“İmamoğlu’ndan Almanya’ya Sert Tepki: ‘Eurofighter Vetonuzu Geri Alın, Türkiye Erdoğan’dan Büyüktür’”

Açıklaması

“Silivri Cezaevi’nden Almanya’ya çağrı: İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye’ye Eurofighter satışını tutuklanması gerekçesiyle veto eden Alman hükümetine ‘Kararınızı geri alın’ dedi. Sürecin arka planı, iki ülke ilişkileri ve savunma işbirliğine etkileri bu makalede.”

Özet

Almanya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart 2025’te Silivri Cezaevi’nde tutuklanmasını “Türk demokrasisine yönelik bir saldırı” olarak nitelendirerek, yaklaşık 36 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağı satışını veto etti . İmamoğlu, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Türkiye’nin ulusal çıkarları Erdoğan’dan da İmamoğlu’dan da daha değerlidir” diyerek Almanya’ya kararını geri alma çağrısı yaptı . Bu veto, Türkiye‐Almanya savunma işbirliğini zedeleyebilir ve Türkiye’nin beka ve modernizasyon stratejilerini yeniden gündeme taşıyabilir.

Arka Plan: Eurofighter Satış Vetosu

2000’li yılların başından beri Türkiye, hava kuvvetlerinin modernizasyonu kapsamında 40 adet Eurofighter Typhoon alımı için Birleşik Krallık öncülüğündeki konsorsiyumla görüşme yürütüyordu . Satış süreci, İtalya, İspanya ve Almanya’nın da onayı gereken çok uluslu bir mekanizmaya bağlanmıştı
– Ekim 2024’te dönemin Şansölyesi Olaf Scholz, Türkiye’ye ilk onayı verdiğini açıkladı
– 19 Mart 2025’te İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası Almanya, veto yetkisini kullanarak onayı geri çektiğini bildirdi

İmamoğlu’nun Almanya’ya Seslenişi

Silivri Cezaevi’nden sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada İmamoğlu, şunları vurguladı:

“Silivri’ye hapsedilmemiz üzerine, Alman Hükümeti hava kuvvetlerimizin büyük ihtiyacı olan ve uzun zamandır beklediğimiz Eurofighter savaş uçağının Türkiye’ye satışını veto etmiş. Bu kararınızı geri almanızı istirham ediyorum.
Yeni kurulacak Almanya hükümetine de hitap eden İmamoğlu, “Türkiye Erdoğan’dan ibaret değildir, Türkiye Erdoğan’dan büyüktür” diyerek ülkeler üstü çıkarların önemine dikkat çekt

Türkiye‐Almanya İlişkilerinde Yankılar

Almanya’nın veto kararı, iki NATO müttefiki arasındaki güven atmosferini sarsarken, savunma alanında taraflar arasındaki işbirliğinin geleceğini de belirsizliğe sürüklüyor.
– Alman hükümet kaynakları vetoyu, İmamoğlu’nun tutuklanmasını “demokrasi suikastı” olarak değerlendiren iç tartışmalar sonucu aldığını belirtti .
– Türkiye cephesi ise bu kararı, ulusal egemenliğe müdahale olarak nitelendiriyor ve yakın zamanda alternatif tedarik rotaları oluşturma arayışına girebilir

Savunma İşbirliği ve Alternatif Senaryolar

Veto, Türkiye’nin hava kuvvetleri ihtiyacını başka kaynaklardan karşılamaya yönlendirebilir:

• Rus MiG/Su serisi veya Çin yapımı uçak tedariki ihtimalleri tekrar masaya gelecek.

• NATO içindeki güvenlik soru işaretleri, Ankara’yı yerli savunma sanayisini hızlandırmaya sevk edebilir.

• İngiltere ile görüşmeler resmen kilitlenmiş olsa da, Türkiye konsorsiyumda diğer paydaşlarla ayrı müzakere yürütme seçeneğini değerlendirebilir

İmamoğlu’nun AB Vizyonu

Türkiye’nin geleceği için AB tam üyeliğini savunan İmamoğlu, çağrısını şöyle sonlandırdı:

“Bizim iktidarımızda Türkiye’nin AB’ye tam üye olacağına dair en ufak bir şüphemiz yoktur.
Bu vizyon, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına dayalı bir dış politika çerçevesinde şekillenecek bir Türkiye tasavvurunu ortaya koyuyo

EKREM İMAMOĞLU’NUN PAYLAŞİMİ

Basından öğrendiğim kadarıyla, Silivri’ye hapsedilmemiz üzerine, Alman Hükümeti hava kuvvetlerimizin büyük ihtiyacı olan ve uzun zamandır beklediğimiz Eurofighter savaş uçağının Türkiye’ye satışını veto etmiş.

Almanya’da görevi devralmaya hazırlanan yeni hükümete seslenmek istiyorum:

Türkiye Erdoğan’dan ibaret değildir, Türkiye Erdoğan’dan büyüktür. Hükümetler gelip geçicidir. Türkiye’nin ulusal çıkarları Erdoğan’dan da İmamoğlu’ndan da daha değerlidir. Bu kararınızı geri almanızı istirham ediyorum.

Erdoğan iktidarının sonu göründü. Türkiye’nin yeni iktidarı, Avrupa Birliğiyle ve Almanya dahil bütün müttefiklerimizle, karşılıklı menfaatlerimiz, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına dayalı demokrasi ilkeleri çerçevesinde çalışacaktır. Bizim iktidarımızda Türkiye’nin AB’ye tam üye olacağına dair en ufak bir şüphemiz yoktur.