Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

109 kişiye mezar olan Ebrar Sitesi B Blok davasında 8 yıl 8’er ay hapis cezası

Yayımlandı

üzerinde

“Asrın felaketi” olarak nitelenen 6 Şubat 2023’teki depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş’ta, 115 kişinin yaşamını yitirdiği Ebrar Sitesi B Blok’un yıkılmasına ilişkin binanın müteahhidi ve aynı zamanda Ebrar Sitesi’nin kurucusu Tevfik Tepebaşı ile Lalezar Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Öz, 18 yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırıldı.

Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2’si tutuklu 6 sanığın yargılandığı davanın karar duruşmasında, müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Tutuklu sanıklar Tevfik Tepebaşı ile Atilla Öz, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı. Diğer sanıklar duruşmada yer almadı.

“SUÇUMUN NE OLDUĞUNU YENİ ANLAMAYA BAŞLADIM”

Mahkemede son sözleri sorulan tutuklu sanık Tevfik Tepebaşı, öğretmen olduğunu yıkılan binayla bir ilgisinin bulunmadığını söyledi.

Tepebaşı, şöyle konuştu: “İki yıldır cezaevindeyim. Suçumun ne olduğunu yeni anlamaya başladım. Gördüğüm ve dinlediğim kadarıyla bazı tanıklar beni müteahhit yapmışlar. Ben müteahhit değilim, müteahhitlikle ilgili bir kanıt bulmak mümkün değildir. Çünkü kooperatifte müteahhit yoktur. Kooperatif yöneticisinin de inşaatın yapımından sorumlu olmadığı, resmi belgelerle sabittir. Ben bu blokta yıllarca oturdum. Yapı kullanım izni vardır. Binayı yapan mühendislerdir, üst düzey eğitim almış insanlardır. Benim burada hiçbir sorumluluğum yoktur, buranın yönetiminde de değilim. Beraatimi talep ediyorum.

Tutuklu sanık Atilla Öz de suçsuz olduğunu, binanın yıkılmasıyla ilgili yönetim kurulunun bir kusurunun olmadığını savundu.

Öz, “Binanın yıkılmasıyla ilgili kooperatif yönetim kurulunun bir kusuru yoktur. Ben yüce mahkemenizin adaletine güveniyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.” dedi.

18 YIL 8’ER YIL HAPİS CEZASI

Mahkeme heyeti, sanıklar Tevfik Tepebaşı ile Atilla Öz’ün “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 18 yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırdı.

Heyet, üzerlerine atılı suçlamalara ilişkin yeterli delil olmadığı gerekçesiyle tutuksuz sanıklar S.T, M.T. ve A.D’nin beraatine hükmetti.

Mahkeme, firari sanık Mustafa Timurbanga’nın ise dosyasının ayrılmasına karar verdi.

Müşteki avukatlarından avukat Berke Balaban, duruşma sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, binanın yapımına izin veren kamu personellerinin de yargılanması gerektiğini belirtti.

Yıkılan binada annesini ve kızını kaybeden Gamze Bilginer ise kararın kendilerini tatmin etmediğini dile getirerek, “Sadece tek blokta 115 kişinin öldüğü bir davada, sadece 2 sanığa 18’er yıl hapis kararı verilmesine tabi ki itiraz edeceğiz. Diğer sanıklar beraat aldılar. İstinaf yolu açık. İtirazlarımızda bulunacağız.” dedi.

Münevver Tepebaşılı da Ebrar Sitesi B Blok’ta 6 çocuğunu kaybettiğini, verilen kararın kendilerini üzdüğünü söyledi.

Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremde merkez Onikişubat ilçesi Şazibey Mahallesi’nde 115 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Sitesi B Blok’un yıkılmasına ilişkin 6 sanık hakkında dava açılmıştı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İngiltere’de Normanby’de 55 cm’lik Dev Fare Yakalandı: Haşere Kontrolünde Alarm Zilleri Çalıyor

Yayımlandı

üzerinde

Giriş

İngiltere’nin North Yorkshire bölgesinde yer alan Normanby’de bir evde, tomurcuktan kuyruğa tam 55 cm (22 inç) uzunluğunda dev bir fare tespit edildi. Yerel halkta ve yetkililerde büyük paniğe yol açan bu olay, kesintiye uğrayan haşere kontrol hizmetlerinin fare istilalarını şiddetlendirdiği endişesini doğuruyor.


Olayın Ayrıntıları

  • Yer: Normanby, Redcar and Cleveland, North Yorkshire, İngiltere

  • Tespit: Bir haşere kontrol görevlisi tarafından ev içinde ölü olarak bulundu

  • Boyut: Burun ucundan kuyruk ucuna kadar ölçüldüğünde 55 cm uzunluğunda

  • Tarih: Haber 4 Ağustos 2025 tarihinde ulusal basına yansıdı

Yerel Eston Ward meclis üyeleri David Taylor ve Stephen Martin, bu dev farenin bölgedeki fare nüfusunun kontrolden çıktığının somut göstergesi olduğunu belirtti. İki yıl önce sürdürülen başarılı mücadelelerin ardından, son dönemde haşere kontrolünde kamusal desteğin geri çekilmesiyle sorunun yeniden alevlendiği ifade ediliyor.


Nedenleri ve Riskler

  1. Haşere Kontrolü Bütçe Kesintileri: Redcar and Cleveland Konseyi, özel konutlardaki fare problemlerine yönelik hizmeti durdurdu; sorumluluğu bireylere bıraktı.

  2. Atık Yönetimi Sorunları: Düzensiz çöp birikimi ve geri dönüşüm kutularının zamanında boşaltılmaması, farelerin artmasına zemin hazırlıyor.

  3. Hızlı İmar ve İnşaat: Yeni konut projeleri, farelerin yuvalanacak yeni alanlar bulmasına yol açıyor.

  4. Sağlık Tehlikeleri:

    • Leptospiroz

    • Salmonelloz

    • Hantavirüs
      Bu hastalıklar fareler aracılığıyla insanlara bulaşabilir ve halk sağlığı için ciddi risk oluşturur.


Yerel Yetkililerin Talepleri

  • Borough Genelinde Fare Anketi: İstila yoğunluk haritası çıkarılması

  • Entegre Haşere Kontrol Stratejisi: Kamu-özel işbirliğiyle hızlı müdahale planı

  • Ortak Çalışma: Konsey, konut sağlayıcıları, sağlık kurumları ve su idaresi arasında koordinasyon

  • Halkı Bilgilendirme: Önleyici tedbirler ve acil durum hattı duyuruları

Councillor Stephen Martin, “Bu durum artık bir bireysel sorun olmaktan çıktı; tüm paydaşların birlikte hareket etmesi şart” dedi.

Okumaya Devam Et

Gündem

Adaet Bakanlığı infaz koruma memuru alımı ilanı: CTE infaz koruma memuru alımı başvurusu nasıl yapılır, başvuru şartları neler?

Yayımlandı

üzerinde

1. Genel Şartlar:

a) Türk Vatandaşı olmak,

b) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.

c) Askerlikle ilgisi bulunmamak veya askerlik çağına gelmemiş bulunmak veya askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak,

ç) Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumlu sonuçlanmak,

d) Ceza infaz kurumunda istihdam edilecek infaz ve koruma memuru haricindeki tüm ünvanlarda; Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliği’nin “Özel Şartlar” bölümünün 6’ncı maddesinin 18 inci fıkrasının “c” bendine göre; açıktan atanacak bütün ünvanlardaki personel için görevini devamlı yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı veya bedensel özürlü olmadığını, şaşılık, körlük, topallık, işitme kaybı, çehrede sabit eser, uzuv noksanlığı, kekemelik ve benzeri engeller bulunmadığını, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce bölge hastaneleri olarak belirlenecek Sağlık Bakanlığına bağlı tam teşekküllü Devlet hastanelerinden alacakları sağlık kurulu raporu ile belgelemek,

Okumaya Devam Et

Gündem

Yürekleri Dağlayan Cinayet: Cezaevinden İzinli Çıkan Koca, Eşini Canlı Canlı Yaktı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Karabük’te 4 Ağustos 2025’te gerçekleşen dehşet verici kadın cinayetinde, cezaevinden izinli çıkan Mehmet Derya’nın boşanma aşamasındaki eşi Semra Derya’yı kilitleyip evini ateşe vermesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede acil önlemler alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Olayın Perdesi: Acımasız Saldırı ve Yangın

Karabük’ün Bahçelievler Mahallesi, 132. Sokak’taki bir apartman dairesinde 4 Ağustos 2025 Pazartesi günü akşam saatlerinde dehşet yaşandı. Boşanma aşamasındaki çift, Semra Derya (42) ile eşi Mehmet Derya (41), evden yükselen kavga seslerinin ardından çıkan yangında cansız bedenleriyle bulundu. İhbar üzerine gelen itfaiye ekipleri, içeride kilitli buldukları kapıyı kırarak müdahale etti ve yoğun dumandan etkilenen çiftin yaşamını yitirdiğini tespit etti .

Failin Geçmişi ve İzin Süreci

Polis ve jandarma ekiplerinin yaptığı ilk incelemelerde, Karabük Açık Cezaevi’nde ‘tehdit’, ‘kadına karşı basit yaralama’ ve ‘kasten yaralama’ gibi suçlardan yatan Mehmet Derya’nın, 1 Ağustos 2025 tarihinde 10 günlük izinli olarak salıverildiği ortaya çıktı . Semra Derya ise, ocak ayında eşine karşı açtığı boşanma davasının sonucunu bekliyordu.

Cinayetin Seyri: Kilitleyip Ateşe Verme

Olay günü, cezaevinden izinli çıkan Mehmet Derya’nın boşanma aşamasındaki eşinin evine gittiği, burada kısa süreli bir tartışmanın ardından kendini ve Semra Derya’yı küçük bir odaya kilitlediği belirlendi. Ardından odadaki eşyaları ateşe veren fail, çıkan yangında kastan dumandan zehirlenmeye yol açarak eşinin hayatını sonlandırdı. Yapılan adli incelemede, her iki bedenin de dumandan zehirlenme sonucu öldüğü raporlandı .

Çocuklar ve Komşuların İfadesi

Yangın sırasında çiftin iki çocuğunun evde olmadığı öğrenildi. Bina sakinleri, kavga seslerini duymalarının ardından kısa süre içinde yükselen dumanı fark edip 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. Komşular, “İkili arasında sık sık tartışma duyuyorduk, ancak bu kadar vahşi bir olay beklemiyorduk” diyerek dehşetlerini dile getirdi .

Kadına Yönelik Şiddete Dikkat Çeken Gerçekler

Türkiye’de her yıl yüzlerce kadın, aile içi şiddet ve ayrılma talepleri nedeniyle hayatını kaybediyor. Cezaevinden izinli çıkan bir failin bu kadar yakın takip edilen bir süreçte eşine rahatça ulaşabilmesi, sistemdeki boşlukları gözler önüne seriyor. Uzmanlar, kadına yönelik şiddeti önleyecek yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi, izleme mekanizmalarının sıkılaştırılması ve etkin koruma tedbirlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Sonuç ve çağrı

Karabük’te yaşanan bu korkunç cinayet, toplumun her kesimine önemli bir sorumluluk yüklüyor. Yetkililerden, cezaevinden izinli çıkacak şiddet eğilimi taşıyan tutuklular için risk analizlerinin yeniden yapılandırılması, şiddet uygulayan yakınlarına koruma sağlama mekanizmalarının iyileştirilmesi ve mağdurların hayatını kurtaracak acil müdahale hatlarının etkinleştirilmesi bekleniyor. Kadına yönelik her türlü şiddetin önüne geçebilmek için sivil toplum kuruluşları, devlet kurumları ve bireyler el ele vermelidir.


Bu trajik olay, toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddetle mücadelede eksiklerimizi bir kez daha ortaya koyuyor. Her yeni vaka, daha sağlam adımlar atmamız gerektiğini hatırlatıyor. Lütfen bu içeriği paylaşarak farkındalığın artmasına destek olun.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar