Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Ekonomi

ABD Kanada, Meksika ve Çin’den ithalata yeni gümrük vergileri getirdi

Yayımlandı

üzerinde

ABD Kanada, Meksika ve Çin'den ithalata yeni gümrük vergileri getirdi

ABD yönetimi, Kanada ve Meksika’dan ithal edilen mallara yüzde 25, Çin’den yapılan ithalata yüzde 10 oranında ek gümrük vergisi getirildiğini duyurdu.

ABD Başkanı Donald Trump, Kanada, Meksika ve Çin’den yapılan ithalata ek gümrük vergisi getirilmesini öngören bir kararname imzaladı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Kanada ve Meksika’dan yapılan ithalata yüzde 25, Çin’den yapılan ithalata ise yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulanacağı bildirildi. Kanada’dan ithal edilen enerji kaynaklarına ise yüzde 10’luk daha düşük bir tarife uygulanacağı kaydedildi. Açıklamada, ticaretin Kanada’nın Gayrisafi Yurt İçi Hasılasının (GSYH) yüzde 67’sini, Meksika’nın yüzde 73’ünü ve Çin’in yüzde 37’sini oluştururken, ABD’de bu oranın yalnızca yüzde 24 olduğu, ancak 2023’te ABD’nin 1 trilyon doların üzerindeki mal ticareti açığının dünyadaki en yüksek ticaret açığı olduğu aktarıldı. Tarifelerin ulusal çıkarları korumak için güçlü bir araç olduğu vurgulanan açıklamada, Başkan Trump’ın elindeki araçları kullanarak Amerikan halkının güvenliğini ve ulusal güvenliği ön planda tutan kararlı adımlar attığı ifade edildi. Açıklamada, yasa dışı yabancı akınının yol açtığı sorunlara değinilerek, bunun ücretleri düşürdüğü, konut arzını azalttığı ve kiraları yükselttiği, sosyal yardım sistemini tükettiği ve suçlara neden olduğu kaydedildi. Geçen mali yılda ülke sınırlarında 21 bin libreden fazla fentanil yakalandığına işaret edilen açıklamada, bu uyuşturucuların her yıl on binlerce Amerikalının ölümüne neden olduğu vurgulandı. Öte yandan, bir “misilleme maddesi” de içeren kararnamede, söz konusu ülkelerin misilleme yapmayı seçmesi halinde tarifelerin artırılabileceği aktarıldı. Tarifelerin 4 Şubat ABD yerel saatiyle gece yarısından sonra yürürlüğe gireceği kaydedildi.

“SÖZ VERDİM” Trump, Truth Social hesabından konuya ilişkin yaptığı paylaşımda da, “Bugün, Meksika ve Kanada’dan yapılan ithalata yüzde 25 tarife (Kanada enerji sektörüne yüzde 10) ve Çin’e ek yüzde 10 tarife uyguladım.” ifadelerini kullandı. Başkan Trump, bu kararın, düzensiz göçmenleri ve fentanil dahil Amerikan vatandaşlarını ölümüne sebep olan uyuşturucuların büyük tehdit oluşturması nedeniyle Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası aracılığıyla uygulandığını aktardı. Trump, “Amerikalıları korumalıyız ve Başkan olarak tüm vatandaşların güvenliğini sağlamak benim görevim. Seçim kampanyamda, yasa dışı göçmenler ve uyuşturucuların sınırlarımızdan akışını durdurma sözü verdim ve Amerikalılar buna ezici bir çoğunlukla oy verdi.” değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ekonomi

Almanya’da ekonomi raporu: 3 şirketten biri 2026’da işten çıkarma planlıyor

Yayımlandı

üzerinde

Alman ekonomisine dair olumsuz veriler Alman şirketlerin 2026 yılına dair planlamalarında değişikliğe neden olmaya devam ediyor.

Köln merkezli Alman Ekonomi Enstitüsü’nün (IW) 2 bin şirketle görüşerek yaptığı son araştırmaya göre, ’da her 3 şirketten biri gelecek yıl işten çıkarma yapmayı planlıyor.

Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 36’sı ekonomik görünümün kötüleşmesi gerekçesiyle gelecek yıl personel sayısında azaltmaya gideceğini bildirdi. 2026’da yeni işe alımlar yapmayı planladıklarını beyan eden şirketlerin oranı ise yüzde 18’de kaldı.

SANAYİ SEKTÖRÜNDE TABLO DAHA KÖTÜ

Almanya’da işten çıkarma planlarında sanayi sektöründeki şirketler öne çıkıyor. Buna göre 2026 yılında sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmaların yüzde 41’i bazı çalışanlarıyla iş sözleşmelerini sonlandırmayı planlıyor. Bu sektördeki şirketlerin 7’de biri ise yeni istihdam oluşturmak istediğini beyan etti.

SADECE YÜZDE 23’Ü YENİ PROJELERE KAYNAK AYIRMAK İSTİYOR

2026 yılında yatırım yapma planlarında da Almanya’da ekonomik veriler nedeniyle alarm zilleri çalıyor. IW araştırmasına göre gelecek yıl şirketlerin sadece yüzde 23’ü yeni projelere daha fazla kaynak ayırmak isterken, yüzde 33’ü ise yeni yatırım için daha az para harcama istiyor.

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Papara para iadesi ne zaman yapılacak? Gözler TCMB düzenlemelerine çevrildi

Yayımlandı

üzerinde

Papara tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Değerli Kullanıcımız,

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 30.10.2025 tarihli ve 11929/21528 sayılı kararı uyarınca, Papara Elektronik Para A.Ş.’nin ödeme hizmetleri ve elektronik para ihracı faaliyet izni iptal edilmiştir.

Papara olarak, söz konusu karar doğrultusunda ödeme ve elektronik para hizmetlerimizi sonlandırıyor, ilgili mevzuat kapsamında tüm kullanıcı fonlarının güvenli bir şekilde iadesi için gerekli işlemleri ivedilikle başlatıyoruz.

Kullanıcılarımızın hesaplarında bulunan elektronik para bakiyeleri, yürürlükteki mevzuat gereği koruma hesaplarında güvence altındadır. Fon iadeleri ve hesap kapatma süreci, TCMB düzenlemeleri doğrultusunda gerçekleştirilecektir.

Bu süreci şeffaflık ve kullanıcı güveni ilkeleriyle yürütmeye devam edeceğimizi kamuoyuna bildirir, gösterdiğiniz anlayış ve sabrınız için teşekkür ederiz”

Okumaya Devam Et

Ekonomi

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: Programın ikinci evresindeyiz, ilerleme kayda değer

Yayımlandı

üzerinde

Şimşek, İstanbul’da düzenlenen TRT World Forum 2025 programında “Ekonominin Ön Safları: Ticaret Çatışmaları ve Yeni Küresel Rekabetler” başlıklı konuşma gerçekleştirdi.

Küresel belirsizliğin hiç bu kadar yoğun hissedilmediğini dile getiren Şimşek, buna rağmen küresel ekonomi dirençli kaldığı için piyasa algısının hala olumlu olduğunu söyledi.

Son yıllarda küresel ekonomideki büyüme oranlarının önceki dönemlere göre daha düşük olmasından bahseden Şimşek, küresel anlamda karşılarında çok sayıda zorluğun bulunduğunu, bunlardan başlıcalarının “küresel ticaretteki korumacılık”, “yüksek küresel borçluluk”, “yaşlanan nüfus”, “yapay zekanın muhtemel yıkıcı sonuçları”, “iklim değişikliğinin etkileri” ve “jeopolitik gerilimler” olduğunu anlattı.

Şimşek, küresel ticaretteki korumacılığın artık yeni normal haline geldiğini belirterek, zaman zaman Çin ile ABD arasında olduğu gibi geçici yumuşamalar yaşansa da uzun vadeli eğilimin değişecek gibi görünmediğini bildirdi.

Bundan 20 yıl önce Çin’in küresel imalattaki payının yüzde 9’un altında olduğunu, bugün söz konusu oranın yüzde 30’un üzerine çıktığını kaydeden Şimşek, “Aynı eğilim devam ederse bu pay yüzde 45’e bile çıkabilir. Kim pay kaybetti? Genel olarak Batı. ABD’nin küresel imalattaki payı yüzde 22’den yüzde 11’e geriledi. Avrupa Birliği yaklaşık 10 puan kaybetti. Japonya da öyle. İşte korumacılığın asıl nedeni bu.” diye konuştu.

“KORUMACILIK KALICI OLACAK GİBİ”

Bakan Şimşek, Çin’in son 20-25 yılda dünyanın çok daha fazla ülkesi için bir numaralı ticaret ortağı haline geldiğine dikkati çekerek, üretimin giderek Asya’ya, özellikle de Çin’e, kaydığını söyledi. Gelişmiş ülkelerde reel ücretler yerinde sayarken, gelişmekte olan ekonomilerde artışın sürdüğünü belirten Şimşek, bu dengesizliğin küreselleşmeye ve kurallı ticaret sistemine yönelik sosyal ve siyasi tepkinin başlıca kaynağına dönüştüğünü ifade etti.

Üretim kaybının yalnızca düşük katma değerli işlerin kaybı anlamına gelmediğini vurgulayan Şimşek, bu kaybın aynı zamanda ona bağlı hizmet sektörlerini de ortadan kaldırdığını belirtti. Bu nedenle korumacılığın artık kalıcı bir eğilim haline gelmiş göründüğünü dile getirdi.

“TÜRKİYE GÖRECE DAHA AZ KIRILGAN”

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye’nin bu süreçte görece daha az kırılgan olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü ihracatımızın yüzde 62’si serbest ticaret anlaşmamız olan ülkelere gidiyor. Yüzde 80’den fazlası ise yakın coğrafyamıza, Orta Asya, Orta Doğu, Kuzey Afrika gibi dost ve komşu bölgelere gidiyor. Bu bizi kısmen koruyor. Hizmet ticareti henüz korumacılıktan etkilenmiş değil. Bu tabloyu fırsata çevirebiliriz. Körfez ülkeleri ile yeni serbest ticaret anlaşmaları yaparken, Birleşik Krallık ve AB ile mevcut anlaşmaların güncellenmesi için çalışıyoruz. Tedarik zinciri dayanıklılığını artıracak yatırımlar yapıyoruz.”

Şimşek, Irak’taki FAV Limanı’ndan Londra’ya kadar kara ve demir yolu ile Avrupa’nın her ülkesine Türkiye’den kesintisiz ulaşım sağlanabilecek Kalkınma Yolu Projesi’nin ülkeye sağlayacağı katkılardan bahsederek, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Çin’e uzanan koridorlara ilişkin örnekler verdi.

“DÜŞÜK BORÇLULUĞUMUZ AVANTAJ”

Bakan Şimşek, Türkiye’nin hizmetler ihracatında çok güçlü olduğunu belirterek, bu yıl hizmet ticareti fazlasının 65 milyar dolar civarında olacağını, mal ticaretinde açık verilse de turizm, müteahhitlik, sağlık turizmi, eğitim ve yaratıcı endüstrilerde güçlü olduklarını söyledi.

Son 25 yılda küresel borcun GSYH’ye oranının dramatik şekilde artarak yüzde 324’e çıktığını dile getiren Şimşek, “Türkiye’de bu oran yüzde 89. Bu önemli bir avantaj ve altyapı, eğitim ve sağlık harcamalarına daha fazla alan açmamızı sağlıyor. Borç yükü yüksek ülkeler aynı şansa sahip değil. Biz bu alanı, yapısal reformlar, üretkenliği artıracak yatırımlar, yapay zeka ve yeşil dönüşüm için kullanıyoruz.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin yapay zeka, 5G, savunma sanayisi, yenilenebilir enerji gibi alanlarda yaptığı çalışmaları ve hayata geçirdiği yatırımları anlatan Şimşek, “Yenilenebilir enerji dönüşümünü hızlandırıyoruz. Güneş, rüzgar, jeotermal ekipman üretim potansiyelinde Türkiye ilk 10’da. Yeşil teknolojilerde önemli bir oyuncu olma potansiyelimiz yüksek.” ifadelerini kullandı.

“GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE KARŞILAŞTIRILDIĞINDA TÜRKİYE’NİN PERFORMANSI AÇIKÇA ÖNDE”

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, şu an uygulamakta oldukları dezenflasyon programına değinerek, “Amacımız fiyat istikrarını sağlamak, mali disiplini güçlendirmek ve cari açığı azaltmak. Bu alanda ciddi ilerleme var. Yapısal dönüşüm sürdürülebilirlik için kilit unsur. Programın ikinci evresindeyiz, ilerleme kayda değer. Enflasyonu yeniden tek haneye indirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

İhracatta yüksek ve orta teknolojiye sahip ürünlerin payının arttığını dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:

“Türkiye yeniden doğrudan yatırımlar için bölgesel merkez olma yolunda. Son 20–25 yılda doğrudan yatırımlar yaklaşık 20 kat arttı. Yeni kredi notu artışlarıyla yatırım yapılabilir seviyeye dönmeyi hedefliyoruz. Son 20 yılda ortalama reel büyüme yüzde 5,4 oldu. Bu, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan dönemindeki ekonomik performansı yansıtıyor. Gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında, özellikle Çin ve Hindistan hariç tutulduğunda, Türkiye’nin büyüme performansı açık biçimde önde.”

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar