Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Sağlık

İstanbul’da tedirgin eden artış: Ense, koltuk altı ve diz arkalarına dikkat!

Yayımlandı

üzerinde

Havaların ısınmasıyla birlikte kene vakaları artış göstermeye başladı.

‘da da kene vakaları nisan, mayıs ve haziran aylarında artış gösterdi.

İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner, kene ısırıklarının çoğunun zaman zararsız olduğunu ancak taşıyıcı kenelerin, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gibi ölümcül olabilen hastalıklara yol açabildiğini söyledi.

PİKNİK ALANLARI İLE KIRSAL BÖLGELERE DİKKAT

Tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar başta olmak üzere doğada, piknik alanlarında ya da kırsal bölgelerde zaman geçiren herkesin kene teması konusunda bilinçli olmasının büyük önem taşıdığını belirten Güner, erken farkındalık ve basit önlemlerle ciddi sağlık risklerinin önüne geçildiğini kaydetti.

ÜÇ AYDA BÜYÜK ARTIŞ

Güner, yaz aylarının yaklaşmasıyla kene ısırma vakalarının yaşandığını kaydederek, “2025’te ‘da sağlık kuruluşlarına bildirilen toplam 7 bin 2 kene ısırması vakası yaşandı. Bu vakaların 6 bin 165’i yalnızca nisan, mayıs ve haziran aylarında gerçekleşti. Öte yandan İstanbul kaynaklı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakası görülmemiştir.” diye konuştu.

PİKNİKTE UZUN KOLLU GİYİN

Doç. Dr. Güner, kırsal alanlara, tarla, orman veya piknik alanlarına gidildiğinde vücudu mümkün olduğunca örten uzun kollu giysiler tercih edilmesi gerektiğini vurgulayarak, pantolon paçalarının çorap içine sokulmasının önemli olduğunu ifade etti.

ENSE, KOLTUKALTI VE DİZLERE DİKKAT

Açık renkli giysiler tercih edilerek, vücut üzerindeki kenelerin daha kolay fark edilmesinin sağlanması gerektiğini aktaran Güner, “Doğal alanlardan dönüldüğünde, kulak arkası, ense, koltuk altı, kasıklar, bel çevresi ve diz arkaları dahil olmak üzere vücut detaylı bir şekilde kene açısından kontrol edilmelidir. Vücuda tutunan kene fark edildiğinde kesinlikle kolonya, sigara, deterjan veya başka kimyasal madde uygulanmamalı. Bu maddeler kenenin salgılamasını artırarak hastalık bulaşma riskini yükseltebilir.” ifadelerini kullandı.

HEMEN HASTANEYE BAŞVURUN

Güner, kenenin vücuda en yakın yerden, uygun bir malzeme ile dikkatlice çıkarılması gerektiğinin altını çizerek, “Kene ısırmasında vatandaşlar, kişi en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Keneler ne kadar erken çıkarılırsa, bulaşıcı hastalıkların riski de o ölçüde azalacaktır. Hayvanlarla temasta dikkatli olunmalı, özellikle hayvanların kanı, doku ve vücut sıvılarıyla çıplak elle temas edilmemelidir.” diye konuştu.

TEMAS EDENLER MASKE KULLANMALI

Kene ile teması olan kişilerde 10 gün içerisinde halsizlik, ateş, kas ve baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler görülmesi halinde vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini vurgulayan Güner, hasta bireylerle temas eden yakınların da eldiven, önlük, maske gibi kişisel koruyucu ekipmanları kullanmaları gerektiğini kaydetti.

Güner, ‘daki sağlık tesislerinin, kene vakalarına karşı hazırlıklı olduğunu, gerekli müdahale süreçlerinin etkin şekilde yürütüldüğünü ancak bu konuda en önemli unsurun toplumun bilgili ve tedbirli olması olduğunu sözlerine ekledi.

Ölümler artıyor: Kene yapışması durumunda ne yapılmalı?

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

Beyin Sisi: Çözüm magnezyumda mı?

