Sağlık

Anne Sütüne Kadar Sızan Görünmez Tehlike: Mikroplastikler İnsan Sağlığını Nasıl Tehdit Ediyor?

Yayımlandı

üzerinde

Anne Sütüne Kadar Sızan Görünmez Tehlike: Mikroplastikler İnsan Sağlığını Nasıl Tehdit Ediyor?

Tarih: 25.12.2025 Saat: 10:00 Okuma Süresi: 4 dk


“Mikroplastik artık bir çevre değil, doğrudan bir sağlık sorunu.” Çevre Yönetimi Uzmanı Sara Sajedi

Bilim insanları tarafından yeni yapılan araştırmalar, mikroplastiklerin anne sütü de dahil olmak üzere soframıza gelen pek çok temel gıdada bulunduğunu ortaya koyuyor. Dünya genelinde hızla yayılan bu kirlilik, sadece çevre için değil, doğrudan insan sağlığı için de kritik bir tehdit haline gelmiş durumda.

Mikroplastikler Doğal Gıdalarımıza Nasıl Sızıyor?

Bilim dünyasını sarsan araştırmalar, plastiğin hayatımıza ne denli nüfuz ettiğini gözler önüne seriyor. Anne sütü, plasenta ve insan kanında dahi tespit edilen mikroplastikler, artık sadece denizlerin ve toprağın değil, insan vücudunun da bir parçası haline gelmiş durumda.

Bu küçük partiküller gıdalara birden fazla yoldan bulaşıyor. Tarım yapılan topraklar, plastik atıklarla ve sentetik giysilerden yayılan liflerle kirleniyor. Plymouth Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, mikroplastiklerin, bitkilerin köklerindeki koruyucu bariyeri aşarak turp gibi sebzelerin yenilebilir kısımlarına kadar ulaştığını kanıtladı. Benzer şekilde, havada uçuşan mikroplastikler, hayvan yemlerine ve açıkta duran gıdalara karışabiliyor.

· Süt ve Süt Ürünleri: Araştırmalar, mikroplastiklerin süt ve süt ürünlerine, hayvan yeminden, sağım ekipmanlarından veya işleme süreçlerinden bulaşabileceğini gösteriyor. Özellikle uzun süre olgunlaştırılan peynirlerde, su kaybı nedeniyle bu partiküllerin konsantrasyonu daha da artıyor.
· Şişelenmiş Su: Concordia Üniversitesi araştırmasına göre, düzenli olarak şişelenmiş su tüketen bir kişi, musluk suyu içen birine kıyasla yılda 90 bin adet daha fazla mikroplastik partiküle maruz kalıyor.
· Deniz Ürünleri: Özellikle midye ve istiridye gibi kabuklu deniz canlıları, suyu filtreleyerek beslenmeleri nedeniyle yüksek miktarda mikroplastik biriktirebiliyor.

Gıdalardaki Mikroplastik Kaynakları
•Sebze ve Meyveler: Kirli toprak ve sulama suyu yoluyla.
•Süt ve Peynir: Hayvan yemi, ekipman ve işleme sırasında.
•İçme Suyu: Plastik şişe ve dağıtım borularından.
•Deniz Mahsülleri: Kirli deniz suyundan.
•Paketli Gıdalar: Plastik ambalaj temasından.

Günlük Hayatta Mikroplastiklere Maruz Kalma Yollarımız

Mikroplastiklere maruziyetimiz sadece yediklerimizle sınırlı değil. Yapılan son çalışmalar, insanların zamanlarının ortalama %90’ını geçirdiği kapalı mekanlarda bile ciddi risk altında olduğunu ortaya koydu. Halı, perdeler, sentetik kumaşlı mobilyalar ve plastik içeren tüm eşyalar, zamanla aşınıp havaya mikroskobik plastik parçacıklar salıyor.

Bu durum özellikle otomobil kabinlerinde daha tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Küçük ve kapalı bir alan olan araç içi, plastikten yapılmış torpido, direksiyon, koltuk kumaşları gibi birçok parçanın güneş ışığı ve sürtünmeyle parçalanması sonucu, ev ortamına kıyasla 4 kat daha yoğun mikroplastik partikül barındırabiliyor. Araç kullanırken veya seyahat ederken farkında olmadan bu partikülleri soluyoruz.

Soluduğumuz Hava: Fransa’da yapılan bir araştırma, yetişkin bir bireyin sadece kapalı mekanlardan günde 68 bin adet mikroplastik partikül soluyabileceğini öngörüyor. Bu partiküller akciğerlerin derinliklerine kadar ulaşabiliyor.

Tenimize Temas Edenler: Cilt bakım ürünlerindeki mikroboncuklar (yasaklanmış olsa da bazı ürünlerde hala bulunabiliyor) ve sentetik giysiler de temas yoluyla vücuda girebilen mikroplastik kaynakları arasında gösteriliyor.

Mikroplastikler Hangi Hastalıklara Yol Açabilir?

Mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkileri henüz tam olarak anlaşılamamış olsa da, mevcut bilimsel bulgular endişe verici bir tablo çiziyor. Bu küçük parçacıklar, fiziksel varlıklarının yanı sıra, üzerlerine yapışan ağır metaller, kalıcı organik kirleticiler ve plastiğe esneklik kazandırmak için eklenen ftalatlar, Bisfenol A (BPA) gibi hormon sistemini bozucu kimyasallar da taşıyabiliyor.

Araştırmalar, mikroplastiklerin vücutta şu potansiyel hasarlara yol açabileceğini gösteriyor:

· Kronik İltihaplanma ve Oksidatif Stres: Vücut, yabancı bir madde olarak gördüğü plastik parçacıklarla savaşmak için sürekli bir iltihabi reaksiyon başlatabilir. Bu durum, zamanla hücrelere zarar verebilir.
· Kalp-Damar Hastalıkları: Mart 2024’te yayınlanan bir araştırma, şah damar dokusunda mikroplastik bulunan bireylerin, bulunmayanlara kıyasla gelecek üç yıl içinde kalp krizi, felç geçirme veya ölüm riskinin 2 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.
· Hormonal (Endokrin) Bozukluklar: Taşıdıkları kimyasallar nedeniyle üreme sağlığını olumsuz etkileyebilir, doğurganlık sorunlarına ve gelişimsel bozukluklara zemin hazırlayabilir.
· Bağırsak Mikrobiyotasında Değişim: Bağırsaktaki faydalı bakteri dengesini bozarak iltihabi bağırsak hastalıkları gibi sorunlarla ilişkilendirilebilir. Hatta bağırsak-beyin ekseni üzerinden depresyon riskini artırabileceğine dair bulgular mevcut.
· Nörotoksik Etki: Hayvan çalışmaları, nanoplastiklerin kan-beyin bariyerini aşarak beyin dokusuna yerleşebildiğini ve nöronlarda hasara yol açabildiğini göstermiştir.

Bilim İnsanları ve Uzmanlardan Çağrı: Acilen Harekete Geçilmeli

Konuyla ilgili çalışmalar yürüten bilim insanları, durumun aciliyetine dikkat çekiyor. Concordia Üniversitesi’nden Sara Sajedi, “Bu artık bir çevre değil, doğrudan bir sağlık sorunu” diyerek plastik kullanımının azaltılması çağrısında bulunuyor. Uzmanlar, tek kullanımlık plastik şişelere yönelik daha katı yasal düzenlemeler yapılması, üreticilerin ürünlerinin tüm yaşam döngüsünden sorumlu tutulması ve tüketicilerin bilgilendirilmesi için zorunlu etiketleme sisteminin getirilmesi gerektiğini savunuyor.

Tüketiciler olarak, maruziyetimizi azaltmak için bireysel olarak atabileceğimiz adımlar şunlar olabilir:

1. Cam ve Paslanmaz Çelik Alternatiflere Yönelin

· Su taşımak ve saklamak için cam şişe veya matara kullanın.
· Yiyecekleri saklamak için cam veya seramik kapları tercih edin.
· Çay, kahve gibi sıcak içecekler için tek kullanımlık plastik bardaklardan kaçının.

2. Ev ve Araç İçi Havanızı İyileştirin

· Evinizi düzenli olarak havalandırın.
· Mümkün olduğunca doğal liflerden (pamuk, yün, keten) yapılmış tekstil ürünleri (perde, döşeme, giysi) kullanın.
· HEPA filtreli bir hava temizleyici kullanmayı değerlendirin.

3. Alışveriş Alışkanlıklarınızı Gözden Geçirin

· Pazara file veya bez torba ile gidin.
· Meyve ve sebzelerin plastik ambalajlı olanlarını tercih etmeyin.
· Şişelenmiş su tüketimini mümkün olduğunca azaltın, musluk suyu için kaliteli bir filtre kullanın.

4. Gıda Hazırlama ve Saklama Koşullarına Dikkat Edin

· Plastik ambalajlı gıdaları, özellikle ısıtırken veya pişirirken ambalajından çıkarın. Isı, plastikten gıdaya kimyasal geçişini hızlandırır.
· Mümkünse taze, işlenmemiş ve yerel ürünleri tercih edin.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çok Okunanlar

Exit mobile version