Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Sağlık

ABD’de bir uçak kazası daha: Evlerin üzerine düştü, 7 kişi hayatını kaybetti

Yayımlandı

üzerinde

ABD'de bir uçak kazası daha: Evlerin üzerine düştü, 7 kişi hayatını kaybetti

ABD’nin Philadelphia şehrinde hasta bir çocuğu taşıdığı öğrenilen ambulans uçak, bir alışveriş merkezinin yakınına düştü. Uçağın içindeki 6 kişi ve yerde bulunan bir kişi yaşamını yitirdi. Uçakta bulunan altı kişinin de Meksika vatandaşı olduğu açıklandı. Ambulans uçağın yerleşim yerine düştüğü kaza, ABD’de aynı hafta içerisinde yaşanan ikinci büyük havacılık felaketi oldu. Geçtiğimiz günlerde başkent Washington’da yolcu uçağı ve askeri helikopterin çarpıştığı kaza 15 yıl aradan sonra gerçekleşen ilk yurtiçi ticari uçak kazası olarak tarihe geçmişti.

ABD, bir uçak kazasıyla daha sarsıldı. Philadelphia şehrindeki Kuzeydoğu Philadelphia Havaalanı’ndan dün yerel saatle 18.10’da havalanan ve kalkıştan yaklaşık 30 saniye sonra radardan kaybolarak bir yerleşim bölgesine düşen 6 kişilik Learjet 55 tipi uçağa ilişkin bilanço açıklandı.
Philadelphia Belediye Başkanı Cherelle Parker, uçaktaki 6 kişinin de hayatını kaybettiğini bildirdi.
Uçak düştüğü sırada yerde bulunan bir kişinin daha hayatını kaybetmesiyle kazada can kaybının 7’ye yükseldiğini belirtti.
Parker, düzenlediği basın toplantısında hayatını kaybeden kişinin kaza yerindeki bir araçta olduğunu söyledi. Parker, “Şu ana kadar 19 yaralı olduğunu tespit ettik” dedi.
Parker açıklamasında, “Kuzeydoğu Philadelphia Havaalanı’ndan kalkan özel Learjet 55 ambulans uçağındaki bir anne ve kızı olmak üzere 2 yolcu ve 4 mürettebat trajik kazada hayatını kaybetti” ifadelerini kullandı.
Uçuş kayıtlarına göre uçağın “düşmeden önce sadece 1 dakika havada kaldığını” belirten Parker, “Park yerlerinde, sokaklarda, arabalarda ve bölgedeki evlerde bulunan çok sayıda kişi yaralandı” dedi.
Video görüntülerinde çift motorlu uçağın keskin bir açıyla yerleşim bölgesine doğru alçaldığı, çarpışmanın ardından büyük bir alev topuna yol açtığı ve enkazın evlerin ve araçların üzerine yağdığı görülüyor.
ABD medyasına göre Philadelphia’daki Temple Üniversitesi Hastanesi Jeanes Kampüsü’nden bir sözcü, kaza sırasında olay yerinde bulunan 6 kişinin yaralandığını ve tedavi edildiğini söyledi. Raporlarda, yaralılardan 3’ünün tedavi edilip taburcu edildiği ancak diğer 3’ünün durumunun henüz bilinmediği belirtildi.
Kazada tıbbi bakım için Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan genç bir kız, annesi ve ona eşlik eden uçuş ve sağlık ekiplerinin hayatını kaybettiği açıklandı.
Uçakta bulunan hasta, Philadelphia’da tedavi görmüştü ve kaza meydana geldiğinde sözleşmeli bir hava ambulansıyla Meksika’daki memleketine geri götürülüyordu
Ülkenin dışişleri bakanlığından yapılan açıklamada, uçakta bulunan altı kişinin de Meksika vatandaşı olduğu belirtildi.
Bakanlık, sosyal medya platform X’te, “Havayolu şirketi, konsolosluğa uçakta Meksika uyruklu altı kişinin seyahat ettiğini teyit etti” dpaylaşımında bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump bir açıklama yaptı, bir trajedi yaşandığını söyleyerek olayın araştırıldığını ifade etti.
Bu uçak kazasının neden gerçekleştiğine ilişkin net bir veri veya bilgi yok. Kara kutu aranacak ve kara kutu bulunursa nedenler gün yüzüne çıkarılacak.
Kara kutu eğer tahrip olmadıysa çünkü görgü tanıklarına göre bu uçak bir füze gibi yere çakıldı.
Kazanın yaşandığı saatlerde havanın soğuk ve yağmurlu olduğu, görüş mesafesinin de düşük olduğu ifade ediliyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda Philadelphia trajedisinde “daha fazla canın kaybedildiğini” görmekten “üzüntü duyduğunu” ifade etti.
Philadelphia Şehri Acil Durum Yönetimi Ofisi’nden yapılan açıklamada bölgeden uzak durma çağrısı yapıldı.
Açıklamada, “Kuzeydoğu Philadelphia’da Roosevelt Alışveriş Merkez civarında büyük bir olay yaşandı. Roosevelt Bulvarı’nın bazı kısımları da dahil olmak üzere bölgedeki yollar kapalı. Bölgeden uzak durun.” denildi.
ABD’nin başkenti Washington yakınlarında yaşanan ve 67 kişinin yaşamını yitirdiği uçak kazasının yansımaları hala devam ediyor.
Yetkililer, son dönemde yaşanan kazalarla ilgili detaylı soruşturmaların sürdüğünü belirtti.
Aynı hafta içerisinde yaşanan iki büyük kaza, ABD sivil havacılık tarihinde neredeyse çeyrek yüzyıldır görülmemiş bir dönemi temsil ediyor.
Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

Enerji içecekleri gençleri hedefliyor — Uzmanlardan “kalp ve damar riski” uyarısı

Yayımlandı

üzerinde

Enerji içecekleri gençleri hedefliyor — Uzmanlardan “kalp ve damar riski” uyarısı

FatihDoganMedya / Sağlık Servisi
Tarih: 4 Kasım 2025   Saat: 16:34 (Europe/Istanbul)
Okuma süresi: 4 dakika

Son yıllarda özellikle gençler ve üniversite öğrencileri arasında popülerliği artan enerji içecekleri, kardiyologlar ve halk sağlığı uzmanlarından gelen uyarılarla yeniden gündemde. Uzmanlar, kısa vadeli canlılık hissi sağlayan bu içeceklerin yüksek kafein, şeker ve uyarıcı bileşen kombinasyonunun kalp atış hızını, kan basıncını ve elektriksel iletimi etkileyerek ciddi aritmi ve diğer kardiyovasküler sorunlara yol açabileceğini belirtiyor.

Neler var içinde — neden tehlikeli?

Enerji içeceklerinin formülleri markaya göre değişse de ortak paydada kafein, taurin, guarana, ginseng, B vitaminleri ve yüksek miktarda şeker bulunuyor. EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi) gibi kuruluşlar, standart bir enerji içeceği kutusunun 80 mg civarı kafein içerebileceğini; bazı ürünlerde ise porsiyon başına çok daha yüksek dozlara ulaşılabildiğini hatırlatıyor. Bu bileşenlerin bir arada ve yüksek miktarda tüketilmesi, özellikle genç ve sağlıklı görünümlü kişilerde bile beklenmedik ritim bozukluklarına yol açabiliyor.

Bilim ne diyor? — Akut ve kronik etkiler

Yapılan klinik incelemeler ve derlemeler, enerji içeceklerinin kısa süre içinde sistolik ve diyastolik kan basıncını, kalp hızını artırabildiğini; bazı durumlarda EKG’de QT uzaması gibi aritmiye yatkınlık göstergeleri ortaya çıkarabildiğini gösteriyor. Bu bulgular, özellikle yoğun/ardışık tüketim, spor/egzersizle eş zamanlı kullanım, alkol veya bazı ilaçlarla kombinasyon halinde riskin yükseldiğine işaret ediyor.

