Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

“Hatay İskenderun’da Türk Yıldızları Gösterisi: 23 Nisan’da Nefesleri Kesti ve Hayran Bıraktı”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Hatay’ın İskenderun ilçesinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlenen Türk Yıldızları gösterisi, Adana’daki İncirlik Üssü’nden havalanan akrobasi uçaklarının sahil şeridindeki çarpıcı manevralarıyla izleyenleri hayran bıraktı. Detaylar ve etkileyici kareler için tıklayın!

Özet

Hatay’ın İskenderun ilçesinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında Türk Hava Kuvvetleri’nin akrobasi timi Türk Yıldızları, nefes kesen bir gösteri uçuşu gerçekleştirdi. Adana’daki İncirlik Üssü’nden havalanan uçaklar, sahil şeridi boyunca sürükleyici akrobasi manevraları sergileyerek yaklaşık 30 dakika boyunca izleyenleri büyüledi. Gösteri, özellikle depremin etkilediği bölgedeki vatandaşlar ve protokol mensuplarınca coşkuyla karşılandı.

Gösterinin Ayrıntıları

Türk Hava Kuvvetleri’nin akrobasi timi Türk Yıldızları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında Hatay’ın İskenderun ilçesinde gösteri uçuşu gerçekleştirdi . Adana’daki İncirlik Üssü’nden havalanan ve 30 dakikayı aşkın süre sahil şeridi üzerinde süzülen uçaklar, izleyenlere unutulmaz anlar yaşattı

İskenderun kent merkezindeki Atatürk Bulvarı’nın Nihal Atakaş Camii önünde toplanan vatandaşlar, mavi-beyaz uçakların gökyüzündeki düzenli ve birbirine yakın formasyonları karşısında büyük bir heyecan ve hayranlıkla alkış tuttu . Uçaklar, birbirlerini kritik açı ve yüksekliklerde geçerek oluşturdukları “kalp”, “spiral” ve “Elveda” hareketleriyle coşkuyu doruğa çıkardı

23 Nisan Bağlamı ve Depremzedelere Destek

Bu yılki gösteri, hem 23 Nisan coşkusunu yaşatmak hem de geçen yılki büyük depremin yaralarını sarmaya destek olmak amacıyla düzenlendi. Yüzlerce depremzede, sahil kenarından izledikleri akrobasi manevralarıyla moral depoladı Organizasyon, Hatay Valiliği ve Hatay Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde gerçekleşti

Protokol ve İzleyici Tepkisi

Hatay Valisi Mustafa Masatlı da gösteriyi takip edenler arasındaydı  Vatandaşlar, “Gökyüzünde sergilenen bu muhteşem uyum ve cesaret, hepimize umut verdi” diyerek duygu ve düşüncelerini aktardı

Sonuç

Hatay’da düzenlenen Türk Yıldızları gösterisi, teknik mükemmeliyetin ve milli gururun gökyüzündeki buluşması olarak hafızalara kazındı. 23 Nisan coşkusunu pekiştiren, depremzedelere moral olan ve ailelerden gençlere kadar herkese unutulmaz anlar yaşatan bu organizasyon, Türk hava akrobasi geleneğinin de en güzel örneklerinden biri oldu.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İBB soruşturmasında “Enderun” WhatsApp grubundaki mesajlar soruldu

Yayımlandı

üzerinde

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanmasının ardından İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan ‘nun da aralarında bulunduğu zanlılar hakkında “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” suçlarından yürütülen yolsuzluk soruşturması devam ediyor.

İBB eski Emlak Yönetimi Daire başkanı Ayçiçek’e operasyon sırasında el konulan cep telefonundaki incelemede, “Enderun” adlı bir WhatsApp grubuna üye olduğunun belirlendiği belirtilerek bu gruba gönderdiği mesajlar soruldu. Ayçiçek, “Beraber 18 yıl müfettişlik yaptığım arkadaşlarımın üyesi olduğu gruptur. Grupta bulunan arkadaşlarım, sosyal medyada gördükleri paylaşımları bu WhatsApp grubuna attılar. Bunun üzerine ben de bazı konularda yorumda bulundum.” yanıtını verdi.

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan İBB Eski Emlak Yönetimi Daire Başkanı Ali Ayçiçek, emniyette 72 sayfalık ifade verdi.

Ayçiçek, 18 Mart 2025’ten bu yana İBB Teftiş Kurulu’nda müfettiş olarak çalıştığını ve aylık gelirinin 200 bin lira olduğunu beyan etti.

Ayçiçek’e, İBB iştiraklerinden Kültür ve Medya AŞ tarafından bazı özel şirketlere verilen billboard, reklam ve pano ihalelerinde usulsüzlük yapıldığı, gerçek olmayan reklam işlerine usulsüz paralar ödendiği, mevzuata aykırı ecrimisiller tahsil edildiği ve bu yöntemlerle kamunun milyonlarca lira zarara uğratıldığı iddiaları soruldu.

Kültür ve Medya AŞ iştirakleriyle hiçbir bağı ve ilgisi bulunmadığını savunan Ayçiçek, söz konusu ihalelerin kendisinin görev yaptığı dönemle ilgili olmadığını savundu.

Ayçiçek, reklam uygulamalarının şartname ve sözleşmelere uygunluğu konusunun, Emlak Yönetim Daire Başkanlığının yetki ve görev alanında olmadığını kaydetti.

Operasyon sırasında el konulan cep telefonundaki incelemede, “Enderun” adlı bir WhatsApp grubuna üye olduğu belirlenen Ayçiçek’e, bu gruba gönderdiği mesajlar soruldu.
Mesajlarda, şu ifadeler yer aldı:

“M. Abbas’a fazla önem atfetmişler. İşini bilmez bir çocuktu. İtiraf edebileceği bir şey olduğunu sanmıyorum ama o Maho çok tehlikeli. Dünyayı satar. Dediğim gibi bir çalışana, çocuğa kurdurulan firmaya bu kadar ihale verilip sonra İmamoğlu İnşaat’a aktarılması, Ceylan soyadlıydı sanırım. 3 villa olayı ve Adem Soytekin ismi. Adam çulsuzun tekiymiş, şimdi çok zengin müteahhitlerden.

Murat Ongun’u alırlar önce. Onlar da yapıyordu, biz yapınca niye sıkıntı oluyor demekten vazgeçip kanunları egemen kılmak şart oldu. Aslında tam istediğimiz de bu değil mi?”

Ayçiçek, bu görüşmelerin kendisinin de dahil olduğu WhatsApp isimli uygulama üzerinden kurulan bir grupta geçtiğini anlatarak, “Bahse konu WhatsApp grubu, beraber 18 yıl müfettişlik yaptığım arkadaşlarımın üyesi olduğu gruptur. Bu bahse konu grupta bulunan arkadaşlarım, sosyal medyada gördükleri paylaşımları bu WhatsApp grubuna attılar. Bunun üzerine ben de bazı konularda yorumda bulundum. Bu konuşmalar mizah amaçlı aramızda yaptığımız konuşmalardır.” ifadelerini kullandı.

Görevinin çoğunu müfettiş olarak geçirdiğini ve 24 yıllık bir kamu görevlisi olduğunu belirten Ayçiçek, “Bu dönemde hiçbir şekilde bir ceza, en ufak bir uyarı dahi almadım. Her daim görevimi layıkıyla yapmaya çalışıyorum. Bütün amacım devletimize ve milletimize bir fayda sağlamaktır. Çünkü kendimi bu devlete ve millete borçlu hissediyorum.” beyanında bulundu.

ADEM ŞANLISOY’UN İFADESİ

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ) Çevre Denetim Dairesi Başkanı Adem Şanlısoy’un emniyette verdiği 21 sayfalık ifadesinde, “İBB tarafından ürün/hizmet alımı veya satımı amacıyla gerçekleştirilen ihalelere katıldınız mı?” sorusuna, “İBB tarafından herhangi bir ihaleye ve ihale sürecine katılmadım. Ancak çalışmış olduğu kurum olan İSKİ de yanlış hatırlamıyorsam 2005 yıllarında tabela yaptırma ihalesine katılmış olabilirim. Bunun dışında herhangi bir ihale sürecinde bulunmadım. Teknik olarak ‘İSKİ’nin İBB ihalesine katılması mevzuata uygun değildir.’ diye biliyorum.” beyanını verdi.

Şüpheli Şanlısoy’a, “Tanpa Madencilik” ile “Transport ve Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi” isimli firmanın sahibi müşteki M.E’nin “Pendik Kurnaköy’deki eski maden sahasının rehabilitasyonu için ilgili resmi kurumlara gerekli işlemleri yaptıklarını, başvurdukları İBB’nin ise zorluk çıkardığını, fiiliyatta ortağı olan İ.Ö’yü soruşturmada şüpheli Fatih Keleş’e yönlendirip para verirse talep hakkında karar vereceklerinin bildirildiğine” ilişkin iddiaları soruldu.

M.E’nin ara dönemde tanımadığı kişilerin kendilerine yönlendirildiği, “450 bin dolar vermesi halinde işinin çözüleceğini” söyledikleri, “Ben Fatih Keleş’i tanımam. Ancak iş yapan çoğu insan gibi ben de adını duydum. Kendisi İmamoğlu’nun kasası olarak bilinir ve belediyeyle işi olan insanlar Fatih Keleş’e para vermeden işlerini yapamazlar. Çevrede kafa kopartan Fatih diye anılır.” şeklindeki beyanlarına Şanlısoy tarafından cevap verildi.

Müşteki M.E’yi, İSKİ’ye müracaat eden “Tanpa Madencilik AŞ” isimli firmanın sahibi olarak tanıdığını, söylediği şeylerin yalan ve iftira olduğunu, müştekinin 2021 yılında firmasının adıyla Pendik Kurna Mahallesi’ndeki parselde rehabilitasyon çalışması yapmak istediği için dilekçeyle izin istediğini kaydeden Şanlısoy, beyanına şöyle devam etti:

“Havza Mevzuatı doğrultusunda Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından bu parselde ruhsat yetkisinin ve rehabilitasyon projesi yapma yetkisinin kimde olduğu tarafımızca yazılı olarak soruldu. MAPEG cevabında, söz konusu firmaya 2018 tarihinde 1 yıl süre verilerek rehabilitasyon çalışmasını yapmalarını istediğini ancak adı geçen firmanın 1 yıl içinde sahada işletme güvenliğine yönelik tedbirlerin, çevre uyum çalışmalarının tamamlanmadığı hatta hiç başlamadığı ve verilen sürenin 2019 tarihinde sona erdiği bilgisini vermiştir. Buna istinaden talebe olumsuz görüş verilmiştir.

Bu sefer Milli Emlak Daire Başkanlığı tarafından 2023 tarihinde söz konusu parselde rehabilitasyon amaçlı toprak dolgu yapılmak istendiğinden Tanpa Madencilik AŞ’ye kiralanmasına yönelik İSKİ görüşü sorulmuştur. Biz de 2023 tarihinde MAPEG’den yeniden sahanın ruhsat yetkisinin kimde olduğunu, Tanpa Madencilik AŞ’nin sahada yetkilendirilip yetkilendirilmediğini, daha önceki yazılarında adı geçen firmanın yetkisinin iptal edildiğinin bildirildiği yazısı da eklenerek rehabilitasyon projesi yapma yetkisinin kimde olduğu yeniden sorulmuştur. MAPEG cevabi yazısında, daha önce yazdığı gibi firmaya 2018 tarihinde bir yıl süre verilerek rehabilitasyon yapılmasını istedikleri ancak adı geçen firma süresi içinde sorumlulukları yerine getirmediğinden 2019 tarihinde ruhsat hukukunun sona erdiğini tekrar etmiştir.

Ayrıca yazısında MAPEG, Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 2021 tarihinde ilgili parsele ilişkin rehabilitasyon amaçlı dolgu döküm talebinin yapıldığını ve 2021 tarihinde İBB’ye uygun görüş verdiklerini, görüşün akıbetiyle ilgili olarak adı geçen belediyeden bilgi alınması gerektiğini ifade etmiştir. 2023 tarihli yazıyla İBB’ye konunun akıbetini sorduk. Bu alanda rehabilitasyon amaçlı bir tasarrufta bulunup bulunmayacakları konusunda kurum görüşü istenmiştir. İBB, söz konusu taşınmaz üzerinde rehabilitasyon amaçlı dolgu projesinin kendileri tarafından uygulanacağı bilgisini vermiştir. 2023 tarihinde Milli Emlak Daire Başkanlığı, İBB tarafından rehabilitasyon projesinin uygulanacağından bu projenin kamu kurumları tarafından yapılmasının daha doğru olacağı görüşünü bildirmiştir.”

Bunun üzerine, 2023’te Valiliğe söz konusu projenin Tanpa Madencilik AŞ tarafından yapılmasının uygun görülmediğini belirten Şanlısoy, “Genel Müdür Yardımcımız Begüm Çelikdelen başkanlığında ilgili firma yetkililerinin talebi üzerine yapılan toplantıda alınan karar gereği konu yeniden MAPEG’den görüş sorulması kararlaştırılmıştır. 2023 tarihinde yeniden daha önceki yazıları da bildirilerek görüşünün netleştirilmesi talep edilmiştir. MAPEG, 2023 tarihli cevabi yazısında, işletme ruhsatının 2018 tarihinde iptal edildiğini ve halihazırda ruhsat hukukunun devam etmediği yönündeki görüşünü üçüncü kez tekrar etmiştir. Adı geçen firmaya yeniden olumsuz görüşümüz bildirilmiştir. 2024 tarihinde firma yeniden izin talebinde bulunmuştur. Bu sefer İSKİ Hukuk Müşavirliğinden konunun tüm boyutları incelenerek konuya ilişkin hukuki mütalaa talep edilmiştir. 2024 tarihinde hukuk müşavirliği hukuki mütalaasında daha önce adı geçen firmaya verilen görüşlerimizin hukuki açıdan uygunluğunu teyit etmiştir. Bunun üzerine firmaya olumsuz görüşümüz yeniden verilmiştir.” beyanına yer verdi.

Hukuki süreçlerde firma yetkilisi olduğunu söyleyen İ.Ö’nün konuyu takip ettiğini belirten Şanlısoy, şu ifadeleri kullandı:

“Firma sahibi olan M.E’yle sadece Begüm Çelikdelen başkanlığında yapılan toplantıda karşılaşılmıştır. İ.Ö’nün Ekrem İmamoğlu’nun akrabası ve yeğeni olduğunu iddia ederek konuyu takip etmeye çalışmış, akrabalık ve siyasi yakınlık ilişkileri iddiasıyla İSKİ’den olumlu görüş almaya çalışmış. Biz çalışanlar, güya Ekrem İmamoğlu’yla korkutarak hakkı olmayanı talep etmekte ısrarcı olmuştur. Ancak istediğini alamayınca Begüm Çelikdelen ve Şafak Başa’yı tehditlere başladı. Bunun üzerine İSKİ kurumuna girişi yasaklanarak, kişi kara listeye alınmıştır. Şahıs bir keresinde İSKİ’ye gelerek benim için ‘Onun ev adresini biliyorum. Aile durumunu ve yakınlarının nerede çalıştığını biliyorum. Artık ne olacaksa olsun. Kan akacak, Yeter artık. Ben, Trabzon’da 50 kişiyi zor tutuyorum.’ sözleri sebebiyle İSKİ’ye polis ekipleri çağrıldı. Şahsın alkollü olduğu anlaşıldı.”

Şüpheli Şanlısoy, firma sahibi M.E’nin 1 Mart 2023’te dolgu yapılmak istenen parselin ekran fotoğrafı üzerine “Burada birine bir şey olursa sorumlusu Ekrem İmamoğlu, daire başkanı Adem Şanlısoy ve İSKİ Havza Müdürü Canan Hanım sorumludur.” şeklinde paylaşım yaparak kendilerini tehdit ettiğini öne sürdü.

İş takipçisi İ.Ö’nün İSKİ’nin güvenliğinde olay çıkartmasının ardından müşteki M.E’nin kendisine “Sayın müdürüm şimdi bir haber aldım. Ben Tanpa Madencilik’in sahibiyim. İ.Ö, bizim evrakların takipçisiydi. ‘İzinleri alırım.’ demişti. Bu yüzden evrak takibini ona vermiştik. Ama yaklaşık 1 senedir alamadığı için geçen hafta içinde işine son verdim. Bu konuda asla yetkisi yok. Bugün tatsızlık olmuş. Ne şirketin ne de benim bir bilgimiz yok. Bu olay şirketimizi bağlamıyor.” şeklinde mesaj attığını aktaran Şanlısoy, iddiaların müştekinin “kanunsuz görüşü” alamayan firmanın ve ilgililerin intikam alma maksadından başka bir şey olmadığını ifade etti.

Dosyada, müşteki İ.Ö’nün, 2023 yılı Ocak ayında Tampa Madencilik’e ait rehabilite projesi uygulaması için 3 ay geçmesine rağmen Su Havzaları Koruma Daire Başkanlığından bir görüş gelmediğinden ilgili Daire Başkanı Adem Şanlısoy’a gittiğini, her seferinde kendisini oyaladığını, bekletilme neticesi gittiği İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın “Fatih Keleş’in yanına git, ne veriyorsan ver. Senin işini ancak o çözebilir. Fatih Keleş bize talimat verirse 10 dakikaya yazı hazırlarız.’ şeklindeki iddiaları da aktarıldı.

İ.Ö’nün beyanında, daha önce tanıştıkları Ekrem İmamoğlu’yla Trabzon’a geldiğinde bir otelde iki kez görüştüğü, Şafak Başa’nın teklifini aktardığı, İmamoğlu’nun “Sen genel müdüre küfür edip, yumruk atmışsın.” dediği, İSKİ’de yapılan haksızlıkları tek tek kendisine anlattığında “konuyu inceleteceğini” söylediği iddiaları da yer aldı.

Müşteki İ.Ö’nün, “Ben araya Ali Nuhoğlu’nu da sokmama rağmen sorun çözülemedi. Meğerse bunlar zaten Ekrem İmamoğlu, Ali Nuhoğlu, Fatih Keleş, Tuncay Yılmaz, Murat Ongun beraber hareket ediyorlarmış. Kurdukları bu yapı üzerinden insanlardan rüşvet topluyorlarmış. Ben, bu rüşveti vermediğimden dolayı iki yıldır mağdur durumdayım. Geçen haftaki Ekrem İmamoğlu ile Trabzon’daki görüşmemizde ise yine beni oyalayıcı sözler söyledi.” şeklindeki iddiaları Şanlısoy’a soruldu.

Müşteki İ.Ö’nün Ekrem İmamoğlu, Fatih Keleş, Ali Nuhoğlu, Tuncay Yılmaz ve Murat Ongun’la yaptığı görüşmeler hakkında bilgi sahibi olmadığını öne süren Şanlısoy, İmamoğlu dışında kimseyi tanımadığını söyledi.

Şanlısoy, bu soruşturmayla ilişkilendirilmelerinin en önemli nedenlerinden birisinin Sazlıdere İçme Suyu Havzası’nda Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yapılan, ruhsatsız olan 24 bin konut inşaatı için tutanakla işlem yapmış olmalarından kaynaklandığını savundu. Hiçbir şekilde yasalara ve havza mevzuatına aykırı bir işlem yapmadığını kaydeden Şanlısoy, herhangi bir suç işlemediğini savundu.

ŞAFAK BAŞA’NIN İFADESİ

Soruşturma kapsamında 52 şüpheliyle birlikte gözaltına alınan İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa ise Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü polislerine 20 sayfalık ifade verdi.

İfadesinde soruşturmadaki şüphelilerle tanışıklıklarını anlatması istenen Başa, “Şahıslardan hiçbiriyle herhangi bir ticari ilişkim yoktur. Ekrem İmamoğlu, İBB Belediye Başkanı olduğu için, aynı zamanda İSKİ Yönetim Kurulu Başkanı olduğu için tanırım. 2019 yılında İSKİ’ye atandığımda iş gereği kendisiyle tanıştım. Daha öncesinde şahsi tanışıklığım olmadı.” beyanında bulundu.

YAKUP ÖNER’E EVİNDE ELE GEÇİRİLEN ALTIN VE PARALAR SORULDU

Suruşturmada gözaltına alınan İBB Harita Mühendisi Yakup Öner, evinde ele geçirilen yüklü miktardaki altın ve nakit paranın düğününden gelen takılar ve 10 yılı aşkın süredir yaptığı yatırımlardan olduğunu savundu.

Yakup Öner emniyetteki ifadesinde 2019 yılı Ağustos ayından beri İBB’de harita mühendisi olarak çalıştığını, aylık gelirinin 274 bin lira olduğunu söyledi.

Öner’e, müşteki E.T’nin ifadesinde yer alan iddialar soruldu.

Müşteki E.T, beyanında kendisine irtikap eylemleri yapıldığını, bunun durması için reklam işlerini yürüten N.Ö. ile görüşerek araya girmesini istediğini belirterek, “N.Ö, bu haksızlığı Şişli Belediye Başkanı’nın yaptığını ve bunu önleyemeyeceğini söyledi. Bu zulümleri yapanlardan biri de Yakup Öner’dir. Öner, 2024 Mayıs ayında N.Y. ile beraber ofisime geldiler. Öner, bana ‘Senden istenileni yapmazsan bu malı her türlü elinden alırlar. Bunlar siyaset yapıyorlar, sen bunlarla baş edemezsin. Seni siyasi hiç kimse de sevmiyor, sana sahip çıkan olmaz. Biz bu malı elinden alırız.’ şeklinde tehditte bulundu.” ifadelerini kullandı.

Öner, E.T. ile görüştüğünü ancak bu görüşmede tehditte bulunmadığını savunarak, E.T’ye Şişli’de yapı yoğunluğunun yüksek olduğu bir bölgede büyük bir yapının uygun olmayacağını, Şişli Belediyesinin onaylayacağı yeni bir proje ile bu sorunun ortadan kaldırılabileceği yönünde tavsiyede bulunduğunu öne sürdü.

Tanıklardan O.A’nın “Öner, İmamoğlu’nun danışmanıdır. Belediyeyle işi olanlar kendisine gider. Bu kişilerin işlerini çözdüğünü duydum.” şeklindeki beyanı sorulan Öner, belediyede işleri olanlarla ilgili iş çözme iradesi ve pozisyonunun bulunmadığını iddia ederek, “İBB Başkanı’nın uzmanlık alanıma giren konularda benden görüş aldığı durumların bulunduğu doğrudur.” ifadesini kullandı.

Öner, Tanık C.A’nın “İmamoğlu, bildiğim kadarıyla kendisine ayrı bir önem vermektedir, özel ekibinde yer almaktadır. Özellikle imar işlerinde yapılan usulsüzlüklerde bu şahıs vardır. Kendisinin olağan dışı zenginleşmesi mevcuttur.” iddiasına karşın bu kişiyi tanımadığını, hakkındaki ithamlarını kabul etmediğini belirtti.

“DÜĞÜNDEN KALAN ALTINLAR”

Gizli tanık Rüzgar’ın “Öner, İmamoğlu’nun danışmanlarındandır. Adı Swiss Hotel’in satım sürecinde basına yansıdı. Kendisi Boğaziçi İmar Müdürlüğünü asıl yöneten kişidir. İmarla ilgili işleri Öner takip eder. Ondan izin almadan ve rüşvet vermeden Boğaziçi öngörünüm bölgesinde tadilat ruhsatı dahi alamaz.” şeklindeki beyanı sorulan Öner, iddiaların asılsız olduğunu savundu.

Öner, operasyon sırasında evinde ele geçirilen 1 kilo 400 gram altın, 8 bilezik, 59 çeyrek, 4 tam, 9 yarım, 1 büyük altın ve 4 ata lira ile 200 bin lira nakit paranın kaynağının sorulması üzerine “Ziynet altınlarının büyük kısmı 2013 yılında yapılmış olan düğünümden gelen takılardır. Diğerleri 10 yılı aşan süre içerisinde elde etmiş olduğumuz gelirlerle yatırım amacıyla satın aldığımız altınlardır. Nakit olarak el konulan paralar ise aylık 200 bin lira olan kira geliri ve 75 bin civarı olan maaş gelirimden gelen paralardır.” ifadelerini kullandı.

“YAKUP ÖNER İMAMOĞLU’NUN TEKNİK DANIŞMANIDIR”

İBB Kamulaştırma Şube Müdürü Fatih Özçelik ise etkin pişmanlık hükümlerinden yaralanmak istemediğini söyledi.

Herhangi bir firması ya da iş yerinin olmadığını belirten Özçelik, İBB tarafından gerçekleştirilen ihalelere katılmadığını, ihalelerin hiçbir sürecinde bulunmadığını savundu.
Özçelik’e, kendisiyle aynı soruşturma kapsamında şüpheli konumunda bulunan kişilerin fotoğrafları gösterilerek tanıyıp tanımadığı soruldu.

Ekrem İmamoğlu’nu şahsi olarak tanımadığını söyleyen Özçelik, “Kendisini İBB Başkanı olması sebebiyle tanıdım. İş dışında görüşmüşlüğüm yoktur. Kendisiyle aramda alacak-verecek, borç gibi ticari faaliyetim olmamıştır. Aramızda herhangi bir husumet yoktur. Telefon numarası telefonumda kayıtlı değildir.” ifadelerini kullandı.

Özçelik, soruşturmaya konu 33 firmanın ismi okunarak, “Firma ve firma sahipleriyle ilgili herhangi bir ticari ilişkiniz var mı?” şeklinde yöneltilen soruya, “Tarafıma okunan firmaları ve firma sahiplerini tanımam, kim olduklarını bilmem. Hiçbiriyle herhangi bir ticari faaliyetim olmamıştır.” cevabını verdi.

Özçelik’e, müşteki Sedat K’nin “İBB mülkiyetinde ve tasarrufunda bulunan birçok reklam alanında mevzuata aykırı uygulamalar yapıldığı ve bu suretle süresi biten ve devam eden kira sözleşmeleriyle cari yılı itibarıyla 4 milyar 91 milyon 691 bin 748 lira artı KDV tutarında kamu zararına sebep olunduğu”na ilişkin iddiası soruldu.

Bu kişinin iddia ettiği olaylar hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını savunan Özçelik, “3 Ağustos 2014 yılından günümüze kadar İBB Başkanlığında Kamulaştırma Şube Müdürü olarak görev yaptım. Görev süresi boyunca herhangi bir reklam veya ihale hakkında görev yapmadım, müdahil olmadım. Çalışmış olduğum birimin görev kısmında bu olayın herhangi bir bağlantısı yoktur.” dedi.

Özçelik, İBB’de mühendis olarak çalışan ve danışman Yakup Öner’le HTS kayıtlarına göre 3 irtibatının bulunduğuna ilişkin soruyu, “Yakup Öner isimli şahıs İBB Başkanlığı yapmış olan Ekrem İmamoğlu’nun teknik danışmanıdır. Öner’le iş dışında herhangi bir görüşmem yoktur. Yakup Öner isimli şahıs, belediye başkanı danışmanı olduğu için ve ben de bir şube müdürü olduğum için işle alakalı olarak aramıştır. Kendisi belediyede benden yüksek makamda görev yapan bir kişidir. Benim alanıma giren teknik konularda bilgi almak için görüşmüşümdür.” diye cevapladı.

KÜÇÜKÇİFTLİK PARK’IN KAMULAŞTIRILMASI

Gizli tanık “Rüzgar”ın, “Küçükçiftlik Park isimli yerin kamulaştırma süreci incelendiğinde belediyenin buraya karşılık gayrimenkullerini verdiği, bu süreci de Kaan Sürmegöz (şüpheli), Fatih Özçelik (şüpheli) ve Buğra Gökçe’nin (şüpheli) yürüttüğü görülecektir. Sürmegöz, Ongun’a bağlıdır. Her ne kadar Emlak Daire Başkanı olsa da Murat’ın (Ongun) emir ve talimatlarını yerine getirir. Emlak Başkanlığının reklam işlerini Murat belirlediği kişilere verir. Kültür AŞ ve Medya AŞ üzerinden ilana çıkartır. Fatih Özçelik ise kamulaştırma işlerini takip eder. Yapılacak usulsüzlüklerin kurgusunu Fatih tasarlar.” şeklindeki beyanı, Özçelik’e okundu.

Özçelik, tanık beyanına karşı şunları söyledi:

“Küçükçiftlik Park isimli yer ,Harbiye 768 ada 5 parsel sayısı taşınmazın olduğu alandır. Bu taşınmazın Büyükşehir Belediyesi ilgili müdürlüğünce genel sekreterden alınan onay sonrası, Kamulaştırma Müdürlüğüne kamulaştırma talebi gelmiş, Büyükşehir Belediyesi Encümeninden alınan kamulaştırma kararıyla çalışmalara başlanmıştır. Bu süreçte Kamulaştırma Kanunu’nun 26. maddesine istinaden taşınmaz malikine nakdi bedel yerine arsa verilmiştir. Bu arsaların bedelleri de belediyenin emlaklardan sorumlu olan müdürlüğü Emlak Müdürlüğünce belirlenmiştir. Kamulaştırmaya konu taşınmazın bedeliyse Kamulaştırma Müdürlüğü uhdesindeki, şahsımın bulunmadığı Başkanlık Kıymet Takdir Komisyonunca belirlenmiştir. Sonrasında yine encümen kararı alınarak trampa işlemi tamamlanmıştır.”

Murat Ongun’un kim olduğunu bildiğini ancak tanımadığını söyleyen Özçelik, Kaan Sürmegöz ile Ongun arasında herhangi bir bağlantı olup olmadığını bilmediğini savundu.

Özçelik, soruşturmanın şüphelilerinden Kaan Sürmegöz ile arasındaki para transferlerinin sorulması üzerine, “Kaan Sürmegöz, bu tarihlerde Reklam Yönetimi Şube Müdürü olarak görev yapmaktaydı. Ben de aynı tarihte Daire Başkanlığına bağlı Kamulaştırma Şube Müdürlüğünde şube müdürü olarak görev yapmaktaydım. Şu an parayı neden gönderdiğimi hatırlamıyorum.” beyanında bulundu.

Soruşturmanın şüphelilerinden İBB Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu, İSKİ Çevre Denetim Dairesi Başkanı Adem Şanlısoy, Kültür AŞ Genel Müdür Yardımcıları Erdinç Çolak ve Onur Aldı, eski İSKİ Satın Alma Şefi Faik Özberk, Mali Müşavir Meral Çakır, Kültür AŞ çalışanı Metin Bal ve İBB eski Genel Sekreter Yardımcısı Çakılcıoğlu’nun aralarında bulunduğu bazı kişilerle baz kaydının bulunduğu belirtilerek nedeni sorulan Özçelik, şu cevabı verdi:

“Bu isimli şahısların hiçbirini tanımam. Hiçbiriyle dışarıda görüşmedim. Sadece İBB’nin Bakırköy Ek Hizmet binasında görev yaptığım için bu şahıslar hizmet binasına gelmişse ya da çalışıyorsa aynı noktada baz vermiş olabilirim. Bu şahısların hiçbiriyle buluşmadım, görüşmedim. Bir araya gelecek herhangi bir etkinlik içinde bulunmadım.”
Suçlamaları kabul etmeyen Özçelik, “Kanunlar ve mevzuat çerçevesinde görevimi yaptım. Suçlamalar görevim ve yetkimle alakalı değildir. Görevimle ilgili olduğu iddia edilen suçlamalar gerçek dışıdır.” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

Gündem

“Samsun’daki Heyelan Faciasında İstasyon Sahibi Tutuklandı: İhmaller ve Son Gelişmeler”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
“Samsun Canik’te 28 Nisan’da yaşanan heyelanda baba ve iki çocuğunu kaybeden ailenin acı sonrası, işletme sahibinin ‘taksirle ölüme sebebiyet vermek’ suçlamasıyla tutuklanması, soruşturma detayları ve uzman değerlendirmeleri.”

Özet
28 Nisan 2025’te Samsun’un Canik ilçesinde bir akaryakıt istasyonunun oto yıkama bölümünde meydana gelen heyelanda baba Adem Kaya (35) ile iki kızı Açelya Mina Kaya (7) ve Ayla Kaya (5) hayatını kaybetmiş, anne Çiğdem Kaya (31) yaralı kurtarılmıştır. Yapılan adli soruşturma kapsamında ilk etapta gözaltına alınan istasyonun mesul müdürü ve sahibi hakkında yürütülen incelemenin ardından iş yeri sahibi tutuklanmış, mesul müdür ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır. Olay, bölgedeki zemin etüt çalışmalarının ve acil durum planlamalarının yetersizliğini yeniden gündeme taşımıştır.


Olayın Arka Planı

Heyelanın Meydana Gelişi

Samsun-Ordu karayolu üzerindeki Opet akaryakıt istasyonunda, 28 Nisan gecesi saat 23.20 sıralarında dağ yamacından kopan toprak ve kaya parçaları istasyonun oto yıkama bölümüne doğru sürüklendi, bu sırada araçlarını yıkayan Kaya ailesi enkaz altında kaldı .

Can ve Mal Kaybı

Olay yerinde yapılan kurtarma çalışmalarında anne Çiğdem Kaya yaralı olarak çıkarılarak hastaneye sevk edilirken, baba Adem Kaya ile çocukları Açelya ve Ayla’nın cansız bedenlerine ulaşıldı . Ailenin cenaze töreni, Terme ilçesi Akçaykaracalı Mahallesi’nde büyük üzüntüyle gerçekleştirildi .


Soruşturma Süreci ve Tutuklama

Gözaltı ve Tutuklama Kararı

Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada istasyonun mesul müdürü K.Y. ve sahibi Z.G. “taksirle birden fazla kişinin ölüme sebebiyet vermek” iddiasıyla gözaltına alındı . Ardından, mahkemece iş yeri sahibi tutuklanırken, mesul müdüre adli kontrol şartıyla serbest bırakılma kararı verildi .

İddialar ve Suçlama

Savcılık iddianamesinde, istasyon işletmesinin gerekli zemin etüdü raporlarını tamamlamadığı ve acil durum toplanma alanı olarak belirlenen bölgeye “Acil Durum Toplanma Bölgesi” tabelasını kendi inisiyatifiyle yerleştirdiği, bu nedenle yaşanan faciada ihmali bulunduğu vurgulanmaktadır .


Hukuki Boyut ve Yargılama

Taksirle Ölüme Sebebiyet Suçu

Türk Ceza Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca “taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan cezalandırma öngörülmekte; adli süreç devam etmektedir .

Adli Kontrol Şartıyla Serbest Bırakılan Müdür

Mahkeme, mesul müdür K.Y.’nin tutuklama talebini geri çevirmiş, yurt dışına çıkış yasağı ve haftada bir imza atma koşullarını içeren adli kontrol tedbiri uygulamıştır .


Uzman Görüşleri ve Güvenlik Değerlendirmesi

Jeoloji ve Mühendislik Eksikleri

Samsun Üniversitesi’nden Doç. Dr. Cem Kılıçoğlu, saha stabilite analizlerinin yetersiz olduğunu; kaya mekaniği ve su drenaj sistemlerinin gözden kaçırıldığını belirterek, benzer bölgelerde mutlaka uzman mühendislik projelerinin hazır olması gerektiğini vurgulamıştır

AFAD ve Yerel Yetkililer

AFAD ekipleri, “Acil Durum Toplanma Bölgesi” tabelasının resmi makamlarca onaylı olmadığını; işletme tarafından bilerek yerleştirildiğini tespit etmişlerdir  Valilik ve belediye yetkilileri, bölgede benzer risk taşıyan noktalarda acil müdahale planlarının güncelleneceğini açıklamıştır .


Toplum ve Etki

Aile ve Cenaze Törenleri

Cenaze törenine, Samsun Valisi Orhan Tavlı, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katılarak taziyelerini iletmiş; bölge halkı, aileye son görevini gözyaşlarıyla yerine getirmiştir .

Yerel Tepkiler ve Güvenlik Prosedürleri

Samsun kamuoyu, işletmelerin zemin etütlerine ve “acil durum” altyapısına yeterince önem vermemesine tepki göstermiş; sosyal medyada #SamsunHeyelan etiketiyle paylaşılan fotoğraflar, bölgede benzer risk taşıyan noktalarda acil toplanma alanlarının gerekliliğini tartışmaya açmıştır

Okumaya Devam Et

Gündem

“Zincir Marketlerin Güvendiği Peynir ve ‘Organik’ Balda Büyük Vurgun: Bakanlık Listesinde Şok İfşalar!”

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

Tarım Bakanlığı’nın son güncellemesinde; zincir marketlerde satılan Ekici üçgen peyniri ile HappyLife organik çiçek balında tağşiş tespit edildi. Hangi ürünlerden uzak durmalısınız, tüketici olarak nelere dikkat etmelisiniz?

Tarım ve Orman Bakanlığı, “Taklit ve Tağşiş Yapılan Gıdalar” listesine son güncellemesinde; zincir marketlerde yaygın olarak satılan Ekici Tam Yağlı Eritme Peyniri (Üçgen Peynir) ürününden düşük yağ oranı tespitiyle, HappyLife markalı “Organik Çiçek Balı”nda ise taklit-tağşiş bulgusuyla büyük şaşkınlık yarattı  Bunun yanı sıra; ZENİ, AYLAÇ, BEREKET, ŞARLAK gibi üreticilerin kaşar peynirlerinde bitkisel yağ ve nişasta kullanımı da rapor edildi . İçerik eksikliği ve hileli katkı maddeleri, tüketici sağlığı konusunda alarm veriyor.

İçindekiler

  1. Güncellemenin Özeti

  2. Sahte “Organik Çiçek Balı” Skandalı

  3. Ekici Üçgen Peyniri İncelemesi

  4. Diğer Süt Ürünlerindeki Tağşişler

  5. Tüketici İçin Öneriler


Güncellemenin Özeti

Tarım ve Orman Bakanlığı, internet üzerinden “Sağlığı Tehlikeye Düşürecek Ürünler” listesine eklemeye devam ettiği gıdalar arasında; peynir, bal, zeytinyağı ve tost peyniri gibi temel ürünler de bulunuyo. Laboratuvar analizleri sonucunda; düşük yağ oranı, nişasta ve bitkisel yağ karışımı tespiti yapılan ürünler kamuoyuna duyuruldu .


Sahte “Organik Çiçek Balı” Skandalı

CD Organik Gıda Ürünleri İthalat ve İhracat Sanayi Ticaret Ltd. Şti. tarafından “HappyLife” markasıyla pazarlanan Organik Çiçek Balı ürününde; numunelerde taklit ve tağşiş tespit edildi . Süzme çiçek balı olarak etiketlenen bu üründe; sahte bal, şeker karışımı ve yapay katkı kullanıldığı belirlendi . Bu durum, organik sertifikalı bal algısına ciddi darbe vurdu.


Ekici Üçgen Peyniri İncelemesi

  • Ürün: Ekiciler Süt Gıda Tarım Hayvancılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait Ekici Tam Yağlı Eritme Peyniri (Üçgen Peynir)

  • Tespit: Yağ oranının düşük olduğu ve içeriğin “tam yağlı” algısını karşılamadığı belirlendi

  • Satış Noktası: Ürün, pek çok zincir market raflarında yer alıyordu


Diğer Süt Ürünlerindeki Tağşişler

  1. ZENİ Süt ve Süt Ürünleri (TATSAN, Karapınar markaları)

    • Tam yağlı kaşar peyniri ve eritme tost peynirinde düşük yağ ve nişasta tespit edildi .

  2. AYLAÇ Süt ve Yem Üretim Sanayi

    • Tam yağlı taze kaşar peynirinde bitkisel yağ ve düşük yağ bulundu

  3. BEREKET Mandıra ve ŞARLAK Hayvancılık

    • Kaşar ve tost peynirlerinde bitkisel yağ karışımı tespit edildi

    • Zeytinyağı Markaları
    • MERHABA
    • Listeye giren zeytinyağlarında ise tohum yağı karışımı ve kalite düşüklüğü tespit edildi.

Bu bulgular, halk sağlığını ve gıda güvencesini yakından ilgilendiriyor.


Tüketici İçin Öneriler

  • Etiketleri Kontrol Edin: “Tam yağlı”, “organik” gibi ifadelerin yanında analiz raporu bilgilerini inceleyin.

  • Güvenilir Kaynak Tercihi: Bakanlık listesinde adı geçen markalardan uzak durun ve sertifikalı üreticileri tercih edin.

  • Bildirim Yapın: Şüpheli ürün gördüğünüzde, e-Devlet veya Tarım Bakanlığı hattı üzerinden bildirimde bulunun.

  • Periyodik Takip: Bakanlığın “Taklit-Tağşiş” güncellemelerini düzenli olarak takip edin.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar