Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Sahte e-imza çetesi itirafları iddianamede! Sahte diploma, ehliyet derken şimdi de Joker Yakup ortaya çıktı

Yayımlandı

üzerinde

Sahte e-imza çetesine ilişkin soruşturmada yeni ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ihbar üzerine başlatılan soruşturmada, Gazi Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı görevlileri adına sahte üretilmiş e-imzalarla çeşitli kamu kurumlarına izinsiz erişim sağlanarak, usulsüz işlem yapıldığı belirlendi.

İKİ SİSTEME SIZIP E-İMZA ÜRETTİLER

Sahte belgelerle e-imza üretilmesi ve kamu sistemlerine yasa dışı erişim sağlanmasına ilişkin soruşturmada elektronik sertifika hizmet sağlayıcı kuruluşlarının Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul ofisleri üzerinden sahte sürücü belgesi ve kimlik kartları kullanarak, kamu kurum ve kuruluşlarında görevli kişiler adına elektronik imza başvuru ve üretiminde bulunulduğu belirlendi.

SAHTE DİPLOMALAR, EHLİYETLER VE MEZUNİYET BELGELERİ

Suç örgütünün 57 sahte diploma, 108 sahte sürücü belgesi ve 4 sahte lise mezuniyet belgesi düzenlediği tespit edildi.

Ankara 23’üncü Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen ilk iddianamede şüphelilere, ÖSYM Kanunu’na muhalefet, resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemine girme, verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçlamaları yöneltildi.

Şüpheliler hakkında altı yıldan 45 yıla kadar değişen sürelerde hapis cezaları talep edildi.

BAKAN TUNÇ: GEREKLİ TÜM ADIMLAR ATILMAKTADIR

Soruşturmaya ilişkin son bilgileri Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından paylaştı.

220 kişi hakkında adli işlem yapıldığını ifade eden Tunç, 199 kişi hakkında kamu davası açıldığını, 37 kişinin tutuklandığını aktardı.

Bakan Tunç’un açıklamaları şöyle: 

“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 13 Ağustos 2024 tarihinde başlatılan soruşturmalar kapsamında bazı kamu kurumlarının bilişim sistemlerine girerek sahte elektronik imzalarla işlem yaptıkları tespit edilen şüpheliler hakkında 21 Mayıs 2025 tarihinde kamu davası açılmıştır.

Suç ihbarının ardından ivedilikle başlatılan adli soruşturma, yaklaşık 1 yıldır tüm yönleriyle ve büyük bir titizlikle sürdürülmüş; şüphelilerin tespitine yönelik olarak elektronik materyal inceleme raporları, HTS kayıtları, baz sinyal verileri, LOG kayıtlarına ilişkin teknik analizler, IP ve port bilgileri, kolluk araştırma tutanakları ve diğer deliller detaylı biçimde değerlendirilmiştir.

Bu kapsamda; bazı kamu görevlilerine ait elektronik imzaların sahte olarak üretildiği ve bunlarla kamu sistemlerine yetkisiz erişim sağlanarak sahte kayıtların oluşturulduğuna yönelik usulsüz işlemler ortaya çıkarılmıştır.

Bu süreçte suç işlenmesinin önlenmesi ve olası zararların önüne geçilmesi amacıyla ilgili kamu kurumlarıyla etkin bir bilgi paylaşımı gerçekleştirilmiştir.

Gizli olarak yürütülen soruşturma sürecinde elde edilen deliller doğrultusunda farklı zamanlarda yakalama ve gözaltı işlemleri gerçekleştirilmiş,

– 220 kişi hakkında adli işlem yapılmış,
– 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır.
– Bunlardan 37’si hakkında tutuklama kararı verilmiş,
– 150 kişi hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmıştır.

Kamu hizmetlerinin güvenilirliğiyle, milletimizin kamu kurumlarına duyduğu itimat bizim için hayati önemdedir. Bu güveni korumak, her türlü suistimale ve hukuksuzluğa karşı etkili şekilde mücadele yürütmek en temel sorumluluğumuzdur.

Bu soruşturma kapsamında ortaya çıkan bilgiler, gelişmeler, atılan hukuki adımlar, başta yargı olmak üzere devletimizin tüm ilgili kurum ve kuruluşlarıyla kararlılıkla yürütülen soruşturma ve kovuşturmaların bir sonucudur.

Hiç kimsenin şüphesi olmasın! Suç teşkil eden, kamu düzenini bozan, devlet kurumlarının saygınlığını zedelemeye yönelik her türlü eylem karşısında, hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda gerekli tüm adımlar gecikmeksizin atılmaktadır.

Bu süreçte devam eden soruşturma ve kovuşturmalara ilişkin kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon amaçlı açıklamalara itibar edilmemelidir” 

Sahte e-imza çetesi itirafları iddianamede! Sahte diploma, ehliyet derken şimdi de Joker Yakup ortaya çıktı - 1 İddianamede çete lideri olarak gösterilen Ziya Kadiroğlu

SINAV SONUCU BİLE DEĞİŞTİRDİLER!

Şüphelilerin, elektronik sertifika sağlayıcıları aracılığıyla Gazi Üniversitesi ile Milli Eğitim Bakanlığı sistemlerine giriş yaptıkları, Gazi Üniversitesi’nde mezuniyet kaydı oluşturularak diploma düzenledikleri, başarısız adayların sınav sonuçlarını değiştirdikleri, sahte belgeler karşılığında 400 bin liraya kadar para talep ettikleri, bazı kişilerin kimlik bilgilerini çalarak farklı kişiler adına e-imza ürettikleri belirtildi.

Gazi Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı iddianamede müşteki olarak yer aldı.

14 ÜNİVERSİTEDEN E-İMZALAR KOPYALANDI

Aynı mahkeme tarafından kabul edilen ikinci iddianamede Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı, Başkan Yardımcısı, Yükseköğretim Kurulu Eğitim Öğretim Daire Başkanı ile 14 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanları ve personeline ait e-imzaların kopyalandığı belirtildi.

Şüpheliler hakkında beş yıldan 50 yıla kadar değişen sürelerde hapis cezası talep edildi.

“270 e-İMZA ÜRETİLDİ”

İddianamede sanıkların savunmalarına yer verildi.

Sanıklardan Ayhan Ateş ifadesinde, sahte e-imza üretiminin başındaki ismin Ziya Kadiroğlu olduğunu belirterek, bu kişinin çevresindekilere talimat verdiğini ve birlikte hareket ettiklerini söyledi.

Ateş, Kadiroğlu’nun kamu kurumlarının sistemlerine yetkisiz erişim sağlandığı süreçte teknik destek aldığını, bu yolla toplam 270 e-imza üretildiğini belirtti.

Ateş, Ziya’nın öğrencisi olan Kadriye K.’nin genelindeki BESYO sınavlarına başkalarının yerine girdiğini, Mıhyedin Yakışır’ın ise Ziya Kadiroğlu aracılığıyla tanındığını ve Kadiroğlu’nun talimatları doğrultusunda ayak işlerini yaparak e-imza çıkarttığını belirtti.

“JOKER YAKUP’U YABANCI DİL SINAVLARINA SOKTULAR”

Ayrıca, joker eleman olarak adlandırılan ve iyi derecede yabancı dil bilen Yakup isimli şüpheliyi, 2006-2010 yılları arasında yapılan yabancı dil sınavlarına girip başarılı puanlar aldırılarak Türkiye genelinde 400’ü aşkın kişinin akademisyen veya öğretim görevlisi olarak yerleştirildiğini, bunların arasında çok sayıda doçent ve profesör bulunduğunu ileri sürdü.

Sahte e-imza çetesi itirafları iddianamede! Sahte diploma, ehliyet derken şimdi de Joker Yakup ortaya çıktı - 2 Çetenin sahte e-imzalarla çok sayıda sahte diploma hazırladığı öne sürülüyor

SAHTE İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ MEZUNİYETİ

Ateş, Atatürk Üniversitesi Öğrenci İşleri Daire Başkanı adına, bilgisi ve rızası dışında sahte kimlik kullanılarak e-imza çıkarıldığını, bu imza üzerinden yetkisiz erişim sağlanarak İnşaat Mühendisliği Lisans Programı’na sahte mezuniyet kaydı oluşturulduğunu, ilgili kişinin bu işlemle ilgili hiçbir iletişimde bulunmadığını, talepte bulunmadığını ve ödeme yapmadığını belirtti.

KADİROĞLU “KOMPLO” DEDİ

Ziya Kadiroğlu ile aralarının bozuk olduğu bir dönemde, bu işlemin intikam amaçlı olarak Kadiroğlu tarafından yapılmış olabileceğini söyledi.

Ayrıca kendisine ait telefon hattını 2025 Ocak ayına kadar aktif kullandığını, sahte diploma kaydının oluşturulduğu 18 Mart 2024 tarihinde e-Devlet uygulamasına bu hat ve bağlı mobil internet üzerinden giriş yapılarak mezun belgesi sorgulandığını, bu işlemin de Ziya Kadiroğlu tarafından yapılmış olabileceğini ifade etti.

DAHA ÖNCE DE YARGILANMIŞ

Edinilen bilgilere göre, Ziya Kadiroğlu benzer bir yapılanmanın lideri olarak daha önce de yargılandı.

2016 yılında 16 kişilik sahte diploma şebekesinin başında yer aldığı gerekçesiyle tutuklanan Kadiroğlu hakkında suç örgütü kurmak, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından toplam 354 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Ancak bu davadan beraat eden Kadiroğlu’nun, geçmişte de birçok kez benzer suçlamalarda adı geçtiği öğrenildi.

1999’dan bu yana farklı tarihlerde toplam 13 kez yargılandığı öğrenilen Kadiroğlu, 2010, 2012 ve 2016 yıllarında da örgüt lideri suçlamasıyla soruşturma geçirdi.

Sadece 2002 ve 2005 yıllarına ait davalardan hüküm giyen Kadiroğlu’nun yaklaşık beş yıl cezaevinde kaldığı, diğer 10 davadan ise beraat ettiği öğrenildi.

NTV uygulamasını indirin, gelişmelerden haberdar olun

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Türk kaptan denize düşen demir yüzünden hapiste: 2 aydır tutuklu, 25 kilo verdi!

Yayımlandı

üzerinde

Türk kaptan denize düşen demir yüzünden hapiste: 2 aydır tutuklu, 25 kilo verdi!

Okuma Süresi: 3 dakika
Tarih:21 Aralık 2025| Saat: 14:00

Son Dakika | Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’de bir gaz gemisinde dördüncü kaptan olarak çalışan 24 yaşındaki Ali Yol, gemiden denize düşen bir demirin deniz altındaki internet kablolarına zarar verdiği iddiasıyla tutuklandı. Yaklaşık 2 aydır cezaevinde bulunan genç kaptanın sağlık durumunun kötüye gittiği ve açlıktan 25 kilo verdiği öne sürülüyor. Ailesi, oğullarının suçsuz yere hapiste olduğunu belirterek, Türk yetkililerden acil yardım istedi.

 Haberin Detayları

Olay, yaklaşık 2 ay önce Abu Dabi açıklarında meydana geldi. Ali Yol’un görev yaptığı gaz gemisinden denize düşen bir demir (çapa), denizin altından geçen ve bölge için hayati önem taşıyan internet kablolarına zarar verdi. Yetkililer, meydana gelen hasar ve olası internet kesintileri nedeniyle soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında geminin dördüncü kaptanı Ali Yol, “kasıtlı olarak kritik altyapıya zarar vermek” veya benzeri bir suçlamayla gözaltına alındı ve ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Ailenin Çaresizlik Çığlığı

Ali Yol’un ailesi, oğullarının haksız yere tutuklu bulunduğunu ve kötü koşullar altında hayati risk taşıdığını belirtiyor. Aile üyeleri, oğullarının açlıktan 25 kilo kaybettiğini ve cezaevinde çok soğuk bir ortamda tutulduğunu iddia ediyor. Aile, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkili makamlara seslenerek, genç kaptanın bir an önce serbest bırakılması ve Türkiye’ye getirilmesi için acilen yardım talep etti.

Kritik Altyapıya Zarar Vermenin Bedeli Ağır Olabiliyor

Deniz altı internet kabloları, küresel veri trafiğinin yaklaşık %99’unu taşıyan ve ülkelerin dijital altyapısı için hayati derecede önemli olan sistemlerdir. Bu nedenle birçok ülkede, kasıtlı veya ağır ihmalle bu kablolara zarar vermek ciddi suçlar kapsamında değerlendiriliyor ve ağır cezaları beraberinde getirebiliyor. Ali Yol’un da benzer bir suçlamayla karşı karşıya olduğu tahmin ediliyor.

 Denizaltı Kabloları ve Önemi

Denizaltına döşenen bu fiber optik kablolar, kıtalararası iletişimin bel kemiğini oluşturuyor. Bir kabloda meydana gelen bir hasar, uluslararası internet trafiğinde ciddi yavaşlamalara veya kesintilere yol açabiliyor. Bu kabloların onarımı ise özel ekipmanlar ve yüksek maliyetler gerektiren zorlu bir süreç. BAE gibi küresel bir finans ve ticaret merkezi için bu kabloların sürekliliği son derece kritik öneme sahip.

Kritik Detaylar:

· Tutuklanan: Ali Yol (24), Dördüncü Kaptan
· Olay Yeri: Abu Dabi, Birleşik Arap Emirlikleri
· Olay Tarihi: Yaklaşık 2 ay önce
· Suçlama: Gemi demirinin internet kablolarına zarar vermesi
· İddia: Tutuklu kaptanın 25 kilo kaybettiği ve soğuk ortamda tutulduğu
· Talep: Ailenin Türk yetkililerden acil müdahale ve yardım istemesi

Son durumla ilgili resmi bir açıklama gelmemekle birlikte, ailenin yardım çağrıları sosyal medyada ve kamuoyunda yankı bulmaya başladı. Konunun takipçisi olacağız.

Okumaya Devam Et

Gündem

Vatandaşlardan TBMM’ye Binlerce Talep: Doğum İzni 24 Haftaya Çıksın, Haftada 4 Gün Çalışılsın

Yayımlandı

üzerinde

Vatandaşlardan TBMM’ye Binlerce Talep: Doğum İzni 24 Haftaya Çıksın, Haftada 4 Gün Çalışılsın

21.12.2025 11:21

Son Güncelleme: 21.12.2025 11:28

TBMM Dilekçe Komisyonu’na ulaşan 27 bin 530 dilekçe, vatandaşların çalışma hayatı ve sosyal haklara dair beklentilerini ortaya koydu. Talepler arasında doğum izninin uzatılması ve askerlikte esneklik öne çıkıyor.

TBMM Dilekçe Komisyonu, vatandaşlardan gelen binlerce dilekçeyi karara bağladı. 28. Dönem 3. Yasama Yılı’na ait son karar cetvelinde, askerlikten çalışma saatlerine, engelli haklarından çevre düzenlemelerine kadar geniş bir yelpazede yeni yasal düzenleme talepleri yer aldı .

Komisyon, bu taleplerin büyük bölümünün yeni bir kanun veya kanun değişikliği gerektirdiğini belirterek, sürecin Meclis’in resmi internet sitesinden takip edilebileceğini duyurdu .

 Dilekçe Sayılarında Dikkat Çeken Detay

TBMM Dilekçe Komisyonu’na iletilen toplam dilekçe sayısı 27 bin 530 olarak kayıtlara geçti . Dilekçelerin dağılımı şu şekilde gerçekleşti:

· Gönderim Şekli: Dilekçelerin %85’i e-dilekçe yoluyla iletildi .
· Cinsiyet Dağılımı: Başvuruların %75’i erkeklerden, %25’i ise kadınlardan geldi .

 Vatandaşlardan Gelen Öne Çıkan Talepler

Çalışma Hayatında Devrim Gibi Talepler

Vatandaşlar, çalışma hayatına ilişkin köklü değişiklikler talep etti. Dilekçelerde öne çıkan başlıklar şunlar :

· Haftada 4 gün çalışma sistemine geçilmesi.
· Çalışan kadınların çalışma saatlerinin kısaltılması.
· Çocuklar 5 yaşına gelene kadar ebeveynlerden birinin uzaktan çalışabilmesine imkan tanınması.
· Doğum sonrası annelik izninin 24 haftaya çıkarılması. Hatta bazı dilekçelerde, 2025 yılı içinde doğum yapan annelerin de bu düzenlemeden yararlanması istendi .

Doğum İzni Mevcut Durum ve Talep Edilen

· Mevcut Durum
· Doğum İzni Süresi: Toplam 16 hafta
· Babalar İçin: 5 gün (İş Kanunu’na tabi çalışanlar için)
· Talep Edilen & Planlanan
· Doğum İzni Süresi: 24 hafta (Toplam)
· Babalar İçin: 10 gün (Tüm personel için)

Not: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, doğum izninin 16 haftadan 24 haftaya çıkarılması ve babalık izninin de 10 gün olması yönünde çalışmaları tamamlamış, düzenlemenin TBMM’ye sunulması bekleniyor .

Askerlik Hizmetinde Esneklik İsteniyor

Askerlik hizmetiyle ilgili dilekçelerde ise önemli esneklik talepleri dikkat çekti :

· Askerliğini yapmamış evli kişilerin, ikamet ettikleri ilçede veya yakın bir kışlada askerlik yapabilmesi.
· Bu süre boyunca en az asgari ücret düzeyinde ödeme yapılması.
· Evli ve çalışan vatandaşlar için bedelli askerlik ücretinde indirim, muafiyet veya erteleme kolaylığı sağlanması.

Engelli Hakları ve Diğer Konular

Dilekçelerde, engelli bireylerin haklarına yönelik talepler de yer aldı :

· Anayasa’daki “özürlüler” ibaresinin “engelliler” olarak değiştirilmesi.
· İşitme engelli bireylerin, motorlu taşıt alımlarında ÖTV muafiyetinden yararlanan gruplar arasına dahil edilmesi.
· Tehlike arz eden ırk köpeklerin beslenmesine yönelik cezaların artırılması.
· Kafe ve restoranların açık alanlarında sigara içilmesinin kısıtlanması veya yasaklanması .

 Yasal Süreç Nasıl İşleyecek?

TBMM Dilekçe Komisyonu, yaptığı incelemeler sonucunda bu taleplerin büyük bölümünün yeni bir kanun veya kanun değişikliği gerektirdiğini belirtti. Anayasa ve TBMM İçtüzüğü gereğince kanun teklif etme yetkisinin milletvekillerine ait olduğu vurgulanarak, bu kapsamdaki dilekçelerin doğrudan Komisyon tarafından görüşülemeyeceği ifade edildi .

Vatandaşların yasal düzenleme taleplerine ilişkin sürecin, TBMM’nin resmi internet sitesinde yer alan kanun teklifleri bölümünden takip edilebileceği kaydedildi .

Okumaya Devam Et

Gündem

Çifte Cinayet Sonrası Çorbacıya Gitti: Ahmet Sarı’nın İfadesi Kan Dondurdu

Yayımlandı

üzerinde

Çifte Cinayet Sonrası Çorbacıya Gitti: Ahmet Sarı’nın İfadesi Kan Dondurdu

Olay Tarihi: 10 Aralık 2025, Akşam Saatleri
Son Güncelleme: 21 Aralık 2025
 Okuma Süresi: 3 dakika

Adıyaman’ın Besni ilçesinde yaşanan bir çifte cinayetin ardından, failin polisteki ifadesi şoke etti. Eşi ve bacanağını silahla öldüren Ahmet Sarı (54), cinayetlerin ardından motosikletiyle ilçe dışına çıkarak bir çorbacıda çorba içtiğini anlattı.

Olayın Gelişimi ve İhbar

Olay, 10 Aralık 2025 akşamı, Besni’ye bağlı Aşağı Sarhan Mahallesi’nde meydana geldi. Boyacılık yapan Ahmet Sarı ile eşi Selvi Sarı (47) ve bacanağı Muharrem Arslan (55) arasında bir tartışma başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine Ahmet Sarı, bir tabancayla eşi ve bacanağına ateş etti ve ardından olay yerinden kaçtı.

Çevreden gelen ihbar üzerine adrese sevk edilen polis ve sağlık ekipleri, eve girdiklerinde kanlar içinde yatan Selvi Sarı ve Muharrem Arslan’ın cansız bedenleriyle karşılaştı. İki kişinin de olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi.

Zanlının Kaçışı ve Yakalanışı

İncelemelere göre, psikolojik sorunları olduğu öğrenilen Ahmet Sarı, cinayetlerin ardından motosikletiyle Besni’den komşu Gölbaşı ilçesine geçti. Burada bir otele yerleşen Sarı, polisin otelde düzenlediği operasyonla yakalandı. Besni İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Ahmet Sarı’nın Şoke Eden İfadesi

Emniyetteki sorgusunda olay anını ve sonrasını anlatan Ahmet Sarı’nın verdiği detaylar, sorguyu yapanları bile şaşkına çevirdi.

· Tartışmanın Nedeni: Sarı, ifadesine olay günü evin tadilatı için eşi Selvi’den yardım istediğini, ancak eşinin kendisine yardım etmeyip işe gittiğini söyleyerek başladı. Eşinin akşam eve dönmesiyle bu konuda tartışma çıktı.
· Olay Anı: Tartışma sırasında eşinin bağırması üzerine bacanağı Muharrem Arslan’ın eve geldiğini belirten Sarı, “Muharrem evdeyken ‘Sen benim kocam değilsin, namussuzsun‘ dedi” ifadelerini kullandı. Arslan’ın kendilerine müdahale ederek “Ayıp, sen ne yapıyorsun bırak” demesi üzerine sinirlendiğini iddia etti.
· Cinayet: Kontrolünü kaybettiğini söyleyen Sarı, “Ahırdan aldığım, evin dışına bıraktığım tabancayı aldım. Hatırlamadığım sayıda ateş ettim” diyerek cinayeti itiraf etti.
· Cinayet Sonrası Sıradanlık: En çok dikkat çeken detay ise cinayet sonrasıydı. Ahmet Sarı, iki kişiyi öldürdükten sonra evden çıkıp motosikletiyle Gölbaşı’na gittiğini ve orada bir çorbacıya girerek çorba içtiğini anlattı. Bu davranış, olayın vahameti ile tezat oluşturarak kamuoyunda büyük tepki topladı.

Cenaze İşlemleri

Hayatını kaybeden Selvi Sarı ve Muharrem Arslan’ın cenazeleri, Besni Devlet Hastanesi’ndeki otopsi işlemlerinin ardından, Mustafa Baba Camisi’nde kılınan cenaze namazı sonrası toprağa verildi.

Adıyaman’da Art Arda Gelen Şiddet Olayları

Bu olay, Adıyaman’da kısa süre içinde yaşanan ikinci şiddet olayı oldu. Daha önce, 20 Aralık’ta Kahta ilçesinde Mehmet Aluç isimli şahıs, boşanma aşamasında olduğu eşi Emine Aluç’u sokak ortasında bıçaklayarak öldürmüştü. Bu iki vaka, bölgedeki aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet olaylarının ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar