Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Gündem

Aksaray’da Maya’ya Yapılan Dehşet: Köpeğe Tecavüz Skandalının Perde Arkası

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Aksaray’ın Yeşilova beldesinde 13 saat kaybolduktan sonra bulunan Maya adlı köpeğe insan eliyle gerçekleştirilen cinsel istismar, Selçuk Üniversitesi veteriner raporuyla belgelendi. Sahibi Serap Koç, “Üstü kapatılmasın” diyerek adalet talep ediyor.

Olayın Detayları

12 Mayıs 2025 sabahı Aksaray’ın Yeşilova beldesindeki evinin bahçesinden çıkan Maya adlı köpek, rutin gezisini tamamlayamayıp yaklaşık 13 saat boyunca kayboldu. Gece 23:10 civarında eve dönen Maya, anormal davranışlar sergilemeye başladı; yemek yemiyor, su içmiyor, sürekli titriyor ve bağırarak uyanıyordu .

Veteriner Raporunun Bulguları

Köpeğin anal ve genital bölgesindeki büyük şişlik, kanama ve salgı üzerine yapılan ön muayene “insan eliyle tecavüz ihtimali yüksek” sonucunu verdi. Olay Aksaray Tarım ve Orman Müdürlüğü aracılığıyla Konya Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne gönderildi. Yapılan incelemede Maya’dan alınan örneklerde insan spermine uyumlu hücrelere rastlandığı kesinleşti .

Yasal Süreç ve CİMER Başvuruları

Serap Koç, 13 Mayıs 2025’te savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak üniversite raporu 30 Mayıs’ta iletilmesine rağmen savcılıktan henüz işlem başlatılmadı. Bu gecikme üzerine 16 ve 24 Haziran 2025 tarihlerinde CİMER’e başvurarak sürecin hızlandırılmasını talep etti .

Serap Koç’un Kararlı Mücadelesi

“Maya’yı bulduğumda yerinden kıpırdamıyor, resmen travma içindeydi. Bunu yapan üstü örtülmek istenirse, çocuklara da yönelebilir” diyen Koç, hayvan istismarının önlenmesi ve failin adalet önüne çıkarılması için mücadeleden vazgeçmeyeceğini dile getirdi

Toplumsal ve Hukuki Boyut

  • Hayvan Hakları: Bu dava, Türkiye’de hayvan istismarına karşı yasal düzenlemelerin eksiklerini ve toplumsal farkındalık ihtiyacını gözler önüne seriyor.

  • Kamu Denetimi: Kamera kayıtlarını inceleyen jandarma ekipleri henüz somut bir kanıt bulamazken, bölgedeki güvenlik kamerası altyapısının güçlendirilmesi talebi yükseliyor.

  • Adalet Beklentisi: Serap Koç’un ısrarlı takibi ve CİMER başvuruları, sürecin şeffaf ve hızlı ilerlemesi için kamuoyu baskısının önemini ortaya koyuyor.


Sonuç ve Çağrı
Aksaray’daki bu ürkütücü olay, yalnızca hayvan haklarının güvencesizliğini değil, adalet mekanizmalarının işleyişinde yaşanan aksaklıkları da gündeme taşıdı. Tüm bu süreçte tek beklenti, failin bir an önce adalet karşısına çıkarılması ve benzer vakaların önüne geçilmesi için yasal boşlukların doldurulmasıdır.

Gündem

Edirne’de Aile Katliamı: Eşini ve 11 Yaşındaki Oğlunu Boğarak Öldüren Babanın Korkunç Detayı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması :
Edirne’de muhasebeci Ö.G.A.’nın, eşi Didem Örs Alacı ve 11 yaşındaki oğlu Doruk Kaan’ı boğarak katletmesi, ardından telefonla arayanlara “uyuyorlar, uyanmadılar” demesiyle gündeme geldi. Olayın ayrıntıları, polis incelemesi ve hukuki süreç

Edirne’de Faciayı Yaşatan Kara Gün

4 Ağustos 2025 günü Edirne’nin Cumhuriyet Mahallesi’nde, muhasebecilik yapan 41 yaşındaki Ömer Gökhan Alacı (Ö.G.A.), eşi Didem Örs Alacı (38) ile 11 yaşındaki oğulları Doruk Kaan Alacı’yı boğarak katletti. Yakınları ile kahvaltı planı yapan Didem Hanım eve gelmeyince endişelenen aile bireyleri, telefon ve komşular aracılığıyla durumu öğrenmeye çalıştı. Ancak Alacı’nın, telefonla arayanlara “uyuyorlar, uyanmadılar” cevabını vermesiyle korkunç gerçek gün yüzüne çıktı.

Olay Yerinde İlk Müdahale

Yakınlarının ihbarı üzerine olay yerine itfaiye, polis ve ambulans ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin kapıyı kırarak içeri girmesiyle anne ve oğlun cansız bedenleri bulundu. Sağlık ekipleri, aile fertlerinin boğularak hayatını kaybettiğini belirledi. Zanlı Ö.G.A. ise aynı evde bıçakla kendine zarar vererek intihara kalkıştı ve ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı .

Şüphelinin İfadesindeki Korkunç Ayrıntı

Emniyete götürüldüğünde yaşadığı aşırı ruhsal çöküntüyü ifade eden Ö.G.A.’nın, telefonla arayanlara “uyuyorlar, uyanmadılar” demesi, olayın hemen ardından bile cinayetleri saklamaya çalıştığını ortaya koydu. Bu ifade, hem aile yakınlarının hem de komşuların şüphelenmesine sebep oldu ve polis ekiplerinin hızlı müdahalesine neden oldu .

Hukuki ve Adli Süreç

Anne ve oğlun cesetleri, cumhuriyet savcısının incelemesinin ardından Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna kaldırıldı. Adli tıp raporları, boğma sonucu oluşan morluk ve iç organ hasarlarını doğruladı. Zanlı Ö.G.A. hakkında “tasarlayarak iki kişiyi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılması bekleniyor. Ayrıca, olayın faili mağdur yakınlarının avukatları, psikolojik destek ve tazminat talepleri için hazırlık yapıyor .

Toplumsal Yankılar ve Uzman Görüşü

Bu tür aile içi şiddet olaylarının önüne geçebilmek için uzmanlar, ruh sağlığı taramalarının ve aile içi iletişimin güçlendirilmesinin önemine dikkat çekiyor. Psikiyatrist Dr. Ayşe Demir’e göre, “Etkili önleyici tedbirler arasında, eşler arası çatışmaların arttığı ailelerde erken müdahale mekanizmaları kurulmalı; özellikle ergen ve çocukların ruh sağlığı izlenmeli.” Bu vaka, sosyal hizmet birimleri ve kolluk kuvvetleri arasında daha sıkı iş birliğini gerektiriyor.

Okumaya Devam Et

Gündem

Sahte İnşaat Mühendisliği Diplomasıyla 4 Baraj İnşa Ettiler: Malamira İnşaat’ın Büyük Skandalı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması
Ankara merkezli sahte diploma çetesi soruşturmasında, Malamira İnşaat sahibi Mehmet Baykara’nın Yıldız Teknik Üniversitesi’nden usulsüz “inşaat mühendisliği diploması” almakla suçlandığı ve bu belgeyle Dicle Nehri üzerindeki Ilısu dahil 4 baraj projesini üstlendiği ortaya çıktı. Detaylar, hukuki süreç ve sektör tepkileri bu makalede.

Olayın Arka Planı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “sahte e-imza” soruşturması kapsamında, dijital sistemlere sızan organize bir çetenin sahte üniversite diplomalarını e-Devlet’e kaydettiği belirlendi. İddianamede, şüphelilerin kamu kurumlarının dijital altyapılarına girerek yüzlerce kişiye avantaj sağladıkları, mezuniyet kayıtlarını ve not ortalamalarını manipüle ettikleri belirtildi . Bu operasyonun en çarpıcı boyutu ise inşaat sektörüyle ilgili: Malamira İnşaat’ın sahibi Mehmet Baykara, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden sahte inşaat mühendisliği diploması almakla suçlanıyor .

Mehmet Baykara Hakkındaki Suçlamalar

  • Diplomanın Sisteme Yüklenme Tarihi: 27 Ağustos 2024

  • E-Devlet Sorgulama: Belge yüklendiği gün Baykara’nın kendi telefonundan “mezuniyet sorgulaması” yaptığı iddia ediliyor .

