Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Sağlık

Kalp yetmezliği belirtisi: Görmezden geliniyor ama uyarı işareti

Yayımlandı

üzerinde

Konjestif kalp yetmezliği (KKY), kalp yetmezliği olarak da bilinir, kalp kasının zayıfladığı ve vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kan pompalayamadığı bir durumdur. Durum geri döndürülemez veya tedavi edilemez olsa da diyet, ilaçlar ve yaşam tarzı değişikliği ile yönetilebilir. Konjestif kalp yetmezliği (KKY) olan çoğu insan, kalplerine en iyi şekilde bakmaları ve ilaçlarını ihmal etmemeleri koşuluyla uzun yıllar sağlıklı bir yaşam sürer. Bunun için, özellikle 40 yaşın üzerindeyseniz, obeziteyle mücadele ediyorsanız, yüksek tansiyonunuz, diyabetiniz varsa veya ailenizde kalp hastalığı varsa, her yıl kalbinizi kontrol ettirmeniz önemlidir. Bunun dışında, kalbinizin başarısız olduğuna dair bazı erken belirtiler de vardır, bu nedenle bunlara dikkat edin..

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

Kanser tedavisinde ezber bozan keşif: “Egzersiz, ilaçtan daha etkili”

Yayımlandı

üzerinde

çapında sağlık kılavuzlarını değiştirebilecek önemli bir araştırma, egzersizin kanser hastalarının ölüm riskini üçte bir oranında azaltabileceğini, tümörlerin geri gelmesini durdurabileceğini ve ilaçlardan bile daha etkili olduğunu ortaya koydu.

ABD, İngiltere, Avustralya, Fransa, Kanada ve İsrail’den hastaları kapsayan ve dünyada bir ilk olan bir çalışma, sonrası yapılandırılmış bir egzersiz rejiminin ölüm, hastalığın geri dönmesi veya yeni bir kanserin ortaya çıkması riskini önemli ölçüde azaltabileceğini gösterdi.

Sonuçlar Şikago’da dünyanın en büyük kanser konferansı olan Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (Asco) yıllık toplantısında sunuldu ve New England Journal of Medicine’de yayınlandı.

DÜNYANIN EN İYİ DOKTORLARINDAN BİRİ

The Guardian gazetesinde yer alan habere göre dünyanın en iyi kanser doktorlarından biri, tıp tarihinde ilk kez, egzersizin kanser nüksünü ve ölümü önlemede şu anda hastalara reçete edilen ilaçların çoğundan bile daha iyi olduğuna ilişkin net kanıtlar olduğunu belirtti.

On yıl süren çalışmada yer almayan Asco’nun baş tıbbi sorumlusu Dr. Julie Gralow, bulguların kalitesinin “en yüksek kanıt seviyesi” olduğunu ve “tedavi sırasında ve sonrasında fiziksel aktiviteyi teşvik etmenin önemini anlamada büyük bir değişime” yol açacağını söyledi.

ÖLÜM RİSKİ YÜZDE 37 DAHA AZ ÇIKTI

Araştırmaya göre, tedavilerini tamamladıktan sonra kişisel bir eğitmen veya sağlık koçunun yardımıyla yapılandırılmış bir egzersiz rejimine başlayan hastaların ölüm riski yüzde 37, tekrarlayan veya yeni kanser gelişme riski ise sadece sağlık tavsiyesi alan hastalara kıyasla yüzde 28 daha düşüktü.

Gralow, egzersizin kanser hastalarının sonuçları üzerindeki etkisini bir bağlama oturtması istendiğinde şunları söyledi: “Bir İlaç Kadar İyi adını vermiştik. Ben olsam, başlığı İlaçtan Daha İyi olarak değiştirirdim, çünkü yan etkileri yok. 30 yıl önce başladığımda hala nazik olduğumuz ve kemoterapi alırken aşırıya kaçmayın dediğimiz bir dönemdi. Biz bunu tersine çevirdik. Egzersizin bir ilaçtan daha iyi olduğunu söyleyebilirim.”

Okumaya Devam Et

Sağlık

Yerli Akıllı Kanser İlaçlarıyla Umut: SGK’nın Karşılamadığı Maliyetler ve Erdoğan’ın Yerli Üretim Talimatı

Yayımlandı

üzerinde

Açıklaması:
Kanser tedavisinde kullanılan “akıllı” ilaçların SGK tarafından karşılanmaması, hastaların milyonlarca lirayı aşan maliyetlerle karşılaşmasına neden oluyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerli üretim talimatı, 100 bin–2 milyon TL aralığındaki akıllı ilaçların Türkiye’de üretilerek hastaların yükünü hafifletmeyi hedefliyor. Bu makalede, SGK kapsamındaki boşluklar, tedavi maliyetlerinin boyutları, Erdoğan’ın talimatının ayrıntıları, yerli üretime yönelik güncel adımlar ve sağlık sistemine etkileri detaylandırılacaktır.

Giriş

Türkiye’de kanser tedavisinde kullanılan yeni nesil “akıllı” ilaçlar, tüm dünyada kanserle mücadelede başarıyı artıran en önemli tedavi yöntemlerinden biri olarak ön plana çıkarken, SGK tarafından geri ödeme kapsamına alınmamaları nedeniyle hastalar ve aileleri üzerinde ciddi bir mali yük oluşturmaktadır. Bu ilaçların tek seferlik doz maliyetleri 15.000–65.000 TL arasında değişiklik gösterirken, tam tedavi kürlerinin toplam maliyeti 100.000 TL’den başlayıp 2.000.000 TL’ye kadar çıkabilmektedir . Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yerli üretim” talimatı, hem mali yükü düşürmeyi hem de dışa bağımlılığı azaltmayı hedeflemektedir.


SGK’nın Akıllı İlaçları Karşılamama Durumu

SGK’nın akıllı hedefe yönelik onkoloji ilaçlarının birçoğunu geri ödeme listesine dahil etmemesi, kanser hastalarının tedaviye erişimini sınırlandırmaktadır. Özellikle mutasyon tipi kadar hastanın genetik özelliklerine yönelik tasarlanan bu ilaçlar; bağışıklık sistemini güçlendirerek hastanın yaşam süresini ve kalitesini artırmakta, kemoterapi ve cerrahi yöntemlere gerek kalmadan tedavi imkânı sunmaktadır .

  • Akıllı İlaç Tanımı: Hedefe yönelik moleküler tedavi içeren ilaçlar, kanser hücrelerini tanıyarak çoğalmalarını engellemekte ve diğer hücreleri mümkün olduğunca korumaktadır .

  • SGK Kapsamı Dışında Bırakılan İlaçlar: Trastuzumab (Herceptin), Bevacizumab (Altuzan), Rituximab (Mabthera), Cetuximab (Erbitux), Pembrolizumab (Keytruda), Atezolizumab (Tecentriq) gibi ilaçlar çoğunlukla SGK geri ödeme kapsamına alınmadığından hastaların cepten yüksek maliyetler ödemesi gerekmektedir .

Bu nedenle hastalar, SGK’dan geri ödeme alabilmek için yargı yoluna başvurmaktadır. Oysa akıllı ilaçların tedavi başarısı, kimi kanser türlerinde (örneğin akciğer, meme ve hematolojik kanserlerde) kemoterapiye kıyasla daha yüksek oranda yanıt ve daha az yan etki sunmaktadır.


Tedavi Maliyetleri ve Hastaların Yaşadığı Zorluklar

Akıllı ilaçların geri ödeme kapsamı dışında olması, hastaların ilaçlara ulaşmasını neredeyse imkânsız kılmaktadır. Örneğin;

  • Pembrolizumab (Keytruda): 100 mg’lık bir flakonun 2024 yılı fiyatı 53.505,72 TL’dir.

  • Atezolizumab (Tecentriq): 1.200 mg’lık bir flakonun fiyatı 65.712,83 TL’dir.

  • Rituximab (Mabthera): 500 mg’lık bir flakonun fiyatı 19.995,29 TL’dir.

  • Cetuximab (Erbitux): 100 mg’lık bir flakonun fiyatı 5.539,21 TL’dir.

  • Trastuzumab (Herceptin): 150 mg’lık bir flakonun fiyatı 8.849,21 TL’dir .

Bu fiyatlarla örnek bir tedavi planına baktığımızda:

  • Bir hastanın günde 200 mg Pembrolizumab kullanması durumunda tek seferlik doz maliyeti 107.011,44 TL’yi bulmakta,

  • Aylık 4 kür Atezolizumab tedavisinin maliyeti 262.851,32 TL’yi geçmektedir.

  • Rituximab veya Herceptin gibi biyobenzer ilaçlarda da aylık maliyet ortalama 50.000–100.000 TL’ye yaklaşabilmektedir .

Hastalar, çoğunlukla kişi başına düşen yıllık ortalama emekli aylığı (yaklaşık 4.000 TL/ay) ile bu maliyetleri karşılayamamaktadır. Bir hastanın “6 kutu ilaç için 240.000 TL” harcaması gerektiği ve bu ilacın bir haftada temin edilmesi gerektiğine dair gerçek hasta hikâyeleri, durumun aciliyetini gözler önüne sermektedir .

  • Baskı Altında Kalan Aileler: Bir hasta; “6 kutu kullandığında iyileşme şansının yüksek olduğunu söyledi. Ancak bir kutusu 40.000 TL olan bu ilacı bulması mümkün değil” diyerek Cumhurbaşkanı’ndan yardım istemiştir .

Bu ekonomik engeller, hastaların tedavi şansını kısıtlamakta ve moral motivasyonlarını yıpratmaktadır. Ayrıca, hastaların tedaviye geç başlaması veya uzak bir doğrudan tedavi arama sürecine girmesi, prognozu olumsuz etkileyebilmektedir.


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yerli Üretim Talimatı

Bu tabloya karşılık olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “SGK tarafından karşılanmayan akıllı kanser ilaçlarının Türkiye’de üretilmesi” için bakanlıklara yeni bir talimat vermiştir. Erdoğan’ın talimatı özetle şunları içermektedir:

  1. Yerli İlaç Üretim Zincirinin Kurulması: Akıllı ilaçların formül aşamasından nihai ürüne kadar tüm süreçlerinin Türkiye’de yapılmasını sağlamak, böylece dışa bağımlılığı azaltmak.

  2. Ar-Ge Desteğinin Artırılması: TÜSEB ve Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle, kanser ilaçları geliştiren yerli firmalara Ar-Ge finansman desteğinin verilmesi; bunun için 2025 yılında Ar-Ge bütçesinin iki katına çıkarılması kararı alınması .

  3. SGK Geri Ödeme Kapsamının Genişletilmesi: Yerli üretilen akıllı ilaçların SGK tarafından karşılanması için mevzuat düzenlemeleri yapılması; SGK’nın Faz 1–Faz 3 klinik çalışmalarında finansman desteği vermesi .

  4. Stratejik Teşvik Belgeleri ve Mali Teşvikler: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı aracılığıyla, biyoteknolojik ve onkolojik ilaç üretimi yapan firmaların teşvik kapsamına alınması; teknoloji odaklı yatırımların hızlandırılması .

Erdoğan’ın talimatıyla, “100 bin TL ile 2 milyon TL arasında değişen akıllı ilaç maliyetlerinin yerli üretimle düşürülmesi” ve “hastaların cepten ödediği rakamların minimize edilmesi” amaçlanmaktadır.


Yerli Üretime Yönelik Mevcut Gelişmeler

1. CAR-T Hücre Tedavisi ve Biyoteknolojik Adımlar

  • Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) desteğiyle, CAR-T hücre tedavisinin klinik araştırmaları ve üretiminin yerli bir firma tarafından yürütüleceğini duyurmuştur. 2026’ya kadar hedeflenen yerli CAR-T hücre üretimi ile maliyetlerin yarı yarıya azalması öngörülmektedir.

2. Biyobenzer İlaç Üretimi

  • Abdi İlaç ve TRPharm gibi firmalar, biyobenzer ilaçlar (Mabthera yerine Redditux, Herceptin yerine Canhera) üretmek için fabrikalar kurmaktadır. Bu muadil ilaçların SGK geri ödeme listesine alınmasıyla, kamu tasarrufunun 200–300 milyon TL arasında olması beklenmektedir .

  • Muadil biyobenzerlerin ihalelerde fiyatı düşürmesiyle, aynı molekülün ithal edilenden %30–%50 daha ucuz sunulması hedeflenmektedir. Bu adım, SGK bütçesine doğrudan katkı sağlayarak hem bütçe dengesini koruyacak hem de hastaların erişimini kolaylaştıracaktır.

3. İlaç Fiyatlandırma ve Mevzuat Düzenlemeleri

  • Geliştirilen “Üreten Sağlık Modeli” kapsamında, TÜSEB’in onayladığı bilimsel çalışmaların SGK tarafından geri ödemesi sağlanacak. Klinik çalışma masrafları SGK tarafından karşılanarak ilaç geliştirme süreci hızlandırılacaktır .

  • Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı, biyobenzerden immunoterapi ilaçlarına kadar 13 milyar TL’yi aşan yatırımı destekleyerek AR-GE altyapısını güçlendirmektedir .


Sosyoekonomik ve Sağlık Sistemi Üzerindeki Etkileri

1. Hasta ve Aile Üzerindeki Yükün Azaltılması

  • Yerli üretimin devreye girmesiyle akıllı ilaç maliyetlerinin %40–%60 azalması bekleniyor. Örneğin; 1.000.000 TL olan bir tedavi maliyeti, yerli üretimle 400.000–600.000 TL seviyelerine inebilir. Bu da ailelerin üzerindeki mali yükü büyük oranda hafifletecektir .

  • Hastaların tedaviye erişim hızlanacak, doz atlama veya tedaviyi yarıda bırakma oranları düşecektir.

2. SGK Bütçesine Katkı

  • Hasta başına yılda yüz binlerce lira yerine yerli üretimle elli bin lira seviyesine inen maliyetler, SGK’nın toplam ilaç bütçesini korumaya yardımcı olacaktır.

  • Biyobenzerlerin ihalelerde rekabet yaratarak fiyatları düşürmesi ve muadil ilaçların SGK kapsamına alınmasıyla, yüksek maliyetli ithal ilaçlara yapılan harcamalar kısılacaktır .

3. Uluslararası Rekabet ve İhracat Potansiyeli

  • Türkiye’nin biyoteknolojik ilaç üretim altyapısını güçlendirmesi, bölge ülkelerine ilaç ihracatını mümkün kılacaktır. Yakın gelecekte, Akdeniz, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine biyobenzer ve kanser ilaçları ihraç ederek döviz geliri elde etme imkânı doğacaktır.

  • Örneğin TRPharm’ın REDDITUX isimli biyobenzer ilacı sadece iç piyasaya değil, bölge ülkelerine de pazarlanmak üzere üretilecektir.

4. Ar-Ge Ekosisteminin Güçlenmesi

  • TÜSEB ve Sanayi Bakanlığı destekli kuluçka merkezleri, yerli molekül geliştiren girişimcileri çekerek ilaç geliştirme ekosistemini büyütecek; hem akademi-sanayi iş birliğini hem de uluslararası araştırma projelerini gündeme getirecektir.

  • Faz 0–1–2–3 klinik çalışmalarının SGK finansman desteğiyle yürütülmesi, Türkiye’yi “faz çalışması” almak isteyen çok uluslu şirketler için cazip hale getirecektir.


Sonuç ve Öneriler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerli akıllı kanser ilaçları üretimi talimatı, hem hastaların mali yükünü hafifletmeyi hem de Türkiye’yi ilaçta dışa bağımlı olmaktan kurtarmayı hedefleyen stratejik bir adımdır. SGK’nın geri ödeme kapsamındaki boşluklar nedeniyle hastalar, yıllık yüz binlerce hatta milyonlarca lira maliyetle karşı karşıya kalırken, yerli üretimle bu maliyetlerin yarı yarıya düşmesi öngörülmektedir.

Öneriler:

  1. Mevzuat Düzenlemelerinin Hızlandırılması: SGK’nın yerli üretilen akıllı ilaçları anında kapsamına alacak yasal düzenlemeler bir an önce yürürlüğe konulmalıdır.

  2. Ar-Ge ve Finansman Desteğinin Artırılması: TÜSEB ve ilgili bakanlıklar, yerli onkoloji ilaçları geliştiren firmalara ek destekler sağlamalı; klinik çalışma maliyetlerini tamamen karşılayarak ilaç geliştirme sürecini hızlandırmalıdır.

  3. Üretim Kapasitesinin Genişletilmesi: Biyoteknolojik tesis sayısı artırılarak üretim kapasiteleri genişletilmeli, mRNA temelli yeni jenerasyon onkoloji ilaçlarına yönelik altyapı yatırımları yapılmalıdır.

  4. Hasta Bilgilendirme ve Hukuki Destek Mekanizmaları: SGK kapsamı dışında kalan hastalar için hukuki danışmanlık ve toplu dava süreçleri hızlandırılarak sosyal adalet sağlanmalıdır.

  5. Uluslararası İş Birlikleri ve İhracat Stratejisi: Türkiye-AB ortak projeleri, WHO projeleri ve bölge ülkeleriyle doğrudan iş birliği yapılarak klinik araştırmalarda aktif rol alınmalı; ihracat hedefleri netleştirilmelidir.

Bu adımlarla, “yel silah” olarak adlandırılan akıllı kanser ilaçlarının ulaşılabilirliği artacak, kanserle mücadelede başarı oranları yükselecek ve Türkiye, hem bölgesel hem de küresel düzeyde ilaç üreten

Okumaya Devam Et

Sağlık

100 yaşını görmenin sırrıymış: Bu besini haftada sadece 2 kez tüketin

Yayımlandı

üzerinde

Uzmanlar, etin tamamen hayatımızdan çıkarılması gerekmediğini ancak tüketiminin sınırlanmasının sağlık açısından büyük faydalar sağladığını belirtiyor. Sosis, salam, jambon gibi işlenmiş et ürünlerinin ise özellikle kanser, kalp hastalıkları ve yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarıyla doğrudan ilişkili olduğu ifade ediliyor.

Et tüketimini azaltmak isteyenler için öneriler arasında şunlar yer alıyor:

Tofu, tempeh, siyah fasulye veya nohut köftesi gibi bitkisel protein kaynaklarını tercih edin.

Etli yemeklerde porsiyonları küçültün, paylaşın ya da kalan kısmını paketleyin.

Etin yerine sebze, kurubaklagil ve zeytinyağlı yemekleri sofranıza dahil edin.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar