Sanat
Kayseri ilk kez Kültür Yolu’nda

Erciyes’in görkemli silüeti, Selçuklu mirasıyla yoğrulmuş tarihi dokusu ve zengin mutfağıyla Anadolu’nun kadim şehirlerinden Kayseri, bu yıl ilk kez Türkiye Kültür Yolu Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen festival, 6-14 Eylül tarihleri arasında 9 gün boyunca 40 farklı noktada 400’den fazla etkinlikle şehri kültür ve sanatın merkezi haline getirecek. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy “Kayseri sadece bir ticaret merkezi değil, aynı zamanda kültürün, sanatın ve hoşgörünün de buluşma noktasıdır. Kültür Yolu Festivali bu kimliği daha da güçlendirecek”dedi.
ŞEHRİN DÖRT BİR YANI SERGİ ALANI
Kayserililer, festival kapsamında sanatın her rengini yansıtan sergiler aracılığıyla kentin geçmişten bugüne uzanan zengin kültürel dokusunu keşfetme şansı yakalayacak.
PABLO PICASSO: YARATILIŞ HER ŞEYDİR
Festival kapsamında dünyanın en ünlü ressamlarından Pablo Picasso’nun eserleri ilk kez Kayserililer ile buluşacak. Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi Sanat Galerisi’nde açılacak “Pablo Picasso: Yaratılış Her Şeydir” sergisi Picasso’nun sanat yaşamını ve kişisel ilişkilerinin eserlerine etkisini gözler önüne serecek. Sergide, sanatçının gravür, çizim, poster, litografi ve fotoğraflarından oluşan; tamamı orijinal ve mirasçıları tarafından onaylanmış 50 eser yer alacak. Lale Vakfı tarafından sanatseverlerle buluşturulan sergi, Picasso’nun farklı sanat disiplinlerindeki üretimlerini bir araya getirirken, onun sanatsal dönüşümünü de kapsamlı biçimde ele alacak.
DİJİTAL SANATTAN GELENEKSEL MOTİFLERE KAYSERİ’DE SERGİ ZENGİNLİĞİ
Festivalin en dikkat çekici duraklarından biri, Gökhan Doğan’ın yapay zekâ destekli “Seyyah: Anadolu Medeniyetleri” eseri olacak. Kayseri Kalesi Kale İçi’nde yer alacak bu interaktif dijital deneyim, izleyicileri Göbeklitepe’den günümüze uzanan bir zaman yolculuğuna çıkarırken, her katılımcıya geçmiş medeniyetlerde farklı bir rol yükleyerek kişisel bir deneyim yaşatacak.
Sanatçı Zeliha Saçlı Bazoğlu’nun “Hüzün Çiçekleri” sergisi ise Kayseri Kalesi Arkeoloji Müzesi Fuaye’de sanatseverlerle buluşacak. Mazlum coğrafyalardaki kız çocuklarına dikkat çeken eserler, geleneksel Türk motiflerini modern bir resim diliyle buluşturarak kültürler ve kuşaklar arasında köprü kuruyor.
Bunların yanı sıra şehir genelinde çok sayıda sergi ziyaretçileri bekliyor. Kayseri Kalesi’nde “Gökyüzünden Türkiye”, Selçuklu Uygarlığı ve Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi’nde “Adil-i Mutlak” ve “Sesimiz Nefesimiz Dedem Korkut”, Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi Kayseri Kent Müzesi’nde “Paranın Yüzünde Anadolu”, “Pir-i Mimaran Sinan” ve “PTT Pul Sergisi”, Talas Sanat Galerisi’nde “El Sanatları Mirası” ve “Kayseri Sandık Çeyizi Mirası”, Etnografya Müzesi’nde “Motif Motif Kayseri Sandıktan Çıkan Hikayeler”, Atatürk Evi Müzesi’nde “İnsan ve Toprak” ile daha pek çok seçkin sergi festival süresince sanatseverlerle buluşacak.
KAYSERİ KONSERLERLE ŞENLENECEK
Festival süresince şehrin dört bir yanında düzenlenecek konserlerde Kayserililer doyasıya eğlenecek. Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde kurulacak ana sahnede, Ebru Yaşar, Kıraç, Tuğçe Kandemir, İsmail Altunsaray ve Serkan Çağrı, Ahmet Şafak, Fatma Turgut, Bengü, Soner Sarıkabadayı, Sinan Akçıl gibi ünlü sanatçılar sevenleriyle bir araya gelecek.
Göksen Tosuner, Sedat Anar, Mustafa Demirci, Sezen Kiremit, HasSak Ethno-Folk Group, Savaş Talha, Orhan Çakmak, Fatih Koca, Yusuf Karagöz, Muhlis Berberoğlu ve Erkut Özkan, Hüseyin Yazan, Cemil Sağyaşar, Şükriye Tutkun, Umut Mürare, Ömer Faruk Özcan, Harun Beyaz, Ahmet Çalışır ve Ufuk Yürüç performanlarıyla Kayserililerle buluşurken Hava Kuvvetleri Bandosu ve Cazın Kartalları Orkestrası ve Ankara Devlet Sahne Sanatları Topluluğu konserleriyle izleyenlerine unutulmaz bir müzik ziyafeti yaşatacak.
CEZAEVİNDE SANATLA BULUŞMA
Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin, ülkemizin çeşitli illerindeki ceza ve tevkifevlerinde bulunan mahkûm vatandaşlara da sanatı ulaştırma vizyonu kapsamında, Kayseri 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki tutuklu ve hükümlüler, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü sanatçılarının vereceği konserle moral bulacak.
TİYATRODAN MÜZİKALE SÖYLEŞİLERDEN ATÖLYELERE
Festival kapsamında; “Züleyha ve Beyhan Budak ile Sınırsız Sohbetler” programının konuğu Klinik Psikolog ve Yazar Beyhan Budak olacak. Düzenlenecek “Edebiyat Tadımı”, “Dijital Kültür Söyleşileri” ve “Kültepe Kazıları” gibi söyleşilerin yanı sıra, Nihat Hatipoğlu ve Necmettin Nursaçan da Kayserililerle buluşacak.Ünlü komedyen Gökhan Ünver ise stand-up gösterisiyle Kadir Has Kongre Merkezi Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde sahneye çıkacak. Fotoğraf tutkunları için “FotoMaraton” ve “FotoMaraton Çocuk” etkinlikleri düzenlenecek; her yaştan onlarca fotoğrafçı festivalin en özel karelerini yakalamak için yarışacak. Bu kapsamda, “Fotoğraf Söyleşileri ve FotoMaraton Ödül Töreni” Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi Kayseri İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleşecek.
ÇOCUKLARIN FESTİVALİ BAŞLIYOR
Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde kurulacak olan birbirinden renkli aktivitelerin, atölye çalışmalarının, sahne gösterilerinin, tiyatroların, oyun alanlarının ve daha birçok etkinliğin yer aldığı “Çocuk Köyü” miniklerin buluşma noktası olacak. Çocukların ekranlardan tanıdığı çizgi film karakterlerinin sahne gösterileri, panayır çadırları, tematik oyun alanları, müzik, drama, dans, bale ve resim gibi sanat eğitimlerinin yapıldığı aktivite çadırları festival boyunca çocuk köyünde olacak.
Çocuklar, “Somuncaklar Tematik Oyun Alanı” ve “Etnospor Tırı” gibi etkinlik alanlarında eğlenirken öğrenme fırsatı yakalayacak. Çanakkale Mobil Müze ve Sergisi’nde tarih bilinci kazanarak TRT Market’te TRT’nin sevilen lisanslı ürünlerine ulaşabilecekler.
21. TÜRSAK Çocuk Filmleri Festivali de birbirinden renkli filmler, söyleşiler ve çocuk atölyeleriyle Kayserili miniklerle buluşacak.
LEZZET NOKTALARI
Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin düzenlendiği şehirlerde, o kente özgü mutfak kültürünü yaşatacak restoranlar “Lezzet Noktası” olarak belirleniyor. Kayseri Kültür Yolu Festivali’nde gastronomi değerlerini tanıtmak amacıyla, ünlü şefler Kayseri‘de belirlenen 10 “Lezzet Noktası” restoranında yöresel yemekler yapacak. Coğrafi işaretli ürünler başta olmak üzere, Kayseri‘de unutulmaya yüz tutmuş birçok geleneksel lezzet de misafirlerle buluşacak. Girişlerine özel olarak tasarlanmış “Lezzet Noktası” logoları yerleştirilen restoranlar, Kayserilerin yanı sıra yerli ve yabancı turistlerin de uğrak noktası olacak.
Sanat
Ormandan toplayıp dönüştürüyor: Her parçasında duygusal bir anlam var

Kentte yaşayan driftwood sanatçısı Osman Dönmez, orman, dağ ve dere yataklarında doğanın kendi döngüsüyle devrilmiş veya dağılmış ağaç parçalarını toplayarak heykeller yapıyor. Doğadan aldığı parçaları yeniden doğaya kazandıran Dönmez, “Doğayı sevdiğim için doğadan ilham alıyorum. Bu malzemeleri birleştirip, hayvan figürlerine dönüştürüyorum” dedi. Atık ağaçlardan yaptığı heykellerin yapım sürecinin uzun ve titiz bir çalışma gerektirdiğini anlatan Dönmez, “Topladığımız parçaları temizleme aşamasından geçiriyoruz, sonra kaide veya iskelet üzerine yerleştirme süreci başlıyor. Günde 3 ila 5 parça üzerinde çalışıyorum. Bir heykelin tamamlanması yaklaşık 1 ayı buluyor” diye konuştu.
“DOĞANIN YAPTIĞINA DOKUNMUYORUM”
Doğal dokuyu korumaya özen gösterdiğini belirten Dönmez, “Doğanın yaptığına dokunmuyorum. Görünmeyen kısmı değil, doğanın bıraktığı yüzeyi alıyorum. O yüzeydeki damarları, kas hatlarını ve kıvrımları olduğu gibi figürün dış kısmına yerleştiriyorum. Hiçbir şekilde oynama yapmıyorum” dedi. Ağaçların ormandan kesilmediğini, tamamen doğanın döngüsünde devrilmiş yaşlı ağaçlardan toplandığını vurgulayan Dönmez, “300- 400 yıllık sedir ağaçları yaşlandığında doğada devriliyor, yıllar içinde parçalanıyor. Biz o parçaları topluyoruz. Doğadan bir şeyi koparmıyoruz, doğanın bize bıraktığı parçaları değerlendiriyoruz. Bu, aynı zamanda olası bir yangın öncesinde doğaya yardım etmek anlamına geliyor çünkü bu parçalar yanmaya daha meyilli” diye konuştu.
“HER PARÇA DUYGUSAL BİR ANLAM TAŞIYOR”
Hayvan figürleriyle çalışmasının duygusal bir yönü olduğunu dile getiren Osman Dönmez, “Biraz doğa aşığıyım. Hayvanlara ayrı bir sevgim var. Doğaya gittiğimde kendi hayvanım olmasa da oradaki hayvanlara yiyecek ve su bırakıyorum. Her yaptığım heykelde doğaya ve hayvanlara duyduğum saygıyı yansıtıyorum” dedi. Boyutuna göre fiyatları değişen heykelleri 1000 ila 4 bin lira arasında satışa sunduğunu belirten Dönmez, “Eserlerimden bazıları otellerde sergileniyor, bazıları meydanda. Her bir heykel, doğanın bana anlattığı bir hikayeyi temsil ediyor” diye konuştu.
MARANGOZLUKTAN SANATA UZANAN YOLCULUK
Marangozlukla başladığı mesleğini zamanla sanata dönüştürdüğünü kaydeden Dönmez, “İlk olarak mobilya ve marangozlukla ilgileniyordum. Bu işe hobi olarak başladım, sonra figür heykellerine yöneldim. Sosyal medya platformunda gördüğüm bir çalışmadan esinlenip at figürü yaparak başladım. Yaklaşık 12 yıldır marangozluk yapıyorum, son 1 yıldır ise bu işi yapıyorum” dedi. İlk yıllarda ustasız ilerlediğini, son 1 yıldır aldığı eğitimle realist çalışmalara geçtiğini aktaran Dönmez, “12 yıl boyunca kendi başıma denedim, bir ustadan el aldıktan sonra realist figürler üretmeye başladım. Şu anda daha gerçekçi, duyguyu yansıtan eserler ortaya koyuyorum. İnsanlardan gelen ilgiden çok memnunum. Hedefim, bu sanatı daha ileri taşımak” diye konuştu.
Sanat
Dünyanın en büyük el yazması: İstanbul’da yazıldı

“Değerli olduğunu görünce bizim için de bir mutluluk hissi oluşturdu”
Projeye başlamadan önce dünyadaki en büyük Kur’an-ı Kerim’in ölçülerini araştırıp, çalışmalara başladıklarını ifade eden Zaman, “Şu anda var olan en büyük Kur’an-ı Kerim, bizimki haricinde, 2 metre 28 santim uzunluğunda ve 1,55 metre genişliğinde. Ama bu 4 metre uzunluğunda ve 1,5 metre genişliğinde, yan yana koyduğumuz zaman 3 metre oluyor. Bu Kur’an-ı Kerim ile 6 sene babam tek başına uğraştı ve çok güzel bir sonuç elde ettik.” dedi.
Babasının böyle bir eseri kaleme almasından çok mutlu ve gururlu olduğunu dile getiren Zaman, tarihe geçebilmenin çok güzel olduğunu söyledi.
Babasının Kur’an-ı Kerim’i yazdığı odanın kapısını genellikle kapalı tuttuklarını, bazen hava alması için açık bıraktıklarında içeri girip bakanların şaşırdığını belirten Zaman, şunları kaydetti:
“Mesela medresede bir tane hoca var. İlk kez gördüğünde çok şaşırmıştı, ‘Maşallah’ demişti, gözleri büyümüştü. Sonra 10 kere daha gördü, her seferinde aynı tepkiyi verdi. Camide öğrencilere gösterirken öğrenciler de bayağı sevmişlerdi, beğenmişlerdi. Geldiler babamın yanına, tebrikler olsun, el öpme olsun… İrademizi yükseltiler, sağ olsunlar. Değerli olduğunu görünce bizim için de mutluluk hissi oluştu.”
Eseri kapatıp, başına bir şey gelmemesi için korunaklı hale getireceklerini dile getiren Zaman, “Çünkü bunlar kağıt sonuçta. Herhangi bir yangında ya yırtılır ya da yanar. Sergilenmesini elbet isteriz. Ama Türkiye’de mi dışarıda mı? Bunu bilemeyiz. Biz sadece şu an bitirdikten sonra yayımlayacağız. Almak isteyen ulaşır, sergilemek isteyen ulaşır.” ifadelerini kullandı.
Zaman, eserin Türkiye’de kalmasının kendileri için de daha güzel olacağını belirterek, “Çünkü biz, bunu Türkiye adına yaptık. Türkiye’nin sanata verdiği değer adına yaptık. Tarihe baktığımız zaman Osmanlı döneminde hat sanatı çok büyük ilgi görmüş. Tabii ki bu Kur’an olarak değerlidir zaten ancak hat sanatı daha çok Türkiye’de değer gördüğü için Türkiye’de kalsın isteriz. Türkiye’nin arşivine bir eser eklemek bizim için daha güzel olur.” değerlendirmesinde bulundu.
Sanat
Deniz sahile sürüklüyor, o topluyor: Adeta bir sanat eserine dönüştürüyor

Zamanla bu alanda kendisi geliştiren Türkçelik, Filyos beldesindeki Tios Antik Kenti’nin çevresinde, Milattan Sonra 2. ile 13. yüzyıllar arasına tarihlenen batık gemilerden kıyıya vurduğu değerlendirilen amfora parçalarını da işleyerek kolyeye dönüştürmeye karar verdi.
Yaklaşık 3 bin yıl önce yazıldığı tahmin edilen bir Likya şiirinde geçen, “Beni bulamazsan üzülme, eşyalarımı bulacaksın. Kestiğim taşları, açtığım yolları, işlediğim heykelleri bulacaksın ve göreceksin ki binlerce yıl öteden, parmak izlerimiz değecek birbirine” dizelerinden etkilenen Türkçelik, geçmişten izler taşıyan amfora taşlarını işleyip hikayesi olan kolyelere dönüştürdü.
Her bir parçayla geçmişin izini bugüne taşıyan Türkçelik, ürünlerini beldeye turistik amaçla ziyarete gelen kişilere hediye ediyor.
“KENDİ KENDİME GELİŞTİRDİM”
Mehmet Türkçelik, AA muhabirine, beldede antik bir kent bulunduğunu, batık gemideki amfora parçalarının kıyıya vurduğunu söyledi.
Yaptığı kolyelerin kendisi için değerli olduğunu ifade eden Türkçelik, “Düşünebiliyor musunuz iki bin yıl önce birisinin elinin değdiği bir şey, iki bin yıl sonra sizin boynunuzda. Sizin teninize değiyor. ‘Çok etkileyici bir şey’ diye düşünüyorum. Onun için bunları yaparken o duygulara sahip olarak ona uygun bir şeyler yapmaya, oymaya çalışıyorum.” dedi.
-
Gündem1 hafta önceCumhuriyet’in 102. yılı Ankara’da yürüyüş ve konserlerle kutlanacak
-
Teknoloji1 hafta önceAMERİKAN “YARASA” UÇAĞI: San Diego’lu Shield AI, yeni yapay zekâlı savaş uçağı X-BAT’in “Çin’in ilk saldırısını alt edebileceğini” ve 2029’a kadar savaşa hazır olacağını açıkladı
-
Magazin1 hafta önceSoykırımı dünyaya gösteren fotoğrafçıya büyük ödül
-
Teknoloji6 gün önceABD Hazine Bakanı Scott Bessent: “Çin, TikTok transfer anlaşmasını onayladı” — Anlaşma haftalar/aylar içinde ilerleyebilir
-
Sanat1 hafta önceDünyanın en büyük el yazması: İstanbul’da yazıldı
-
Ekonomi6 gün önceMerkez Bankası, Papara Elektronik Para A.Ş.’nin faaliyet iznini iptal etti
-
Teknoloji5 gün önceKaliforniya’lı Reflect Orbital’ın “Geceleri Güneş Işığı Satma” Projesi Tartışma Yarattı: “Korkunç ve Ürkütücü” İddiaları
-
Son Dakika5 gün önceSON DAKİKA — “İstanbul Senin” soruşturmasında 4 kişi tutuklandı
