Gündem
10 ülkenin Filistin’i tanıma kararı İsrail’de nasıl yankılandı? — Avrupa’nın uyarısı tartışılıyor
Tarih: 23 Eylül 2025
Saat: 11:00 (GMT+3, İstanbul)
Okuma süresi: 4 dakika
İngiltere, Kanada, Avustralya, Portekiz ve Fransa başta olmak üzere 10 ülkenin Filistin Devleti’ni tanıma kararı bölgesel gerilimi tırmandırdı. İsrail yönetimi kararı “tek taraflı” ve “terörizme ödül” olarak nitelendirirken, Avrupa’nın Tel Aviv’e yönelik uyarı ve yaptırım tehditleri blok içinde tartışma yarattı. (Anahtar kelimeler: Filistin tanıma, İsrail tepki, Avrupa uyarısı, iki devletli çözüm)
Neler oldu? Hangi 10 ülke tanıdı?
New York’ta düzenlenen zirve ve BM öncesinde İngiltere, Kanada, Avustralya, Portekiz ile birlikte Fransa, Belçika, Lüksemburg, Malta, Andorra ve San Marino gibi bazı Avrupa ülkeleri Filistin Devleti’ni resmen tanıma kararı açıkladı veya duyurdu. Bu adım, Filistin’in uluslararası statüsünü güçlendirme yönündeki küresel hareketin parçası olarak yorumlanıyor.
İsrail’deki resmi ve siyasi yankılar: sert tepki
İsrail hükümeti hızlı ve sert tepki verdi. Dışişleri büroları ve Başbakanlık tanımaları “tek taraflı” olarak nitelendirip, bu tür adımların bölgeyi istikrarsızlaştıracağını savundu. Başbakan Benjamin Netanyahu ve kabine çevreleri, tanıma kararlarını “teröre ödül verme” olarak yorumlayarak misilleme tehdidinde bulundu. Ayrıca bazı bakanlar, tanımaya karşılık Batı Şeria’da ilhak ya da yerleşim genişletmesi gibi adımların değerlendirilebileceğini açıkladı.
Sokak ve kamuoyu: kutlama, kaygı, öfke karışımı
İsrail iç siyasetinde nadiren görülen bir birliktelik gözlendi: hükümetten sol muhalefete kadar birçok siyasetçi kararları kınadı. Ancak sokakta Filistin yanlısı gösterilerde aynı anda sevinç ve endişe görüldü; bazı Filistinli bölgelerde karar “diplomatik zafer” olarak karşılanırken İsrail’de tanımaya karşı öfkeli tepki ve protestolar da kaydedildi. Uluslararası tanıma dalgası, hem diplomatik hem de sembolik bir kazanım olarak algılanıyor.
Avrupa’nın “uyarısı” nedir — ve neden tartışılıyor?
Avrupa kurumları, son haftalarda İsrail’in Batı Şeria politikaları ve Gazze’ye yönelik askeri operasyonları nedeniyle Tel Aviv’e yönelik somut uyarılar ve önlemler tartışıyor. Avrupa Komisyonu, ticari ayrıcalıkların askıya alınması ve belirli İsrailli yetkililere hedefli yaptırımlar önerileri gibi adımları gündeme taşıdı; bu tür önlemler “uyarı” biçiminde algılanıyor. Avrupa cephesindeki bu yaklaşım, AB içinde birlik eksikliği, yaptırımların etkinliği ve siyasi maliyetleri nedeniyle yoğun tartışmaya yol açtı.
Neden tartışmalı?
-
Etkililik tartışması: Bazıları ekonomik/ diplomatik baskının İsrail üzerindeki pratik etkisinin sınırlı olacağını savunuyor; diğerleri ise adımların Tel Aviv’i caydırabileceğini düşünüyor.
-
Ayrışan ulusal politikalar: Almanya, İtalya gibi bazı AB üyeleri daha temkinli davranırken Fransa, İspanya ve İrlanda gibi ülkeler daha sert bir tutum aldı; bu da AB içinde fikir ayrılığına yol açtı.
-
Güvenlik ve diplomasi maliyeti: Eleştirmenler, Avrupa’nın sert mesajlarının bölgedeki istikrarı daha da bozabileceğini, İsrail’de sert bir karşılık (ör. ilhak adımları) ile sonuçlanabileceğini savunuyor. Aynı zamanda insan hakları örgütleri, Avrupa’nın adımlarının yeterli olmadığını iddia ediyor.
Olası kısa ve orta vadeli sonuçlar
-
Diplomasi: Filistin’in uluslararası konumu güçlenirken, tek taraflı tanımalar ABD desteği olmadan kalıcı somut kazanımlara dönüşmeyebilir; yine de BM ve uluslararası mahkemelerde Filistin daha etkin bir aktör haline gelebilir.
-
İsrail’in yanıtı: Hükümetin misilleme tehdidi pratikte yerleşim politikasını hızlandırma, diplomatik ilişkilerde soğuma veya Avrupalı diplomatlardan kısıtlı karşı önlemler şeklinde olabilir; bu da AB ile ilişkilerde yeni krizler doğurabilir.
-
Bölgesel dinamikler: Tanımaların Arap ve Müslüman dünyasındaki yankısı karmaşık; bazı devetler destek verirken diğerleri pragmatik yaklaşımlarını koruyor. Uzun vadede iki devletli çözüm arayışları yeniden canlanabilir — ya da tersi, kutuplaşma derinleşebilir.
Uzman yorumu (kısa)
Uluslararası ilişkiler uzmanları, tanımaların sembolik fakat diplomatik baskıyı artırıcı olduğunu; asıl belirleyicinin ABD ve BM güvenlik kurumlarındaki gelişmeler ile sahadaki güvenlik-diplomasi dengesi olacağını vurguluyor. Avrupa’nın uyarılarının yalnızca söylemle kalmaması halinde Tel Aviv üzerinde gerçek maliyet yaratabileceği, ancak uygulamada birlik sağlanmazsa etkinlik kaybı yaşanacağına dikkat çekiliyor.
Sonuç
10 ülkenin Filistin’i tanıma hamlesi diplomatik bir dalga yaratırken, İsrail’de sert ve birleşik bir karşı tepki doğurdu. Avrupa’nın Tel Aviv’e yönelik uyarıları, yaptırım/provokasyon dengesi ve AB içi ayrışma nedeniyle hem etkili hem de tartışmalı bulunuyor. Gelecek günler, nasıl bir misilleme veya diplomatik uzlaşı yolunun seçileceğini belirleyecek.