  • Suç: “Bilişim sistemi verilerini değiştirme” (TCK m. 244) ve dolandırıcılık çetesi üyeliği kapsamında ceza talebi.

  • Baykara’nın İfadesi: Suçlamadan haberi olmadığını, sorgulamayı çalışanının yapmış olabileceğini savunuyor.

Sahte Diplomanın Oluşturulma Yöntemi

Soruşturmaya göre, çete; Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM ve YÖK sistemlerine e-İmza sahteciliği yoluyla girip, diploma ve mezuniyet kayıtlarını devlet sistemine resmi belgeler gibi işledi. Böylece, hiçbir fiili eğitim almayan kişiler “resmen mezun” gösterildi . Birçok akademisyen, mühendis ve kamu görevlisi de bu yolla hak etmedikleri unvan ve pozisyonları elde etti.

4 Baraj Projesi ve Kamuya Etkisi

Malamira İnşaat, 2007’den bu yana başta DSİ olmak üzere Karayolları ve diğer devlet kurumlarından ihale alarak birçok büyük projeye imza attı. Suçlamaya konu olan Baraj projeleri şunlardır:

  1. Ilısu Barajı (Dicle Nehri üzerinde)

  2. Ereğli-İvriz Sulama Sistemi

  3. [Diğer iki barajın isimleri haber kaynaklarında detaylandırılmamış; ancak DSİ’nin farklı havzalardaki projeleri olduğu belirtiliyor].

Bu projeler, bölgesel sulama ve enerji üretiminden sorumlu kritik yatırımlar. Sahte diploma ile yürütülen mühendislik faaliyetleri, hem iş güvenliği hem de proje kalitesi açısından büyük risk teşkil ediyor.

Hukuki Süreç ve Olası Cezalar

  • İddianame: 65 sanıklı dosyada yer aldı; Baykara da “çete üyesi” olarak yer alıyor.

  • Beklenen Suçlamalar: Bilişim sistemi verilerini değiştirme, resmi belgede sahtecilik, çete üyeliği.

  • Ceza Aralığı: Her bir suçtan 2–5 yıl hapis ile adli para cezaları ve meslekten men ihtimali.

Mahkeme süreci devam ederken, dosyalar savcılıkta değerlendiriliyor; önümüzdeki aylarda ilk duruşmaların başlaması bekleniyor.

Sektör ve Kamu Tepkisi

İnşaat mühendisliği mesleğinde diploma ve tescil zorunluluğu bulunuyor. Oda ve birlikler, sahte belgeyle yapılan işleri tespit etmek için denetimleri sıkılaştırma kararı aldı. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) yetkilileri, benzer vakalara karşı yıllardır mücadele ettiklerini, ancak dijital sisteme sızma riskinin öngörülemeyen bir boyuta ulaştığını belirtti İMO. Ayrıca kamuoyu, büyük devlet yatırımlarının sorumluluğunun sahte diplomalı şahıslara bırakılmasını tepkiyle karşıladı.

Sonuç ve Öngörüler

Bu skandal, dijital güvenlik ve e-Devlet altyapısının kırılganlığını gözler önüne serdi. İnşaat sektörü başta olmak üzere kamu projelerinde yetkinlik belgelendirme süreçlerinin yeniden tasarlanması, bağımsız denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi zaruri. Hukuki süreç sonucunda Baykara ve çete üyelerine verilecek cezalar, benzer fiillerin caydırıcılığını belirleyecek.

Okumaya Devam Et

Gündem

Tarihe geçen bir istisna: Emine Valide Paşa’nın hikayesi

Yayımlandı

üzerinde

Altı yüzyıllık Osmanlı İmparatorluğu boyunca, güç, toplumsal cinsiyet rolleri ve yönetime erişim konusunda bir hiyerarşik yapı hakimdi.”Paşa” gibi unvanlar, ordu ve devlet yönetiminde en yüksek mertebeleri temsil ederdi ve bu unvanlar yalnızca erkekler için kullanılırdı ancak 19. yüzyılda yaşayan bir isim istisna olarak tarihe geçti. Emine Valide Paşa, Osmanlı tarihinde resmen “Paşa” unvanı verilmiş tek kadındır.

EMİNE VALİDE PAŞA KİMDİR?

Babasi Mısır Hıdivi I. Abbas Hilmi Paşa’nın oğlu Damat İbrahim İlhami Paşa, Annesi Sultan Abdülmecid’in kızı Münire Sultan’dır. İstanbul’da dünyada geldi. Kuzeni Mısır Hidivi Mehmet Tevfik Paşa ile evlendi. Paşa unvanı II. Abdülhamit tarafından verilmiştir. 19 Ocak 1873’ten 7 Ocak 1892’ye kadar Hidiv eşi, 8 Ocak 1892’den 19 Aralık 1914’e kadar Mısır Valide Paşası unvanını taşıdı.

Tarihçi Suraiya Faroqhi’ye göre bu tür unvanlar sadece sembolik değil, aynı zamanda gerçek bir siyasi etki de taşımaktadır.

İstanbul’daki yabancı elçilerin yazışmalarında kendisinden “La Pacha” (Kadın Paşa) olarak bahsettikleri bilinmektedir. Bu da unvanının yalnızca Osmanlı sarayında değil, uluslararası alanda da tanındığını gösterir.

Bu durum, Osmanlı’daki kadın-erkek rol ayrımlarının bazı elit kesimlerde ne kadar esnekleşebildiğini de gösterir. Kadınlar resmen ordu veya yönetimde görev alamasa da, Emine Valide Paşa, Kösem Sultan ya da Hürrem Sultan gibi figürler, büyük etkilere sahip olduğu biliniyor.

KAHİRE İLE İSTANBUL ARASINDA KÖPRÜ OLDU

Emine Valide Paşa, Hidiv Tevfik Paşa ile evlendikten sonra, 1882’deki İngiliz işgalinin ardından siyasi ve askeri kontrolü giderek İngiltere’nin eline geçen Kahire’ye taşındı. Kahire onun için yeni bir yuva haline gelse de, İstanbul’la olan duygusal ve siyasi bağı hiç kopmadı. İngiliz nüfuzu arttıkça, Mısır’daki huzursuzluk da derinleşti.

Bu karmaşa, Emine Valide Paşa’nın dikkatinden kaçmadı. Arşiv belgelerine göre, bu dönemde diplomatik olarak devreye girdi. En dikkat çekici örneklerden biri, İstanbul’daki Osmanlı sarayına yazdığı mektuplardı.

Bu belge, Osmanlı arşivlerinde korunmakta olup, Emine Valide Paşa’nın yalnızca bir eş değil, aynı zamanda merkezin gözetiminden uzak bir bölgede etkin bir gözlemci ve aracı olduğunu ortaya koyuyor. Yazışmaları, onun dönemin jeopolitik gerilimlerinin farkında olduğunu ve Kahire ile İstanbul arasında bilgi akışını sağlamak için harekete geçtiğini gösteriyor.

Emine Valide Paşa’nın Mısır’daki hayatı, hanedanlar arası bir diplomasi örneğidir: Hem Osmanlı sarayının kadınıydı, hem de yarı bağımsız Mısır’ın yöneticisinin eşiydi. Kişisel ağı, iki sarayı ve farklı kültürleri kapsıyordu. Osmanlı ve Mısır’daki erkek egemen yönetim yapısına rağmen, açık bir siyasi mücadele yerine, aile bağları, yazışmalar ve yumuşak diplomasi yoluyla etkili olmayı başardı. Ayrıca hem İstanbul’da hem Kahire’de hayır işleri ve kültürel faaliyetlerde bulundu, vakıflara, eğitim kurumlarına ve mimariye katkıda bulundu. Bu da onun, ahlaki ve kültürel otoritesi olan bir kamu figürü haline gelmesini sağladı.

MİRASI VE TARİHSEL ÖNEMİ

Bugün Emine Valide Paşa’nın hikayesi, bir imparatorluk sisteminde bir kadının nasıl öne çıkabildiğinin ender örneklerinden biri olarak karşımıza çıkar. O sadece güçlü bir annenin simgesi değil, aynı zamanda tarihin nadiren izin verdiği olağandışı bir kadın figürüdür.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar