı işler, meslekler ve sektörler de geride kalır. Yani yeniliğin hem kazananı hem de kaybedeni olur.

ALTIN BU TEORİNİN AYNASI 

Son yıllarda dünya, yapay zeka ve otomasyon öncülüğünde yeni bir çağın eşiğinde. ChatGPT gibi yapay zekalar yazıyor, robotlar üretiyor, algoritmalar karar veriyor. Borsalar da bu teknolojik devrimi fiyatlıyor.

Ama aynı anda, “eski dünyanın simgesi” sayılan altın da tarihinin en güçlü dönemlerinden birini yaşıyor.

Bu da akıllara şu soruyu getiriyor:

Teknoloji çağında neden insanlar hala altına sığınıyor?

ilk bakışta bu bir çelişki gibi görünebilir. Oysa cevap tam da Nobel’in ödüllendirdiği teoride gizli.

“Yenilik büyüme getirir ama belirsizlik de yaratır.” İşte altın bu belirsizliğin simgesi.

Borsalar “yaratıcı” kısmı, altın ise “yıkım” kısmını fiyatlıyor.

IŞIK PARLIYOR, GÖLGELER UZUYOR 

Her teknolojik devrim ilk başta büyük bir coşku yaratır.

Sanayi devriminde buhar makineleri, internet devriminde bilgisayarlar…Bugün ise yapay zeka aynı rolü üstleniyor.

Ama her dönüşüm, zamanla işsizlik dalgaları, gelir eşitsizlikleri ve yeni düzenin sancılarını beraberinde getiriyor.

da bu sancıların erken habercisi.

Bugünkü altın fiyatlaması, “her şey kötü olacak” demiyor. Ama “her şeyin bu kadar iyi gitmesi gerçek olamayabilir” diyor.

Yani piyasanın bir kısmı inovasyonun gücüne inanıyor, ama diğer kısmı Nobel’deki uyarıyı hatırlıyor: “Büyüme sürdürülebilir olmalı. Bunun için sistemin esnek ve dayanıklı olması gerekir.”

Altın, işte bu dayanıklılığın sembolü.

MODERN ZAMANLARIN GÜVEN TESTİ 

Bugün teknoloji devleri (Apple, Nvidia, Microsoft vs.) trilyon dolarlık değerlerle sahne alıyor.

Yapay zeka, “dünyayı yeniden şekillendirecek” söylemleriyle gündemde. Ama buna rağmen altına talep çok yüksek, fiyatlar ise rekor kırıyor.

Çünkü teknoloji hız kazandırıyor, ama güven hala zamanla, yani sabırla inşa ediliyor.

ALTIN VE YARATICI YIKIM 

2000’lerin başında internet patlaması yaşanırken ons altın 300 dolardı. Dot-com balonu patlayınca 2 yılda 400 doları aştı.

2020’de pandemiyle birlikte dünya “dijital ekonomi” çılgınlığına kapıldı. Teknoloji hisseleri rekor kırarken altın da 2.000 dolar seviyesini gördü.

Bugün ise yapay zeka çağındayız. Tablo ise aynı. Nasdaq teknoloji endeksi zirvede, ama altın da rekor seviyede.

Çünkü her teknolojik sıçrama, aynı zamanda insanların güven duygusunu test ediyor.

Özetle;

Borsalar geleceğin kazananlarını satın alıyor, altın ise o geleceğin bedelini önden ödüyor.

Altın, “yaratıcı yıkım” çağının en sessiz ama en dürüst anlatıcısı. Çünkü her büyüme hikayesi biraz umut biraz da korku içeriyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar