Sanat
Refik Anadol: 2025 yılında yapay zeka önemli bir değişime yol açacak

Refik Anadol Studio‘nun hazırladığı müze kapsamında Living Encyclopedia (Yaşayan Ansiklopedi): Large Nature Model (LNM) oluşturuldu.
Dataland, LNM projesi ve yapay zekanın gelişimine ilişkin açıklamada bulunan Anadol, sanat dünyasının uzun süredir dijital sanatı kör noktaya yerleştirdiğini belirterek, “Benim gibi sanatçılar bilgisayar, yazılım, veri, yapay zeka kullanan kişiler, genelde sanat dünyasından bir şekilde kopmuş bir haldeydi. Sanıyorum projelerimizin yarattığı en büyük faydalardan bir tanesi de özellikle dijital sanatları hayal eden insanların önünü açması oldu. Eşim Efsun’la beraber biz de Dataland Müzesi ile hayali olan sanatçılara dijital sanatların daha iyi anlaşılması, gösterilmesi ve eserlerin sergilenmesi için bir imkan sağladık.” ifadelerini kullandı.
“NİYETİM YAPAY ZEKAYI 21. YÜZYILDA BİR ANSİKLOPEDİ OLARAK KULLANMAK”
Anadol, müzenin yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu aktararak, bu süre içinde hem mekan tasarımlarını hem de arka planda yatan yapay zekayı ürettiklerini söyledi.
Üretim sürecinde ise hem etik veri hem de çevreye zararı olmayan bilişim gücünü kullandıklarının altını çizen Anadol, “Özellikle Google ekibiyle yaptığımız iş ortaklığı sayesinde geri dönüşebilir enerjiyle çalışan bir servisi kullanarak, doğaya zarar vermeden, doğayı en iyi ifade edebilen yapay zekayı üretmeye çalıştık.” diye konuştu. Refik Anadol, büyük müze ve kurumlardan 500 milyondan fazla veriyi etik olarak topladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Bunun içerisinden 2,5 milyon tanesi, tek tek ekibim tarafından kontrol edilerek, onaylanmış bir veri setine dönüştürüldü. Daha sonra bu veri seti, geçtiğimiz hafta beta sürümünü kullanıma açtığımız Yaşayan Ansiklopedi ismiyle ilk defa izleyicimizle buluştu. Yaklaşık 3 bin kişi şu an deniyor. Niyetim yapay zekayı 21. yüzyılda bir ansiklopedi olarak kullanmak.”
“YAŞAYAN ANSİKLOPEDİ, DÜNYA DEVLERİNDEN GERİ KALMAYACAK BİR SİSTEM”
Dataland Müzesi’ni Los Angeles şehir merkezinde konumlandırdıklarını söyleyen Refik Anadol, “Walt Disney Konser Salonu, The Broad Müzesi, MOCA Müzesi gibi Los Angeles’ın en güçlü kültür koridoru olarak bilinen bir yolun üzerindeyiz. Bina, mimar Frank Gehry’e ait bir tasarım olan The Grand LA. Gehry, bu yapıyı tasarlarken herhangi bir bina olmasını değil içerisinde geleceğe dair kültür barındırmasını hayal etmiş. Burada öyle bir hayal gücünü fiziksel dünyaya yansıtmaya çalıştık ki; herkes bu müzenin şehre katacağı değerin farkında.” değerlendirmesinde bulundu.
Anadol, müzenin ilk sergisinde yağmur ormanlarına dair bir veri seti kullanacaklarını ifade ederek, Şubat 2025’te bu projenin devamı niteliğinde bir başka projeyi Türkiye için hazırlayacaklarını dile getirdi. Dataland’in ilk projesi Yaşayan Ansiklopedi’nin “ChatGPT”, “Sora” ve “Midjourney” gibi yapay zeka araçlarıyla rekabet edebileceğine dikkati çeken Anadol, projeye dair şu bilgileri verdi:
“Müzeyi fiziksel olarak kuruyoruz ama özellikle burada niyetim sadece bir fiziksel deneyim değil. Bu yapay zekanın anlaşılabilir, okunabilir, duyulabilir, görülebilir olmasını hayal ediyordum. Bu yüzden ekibimle beraber, bir yıldır LNM adıyla yeni sistemi kodladık. Bu yapay zeka sistemi, dünya devlerinden geri kalmayacak seviyede kompleks bir sistem. Google ve Nvidia ekibinin de çok büyük desteğini aldık. Bu sistemde dörtten fazla büyük dil modeli aynı anda bizim için dinleyebiliyor, konuşabiliyor, paylaşabiliyor, internette arayabiliyor, sorduğumuz soruyu derinleştirebiliyor.
LNM, üç etkileşim modu sunuyor. Araştırma modunda ayrıntılı ekosistemlere dalabilir, gerçek zamanlı hava durumu simülasyonlarını keşfedebilir ve çevresel verilerle etkileşim kurabilirsiniz. Oluşturma modu’nda, metin istemlerine dayalı olarak flora, fauna ve mantarların bilimsel doğru görüntülerini üretebilirsiniz. Dream mode ise gelişen manzaralar, görseller ve doğa sesleri arasında meditatif bir yolculuk sunar; sakinlik ve bağlantı için bir alan yaratır.”
“ÜZÜLDÜĞÜM ANLARDAN BİRİYDİ, ÖDÜLÜMÜ ALMAYA GİDEMEMİŞTİM”
LNM’yi düşünen bir ansiklopedi olarak tanımlayan Anadol, “Sanat üretirken yapay zekaya ‘düşünen fırça’ diyordum. Şimdi de düşünen bir ansiklopedi, düşünen bir kitap, düşünen bir defter, düşünen bir kütüphane diyebiliriz.” diye konuştu.
Sanatçı Anadol, LNM’nin okullarda da kullanılabileceğine işaret ederek, “Hayatta, doğada, araştırmalarda kullanabilir. Çünkü daha çok eğitim kaygısı olan bir platform, çıkış noktası ‘araştırma’ olan bir hayal. Dolayısıyla o meşhur yapay zeka araçlarının hiçbirinde bu bahsettiğimiz veriler olmadığı ve bu eğitim sistemine sahip olmadıkları için zaten aynısını da yapamıyorlar.” dedi.
Projeyi duyurduktan sonra çok güzel geri dönüşler aldığını belirten Anadol, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da sosyal medya hesabından duyurmuş. Haberim yoktu. Sabah uyandığımda internette bayağı pozitif yorumlar geldiğini görünce fark ettim. Çok sevindim.” ifadelerini kullandı.
Anadol, dijital sanat alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü kazandığında ödül törenine katılamadığı için çok üzüldüğüne de değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üzüldüğüm anlardan biriydi, Kültür Nişanı ödülümü almaya gidememiştim. O sırada Amazon yağmur ormanlarında bu projenin verilerini topluyorduk. O yüzden gelememiştim Ankara’ya, Annem ödülü almaya gitmişti. O günden beri ifade etmek istiyordum; aslında orada olmama sebebim herhangi bir durum değil. Gerçekten de Amazon ormanlarının derinliklerinde yerel halkla veri topluyorduk. İnternetten uzakta, bir veri toplama sürecine giriyoruz. O yüzden kaçırmış, gelememiştim. Hayli uzak bir mesafedeydim. 44 saatlik bir uçuş uzaklığındaydık ama çok sevinmiştim. Bu ödül benim için çok anlamlıydı. Özellikle dijital sanat alanında ülkemizi hem temsil etmek hem de böyle bir ödülle onurlandırılmak, hayatım için muazzam bir motivasyon oldu.”
“MUAZZAM BİR RÖNESANSIN İÇİNDEYİZ”
Küresel iklim krizine karşı duyarlılığa dair Türkiye’de kamu kurumlarıyla da ortak projeler yapmaktan memnun olacağını vurgulayan Anadol, “Bence şu an bu yapay zekanın gelişiminde o yolları birleştirmek çok önemli. Büyük kurumların böyle kompleks fikirlere destek olması çok önemli. İnanın, çok zor bu araştırmalar çünkü hiçbir kısa yolu yok.” şeklinde konuştu.
Art Review dergisi tarafından belirlenen sanat dünyasının en etkili 100 ismi listesine giren Refik Anadol, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dijital sanat alanında o listede olabilmek, ülkemizi temsil etmek benim için çok kıymetli. 2025 yılında özellikle dünyada ve ülkemizde yapay zekanın önemli bir değişime yol açacağını düşünüyorum. Muazzam bir Rönesans’ın içindeyiz. Bence hiç tahmin edemediğimiz kadar kompleks ve insanlığa iyi geleceğini düşündüğüm çok fazla gelişmeyi arka arkaya yaşayacağımızı öngörüyorum. Hastalıklar dahil, dünyadaki birçok probleme çözüm bulabiliriz. 2025 yılının herkese mutluluk, ilham ve umut sağlaması hayal ediyorum.”
Sanat
45 yaşında dudak kanserine yakalandı: Eski kaleciden sokaklara sanat dokunuşu

“URLA’DA 350 ÇÖP KONTEYNERİNİ BOYADIM”
Gençliğinde yaklaşık 20 takımda oynadığını ifade eden Atilla Uçan, “En son Aydınspor’da oynadım. Urla Masterler Spor Kulübü’nde kaleye geçiyorum. Sporculuk yanım bir tarafa, sanata olan düşkünlüğüm de var. Çocukluğumdan beri Aydınspor’un kamplarında bile odada resim yapardım. Urla’nın sokaklarını, mekanlarını her şeyini dekore etmeye, elimden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorum.
Sanat
44. İstanbul Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu

Oyuncu Onur Özaydın sunumuyla Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilen kapanış ve ödül töreninde, Uluslararası ve Ulusal Yarışma’da en iyi filmler ödüllendirildi.
Bu yıl 139 uzun metrajlı ve 15 kısa filmin yer aldığı festivalde, usta yönetmenlerin son eserleri ve dünya festivallerinden filmler sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Festivalde kısa ve uzun metrajlı toplam 51 film yarışırken, törende 18 ödül sahiplerini buldu.
“ALTIN LALE YARIŞMASI”
Başkanlığını Shekhar Kapur’un yaptığı “Altın Lale Yarışması” kategorisinde Ada Solomon, Ebru Ceylan, Saadet Işıl Aksoy ve Cameron Bailey jüride yer aldı.
Bu yıl, Ulusal Yarışma ile Uluslararası Yarışma, Altın Lale Yarışması’nda birleşti ve bu bölümde yerli ve yabancı toplam 15 film yarıştı.
Jüri başkanı, yönetmen Shekhar Kapur’un açıkladığı “Altın Lale En İyi Film” ödülünü, Balint Szimler’ın yönettiği “Ders Olsun” filmi aldı.
Ödüllü yönetmen Marianna Brennand’ın açıkladığı “Kariyo-Ababay Jüri Özel Ödülü”, “Tayfa” filmiyle Sahand Kabiri’ye verildi.
“En İyi Yönetmen” ödülünü “Yeni Şafak Solarken” filmiyle Gürcan Keltek kazanırken, “En İyi Senaryo” ödülüne “O Da Bir Şey Mi” filmiyle Pelin Esmer layık görüldü.
“En İyi Kadın Oyuncu” kategorisinde ödül “Yanardağın Altında” filmiyle Sofia Berezovska’nın olurken, “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü “Uçan Köfteci” ile Nazmi Kırık’a gitti.
“KISA FİLM YARIŞMASI”
Kısa film yapımını özendirmek, bu alandaki gelişimi desteklemek ve nitelikli kısa filmleri festival izleyicisiyle buluşturmak amacıyla düzenlenen yarışmaya bu yıl Türkiye’den ve dünyadan 12 film katıldı.
Sofia Bohdanowicz, Sinan Kesova ve Herve Le Phuez’den oluşan jüri “En İyi Kısa Film” ödülünü Jan Bujnowski’nin yönettiği “Köşe Dansı” filmine verirken, mansiyon ödülüne Umut Şilan Oğurlu’nun yönettiği “Dilan Hakkında Konuşmalıyız” layık görüldü.
“YENİ BAKIŞLAR”
Genç yönetmenleri desteklemek ve yeni çalışmaları daha görünür kılabilmek için yalnızca ilk ve ikinci filmlerini çeken yerli yönetmenlere açık olan “Yeni Bakışlar” bölümünün jürisinde Florent Herry, Bulut Reyhanoğlu, Vuslat Saraçoğlu ve Tibet Çam yer aldı.
“Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü” ise Necmi Sancak’ın yönetmenliğini yaptığı “Ayşe” filmine verildi.
“En İyi Görüntü Yönetmeni” ödülünü “Atlet” filmiyle Ayşe Alacakaptan, “En İyi Kurgu” ödülünü “Zamanın Kıyısında Sınav” filmiyle Eşref Gürkan Kılıç, “En İyi Sanat Yönetmeni” ödülünü “Adresi Olmayan Ev” filmiyle Atilla Çelik, “En İyi Özgün Müzik” ödülünü “Zamanın Kıyısında Sınav” filmiyle Türkay Nişancı, Sevan Amiroğlu ve İlkay Nişancı aldı.
“BAĞIMSIZ ÖDÜLLER”
Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) ve Türkiye’den üç farklı meslek kuruluşunun bulunduğu (Film-Yön, BSB ve SİYAD) “Bağımsız Ödüller” bölümünde filmleri, Dmytro Desiateryk, Ayla Kanbur ve Simon Popek’in yer aldığı jüri değerlendirdi.
Altın Lale Yarışması’nda Balint Szimler’in yönettiği “Ders Olsun” filmi, Kısa Film Yarışması’nda ise Hesam Eslami’nin yönettiği “Tutuklu Vatandaş” filmi FIPRESCI ödülüne layık görüldü.
Film Yönetmenleri Derneği Film-Yön jürisi, Şerif Gören anısına verilen “En İyi Yönetmen” ödülünü “Ölü Mevsim” filmiyle Doğuş Algün’e takdim etti.
Belgesel Sinemacılar Birliği BSB jürisi, “En İyi Belgesel” dalında İlkay Nişancı’nın yönettiği “Zamanın Kıyısında Sınav” filmini ödüllendirdi.
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) jürisinin değerlendirdiği “En İyi Film” ödülü ise Emine Yıldırım’ın “Gündüz Apollon Gece Athena” filmine verildi.
Sanat
64 yaşındaki emekli öğretmen atıl malzemeleri dönüştürüyor: Bahçesini açık hava müzesine dönüştürdü

Çam kozalağı, ağaç dalı, taş, eski eşya parçalarını tasarımlarında kullanan Kuzu, hazırladığı aslan, tavus kuşu, zürafa, Bremen Mızıkacıları gibi birçok çalışmasını evinin bahçesinde sergileyerek burayı bir nevi el işi müzesine dönüştürdü.
-
Ekonomi3 gün önce
Eskişehir’de Ormanlık Alanda Yakılarak Öldürülen 30 Yaşındaki Kadın Dehşeti: Sadece Saç ve Kemik Kaldı
-
Gündem21 saat önce
Şanlıurfalı Genç İşçi 3 Günlük Korkunç İşkenceyle Yüzleşti: Dişleri Kırıldı, Hamam Böceği Yedirildi
-
Son Dakika1 hafta önce
Yasak Aşk Skandalında Yeni Gelişme: Kayınvalide ve Damat Esra Erol Programında Canlı Yayında Gözaltına Alındı!
-
Gündem1 hafta önce
Ünlü İsimlerden Sırrı Süreyya Önder’e Destek: “Sakın Ölme Sırrı Abi… Benimle Yine Dalga Geç!”
-
Son Dakika1 hafta önce
Son Dakika: Şakir Paşa Ailesi Konakta Yangın! 1 Ölü – Tüm Detaylar
-
Gündem1 hafta önce
Kayınvalidesini hamile bırakmıştı! Arsız damadın babası konuştu: Oğlum sapıktır
-
Gündem1 gün önce
“Silivri’de 6,2’lik Depremin Derinden Gelen Uğultusu: Sismik Kayıtların Ardındaki Gerçek”
-
Son Dakika6 gün önce
Oyuncu Sevil Akdağ Arkadaşını Öldürdü: Fatih İskenderpaşa’daki Cinayet Olayının Tüm Detayları