Gündem

“Gazetecilere yönelik eşi benzeri görülmemiş bir katliam” — Yemen’de iki gazete binasına düzenlenen saldırılarda 31 gazeteci yaşamını yitirdi

Yayımlandı

üzerinde

Yayın: FatihDoğanMedya
Tarih / Saat: 20 Eylül 2025, 18:00 (TSİ)
Okuma süresi: 4 dakika

Özet

Bu ayın başında Yemen’in başkenti Sana’a’da, 10 Eylül 2025 tarihinde iki gazete binasının vurulması sonucu 31 gazeteci ve medya çalışanı hayatını kaybetti. Komite to Protect Journalists (CPJ) bu saldırıyı basına yönelik kayıtlardaki en ölümcül ikinci olay olarak sınıflandırdı; insani gruplar ve uluslararası kuruluşlar saldırıyı kınadı.

Olayın ayrıntıları

CPJ ve yerel kaynakların aktardığına göre saldırılar 10 Eylül öğleden sonra, gazetelerin baskıya hazırlık yaptığı sırada gerçekleşti. Hedef alınan yayın organları arasında Husi kontrolündeki devlet yayımları da yer alıyordu; saldırıda çok sayıda muhabir, matbaa çalışanı ve destek personeli hayatını kaybetti. CPJ, olayın basına yönelik kayıtlardaki en ölümcül ikinci saldırı olduğunu bildirdi.

Bağımsız haber ajansları ve yerel sağlık yetkilileri, gazete binalarına yönelik saldırıların toplamda 35 sivil ölümü ve 131 yaralanmaya yol açtığını bildirirken, ölenler arasında 31’inin gazeteci veya medya personeli olduğu belirtildi. Olay, Sanaa’da büyük bir cenaze töreniyle yankılandı.

İsrail tarafından yapılan açıklama

İsrail ordusu saldırıların hedefinin Husiler tarafından yürütüldüğü iddia edilen “askeri/psikolojik harekât merkezleri” ve muhtemel istihbarat iletimi olduğunu savundu. İsrail kaynakları, söz konusu medya yapılarının Husi propaganda ve komuta destek faaliyetlerine hizmet ettiğini belirtti; ancak iddiaları doğrulayacak şeffaf deliller henüz kamuoyuna sunulmadı. İnsan hakları hukukçuları ve medya izleme kuruluşları, gazetecilerin korunması gerektiğini, sivillerin ve basın mensuplarının hedef alınmasının uluslararası insancıl hukuka aykırı olabileceğini vurguladı.

Uluslararası ve mesleki tepkiler

  • Komite to Protect Journalists (CPJ): Saldırıyı “basına yönelik en ölümcül ikinci saldırı” olarak kaydetti ve olayı kınadı; gazetecilerin savaş hukuku çerçevesinde korunması gerektiğini hatırlattı.

  • İnsan hakları kuruluşları: Saldırının keyfi ve orantısız olabileceğine dair endişelerini dile getirip, bağımsız ve etkili soruşturmalar çağrısında bulund

  • Yemen’deki yerel tepkiler: Sanaa’da düzenlenen cenazelerde yüzlerce kişi hayatını kaybeden gazetecileri andı; yerel yetkililer ve medya örgütleri saldırıyı “katliam” olarak nitelendirdi.

Hukuki ve etik boyut

Uluslararası insancıl hukuk (Cenevre Sözleşmeleri ve ilgili protokoller) açıkça siviller ve sivil nesnelerin korunmasını şart koşar; gazeteciler savaş sırasında sivil statüsündedir ve doğrudan hedef alınmaları ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir. Uzmanlar, iddiaların bağımsız şekilde soruşturulması, saldırının hedef seçiminin ve orantısının incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca arşivlerin, matbaa makinelerinin yok olmasıyla Yemen medyasının geri dönüşü zor zarar gördüğüne dikkat çekiliyor.

Arka plan ve bağlam

Bu saldırı, bölgedeki gerilimlerin ve İsrail ile Husiler arasındaki askeri gerilimin tırmandığı bir dönemde gerçekleşti. Bir dizi sınır ötesi saldırı, misilleme iddiaları ve bilgi savaşının yoğunlaştığı bir ortamda medya merkezlerinin vurulması, gazetecilerin çalışma koşullarını daha da tehlikeli hale getiriyor. CPJ verilerine göre son yıllarda çatışma bölgelerinde gazetecilere yönelik saldırılar artış gösterdi.

Sonuç ve ileriye dönük adımlar

Olayın uluslararası soruşturmalara konu edilmesi çağrıları sürüyor. Bağımsız denetim, uluslararası hukuk çerçevesinde hesap verebilirliğin sağlanması ve gazetecilerin korunması için somut adımlar atılması gerektiği öne çıkıyor. Yemen yerel medyası ise hem personel kaybı hem de altyapı zararları nedeniyle uzun süreli etkilerle karşılaşacak.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar

Exit mobile version