Yayımlandı

üzerinde

Beyin sağlığı açısından kritik bir mineral olan magnezyum, enerji üretimi, nörotransmitter dengesi ve uyku kalitesinde rol oynuyor. Uzmanlara göre magnezyum eksikliği, zihinsel yorgunluğu tetikleyen temel faktörlerden biri. Uluslararası Moleküler Bilimler Dergisi’nde 2022 yılında yayımlanan bir inceleme, magnezyum dengesizliğinin beyinde iltihaplanma ve oksidatif stres riskini artırarak Alzheimer, Parkinson ve multipl skleroz gibi hastalıklara zemin hazırlayabileceğini ortaya koydu.

Beyindeki 300’den fazla biyokimyasal sürece katılan magnezyumun eksikliği, nöronlar arası iletişimi yavaşlatıyor. Bu da odaklanma güçlüğü, ruh hali dalgalanmaları ve hafıza sorunlarını beraberinde getiriyor.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Erkekler için İlk Non-Hormonal Doğum Kontrol Hapı YCT‑529 Güvenlik Testlerini Başarıyla Geçti

Yayımlandı

üzerinde

Açıklama: YCT‑529, erkekler için geliştirilen ilk non-hormonal doğum kontrol hapı, Faz 1 güvenlik denemelerini başarıyla tamamlayarak erkek kontraseptiflerinde devrim niteliğinde bir adım atıyor.

Giriş: Erkek Doğum Kontrolünde Çığır Açan Gelişme

Erkeklerde şu ana kadar yaygın olarak tercih edilen doğum kontrol yöntemleri prezervatif ve vazektomi ile sınırlı kaldı. Bu seçeneklerin yan etkileri veya kalıcılığı, erkeklerin aile planlamasında daha fazla sorumluluk almasını zorlaştırıyordu. Ancak, YourChoice Therapeutics öncülüğünde geliştirilen YCT‑529 adlı non‑hormonal hap, sperm üretimini geçici olarak durduran mekanizmasıyla bu dengeleri değiştirmeye aday görünüyor

YCT‑529’un Etki Mekanizması

YCT‑529, testislerdeki retinoik asit reseptör‑α proteinini bloke ederek sperm üretimini durduruyor. Bu mekanizma hormon düzeylerini etkilemediği için libido, testosteron ve diğer cinsiyet hormonu seviyelerinde anlamlı bir değişikliğe yol açmıyor

Faz 1 Deneylerinin Sonuçları

Aralık 2023’te başlayan Faz 1a denemesinde, 32–59 yaş arasındaki 16 erkek (tümü daha önce vazektomi yaptırmış) katılımcıya doz artırım protokolüyle YCT‑529 veya plasebo verildi. Katılımcılar, hapı hem tok hem aç karnına alarak ilacın biyoyararlanımını test etti. Sonuçlar, 30–180 mg aralığındaki dozların güvenli olduğunu ve ciddi yan etkilerin gözlenmediğini ortaya koydu .

Hibrit Dozlama ve Gelecek Aşamalar

Çalışmada ilacın yarılanma ömrü 51–76 saat arasında ölçüldü; bu da haftada birkaç kez doz alımına olanak tanıyabilir. Araştırmacılar, yakın zamanda 28 günlük ve 90 günlük Faz 1b/2a denemelerine geçmeyi planlıyor. Başarılı olması durumunda, önümüzdeki 3–5 yıl içinde YCT‑529 onay süreçlerini tamamlayarak piyasaya sürülebilir .

Toplumsal ve Aile Planlaması Açısından Etkisi

Erkekler için güvenli ve geri dönüşümlü bir hapın yaygınlaşması, aile planlamasında cinsiyetler arası sorumluluk paylaşımını güçlendirecek. Ayrıca, istenmeyen gebelik oranlarının düşürülmesine katkıda bulunarak hem bireylerin hem de toplumun refahını artırma potansiyeli taşıy.


Yayın Tarihi: 29 Temmuz 2025
Yazar: [FATİH DOGAN ]

Okumaya Devam Et

Sağlık

Organları alınırken gözlerini açtı: “İnsanlara bakıyordu”

Yayımlandı

üzerinde

’nin Kentucky eyaletinde yaşanan bir olay, ülkedeki sisteminin güvenliğine dair eleştirileri yeniden gündeme taşıdı.

Aşırı doz nedeniyle beyin ölümü gerçekleştiği düşünülen TJ Hoover adlı bir adam, organları alınmak üzereyken yeniden hayat belirtisi göstermeye başladı.

LEX 18 adlı yerel haber kanalının aktardığına göre, Hoover’ın kız kardeşi Donna Rhorer, geçen hafta ABD Temsilciler Meclisi’nde düzenlenen bir alt komisyon toplantısında olayı detaylarıyla anlattı.

Rhorer, Hoover’ın Ekim 2021’de organlarının alınması için ameliyathaneye götürüldüğü sırada gözlerini açtığını ve çevresine bakmaya başladığını söyledi.

“Ameliyathaneye gidiş başlar başlamaz gözleri açıldı, insanlara bakıyordu.”

45 DAKİKA SONRA AMELİYAT DURDURULDU

Yaklaşık 45 dakika sonra, Hoover ameliyathanedeyken doktorların operasyonu durdurduğu öğrenildi.

Cerrahi doku koruma uzmanı Natasha Miller, o anları şöyle anlattı:

“Çok fazla hareket ediyordu, sakin değildi.”

Miller bu olayın ardından görevinden istifa etti.

Hayatta kalan Hoover, şu anda kız kardeşiyle yaşıyor ve olayın travmatik etkileriyle, özellikle de travma sonrası stres bozukluğuyla mücadele ediyor.

CİDDİ BİR ZAAF

Organ bağışı savunucuları, bu olayın sağlık sisteminde ciddi bir zaaf olduğunu söylüyor. Özellikle “dolaşım durması sonrası bağış” uygulaması tartışmalı. Bu yöntem, ABD’de beyin ölümü gerçekleşmemiş ancak yaşam desteği çekilen hastalardan organ alınmasına olanak tanıyor.

ABD Bakanlığı, geçen hafta ülkenin organ bağış sisteminde reform başlatılacağını duyurmuştu. Bakan Robert Kennedy Jr., yaptığı açıklamada, “Hastanelerin, hastalar yaşam belirtisi gösterirken organ alım sürecine başlamasına izin verdiğini tespit ettik. Bu kabul edilemez” dedi.

“Organ bağışı sistemi, her bireyin yaşamının kutsallığını koruyacak şekilde tamamen yeniden yapılandırılmalıdır.”

BEYİN ÖLÜMÜNE BENZEMİYORDU

TJ Hoover’ın dosyası özellikle dikkat çekici. Ameliyata hazırlık sürecine dair konuşan cerrahi koordinatör Nyckoletta Martin, “O sabah anjiyo laboratuvarına alındı, felçli ve sedasyon altındaydı. Ameliyathaneye gönderildi. Hastane personeli duruma çok şaşırdı, ‘Bu ötanaziye benziyor’ dediler” ifadelerini kullandı.

Martin ayrıca Hoover’ın dosyasını inceleyen kardiyoloğun da şaşkınlığını dile getirdiğini aktardı:

“Kardiyolog, TJ’ye neden olumsuz bir prognoz verildiğini anlamadığını, durumun beyin ölümüne benzemediğini söyledi.”

Kız kardeş Donna Rhorer’a göre TJ’nin yaşadığı olay, sistemde ciddi bir değişiklik yapılması gerektiğinin göstergesi:

“TJ hayatı için savaşabildi ve hâlâ hayatta. Ama birçok kişi bu şansı bulamadı.”

SORUMLULAR SAVUNMADA

Söz konusu organ bağışıyla ilgilenen Network for Hope adlı kuruluşun CEO’su Barry Massa ise eleştiriler üzerine yaptığı açıklamada, “En yüksek standartlara bağlıyız ve bu kutsal görevi yerine getirirken sürekli gelişmek için çalışıyoruz” dedi.

“Amacımıza sadık kalacak ve halkın güvenini kazanmaya devam edeceğiz.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar