Gündem
İSRAİL’İN YENİ PLANINA İDDİA: GAZZE’YE “GÖREV GÜCÜ” VE BÖLGESEL DÜZENLEME SIZDI
İSRAİL’İN YENİ PLANINA İDDİA: GAZZE’YE “GÖREV GÜCÜ” VE BÖLGESEL DÜZENLEME SIZDI
FatihDoganMedya Haber Merkezi — 23 Kasım 2025, 14:00 (TSİ) · Okuma süresi: 4 dakika
Bir dizi uluslararası haber ve rapora göre İsrail yönetimine ait olduğu öne sürülen “Gaza planı” belgeleri sızdı. Belgelerde Gazze’nin askeri ve sivil hatlara bölünmesi, büyük nüfus hareketleri ve bir “uluslararası stabilizasyon/görev gücü” modelinin uygulanması öngörülüyor. Planın içeriği ve bölgeyi yeniden düzenleme yaklaşımı, insan hakları grupları, bazı devletler ve bölgesel aktörler tarafından sert şekilde eleştiriliyor
Ne sızdı? Kısa maddeler
-
Sızdırıldığı iddia edilen belge ve haritalar, Gazze Şeridi’nin “askeri hatlar” ve “sivil koridorlar” şeklinde parçalanmasını içeriyor; plan askeri denetim noktaları ve sınırlı sivil alanlar öngörüyor.
-
Belgelerde, çatışma durumunda yüzbinlerce sivilin yer değiştirmesi veya yeniden yerleşimi gibi geniş çaplı lojistik düzenlemeler yer alıyor; bu durumun zorunlu göç ve temel haklar açısından ciddi sonuçları olacağı uyarısı yapılıyor.
-
Planın bazı versiyonlarında “insani şehir/koridor” kurma, yardım dağıtımının sıkı gözetim altında tutulması ve yerel idarenin değiştirilmesi gibi siyasi/istikrari hedefler bulunuyor. Bu tasarıların uygulanması hem pratik hem de hukuki zorluklar doğuruyor.
Belgelerin iddia ettiği ana hatlar
-
Bölgesel Ayrışma: Gazze haritasının kuzey, orta ve güney şeklinde askeri bölgelerle bölünmesi; arada kalan dar sivil koridorların oluşturulması. Bu düzenleme sivillerin serbest dolaşımını kısıtlayabilir
-
Geniş Ölçekte Yer Değiştirme: Planın bazı maddelerinde nüfusun belli alanlara taşınması/yoğunlaştırılması senaryoları yer alıyor; insan hakları örgütleri bunun toplu zorunlu nüfus hareketine yol açabileceği uyarısını yapıyor.
-
Uluslararası “stabilizasyon” / görev gücü: Ateşkesin uygulanması ve güvenliğin sağlanması amacıyla çok uluslu bir görev gücü öngörülüyor; ancak hangi ülkelerin katılacağı ve görev yetkilerinin sınırları tartışmalı. Bazı ülkelere İsrail tarafından itiraz edildiği iddia ediliyor.
Türkiye, İsrail ve uluslararası diplomasi
-
Türkiye cephesi: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Türk yetkililer, Gazze’de ateşkesin korunmasına ve bölgenin yeniden imarına katkı verme niyetinde olduklarını açıkladı; Türkiye, görev gücünde yer alabileceğini ifade etti.
-
İsrail tepkisi: İsrail yönetimi ise bazı haberlerde Türkiye’nin görev gücünde silahlı unsur olarak bulunmasını kabul etmeyeceğini belirtti; yetkililer “Türk askerlerine izin verilmeyecek” açıklamaları yaptı. Bu uyumsuzluk hangi ülkelerin sahada olacağı konusunu belirleyici kılıyor.
-
BM ve bölge aktörleri: Birleşmiş Milletler yetkilileri ve Arap ülkeleri arasında görev gücünün yetki ve mandatı üzerine görüş ayrılıkları sürüyor; UN mandatı ve sahadaki hukuki çerçeve hâlâ müzakere aşamasında.
Hukuki ve insani kaygılar
İnsan hakları örgütleri (ör. Human Rights Watch) sızan planların “zorunlu yer değiştirme”, “altyapı yıkımı” ve “insani yardımın kontrolü” gibi uygulamalara kapı açabileceğini belirterek uluslararası insancıl hukuk ve savaş suçları bağlamında ciddi endişeler dile getiriyor. Uzmanlar, planın uygulanması hâlinde toplu cezalandırma ve fiili demografik mühendislik risklerine işaret ediyor.
Analiz: Neden tartışmalı?
-
Pratik zorluk: Gazze’de yoğun nüfus, altyapı çöküntüsü ve devam eden güvenlik riskleri böyle bir yeniden düzenlemeyi lojistik olarak neredeyse imkansız kılıyor.
-
Siyasal meşruiyet: Hangi aktörlerin güvenlik sağlayacağı, sivil yönetimin kimde olacağı ve uluslararası toplumun planı nasıl onaylayacağı belirsiz. İsrail’in, kabul etmediği aktörlerin sahaya girmesine izin vermeyeceği belirtiliyor.
-
İnsani sonuçlar: Zorunlu yer değiştirme riski, yardımın politize edilmesi ve geri dönüş yollarının kapanması insani krizi derinleştirebilir; bu nedenle BM ve yardım örgütleri temkinli davranıyor.
Kısa zaman çizelgesi (özet)
-
Mayıs–Temmuz 2025: Benzer tasarı ve öneriler ilk kez uluslararası medyada yer aldı; “insani şehir” gibi fikirler tartışıldı.
-
Ekim 2025: Ateşkes ve bazı geri getirmeler/ceset-teslim süreci; uluslararası stabilizasyon güçleri fikri yeniden gündeme geldi.
-
Kasım 2025: Yeni sızdırıldığı ileri sürülen belge ve haritalar, bölgesel aktörlerin itirazları ve diplomatik görüşmelerle birlikte tartışılıyor.
Ne bekleniyor?
Diplomatik kanallar, BM Güvenlik Konseyi görüşmeleri ve bölgesel müzakereler önümüzdeki günlerin belirleyicileri olacak. Planın gerçekliği, hangi versiyonunun uygulamaya sokulmaya çalışılacağı ve uluslararası onayın sağlanıp sağlanmayacağı kritik. İnsan hakları kuruluşlarının ve BM’nin uyarıları, planın hukuki denetlenebilirliğini zorunlu kılıyor.