Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

600 Bine Yakın Kamu İşçisi Zam Bekliyor: Masada %50 Zam ve 1800 Lira Detayı

Yayımlandı

üzerinde

Kamu sektöründe görev yapan yaklaşık 600 bine yakın işçinin maaş artışına yönelik beklenti ve süreci, 2025 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü kapsamında hızla gündeme oturdu. İşçi sendikalarının ortak talepleriyle başlatılan zam pazarlıkları, kamu işverenlerinin yapacağı ilk teklifin açıklanmasıyla yeni bir boyuta taşınıyor.

Sürecin Arka Planı ve Zam Pazarlığı Başlangıcı

27 Şubat’ta Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına sunulan ortak zam talepleri, idari maddeler açısından müzakereleri başlatırken; asıl merak konusu, işçilerin günlük brüt taban ücretinde öngörülen artış oldu. Bu kapsamda, kamu işçilerinin beklentileri arasında;

  • Günlük en düşük ücretin 1800 TL’ye yükseltilmesi,

  • 2025’in ilk altı ayı için yüzde 50, ikinci altı ay için yüzde 25 zam uygulanması,

  • Üstelik bu rakamlara ek olarak yüzde 10 oranında refah payı verilmesi yer alıyor.

Bu taleplerin maliyet analizleri TÜHİS (Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası) tarafından yürütülmekte olup, analiz tamamlanır tamamlanmaz kamu işvereninin ilk teklifini sunması bekleniyor.

Zam Talepleri ve İşçi Kesiminin Beklentileri

Kamu işçilerinin zam pazarlığındaki ana talepleri, kritik ekonomik ve sosyal parametreler üzerinde doğrudan etkili olacak şekilde belirlenmiş durumda:

  • 1800 TL Taban Ücret: İşçi sendikaları, kamu çalışanlarının günlük en düşük brüt ücretinin 1800 TL’ye çıkarılmasını talep ediyor. Bu artış, özellikle en düşük ücret alan işçilerin yaşam standartlarını iyileştirme amacı taşıyor.

  • Yüzde 50 ve %25 Zam: 2025 yılının ilk altı ayında yüzde 50, sonraki altı ayda ise yüzde 25 oranında zam yapılması öngörülüyor. Bu oranlar, enflasyon ve artan yaşam maliyetleri göz önünde bulundurularak talep ediliyor.

  • %10 Refah Payı: Zam oranlarına ek olarak, yüzde 10 refah payının da sözleşmeye dahil edilmesi, işçilerin ek yaşam giderlerine destek sağlamayı hedefliyor.

Bu talepler, yalnızca maaş zammını değil; aynı zamanda ikramiye, yol yardımı, yemek desteği ve diğer sosyal yardımlar gibi kalemleri de kapsayarak geniş bir yelpazede toplu sözleşme şartlarını etkileyecek.

Müzakere Süreci ve İlk Teklifin Beklentisi

Taraflar arasındaki müzakerelerde idari maddelerin büyük kısmının üzerine uzlaşma sağlanmış olsa da, asıl kritik nokta ücret artışları için yapılacak pazarlık aşaması. TÜHİS’in önümüzdeki günlerde işçi kesimine sunacağı ilk teklifin detayları, sürecin seyrini belirleyecek anahtar rol oynuyor. İlk toplantı, saat 14.00’de TÜHİS Genel Merkezi’nde gerçekleştirilecek ve kamu işvereninin ilk resmi zam teklifinin masaya gelmesi bekleniyor.

Bu teklifin, işçi sendikalarının taleplerinin ne ölçüde karşılanacağı ve müzakerelerin nasıl bir yöne evrileceği kamuoyunun yoğun takibinde olduğu bir süreç olarak öne çıkıyor.

Sürecin Etki Alanı ve Zincirleme Sonuçları

Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmeleri, sadece 600 bin kamu işçisinin değil; aynı zamanda özel sektörde yapılacak toplu iş sözleşmeleri ve memur ile memur emeklilerinin maaş zamlarını da yakından ilgilendiriyor. Özellikle:

  • Memur ve Memur Emeklileri: Yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon emeklinin maaşlarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri, 1 Ağustos itibarıyla başlayacak. Kamu sektöründeki zam kararı, bu kesimleri de dolaylı olarak etkileyecek.

  • Özel Sektör Toplu İş Sözleşmeleri: Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) gibi sendikalar, kamu sözleşmesi kapsamında belirlenen zam oranlarını referans alarak özel sektörde de benzer artışlar talep edebiliyor.

Bu nedenle, kamu işçilerinin alacağı zam oranları, ülke ekonomisi ve toplu iş sözleşmeleri kapsamında geniş bir etki alanına sahip olacak.

Sonuç ve Genel Değerlendirme

Kamu işçilerinin zam talepleri, yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetlerine karşı bir önlem olarak gündemde yer alırken; 600 bine yakın işçinin gözünü ilk zam teklifinde bulunduran TÜHİS’in yapacağı açıklamalar, müzakere sürecinin seyrini belirleyecek.

İlk teklifin ardından taraflar arasında daha yoğun görüşmeler ve pazarlıkların yaşanması beklenirken, bu gelişmenin kamu sektörü çalışanlarının yaşam standartlarını iyileştirme yönünde önemli adımlar atılmasına vesile olması hedefleniyor.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Banka şubesine tüfekle girip kredi istedi! İfadesi ortaya çıktı

Yayımlandı

üzerinde

Tepebaşı ilçesi İsmet İnönü-2 Caddesi üzerindeki bir banka şubesine, dün 41 UE 595 plakalı otomobille gelen Selim T., araçtan aldığı tüfekle içeri girdi.

BÜYÜK PANİK YAŞANDI

İddiaya göre; çok borcu olduğunu söyleyerek isteyen Selim T., olumsuz yanıt alması üzerine elindeki tüfeği gösterdi. Bankada büyük panik yaşanırken, banka görevlilerinin sakinleştirdiği Selim T., ihbarla gelen polis ekiplerince yakalandı.

İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

Sağlık kontrolünden geçirilen Selim T., işlemleri için Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi’ne götürüldü. Selim T.’nin ifadesinde, “Çok borcum vardı, ödeyemedim. Ben de böyle bir yol denedim” dediği öğrenildi.

Emniyetteki işlemleri tamamlanan Selim T., adliyeye sevk edilerek savcılık sorgusuna alındı. Soruşturma sürüyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Koyunlar tarlaya girdi diye komşusunu vurdu: 1 ölü, 6 yaralı

Yayımlandı

üzerinde

‘nın Beypazarı ilçesinde iddialara göre, B.D.’nin tarlasına, komşusu A.T’nin koyunları girdi. İkili arasında çıkan tartışmanın kısa sürede alevlenerek kavgaya dönüşmesi üzerine A.T., tabanca ile B.D.’ye ateş etti.

İki aile arasında çıkan silahlı kavgada B.D’nin oğlu M.D. ve A.T. tabancayla, diğer 4 kişi ise darp edilmesi nedenyle yaralandı. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi.

Hastaneye nakledilen B.D. tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kavgada yaralanan kişilerin ise hastanedeki tedavilerinin devam ettiği öğrenildi.

Olayla ilgili her iki aileden de kişilerin gözaltına alındığı belirtildi.

Okumaya Devam Et

Gündem

Devlet Bahçeli: İran’a saldırı İsrail’in kanlı yüzünü tekrar deşifre etti

Yayımlandı

üzerinde

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı, İsrail’in İran’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılara tepki gösterdi.

Bahçeli, İran’a yönelik saldırıların İsrail’in kanlı yüzünü bir kez daha deşifre ettiğini söyledi.

Yazılı bir açıklama yapan MHP lideri, “İran’a yapılan operasyon bir yönüyle ’ye verilmiş sinsi mesajdır.” ifadesini kullandı.

Bahçeli, “Birbirine eklemlenerek genişleyip güçlenen kriz ve kaos sarmalında perdelemiş nihai hedef ‘dir.” dedi.

Türkiye’nin etrafının ateşle çevrildiğini belirten Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi, İsrail’in kesinkes güç kullanılarak önünün kesilmesi düşüncesindedir.” ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli: İran'a saldırı İsrail'in kanlı yüzünü tekrar deşifre etti - 1 MHP lideri Devlet Bahçeli

yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Bölgesel ve küresel istikrarsızlık dalgasının tehlike sınırlarını aşarak iyice sertleştiği, bunun da ötesinde insanlığın merhamet ve medeniyet değerler birikimini vahim düzeyde tehdit ettiği görülmektedir.

Maalesef barış, huzur ve diyalog beklentileri sürekli boşa düşürülmektedir.

Bu süreçte felaket senaryolarına her gün bir yenisi eklenmektedir.
Uluslararası hukuk devre dışı, uluslararası kuruluşlar ahlaken ve fiilen tasfiye halindedir.

Masum ve mazlum toplumlar katliam markajında, hatta soykırım mahzenindedir.

Özellikle ülkemizin etrafı ateşle çevrilmektedir.

Husumet ve huşunet markası, dehşet ve şiddet mahsulü olan İsrail’in açtığı derin yaralar, yaptığı büyük yıkımlar, neden olduğu devasa facialar sadece ve bölgemiz açısından değil esasen dünyanın tamamı için ağır bir sancıdır.

Sözde İran’ın nükleer programını vurmak amacıyla dün gece yarısı icra edilen “Yükselen Aslan” isimli kombine terör saldırısı İsrail’in vandal ve kanlı yüzünü tekrar deşifre etmiştir.

Altıncısı önümüzdeki pazar günü Umman’da yapılması planlanan İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakereler yoğun olarak sürüyorken İsrail’in savaş ve diline müracaatı başka hesapların varlığına delalettir.

Bu kapsamda İran’a ait nükleer tesis ve askeri üslerin yanı sıra sivil hedefler de acımasızca vurulmuş, İran Genelkurmay Başkanı ile Devrim Muhafızları Komutanı, yanı sıra bilim insanları katledilmiştir.

Gazze’de insanlık ve savaş suçu işleyen, tarihin en trajik soykırımını planlı ve sistematik olarak gerçekleştiren İsrail’in Siyonist ve emperyalist barbarlıkta devamlı çıta yükselttiği bariz şekilde ortadadır.

Artık günü kurtarmaktan başka bir şeye yaramayan bıktırıcı mahiyetli cılız ve kısır kınama mesajlarından çok daha fazlasını aktif ve çok boyutlu yerine getirmek hem küresel adaletin hem de insanlık onurunun haysiyet ve şeref konusudur.

İsrail önüne gelene saldırı düzenlemekte, sabotaj ve suikast kurgusuyla örtülü operasyonlarını coğrafyanın her yerine taşımaktadır.

Periyodik olarak Filistin, Yemen, Suriye, Irak, Lübnan ve İran’a dünyanın gözü önünde saldıran; ikide bir ’nin ayağına dolaşan bu alçak cehalet ve cinayet suç makinesine karşı askeri, ekonomik ve stratejik önleyici tedbirler alınmazsa dünya her ihtimale açık hale gelecektir.

Bu ihtimalin tezahürü halinde korkunç olayların vasat bulması kaçınılmazdır.

Devlet Bahçeli: İran'a saldırı İsrail'in kanlı yüzünü tekrar deşifre etti - 2 MHP lideri Devlet Bahçeli

Bebekleri öldüren, yardım gemilerinin önünü kesen, Gazze’yi günbegün eritip yutmak için seferberlik içinde hareket eden bir barbarlığa dayanmak ve katlanmak geldiğimiz bu aşamada akıl ve ahlak dışılıktır.

İsrail Başbakanı’nın Siyonist yayılmacılığın refakatinde, iç politikada sıkışma yaşamasıyla birlikte yakın zamanda yapılacak seçimlerde koltuğundan inme korkusunu içten içe duyması otokontrolünü ziyadesiyle kaybettirmektedir.

Gazze katili Netanyahu derhal atılması gereken bir safradır.

Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili spekülasyonu ise farklı emel ve hedeflere hizmet eden sipariş propagandadır.

Bu safra aynı zamanda İsrail toplumunu da zehirlemekte, daha kötüsü ise küresel ölçekte Yahudi düşmanlığını körüklemektedir.

Gelişmelerin püf noktasında elbette vardır.

İsrail’in terörist yönetimi ülkemizin görüş menzilini kapatmak, terörsüz hedefini baltalamak, bölgemizi karanlığa mahkum etmek için her fırsattan istifade etmenin peşindedir.

Birbirine eklemlenerek genişleyip güçlenen kriz ve kaos sarmalında perdelemiş nihai hedef Türkiye’dir.

Türk milleti Siyonizm’in ve emperyalizmin tertip ve tuzaklarına karşı birdir, beraberdir, taviz ve teslimiyeti düşünülemeyecektir.

İran’a yapılan operasyon bir yönüyle Türkiye’ye verilmiş sinsi mesajdır.
Aynı şekilde Türkiye Yüzyılına mühür vuracak kutlu hedeflere, terörsüz geleceğe ve ayağa kalkan diriliş ruhuna karşı dolaylı tepkidir.

İçimizdeki İsrail lobisine rağmen milli birlik ve dayanışma şuurumuz kudret ve kuvvetimiz olarak düşmana korku, dosta da güven verecektir.
İsrail’in durdurulması hem milli güvenliğimiz hem de bölge barış ve istikrarı adına tarihi bir sorumluluktur.

Bahse konu sorumluluğun inkar veya ihmali halinde öngörülemez sorunların çıkması mukadder ve muhakkaktır.

ABD ise tarihin ve insanlığın doğru yerinde konuşlanmalıdır.

Bu ülke içinde yükselen siyasi basınç ve ayrılık talepleri, 14 Haziran’da pek çok eyalette yapılacak gösteri ve protestolar hiçbir devletin kendi içinde rahat ve güvenli olmadığına açık işarettir.

Milliyetçi Hareket Partisi, İsrail’in kesinkes güç kullanılarak önünün kesilmesi düşüncesindedir.

Zira başka bir seçenek kalmamıştır.

Kaldı ki sözün hükmü bitmiş, diplomasi ve diyalog arayışları her fırsat ve zamanda etkisini kaybetmektedir.

Video:  İsrail’de misilleme hazırlığı!

NTV’yi sosyal medyadan takip edin

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar