Son Dakika

Son Dakika: Zafer Partisi İstanbul Gençlik Kolları Hakkında ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik’ Soruşturması Başlatıldı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Zafer Partisi İstanbul Gençlik Kolları’nın sosyal medya paylaşımları nedeniyle resen “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama” suçu çerçevesinde soruşturma başlattı. TCK 216 kapsamında 1–3 yıl hapis öngören bu süreç hakkındaki tüm detayları ve yasal çerçeveyi öğrenin.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 4 Mayıs 2025 tarihinde, Zafer Partisi İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı’nın resmi sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlar nedeniyle “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama” suçu kapsamında resen soruşturma başlattı. Soruşturmayı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya üzerinden duyurdu. Söz konusu suç, Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesiyle düzenlenmiş olup; en az 1, en fazla 3 yıl hapis cezası öngörmekte, şikayete tabi olmayıp resen kovuşturulmaktadır. İlerleyen süreçte İddianame’nin hazırlanması, delil toplama ve ifadelerle soruşturma aşamasının tamamlanmasının ardından Asliye Ceza Mahkemesi’ne sevk yapılması bekleniyor.


1. Olayın Arka Planı

1.1. Zafer Partisi ve Gençlik Kolları

Zafer Partisi, 2022 yılında kurulan ulusalcı-milliyetçi bir siyasi oluşum olarak öne çıkarken gençlik kolları da partinin sosyal medya iletişiminde aktif roller üstleniyor. İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı ise parti içi dinamiklerin en yoğun yaşandığı birimlerden biri konumunda bulunuyor.

1.2. Soruşturma Kararının Duyurulması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 4 Mayıs 2025 günü yaptığı sosyal medya paylaşımında, İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı’nın sosyal medya hesaplarından paylaşılan içeriklerin “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama” suçunu oluşturduğu gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca resen soruşturma başlatıldığını ilan etti


2. Soruşturmanın Hukuki Dayanağı

2.1. TCK 216’ncı Madde

Türk Ceza Kanunu’nun 216’ncı maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlığı altında yer alan somut bir tehlike suçudur. Bir kesimi, ırk, din, mezhep, sosyal sınıf veya bölge farklılığına dayanarak düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik eden kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülür

2.2. Ceza Miktarı ve Yaptırımlar

  • TCK 216/1: Halkı kin ve düşmanlığa tahrik edenlere 1–3 yıl hapis cezası

  • TCK 216/2: Halkın bir kesimini alenen aşağılama fiili 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası öngörür .

  • TCK 216/3: Dini değerlere hakaret içeren aşağılamalar 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılır .

2.3. Şikayete Tabi Olmaması

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, suça ilişkin şikâyet aranmadan savcılıkça resen soruşturulur; mağdurun şikâyete bağlı kalınmasına gerek yoktur .

2.4. Uzlaşma ve Erteleme

Suçun cezası 2 yıl veya altında olduğunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) ya da erteleme kararı verilebilmektedir .


3. Soruşturma Süreci ve Beklentiler

  1. Delil Toplama ve İnceleme: Savcılık, sosyal medya paylaşımlarının içeriğini, hesap sahipleri ve paylaşım zamanlarını inceleyerek toplayacağı dijital veriler üzerinde çalışacak

  2. Şüphelilerin İfadeleri: İlgili yöneticiler ve hesap sorumluları savcılıkta ifade verecek.

  3. İddianame Hazırlığı: Suçun vasfı ve deliller doğrultusunda iddianame hazırlanarak Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek.

  4. Yargılama Aşaması: Mahkeme, ifadelere, bilirkişi raporlarına ve tüm delillere dayanarak hüküm verecek.


4. Siyasi ve Toplumsal Yansımalar

Bu soruşturma, sosyal medya üzerinden yapılan siyasi iletişimin sınırlarının ve ifade özgürlüğü ile kamu düzeni koruması arasındaki dengenin tekrar tartışılmasına yol açtı. Siyasi partiler ve hukukçular, bu tür davaların siyasi müdahale olarak algılanmaması gerektiği görüşünde birleşirken, bazı kesimler ise yargının siyasallaştığı eleştirisini gündeme getiriyor.


5. Sonuç ve Değerlendirme

Zafer Partisi İstanbul Gençlik Kolları’nın paylaşım içerikleri üzerine başlatılan resen soruşturma, TCK 216 kapsamındaki nefret ve ayrımcılık söylemlerine yönelik hukuk devleti mekanizmasının nasıl işlediğinin bir göstergesi niteliğinde. Sürecin şeffaf ve adil yürütülmesi, hem ifade özgürlüğü hem de kamu barışının korunması açısından kritik önem taşıyor.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar

Exit mobile version