Çoğu erkek, kadınların düşünme biçimlerini anlamakta zorlanırken, birçok kadın da erkeklerin olaylara neden kendilerinden daha farklı tepkiler verdiklerini idrak etmeye çalışıyor. Erkek ve kadın beyninin farklı şekilde işlediğine dair yaygın bir inanış bulunsa da, nörobilim ve davranışsal araştırmalar bir araya geldiğinde bu teorinin doğruluğu zayıflıyor.
Kadınların erkeklerden daha fazla kelime kullandığı ve daha konuşkan oldukları şeklindeki yaygın inanış, son zamanlarda yapılan araştırmalarla çürütüldü. 22 farklı örneklemden ve dört ülkeden 2 bin 197 birey üzerinde yapılan bir çalışmaya göre, her iki cinsiyet de günde yaklaşık 12 bin 500 kelime kullanıyor.
Konuşkanlık farkları, genellikle kültürel faktörlere ve yaşa göre değişiyor. Cinsiyetin konuşkanlık üzerindeki etkisinin abartıldığını belirten uzmanlar, duygusal zeka hakkındaki yaygın görüşlerin de tartışmaya açık olduğunu ifade ediyor.Beyin görüntüleme çalışmaları, hem erkeklerin hem de kadınların duyguları güçlü bir şekilde işlediğini gösteriyor ancak bu duygular farklı şekilde işleniyor.Batı kültürlerinde, kadınların olumsuz duyguları içlerinde tutma eğiliminde olduğu ancak olumlu duyguları daha fazla ifade ettikleri gözlemlenmiştir. Erkekler, daha fazla öfke ve saldırganlık gösterebilirken, olumlu duygular konusunda daha temkinli olabiliyorlar. Bu farklar, kadınların daha yüksek duygusal farkındalık ve daha güçlü duygusal hafıza algısına sahip olmalarına yol açabiliyor.Duygusal ifade, biyolojik bir farktan ziyade, toplumsal beklentiler ve kültürel yetiştirme ile şekillenir.Kadınların, erkeklere oranla daha sosyal varlıklar olduğu da uzun yıllardır konuşulan varsayımlar arasında. Ancak uzmanlar, sosyalliğn cinsiyet ile değil, kültürel bağlamın ve toplumsal beklentilerin bir sonucu olduğunu öne sürüyor.
