Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Magazin

Gidion’un Düğümü oyunu tiyatroseverlerle buluştu

Yayımlandı

üzerinde

Gidion'un Düğümü oyunu tiyatroseverlerle buluştu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları’nın yeni oyunu “Gidion’un Düğümü”nün prömiyeri, Müze Gazhanane Meydan Sahne’de yapıldı.

Johnna Adams’ın yazdığı, Ersin Umulu’nun yönettiği oyun, sosyal medyanın yarattığı toplumsal baskı ve şiddeti ele alırken, eğitim sistemini eleştiriyor. “Amerikan Eleştirmenler Birliği Ödülü” ile “Çağdaş Amerikan Tiyatrosu Festivali’nde (CATF) “Seyirci Ödülü” alan eserde, Özge Özder ve Özgür Kaymak rol alıyor. Yönetmen Ersin Umulu, oyuna ilişkin yaptığı açıklamada konunun, Chicago’nun lüks bir banliyösündeki devlet okulunda geçtiğini dile getirdi.

“GİDİON’UN DÜĞÜMÜ ÇOĞU ZAMAN GERGİNLİĞİN HAKİM OLDUĞU BİR OYUN”

Eserin, öğretmen-veli görüşmesi üzerine kurgulandığını vurgulayan Umulu, “Oyun adını, ‘Gordion’un Düğümü’ efsanesinden almaktadır. Efsaneye göre kimsenin bir türlü çözemediği Gordion’un Düğümü’nü Büyük İskender kılıcıyla keserek çözer. Ama gerçek hayattaki düğümler böyle değildir. Oyunumuz, hayatta karşılaştığımız düğümlerin basitçe ikiye bölünemeyeceğini fark etmeye davet ediyor.” dedi.

Yönetmen Umulu, oyunun olay örgüsünün bir labirent gibi işlendiğinin altını çizerek, “Oyunda durumu çözmeye yönelik her girişim, daha güçlü bir düğümle sonuçlanıyor. Aşk, akran zorbalığı, öfke, korkaklık, sorumluluk, masumiyet, ifade özgürlüğü ve şiddet gibi hayatın tam ortasındaki konular, oyunun temel gündemini oluşturuyor. Gidion’un Düğümü, çoğu zaman rahatsız edici, gerginliğin hakim olduğu güçlü bir oyun. Oyun boyunca çocukların doğası gereği masum olmadıkları, tam tersine çok acımasız olabilecekleri ama aynı zamanda fiziksel ve duygusal şiddete maruz kalabilecekleri gibi ağır konularla da yüzleşiyoruz.” diye konuştu. Umulu, oyunda farklı aktörlerin ön plana çıktığını dile getirerek, şunları aktardı: “Gidion’un Düğümü, öğretmenler, çocuklar ve sosyal medya ilişkisi, ebeveyn-çocuk ilişkileri gibi konuları odağını alıyor. Oyun, oğlu intihar eden bir annenin bu olaydan öğretmeni suçlamasıyla başlıyor. Burada öğretmenin sorumluluğunun nerede başlayıp bittiğini düşünmeye başlarız. Aynı zamanda çocukların kendi iç dünyaları da bir mesele olarak oyunda ele alınıyor. Oyunun ilerleyen anlarında ise intihar eden kahramanımız Gidion’un babasının kayıp, annesinin de aslında oğlunu kötü yetiştirdiğine şahitlik ederiz. Oyun, ‘Ebeyenler çocuklarını yetiştirme ödevlerini ne kadar iyi yapabiliyor?’ gibi önemli bir soruyu düşünmemizi istiyor.” “SEYİRCİYİ HEM DÜŞÜNDÜRECEK HEM KONUŞTURACAK”

Oyunun, bir çözümden çok, var olan gerilim ve problemleri gündeme getirmek istediğini vurgulayan Umulu, “Kahramanımız Gidion’un intiharının asıl nedeni, yazdığı bir kompozisyondur. Bu, tonu oldukça sert bir metindir ve sosyal medyada paylaşılmasıyla birlikte okulda oldukça büyük sıkıntılara neden olur. Okul idaresi Gidion’a yazdıklarından dolayı bir ceza verir. Burada Gidion’un da çok da masum olmadığını anlamaya başlarız. Kahramanımıza odaklanırken de onun eksik babalık ve kötü annelikle birlikte bu halde olduğunu görmeye başlarız. Oyun bize kimsenin gerçekten masum olmadığını, herkesin bu hikayedeki düğümlerin bir parçası olduğunu anlatmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Ersin Umulu, eserin seyirciyi hem düşündüreceğini hem de konuşturacağını belirterek, “Oyun boyunca, iki kadın kahramanımızın yaşadığı kayıpla başa çıkma biçimlerini ve buna eşlik eden suçluluk duygularını görme fırsatımız olacak. Gidion, öğretmene göre hasta ve sapkın, anne için ise ileride çok iyi yazar olacak bir potansiyele sahiptir. O, bir sanat dehası mı yoksa sosyopat bir karakter midir? Oyun bizleri var olan düğümlerle ilgili bir karar vermekten çok, meselenin karmaşık boyutuyla yüzleşmeye çağırıyor.” şeklinde konuştu. Hatice Yurtduru’nun dramaturg olarak yer aldığı eserde, müziklere Barış Manisa imza attı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Magazin

Yeşilçam’ın zarif yüzüne veda | Cenazede açıkladı: “Başımıza gelecek kazayı tartışmışız”

Yayımlandı

üzerinde

Yeşilçam’ın zarif yüzüne veda | Cenazede açıkladı: “Başımıza gelecek kazayı tartışmışız”

İstanbul, 02 Kasım 2025 — 18:47 (İstanbul) · Okuma süresi: 3 dk
Yazar: Fatih Doğan / FATİHDOGANMEDYA

Yeşilçam’ın unutulmaz jönlerinden Engin Çağlar, geçtiğimiz Cuma akşamı Şişli Abide-i Hürriyet Caddesi’nde yolun karşısına geçmeye çalışırken bir motosikletin çarpması sonucu hayatını kaybetti. 85 yaşındaki usta oyuncunun cenazesi, bugün Şişli Merkez Camii’nde kılınan namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedildi.

Cenazede konuşan yakınları ve meslektaşları, Çağlar’ın son anlarına ve ölüm nedenine ilişkin duygularını paylaştı. Oğlu Eser Çağlar, babasının sağlıklı, tüm işlerini kendi yapan bir karakter olduğunu vurgulayarak yaşanan kazayı “tüm Türkiye için bir felaket” diye nitelendirdi.

Sanatçının yolculuğuna katılan isimler arasında Ediz Hun, Nuri Alço, Teoman Ayık, İskender Doğan ve Ali Rıza Binboğa da vardı. Ali Rıza Binboğa cenazede, Çağlar’la motosikletlerin trafikte yarattığı tehlikeleri daha önce konuştuklarını anlattı ve duygusal biçimde, “Biz sanki gelecekte başımıza gelecek bir şeyi tartışmışız” dedi; konuşma, motosiklet kaynaklı kazaların toplumsal boyutuna dair tekrar gündem açtı.

Olayın ayrıntıları ve soruşturma
Habertürk’te yer alan habere göre, Abide-i Hürriyet Caddesi’nde yolun karşısına geçmeye çalışan Çağlar’a plakası belirtilen bir motosiklet çarptı; çarpmanın etkisiyle motosiklet savrularak bir ticari taksiye de çarptı. Sağlık ekiplerinin müdahalesine rağmen Çağlar hayatını yitirdi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Kariyer ve miras
Asıl adı Çağlan Övet olan Engin Çağlar, 1968’de Ses Dergisi’nin düzenlediği yarışma sonrası sinemaya adım attı. 44 yıllık kariyerinde sinema ve televizyon için toplam 70’i aşkın projede rol alan Çağlar, özellikle 1970’li yılların Yeşilçam jönleri arasında saygın bir yer edindi. Sanat çevreleri bugün onu, döneminin zarif ve doğal oyunculuk anlayışını temsil eden isimlerden biri olarak andı.

Toplumsal tepki ve çağrı
Cenazede gelen tepkilerde, özellikle motosiklet trafiğinin düzenlenmesi ve yaya güvenliği öne çıktı. Meslektaşlar ve yakınları, benzer olayların tekrar etmemesi için daha sıkı denetim, caydırıcı düzenlemeler ve kamu farkındalığı çağrısında bulundu. Bazı katılımcılar, “motosiklet kazalarına karşı acil düzenlemeler yapılmalı” görüşünü paylaştı.

Okumaya Devam Et

Magazin

Türk Hava Yolları Reha Muhtar’ı kara listeye aldı

Yayımlandı

üzerinde

Reha Muhtar THY'nin kara listesinde

Uçağı kaçırdığı gerekçesiyle İstanbul Havalimanı’nda personelle tartışan Reha Muhtar, Türk Hava Yolları (THY) tarafından uçuşlardan men edilerek kara listeye alındı.

THY İletişim Başkanı Yahya Üstün, Reha Muhtar’ın kara listeye alındığını açıkladı. 

Sosyal medyada yayılan videoda, Reha Muhtar’ın elinde telefonu varken X-ray cihazından geçmek istediği, görevlilerin uyarısı üzerine kısa süreli bir tartışma yaşandığı görüldü. Görüntülerde Muhtar’ın, “Zulmetmeyi annenizden mi, babanızdan mı öğrendiniz?” ifadeleri kullandığı duyulmuştu. 

GÖRÜNTÜLER SONRASI KARA LİSTEYE EKLENDİ Görüntüler bir anda sosyal medyaya damga vururken konuyla ilgili Türk Hava Yolları İletişim Başkanı Yahya Üstün, sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Reha Muhtar’ı kara listeye eklendiğini açıklayan Üstün şu ifadeleri kullandı: Havalimanı güvenlik kuralları herkesin güvenliği için geçerlidir ve hiçbir istisna yapılmaz. Uçuşu öncesinde bu kuralları ihlal etmeye çalışıp görevli personele karşı uygunsuz davranan Reha Muhtar, artık Türk Hava Yolları uçuşlarında kara listededir. Uçuş güvenliği ve insana saygı bizim için her zaman önceliktir.

Okumaya Devam Et

Magazin

62. Altın Portakal’da ödüller sahiplerini buldu: ‘Tavşan İmparatorluğu’ 7 ödülle damga vurdu

Yayımlandı

üzerinde

62. Altın Portakal'da ödüller sahiplerini buldu

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, ödül töreniyle sona erdi. Bir haftadır süren sinema maratonunda 7 ayrı kategoride ödül kazanarak geceye damgasını vuran “Tavşan İmparatorluğu”, En İyi Film ödülünün de sahibi oldu.

25 Ekim’de geleneksel Festival Korteji ile başlayan, Onur ve Başarı Ödülleri’nin sahiplerini bulduğu açılış töreniyle devam eden festival, yarışma filmlerinin ekipleri, jüri üyeleri, sanat dünyasından çok sayıda isim ve binlerce sinemaseverin katıldığı görkemli bir kapanışla final yaptı.
Nefise Karatay ve Alpdoğan Esenoğlu’nun sunumuyla gerçekleşen gece, sahne performansları ve coşkulu alkışlar eşliğinde sinema emekçilerine adandı.
Gecenin en çok öne çıkan yapımı olan Tavşan İmparatorluğu, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, En İyi Görüntü Yönetmeni ve En İyi Sanat Yönetmeni ödüllerini kazandı. Film aynı zamanda FilyYön En İyi Yönetmen Ödülü ve jüri tarafından verilen Ulusal En İyi Film ödüllerine layık görülerek toplamda 7 ödülle festivalin zirvesine yerleşti.
“En İyi Kadın Oyuncu” ödülü, “Erken Kış” filminin oyuncularından Leyla Tanlar’a verildi. Tanlar, kendisini ödüle layık görenlere teşekkür ederek, hikayelerde kadınlara biçilen rolün ayrılan değil, arta kalan olduğunu belirtti.
“En İyi Erkek Oyuncu” ödülü “Parçalı Yıllar” filmindeki rolüyle Yetkin Dikinciler’in oldu. Dikinciler, yönetmenine ve film ekibine teşekkür ederek, güzel bir festival olduğunu ifade etti.
“Cahide Sonku” ödülü, “Parçalı Yıllar” filminden Bilge Şen, Ezgi Yaren Karademir ve “Bağlar Kökler ve Tutkular” filminin sanat yönetmeni Nanaz Bahram’a verildi. “En İyi Kurgu” ödülünü “Noir” filminden Şöhret Tandoğdu ve Deniz Çizmeci, “En İyi Müzik” ödülünü “Parçalı Yıllar” filminden İrsel Çivit, “En İyi Sanat Yönetmeni” ödülünü “Tavşan İmparatorluğu” filminden Tora Aghabayova, “En İyi Görüntü Yönetmeni” ödülünü “Tavşan İmparatorluğu” filminden Claudia Becerril Bulos aldı. “Behlül Dal En İyi İlk Film” ödülü, “Sahibinden Rahmet” filminden Gözde Yetişkin ve Emre Sert’in, “Dr. Avni Tolunay Jüri Özel” ödülü “Aldığımız Nefes” filminden Şeyhmus Altun ve Fevziye Hazal Yazan’ın, “Festival Nişanı” ise Öykü Karayel’in oldu.
“En İyi Senaryo” ödülünü “Sahibinden Rahmet” filminden Gözde Yetişkin ve Emre Sert, “En İyi Yönetmen” ödülünü, “Tavşan İmparatorluğu” filmiyle Seyfettin Tokmak kazandı.
“En İyi Kısa Film Ödülü”nün sahibi Deniz Koloş’un “Ölüm Bizi Ayırana Dek”e, “Belgesel Jüri Özel Ödülü” ise Rıza Oylum’un yönetmenliğini üstlendiği “Yerli Yurtsuz” filmine verildi. “En İyi Belgesel Film Ödülü”, “Roman Gibi” filminin yönetmeni Tayfun Belet’e verildi. “Uluslararası Uzun Metraj Yarışması’nda ise “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü “A Poet” filminden Ubeimar Rios’a “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünün sahibi ise “Adam’s Sake” filmiyle Lea Drucker oldu. “En İyi Yönetmen Ödülü”nü “Father” filminin yönetmeni Tereza Nvotova’ya, “Jüri Özel Ödülü” de “İlahi Komedya” filmi aldı. “Uluslararası En İyi Film Ödülü”nü de “A Poet” filmi kazandı.
Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar