Daha fazla hava durumu tahmini: 15 günlük hava durumu İstanbul
Bizimle İletişimde Kalın

Teknoloji

Ay’daki devasa kanyonların gizemi çözülüyor: 10 dakikada oluşmuş olabilirler

Yayımlandı

üzerinde

Arizona’daki Büyük Kanyon, milyonlarca yıl süren bir erozyon süreci sonucu oluşurken, Ay’daki benzer yapılar için suyun yokluğu nedeniyle oluşum süreci uzun süre bir gizemdi. Ancak yeni yapılan bir araştırmaya göre, Ay’daki büyük kanyonlar, dev bir gök cisminin çarpması sonucu dakikalar içinde şekillenmiş.

DEVASA KANYONLAR NASIL OLUŞTU?

Ay’ın güney kutbu yakınlarında bulunan Schrödinger Krateri’nden dışa doğru uzanan Vallis Schrödinger ve Vallis Planck adlı iki büyük kanyon, bu araştırmanın odağında yer aldı.

Vallis Schrödinger: 270 kilometre uzunluğunda ve 2,7 kilometre derinliğinde.

Vallis Planck: 280 kilometre uzunluğunda ve 3,5 kilometre derinliğinde.

Bu devasa yapılar, Ay’a çarpan büyük bir gök cismi tarafından fırlatılan malzemelerle oluşmuş. Çarpışma anında fırlayan kaya ve toprak parçalarının oluşturduğu devasa izler olarak bilinen “ejecta ışınları”, kanyonların temel yapı taşlarını oluşturuyor.

ÇARPIŞMANIN GÜCÜ VE ETKİSİ 

Amerika’daki Lunar and Planetary Institute’den gezegen bilimci David Kring ve ekibi, Ay yüzeyine ait görüntüleri analiz ederek, bu çarpışmanın şiddetini modelledi. Araştırmacılar, çarpışmanın gücünün nükleer silahların toplam gücünün 130 katı kadar olduğunu belirledi. Çarpışmanın fırlattığı malzemeler saniyede 0,95 ila 1,28 kilometre hızla hareket etti.

 ARTEMİS BU BÖLGEYİ İNCELEYEBİLİR 

NASA’nın 2027’de fırlatmayı planladığı Artemis III görevi, Ay’ın güney kutbuna iniş yapacak. Araştırmacılar, bu bölgedeki jeolojik oluşumları daha detaylı incelemek için astronotların fırsat bulabileceğini düşünüyor. Çarpışma sonucu fırlayan malzemelerin iniş noktalarından uzak olduğunu gösteren modeller, astronotların daha derin katmanlara ulaşarak Ay’ın tarihine dair yeni keşifler yapabileceği anlamına geliyor.

Araştırmanın bulguları, Nature Communications dergisinde yayımlandı.

Okumaya Devam Et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Balığın tazeliğini anında söyleyen cihaz tescillendi: “TVB-N/TMA PROB” Erzurum’dan çıktı

Yayımlandı

üzerinde

Balığın tazeliğini anında söyleyen cihaz tescillendi: “TVB-N/TMA PROB” Erzurum’dan çıktı

Yazan: FatihDoganMedya Haber Merkezi
Yayın Tarihi: 17 Kasım 2025, 15:10
Okuma süresi: 3 dk

Erzurum — Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gonca Alak tarafından geliştirilen ve Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından “buluş” olarak tescillenen ölçüm cihazı, elektronik burun sensörleriyle balığın taze olup olmadığını anında belirleyebiliyor. Cihazın laboratuvar analizlerinde harcanan yaklaşık 45 dakikalık standart sürenin çok daha altına indiği, verilerin akıllı yazılımı sayesinde anında sınıflandırma yapabildiği belirtiliyor.

Hızlı, taşınabilir ve “ateş ölçer”gibi kullanım

Prof. Dr. Alak’ın üç yıllık çalışmasını sisteme entegre ettiği “TVB-N/TMA PROB” adlı cihaz; balık dokusundaki TVB-N (Total Volatile Basic Nitrogen) ve TMA (Trimethylamine) düzeylerini elektronik burun sensörleriyle tespit ediyor. Araştırma ekibi, sensörlerden gelen veriyi bir algoritmayla eşleştirerek balığı kalite sınıflarına ayıran bir prob sistemi geliştirdi. Böylece cihaz “bir ateş ölçer gibi” kolay kullanılabilir hâle geliyor.

Prof. Dr. Alak, cihazın hem deniz hem tatlı su balıklarında sonuç verdiğini, probun saplamalı yapısıyla dokunun içine girerek ölçüm yapabildiğini ve sonuçların cep telefonuna mesaj olarak iletilebileceğini aktardı. Cihaz hem laboratuvar hem saha kullanımı için taşınabilir çözüm sunuyor.

Neden TVB-N ve TMA?

Uzmanlar, kimyasal bozulmayı gösteren en geçerli parametrelerden birinin TVB-N, diğerinin ise TMA olduğunu vurguluyor. TVB-N miktarı düşükse ürünün kaliteli; yükseliyorsa bozulmaya yakın olduğu; tüketimin sakıncalı hale geldiği yorumlanıyor. Bu nedenle cihazın hedefi, akademik analiz gerektirmeden saha personelinin veya satıcının “tüketilebilir / tüketilemez” kararını hızlıca verebilmesi.

Nerelerde kullanılacak, ticarileşme ne durumda?

Alak, üniversite desteğiyle cihazın ticarileşmesi ve sanayileşmesi için çalışmaların sürdüğünü söyledi. Cihazın sadece ham balıkta değil, işlenmiş, yarı işlenmiş et ürünleri ve kanatlılarda da kullanılabilecek potansiyelde olduğu belirtiliyor; böylece tedarik zincirinin farklı halkalarında gıda güvenliği ve tüketici güveni artırılabilir.

Geliştiricinin akademik geçmişi

Prof. Dr. Gonca Alak, Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi olarak sektörde uzun yıllardır çalışıyor; akademik profili ve projeleri üniversitenin veritabanında yer alıyor. Araştırmalarında multidisipliner ekiplerle (ör. bilgisayar mühendisliği yazılım desteği) saha ve laboratuvar testlerini birlikte yürüttü.


Kısa değerlendirme (Editör notu)

Gıda güvenliğinde hız ve güvenilirlik ön planda. Laboratuvar gerektiren geleneksel TVB-N/TMA analizleri, zaman ve uzmanlık maliyeti getiriyor. Elektronik burun tabanlı, taşınabilir bir probun tescillenmesi; balıkçılık, perakende ve denetim mekanizmalarında pratik bir araç sunabilir. Ancak ticarileşme ve saha validasyonları, geniş kullanıcı kitlesine ulaşmadan önce önemli adımlar olmaya devam edecek.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Samsung’a şok iddia: Galaxy A/M serilerinde “kaldırılamayan” İsrail yapımı AppCloud tartışması

Yayımlandı

üzerinde

Samsung’a şok iddia: Galaxy A/M serilerinde “kaldırılamayan” İsrail yapımı AppCloud tartışması

Tarih: 17 Kasım 2025, 14:30 (İstanbul)
Okuma süresi: ~4 dakika

Dünya çapında milyonlarca kullanıcıyı etkileyebilecek yeni bir gizlilik tartışması gündemde: Samsung’un bazı Galaxy A ve M serisi telefonlarda ön-yüklü (veya sistem güncellemesiyle gelen) AppCloud / Aura bileşeninin, İsrail kökenli ironSource tarafından geliştirildiği; kullanıcı verilerine eriştiği ve normal kullanıcı tarafından tamamen kaldırılamadığı iddia ediliyor. İddialar dijital haklar kuruluşları ve güvenlik araştırmacıları tarafından gündeme getirildi.

A Samsung flag flutters outside the company’s Seocho building in Seoul on April 30, 2025. South Korean tech giant Samsung Electronics reported a 1.2 percent rise in first-quarter operating profit, buoyed by strong smartphone sales, even as US trade tensions loom. (Photo by Jung Yeon-je / AFP)


Ne olduğu kısa ve net

  • Sorun, Samsung’un 2022’de ironSource’un Aura/AppCloud çözümünü bazı pazarlarda (özellikle MENA — Orta Doğu ve Kuzey Afrika) Galaxy A ve M serilerine entegre ettiğini duyurmasıyla başladı; bu duyuru Business Wire üzerinden de yayımlandı.

  • SMEX ve diğer dijital haklar grupları ile bazı güvenlik raporları, AppCloud’un cihazda derinlemesine entegre olduğu, bazı veri noktalarını topladığı ve sıradan kullanıcılarca tamamen kaldırılamadığı tespitini paylaştı. Bu iddialar son haftalarda küresel teknoloji medyasında yeniden dikkat çekti.


İddiaların teknik boyutu ve kapsamı

Dijital haklar kuruluşlarının ve araştırmacıların açıkladığı temel bulgular şunlar:

  • AppCloud/Aura bileşenleri com.ironsource.appcloud benzeri modüller içeriyor ve cihaz açılış/onboarding sürecine entegre app öneri/dağıtım mekanizması olarak çalışıyor. Bazı raporlara göre uygulama, cihaz bilgisi, IP, cihaz parmak izi ve konum gibi hassas olabilecek meta verileri erişebiliyor. Bu verilerin toplanma biçimi, izinlerin yönetimi ve şeffaflık eksikliği eleştiriliyor.

  • Birçok kullanıcı ve bağımsız analiz, AppCloud’un normal uygulama kaldırma adımlarıyla tamamen silinemediği; en ileri düzeyde kaldırmanın (root/root erişimi vs.) garanti ve güvenlik riskleri taşıdığı yönünde uyarı veriyor.


Samsung ve ironSource geçmişi — neden tartışma alevlendi?

Samsung ile ironSource arasında 2021–2022 döneminde başlayan iş birlikleri; ironSource’un Aura paketini OEM ve operatörlerle cihazlara entegre etme stratejisi üzerineydi. Samsung’un 3 Kasım 2022 tarihli Business Wire duyurusu, ironSource’un Aura çözümlerinin özellikle A ve M serilerinde MENA pazarında kullanılacağını ilan etmişti — bu teknik zemini oluşturuyor. Ancak saha raporları ve bölgesel hassasiyetler (bazı ülkelerde İsrail bağlantılı teknolojiye ilişkin yasal/etik kaygılar) olayı politik ve güvenlik boyutuna taşıdı.


Samsung’dan resmi açıklama var mı?

Kamuya açık kaynaklarda (haber takibi ve teknoloji medyası taramalarına göre) Samsung’un AppCloud hakkında özel, kapsamlı bir açıklama yapmadığı; şirketin genel olarak “ön-yüklü üçüncü taraf uygulamalar” ve cihaz güvenliği önlemlerine dair genel açıklamaları bulunduğu ancak AppCloud iddialarına yönelik net bir yanıtın kamuya açıklanmadığı belirtiliyor. Uzmanlar, Samsung’un şeffaf bir açıklama yapması gerektiğini vurguluyor.


Kullanıcılar ne yapmalı? (Pratik öneriler)

  1. Cihazınızda AppCloud var mı kontrol edin: Ayarlar > Uygulamalar (veya Uygulama yöneticisi) > sağ üstte “sistem uygulamalarını göster” seçeneği varsa açın; AppCloud, AppClouds, Aura veya com.ironsource benzeri kayıtları arayın. (Bazı cihazlarda isim farklı görünebilir.)

  2. Devre dışı bırakma: Eğer görünür ve kaldır seçeneği yoksa en azından devre dışı bırakma (disable) seçeneğini kullanın — bu bildirimleri ve arka plan etkinliklerini azaltır ama tam silme sağlamayabilir

  3. Kesin silme dikkatli yapılmalı: Tam kaldırma genellikle root/rootlama gerektirir; bu işlem garantiyi geçersiz kılar, güvenlik riskleri taşır ve sıradan kullanıcıya önerilmez.

  4. Ağ trafiğini izleyin / kısıtlayın: Güvenlik bilgisi olan kullanıcılar için şüpheli sunuculara çıkan trafiği tespit eden uygulamalar veya yerel ağ firewall’ları bir önlem olabilir. Ancak mobil düzeyde bu her zaman pratik değildir.

  5. Operatör / satıcıya başvurun: Cihazı aldığınız satıcı veya operatör kanalıyla konuyu bildirin; Samsung’dan resmi açıklama talep edin veya değişim/geri ödeme seçeneklerini sorun.


Uzmanlar ve sivil toplum ne diyor?

Dijital haklar örgütleri (ör. SMEX) ve bölgesel sivil toplum kuruluşları, ön-yüklü ve derinlemesine gömülü yazılımlara karşı daha fazla şeffaflık, açık izin politikası ve kullanım/kalıcı kaldırma seçenekleri talep ediyor. Bazı teknik yorumlar AppCloud’un işlevinin “cihaz içi uygulama önerisi” olduğunu, ancak hangi verilerin toplandığı ve üçüncü taraflarla nasıl paylaşıldığının şeffaf olmadığını vurguluyor.


Sonuç — Neden önemli?

Bu mesele yalnızca bir “bloatware” (ön-yüklü gereksiz uygulama) tartışması değil; iddialar, bölgesel güvenlik hassasiyetleri, veri koruma yasaları ve kullanıcının kendi cihazı üzerindeki denetimi gibi daha geniş konuları ilgilendiriyor. Eğer iddialar doğruysa, milyonlarca kullanıcı kişisel verilerinin nasıl toplandığı ve işlendiği konusunda şeffaflıktan mahrum bırakılabilir. Bu nedenle Samsung’un açıklama yapması ve kullanıcılara net seçenekler sunması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Samsung ve Hyundai, ABD–Güney Kore ticaret anlaşmasının ardından yurt içi yatırımlarını açıkladı

Yayımlandı

üzerinde

“Ticaret Anlaşması Sonrası Hamle: Samsung 450 trilyon₩, Hyundai 125 trilyon₩ ile ‘Evde Üretimi’ Güçlendiriyor”

FatihDoganMedya — 17 Kasım 2025, 09:30 (Europe/Istanbul) · Okuma süresi: 4 dk

ABD ile Güney Kore arasında son günlerde imzalanan ticaret mutabakatının ardından Samsung Electronics ve Hyundai Motor Group başta olmak üzere büyük Güney Koreli sanayi grupları, iç piyasaya ve ülke içinde üretime yönelik dev yatırımlarını duyurdu. Açıklamalarda, yatırımların yarı iletken, yapay zeka veri merkezleri, pil ve ileri otomotiv teknolojilerine odaklanacağı; hükümetin de yatırım ortamını iyileştirme taahhüdünde bulunduğu belirtildi.

Ana gelişme

  • Samsung Electronics önümüzdeki 5 yıl içinde Güney Kore’de yarı iletken tesisleri genişletmek, yapay zekâ veri merkezleri kurmak ve AR-GE’ye ağırlık vermek üzere 450 trilyon won (yaklaşık 310 milyar USD) seviyesinde yatırım taahhüdünde bulundu.

  • Hyundai Motor Group ise 2026–2030 döneminde Güney Kore’de 125.2 trilyon won (yaklaşık 86 milyar USD) yatırım yapmayı planladığını açıkladı; bu yatırımlar AR-GE, elektrikli araç ve ileri teknoloji yatırımlarına yönlendirilecek.

Bu açıklamalar, Seul yönetimi ile Washington arasında sağlanan ve bazı ürünlerde (ör. otomotiv) tarifelerin düşürülmesini içeren ticaret mutabakatının ardından geldi; anlaşmanın bir bileşeni olarak iki ülke arasında yatırım taahhütleri de gündeme girmişti


Neden şimdi? (Kısa bağlam)

ABD–Güney Kore anlaşması, özellikle otomotiv sektörüne ilişkin ABD tarafında uygulanan yüksek tarifelerde indirim öngörüyor; buna karşılık Güney Koreli büyük şirketlerin ABD’ye yatırım taahhütleri kamuoyunda “yerli üretimin zayıflaması” endişesi doğurmuştu. Şirketlerin kamuoyuna dönük bu “yurt içi yatırım” açıklamaları, hem hükümeti rahatlatmayı hem de işçi ve seçmen kaygılarını gidermeyi amaçlıyor.


Ayrıntılar — Hangi alanlara yatırım yapılacak?

  • Yarı iletken ve çip üretimi: Samsung’un yatırımlarının büyük kısmı ileri düğüm üretim kapasiteleri, üretim hatları ve AR-GE merkezlerine ayrılacak; ayrıca AI hızlandırıcıları için altyapı güçlendirilecek.

  • Veri merkezleri ve yapay zekâ: Hem Samsung hem de diğer teknoloji grupları, ülke içinde veri merkezi altyapısını genişletme sözü verdi; bu altyapı, ulusal AI stratejileriyle eşleşecek şekilde planlanıyor.

  • Otomotiv ve pil teknolojileri: Hyundai’nin yatırımları elektrikli araç (EV) teknolojileri, batarya üretimi ve yazılım-donanım entegrasyonuna odaklanacak; bu yatırımlar, otomotiv tedarik zincirini güçlendirmeyi hedefliyor.

Ayrıca SK, Hanwha ve HD Hyundai gibi diğer büyük grupların da yurt içi yatırım taahhütleri yaptığına dair raporlar var; hükümet ile şirketler arasında eş zamanlı görüşmeler sürüyor.


Ekonomik ve siyasi etkiler (kısa analiz)

  • İstihdam: Taahhüt edilen ölçekli yatırımlar, doğrudan üretim ve AR-GE istihdamında artış sağlayabilir; ancak yatırım planlarının kesinleşmesi ve proje takvimleri belirlenene kadar somut istihdam rakamı vermek zor.

  • Küresel tedarik zincirleri: Yurt içi kapasitenin güçlenmesi, Güney Kore’nin çip ve pil tedarikindeki bağımsızlığını artırabilir; aynı zamanda ABD’deki yatırımlar da ikili ilişkilere yatırım getirisi sağlama amacı taşıyor.

  • Siyasi denge: Hükümetin hem ABD ile stratejik ilişkileri sürdürmesi hem de iç kamuoyunu tatmin etmesi gerektiği bir dönemde bu tür açıklamalar “çifte hedef” işlevi görüyor.


Ne olacak? (Kısa yol haritası)

  1. Şirketler detaylı yatırım planlarını önümüzdeki haftalarda / aylarda kamuoyuna açıklayacak. (Yatırım miktarı büyük; proje bazlı onaylar ve düzenleyici süreçler gerekecek.)

  2. Hükümet, yatırım ortamını iyileştirmek için mevzuat ve teşvik paketleri üzerinde çalışma sözü verdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar