Gündem
CHP, Taksim’deki Filistin Yürüyüşüne İzin Vermeyen Kamu Görevlileri Hakkında Savcılığa Suç Duyurusu Yapacak
Açıklaması
Cumhuriyet Halk Partisi, 19 Nisan’da Beyoğlu Tünel–Taksim güzergahındaki Filistin’e destek yürüyüşünü güvenlik gerekçesiyle yasaklayan İstanbul Valiliği ve kolluk görevlileri hakkında “Anayasa’yı ihlal” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacak. Hukuki sürecin detayları ve muhtemel sonuçları bu haberde.
Özet
19 Nisan 2025 akşamı Beyoğlu Tünel’den Taksim’e planlanan Filistin’e destek yürüyüşü, İstanbul Valiliği’nin “uygun değil” açıklaması ve kolluk kuvvetlerinin sözlü engellemesiyle gerçekleştirilemedi . Bu yasak kararı üzerine CHP Grup Sözcüsü, eylemi engelleyen İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve kanunsuz emirleri uygulayan tüm kamu görevlileri hakkında “Anayasa’yı ihlal”, “Görevi kötüye kullanma” ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarıyla önümüzdeki günlerde savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Suç duyurusunun hukuki dayanakları, muhtemel suçlamalar ve sürecin olası siyasi sonuçları makalemizde detaylandırıldı.
1. Yürüyüşün Engellenmesi
1.1 Valilik Kararı
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın 19 Nisan Cumartesi günü saat 19:00’da Beyoğlu Tünel’den Taksim’e düzenlemeyi planladığı Filistin’e destek yürüyüşü, İstanbul Valiliği tarafından “ilgili güzergahın uygun olmadığı” gerekçesiyle sözlü olarak yasaklandı .
1.2 Ulaşım Kısıtlamaları
Aynı gün İstanbul Valiliği, M2 Yenikapı–Hacıosman metro hattının Taksim ve Şişhane istasyonları ile F1 Taksim–Kabataş füniküler hattının 15.00–17.00 saatleri arasında kapatılacağını duyurdu . Bu karar, eylemcilerin ulaşımını fiilen engelleyerek toplumsal gösteri hakkını kısıtladı.
2. CHP’nin Suç Duyurusu
2.1 Suç Duyurusunun İçeriği
CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül (CHP Aydın Milletvekili), engellemeye imza atan kamu görevlileri hakkında hazırlayacağı dilekçede şu suçları sıralayacak:
-
Anayasa’yı İhlal (TCK m.307): Barışçıl gösteri hakkının Anayasa’nın 34. maddesi ile güvence altına alınmasına rağmen bu hakkın engellenmesi .
-
Görevi Kötüye Kullanma (TCK m.257): Emniyet ve valilik makamlarının, ölçülülük ilkesine aykırı kısıtlama ve müdahalelerle yürüyüşü engellemesi
-
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (TCK m.109): Ulaşım yollarının kapatılmasıyla katılımcıların etkinliğe katılma hakkının kısıtlanması .
2.2 Hedefte Kimler Var?
-
İçişleri Bakanı (kanunsuz emri veren),
-
İstanbul Valisi (güzergah yasağını masaya koyan),
-
İl Emniyet Müdürü ve operasyonu yöneten kolluk amirleri,
-
Mahallî kamu görevlileri (polis, jandarma ve bürokratlar).
3. Hukuki Dayanak
-
Anayasa’nın 34. Maddesi: Herkesin barışçıl gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı.
-
TCK 307, 257, 109 Maddeleri: Kamu görevlilerinin yetkilerini aşması, görev kötüye kullanması ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılması fiilleri.
-
Anayasa Mahkemesi Kararları: Taksim’in Anayasa’nın koruması altındaki “gösteri alanı” olduğu yönündeki içtihatlar.
4. Sürecin Olası Gelişmeleri ve Etkileri
-
Savcılık Süreci: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, dilekçeyi “derhal işleme” alıp soruşturma başlatmak zorunda .
-
Siyasi Yansımalar: Kararın hukuka aykırılığı vurgulanacak; hükümet ve valilik bürokrasisinin eylem engelleme politikaları kamuoyunda tartışma yaratacak.
-
Yargı Kararları: Yürüyüş yasağının iptali veya valilik talimatlarının hukuka uygunluğuna dair emsal kararlar çıkabilir.
5. Sonuç
CHP’nin suç duyurusu, sadece Filistin yürüyüşünün önünü açmayı değil, Türkiye’de siyasi gösteri haklarının korunması ve kamu görevlilerinin yetkilerini hukuka uygun kullanmasının denetlenmesi bakımından da önemli bir dönemeç teşkil ediyor. Önümüzdeki günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın vereceği karar, Türkiye’de toplumsal eylem özgürlüğü alanında yeni bir hukuki emsal oluşturabilir.