Gündem
“AB Müzakereleri Askıda: Avrupa Parlamentosu Türkiye’nin Süreci ‘Demokratik Gerileme’ Nedeniyle Dondurdu”
Açıklaması
Avrupa Parlamentosu, 7 Mayıs 2025’te aldığı kararla Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerini, yargı bağımsızlığı ihlalleri ve ifade özgürlüğü kısıtlamaları gerekçesiyle süresiz askıya aldı. Kararın arka planı, Avrupa kurumlarının tutumu ve geleceğe yönelik olası senaryolar bu makalede detaylı şekilde ele alınıyor.
Özet
Avrupa Parlamentosu, Türkiye’de gözlemlenen “demokratik gerileme” ve hukukun üstünlüğü ihlalleri gerekçesiyle ülkenin AB üyelik müzakere sürecini süresiz olarak dondurma kararı almıştır. 7 Mayıs 2025’te kabul edilen rapor, oy çokluğuyla onaylanmış; 367 evet, 74 hayır ve 188 çekimser oy kullanılmıştır. Kararda Türkiye’deki yargı bağımsızlığına müdahaleler, ifade özgürlüğü kısıtlamaları ve sivil toplum üzerindeki baskılar eleştirilmiş; AB-TSK iş birliğinin devam etmesine rağmen üyelik perspektifinin mevcut şartlarda sürdürülemeyeceği vurgulanmıştır. Bu makalede kararın arka planı, siyasi yansımaları ve Türkiye-AB ilişkilerine olası etkileri analiz edilecektir.1. Kararın Arka Planı ve Oylama Sonuçları
1.1. Oylama Detayları
Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, 7 Mayıs 2025’te Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin “mevcut şartlar altında” devam edemeyeceği yönündeki raporu oylandı.
Oylamada 367 MEP evet, 74 MEP hayır ve 188 MEP çekimser oy kullandı.
1.2. Dondurma Kararının Hukuki Niteliği
Karar, bağlayıcı olmamakla birlikte AB Konseyi ve Komisyonu’na güçlü bir siyaset mesajı niteliğindedir.
2019’dan bu yana zaten fiilen askıda olan müzakerelerin resmiyet kazanması anlamına gelmektedir.
2. “Demokratik Gerileme” Gerekçesi
2.1. Yargı Bağımsızlığı ve Hukukun Üstünlüğü
Rapor, Türkiye’de yargı bağımsızlığına yönelik müdahaleleri “endişe verici” olarak tanımladı
Hükümetin yargı atamaları üzerindeki etkisi, AB’nin temel değerleriyle çelişmektedir.
2.2. İfade ve Toplanma Özgürlükleri
Basın mensuplarına, akademisyenlere ve sivil toplum aktörlerine yönelik baskılar raporda şöyle zikredildi: “Temel hakların, özellikle ifade ve toplanma özgürlüğünün ciddi şekilde ihlal edildiği görülüyor.”
2023’ten bu yana artan tutuklamalar ve kapatma kararları da kararın önemli dayanaklarını oluşturdu. 3. Türkiye-AB İlişkilerine Etkileri
3.1. Göç ve Güvenlik İşbirlikleri
AB ile Türkiye arasındaki göç mutabakatı ve savunma-stratejik işbirlikleri devam edecek; ancak üyelik perspektifi yitirilmiştir.
Mülteci krizine ilişkin teknik işbirliği AB Komisyonu’nun onayıyla sürdürülüyor.
3.2. Ekonomik ve Ticari İlişkiler
Gümrük Birliği modernizasyonu müzakereleri dondurulmamış olsa da sürecin belirsizliği, yatırımcı güvenini zayıflatabilir.
Mevcut ticaret hacmi 200 milyar Euro civarındadır; belirsizlikler kısa vadede AB-Türkiye ticaretine yansıyabilir.
4. Siyasi Tepkiler
4.1. Ankara’dan Açıklamalar
Dışişleri Bakanlığı, kararın “siyasi” ve “tarafsızlıktan uzak” olduğunu belirterek geri çekilmesini talep etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AB değerlerini içselleştirmekten uzak bir parlamentonun kararı bizi bağlamaz” açıklamasını yaptı.
4.2. AB Üye Devletlerinin Görüşleri
Almanya ve Fransa, kararın haklı gerekçelere dayandığını savunurken, Yunanistan ve Güney Kıbrıs eleştirilerin dozunu yükseltti.
Doğu Akdeniz’de gerilim yaşanan üye ülkeler, raporu desteklediklerini açıkladı.
5. Geleceğe Bakış
Türkiye’nin demokratik standardını yükseltici reformları uygulaması halinde süreç yeniden değerlendirilebilir.
Müzakerelerin açılması için AB’nin iç onay süreçleri (Konsey ve EP onayı) yeniden işleyecektir.
Uzmanlar, kısa vadede “duraklama”, orta vadede ise “gözlem ve şartlı ilerleme” senaryoları öngörüyor.