Bunun yanında son yıllarda yayımlanan gözlemsel çalışmalar ve derlemeler, sürekli ve yüksek doz enerji içeceği tüketiminin uzun vadede kan basıncı, metabolik parametreler ve elektrokardiyografik değişkenler üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini öne sürüyor; genç nüfustaki yüksek tüketim oranları halk sağlığı açısından endişe yaratıyor

Türkiye’de uzman uyarıları ve düzenleme tartışmaları

Türk kardiyologlar ve çocuk sağlığı uzmanları, enerji içeceklerinin özellikle 16–25 yaş aralığındaki tüketicilerde risk oluşturduğunu belirterek satış sınırlamaları ve etiketleme düzenlemelerinin gerekliliğini gündeme getiriyor. İngiltere’de getirilen yaş sınırlaması uygulaması gibi örnekler, Türkiye’de de benzer düzenlemelerin tartışılmasına neden oldu. Türk hekimler halkı “ailede kalp hastalığı ya da aritmi öyküsü olanların, hamilelerin, çocukların ve kontrolsüz hipertansiyonu bulunanların enerji içeceği tüketmemesi” yönünde uyarıyor.

Hangi durumlarda acil müdahale gerekebilir?

Uzmanlar şu şikâyetleri yaşayanların derhal sağlık kuruluşuna başvurmasını öneriyor:

  • Şiddetli çarpıntı, düzensiz kalp atışı (bayılma hissi), göğüs ağrısı, nefes darlığı, ani baş dönmesi veya bilinç kaybı.
    Bu yakınmalar enerji içeceği tüketimiyle ilişkilendirilebileceği gibi altta yatan başka bir kalp hastalığının belirteci de olabilir — bu yüzden ihmal edilmemeli.

Pratik öneriler — kimler kaçınmalı, nasıl sınırlanmalı?

Uzmanların öne çıkardığı temel öneriler:

  • 18 yaş altı gençlere enerji içeceği önerilmemesi, mümkünse satışların sınırlandırılması.

  • Kalp hastalığı, ritim bozukluğu, kontrolsüz hipertansiyon veya hamilelik durumunda tüketmeme.

  • Spor veya yoğun fiziksel aktivite sırasında enerji içeceği almaktan kaçınma; susuzluk için su veya elektrolit dengeli içecekleri tercih etme.

  • Günde bir kutuyu geçen tekrar tüketimlerden kaçınma; kafein alımını gün içinde diğer kaynaklarla (kahve, çay, çikolata) birlikte hesaplama.

Uzmanlara kulak verin — kısa not

Enerji içecekleri “anlık performans” hissi verse de içerdikleri bileşenlerin etkileşimi kalp-damar sisteminde sessiz ama tehlikeli etkiler yaratabilir. Özellikle genç tüketiciler arasında moda haline gelmiş bu içeceklerin yaygın kullanımının izlenmesi, okullarda ve perakende satışta bilgilendirme/etiketleme uygulamalarının güçlendirilmesi uzmanların ortak görüşü.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Erkek farelerin ömrü %73 uzadı: UC Berkeley’den OT + A5i kombinasyonuyla dikkat çeken sonuçlar

Yayımlandı

üzerinde

Erkek farelerin ömrü %73 uzadı: UC Berkeley’den OT + A5i kombinasyonuyla dikkat çeken sonuçlar

Tarih: 04 Kasım 2025 • Saat: 10:30
Okuma süresi: ~4 dakika

UC Berkeley öncülüğündeki bir çalışma, yaşlı ve halsiz (frail) erkek farelerde oksitosin (OT) ile bir ALK5 inhibitörü (A5i) kombinasyonunun, tedavi başlangıcından sonraki kalan yaşam süresini yaklaşık %73 artırdığını bildirdi. Bulgular; fiziksel dayanıklılık, kas gücü ve kısa süreli hafıza gibi sağlık göstergelerinde düzelme gösterse de etki dişi farelerde kalıcı olarak 


Çalışmanın özü — ne yapıldı, ne bulundu?

Araştırmada 24–26 aylık (insandaki ~75 yaşa eşdeğer) C57BL/6J fareler kullanıldı. Farelere altı haftalık döngüler halinde subkutan (deri altı) enjeksiyonlarla oksitosin (OT, 1 μg/g-gün) ve ALK5 inhibitörü (A5i, 0.02 nmol/g-gün) verildi; her iki haftada bir iki hafta tedavi/iki hafta dinlenme döngüsü uygulandı. Denek sayıları erkek grupları için kontrol n=12, OT+A5i n=14; dişi gruplarda kontrol n=13, OT+A5i n=10 idi.

Sonuçlar: Tedavi edilen erkek fareler, çalışma başlangıcından (tedavi başlangıcı) sonra ölçüldüğünde kontrole göre kalan yaşam süresinde ortalama %73 artış gösterdi; toplam medyan yaşam (doğumdan itibaren) ise yaklaşık %14 artmıştı. Ayrıca tedavi gören erkeklerde ölüm riski (hazard ratio) önemli ölçüde azaldı. Ancak dişi farelerde uzun vadeli bir yaşam uzaması gözlenmedi.


Sağlık süresi (healthspan) ve mekanizmalar

Araştırma yalnızca yaşam süresini değil, sağlık göstergelerini de ölçtü. OT+A5i uygulanan erkek farelerde:

  • Treadmill (koşu) performansı ve dayanıklılık arttı,

  • Asılı kalma (hanging) testi ile kas gücü/koordinasyon gelişti,

  • Yeni nesne tanıma testlerinde kısa süreli bellek performansı iyileşti.

Bu faydalar, tedavinin yaşa bağlı kronik iltihap (inflammaging) ve doku fibrozisini düzenleyen TGF-β/ALK5 yolunu baskılaması ile oksitosinin yenileyici etkilerinin birleşiminden kaynaklanıyor olabilir; kısacası inflammasyon azalması ve gençleşmeye yönelik sistemik protein profili değişimleri tespit edildi.


Neden sadece erkek farelerde işe yaradı?

Yazarlar, tedavinin başlangıçta her iki cinsiyette de akut (kısa süreli) biyokimyasal gençleştirici etkiler gösterdiğini, ancak uzun vadede proteomik normalizasyonun yalnızca erkeklerde kalıcı olduğunu belirtiyor. Cinsiyete özgü hormonel farklılıklar, immün yanıtlar ve yaşlanma yollarındaki farklılıklar bu ayrımı açıklayabilir; fakat kesin mekanizma henüz net değil. Araştırmacılar, bu tür cinsiyet farklılıklarının insanlar için de önemli sonuçları olabileceğine dikkat çekiyor.


Bilimsel değerlendirme ve dikkat edilmesi gerekenler

  • Öncelikle bu bir hayvan çalışmasıdır. Farelerdeki başarı insanlarda otomatik olarak tekrarlanmaz; güvenlik, doz, uygulama yolu ve uzun dönem etkiler için çok sayıda ek deney gerekir.

  • Çalışmadaki örneklem görece küçüktür; sonuçların genellenebilmesi için bağımsız laboratuvarlar tarafından tekrarı ve farklı fare soyları/model popülasyonlarda doğrulama gerekir.

  • Tedavi cinsiyet-özgü etki gösterdiği için, gelecekteki çalışmalar kadın-erkek biyolojisi farklılıklarını hedef almalı.


Ne zaman insan denemeleri olur?

Şu an için bu sonuçlar preklinik (hayvan) aşamasında; insanlara yönelik klinik denemeler ancak güvenlik ve etkinlik verileri bir dizi modelde ve ön klinik çalışmada teyit edildikten sonra gündeme gelir.Önce toksikoloji, doz-cevap çalışmaları, sonra faz I güvenlik çalışmaları gerekir — bu süreç yıllar alabilir.

Okumaya Devam Et

Sağlık

Kellik tedavisinde yeni umut: 20 günde saçları uzattı

Yayımlandı

üzerinde

Tayvanlı bilim insanları, yağ hücrelerini uyararak saç köklerini yeniden aktive eden bir yöntemle hayvan deneylerinde 20 gün içinde saç çıkışını başardı.

Fareler üzerinde yapılan bu çalışma, tedavisinde yeni bir dönemin habercisi olabilir.

Araştırma, Ulusal Üniversitesi’nde görev yapan sistem biyoloğu Kang-Yu Tai ve ekibi tarafından yürütüldü. Ekip, uzun süredir bilinen bir biyolojik olgu olan deri tahrişi veya yaralanmasının saç büyümesini tetiklemesi olayının ardındaki mekanizmayı anlamaya ve bu süreci tedavi amaçlı kullanmaya çalıştı.

DERİ HASARI SİNYAL GÖNDERİYOR

Bilim insanları makalelerinde, “Memelilerin çoğu vücutlarını kaplayan yoğun bir tüy tabakasına sahiptir; bu tabaka dış etkilere karşı ilk koruyucu bariyerdir” dedi ve ekledi:

“Epidermisin (derinin üst tabakası) tahrişi veya yaralanması, bu ilk bariyerin yeniden oluşturulması için vücuda sinyal gönderir.”

İnsanların evrim sürecinde bu yoğun kıl örtüsünü büyük ölçüde kaybetmiş olmasına rağmen, araştırmacılar deri yüzeyinde oluşan tahrişin aşırı kıllanmayı (hipertrikozis) tetikleyebilmesinin, insanlarda hâlâ bu yenileyici kapasitenin korunduğunu gösterdiğini belirtiyor.

20 GÜNDE YENİDEN UZADI

Deneylerde, farelerin sırtındaki tüyler tıraş edilerek deriye kimyasal maddeler veya hafif ısı uygulanarak küçük yaralanmalar oluşturuldu.

Ardından bu bölgelerdeki saç büyümesi, normal ciltle karşılaştırıldı.
Sonuçlar, tahrişin iltihaplanmayı tetiklediğini, bu süreçte makrofaj adı verilen bağışıklık hücrelerinin bölgeye geldiğini ortaya koydu.

Makrofajlar daha sonra adiposit (yağ hücresi) adı verilen hücreleri uyararak yağ asitleri salmalarını sağladı. Bu yağ asitleri, saç köklerindeki kök hücreler tarafından emilerek büyüme sürecini yeniden başlattı.

Araştırmacılar, “Bu bağlamda, yağ hücresi aktivasyonunun, cilt yaralanmasının tetiklediği olay zincirinde, bağışıklık hücreleri aracılı yerel iltihabın ardından gerçekleştiğini gösteriyoruz” diye yazdı.

“EVDE DENEMEYİN”

Bilim insanları daha sonra, aynı yağ asitlerinden oluşan bir serumu doğrudan farelerin derisine uyguladı. Bu kez herhangi bir yara veya tahriş olmadan da yaklaşık 20 gün içinde yeni tüylerin çıktığı gözlemlendi.

Ancak araştırma bazı sınırlamalara da işaret ediyor. Bu yöntemin yalnızca “dinlenme evresinde” bulunan saç köklerinde etkili olduğu belirtildi.

İnsanlardaki kellik ise genellikle saç köklerinin büyüme döngülerinin bozulmasından kaynaklandığı için, uygulamanın insanda daha karmaşık olabileceği ifade edildi.

Bu yüzden insanların saç çıkarma umuduyla kendi derilerine hasar vermesi çok tehlikeli olabilir. Uzmanlara göre süreç bu şekilde işlemiyor.

KLİNİK DENEMELER YOLDA

Araştırma ekibi, yöntemin insanlarda da işe yarayıp yaramayacağını görmek için klinik denemelere hazırlanıyor. Bilim insanları, saç kökü kök hücrelerini yeniden uyandırmaya dayalı bu yaklaşımın güvenli, pratik ve hızlı bir tedavi alternatifi olabileceğini söylüyor.

Ekip ayrıca, makrofajların yağ asidi salınımını neyin tetiklediği ve bağışıklık sistemi ile deri arasındaki etkileşimin nasıl işlediği konusunda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor.

Çalışmanın sonuçları Cell Metabolism adlı hakemli bilimsel dergide yayımlandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar